226
formasına reklam alıp kar eden kulüptür. bir de bu kadar tantana 8 milyon euro için mi lan?
fc barcelona
-
-
227dünyadaki neredeyse tüm takımların her sene zarar ettiği düşünülürse, 1 euro bile kar etmesi büyük başarı olan kulütür.
-
22812 mart 1997'de atletico madrid ile evinde oynadığı maçı 3-0 yenik durumdan çeviren takım.
madrid'te biten 2-2 lik kupa macının rovansında camp nou'da atletico 3-0 one geciyor. ilk yarı bitmeden barcanın td si sir bobby robson 2 oyuncu değiştiriyor. defanstan blanc ve popescuyu cıkartıp forvet oyuncuları stoichkovve pizziyi oyuna alıyor.
2. yarıya barca fırtına gibi baslıyor. 47 ve 50'de 2 tane gol atıyor ronaldo. tam mac 3-2 ye, taraftarda gaza gelmişken 51’de vitor baia hatalı pasla atletico'ya 4. golu armagan ediyor. barca yılmıyor ve figo'nun harika golüyle farkı yine 1'e indiriyor. * sonra ronaldo bi tane daha atıyor; mac da 4-4 e geliyor. nihayetinde, sir bobby robson’ın oyuna aldıgı pizzi5. golu atıyor bitmeden ve 5-4 le barca tur arlıyor kral kupasında. *
http://www.youtube.com/watch?v=JIShXXWDr8A -
229kimse dile getirmemiş fakat dün yine ofsayt pozisyonunda attığı bir golle 3 puanı almıştır.
(bkz: 30 ocak 2010 sporting gijon barcelona maci) -
230bence bu klübün paf takımından alıncak her hangi bir oyuncu tsl'de rahatça oynayabilir. hatta yıldız bile olabilir.
-
231more then a team(bir takimdan daha fazlasi ) savini savunan kagit uzerinde ıspanyol, kisilere gore katalan spor kulubudur. simdi barcelona'nin bir doneminden orneklerle gunumuzdeki galatasaray'a baglanti kurmaya calisacagim.
1988 yilinda , hollandali efsane cruyff, barca'nin basina gecer. ve cok kisa sure icerisinde bir devrime imza atar. barcelona'da o gune kadar baskanlarin hukumdarligi hakimdi. baskanlar, takima direkt olarak etki eder, soyunma odasinda yer alir ve hatta zaman zaman taktik verirlerdi. su an teknik ekibimizde bulunan johan neskeens'in basindan gecen olay, bunu cok net bir sekilde aciklar.
1979'da barca kupa galipleri kupasini kazanmis, havaalaninda binlerce katalan tarafindan karsilanmistir. herkes, bu binlerin, avrupa kupasini deliler gibi kutlayacagini dusunurken, cok yanildiklarini anlamislardir. taraftarlar, johan neskeens'le henuz sozlesme yenilemeyen baskan nunez'i protesto etmeye baslamistir. 'nunez'e hayir, neskeens'e evet'diye slogan atmaya baslamislardir. bunun uzerine nunez, havaalaninda gozyalarini tutamaz, fakat daha sonra gelisen olaylar, bunlarin timsah gozyaslari oldugunu acikca gosterir. cunku nunez tahtinda kalirken, neskeens, abd'nin cosmos takimina transfer olmustur.
anlayacaginiz, cruyff donemine kadar, barca'da gozle gorurlur bir baskan hukumdarligi var idi. fakat cruyff'un ilk icraati, baskan nunez'e ispanyolca olarak, soyunma odasinin sadece takima ve teknik ekibe ait oldugunu hatirlatmak olmustur. daha sonraki futbol devrimini hepimiz biliyoruz, su an takimimizin da oynamaya calistigi, bol pasi gerektiren total futbol sayesinde barca, cruyff ile sayisiz basariya imza atmistir.
ıste tam da bu noktadan sonra 1988 barcasi-cruyff ile 2009 galatasarayi - rijkaard benzerliklerini , ya da benzemesi gerektigini ortaya koyabiliriz. cruyff'a kadar avrupa'da cok buyuk basarilar elde edemeyen, genel hedefleri ozellikle politik sebeplerden real madrid'e ustunluk kurmak olan bir barca profili var idi. bunu da soyle bir ornekle aciklayabiliriz.
barca'nin her lig sampiyonlugu ya da real madrid zaferi sonrasi, placa sant jaume meydaninda toplanan katalanlar, bu basariyi sabahlara kadar kutlarlardi. bu kutlamalar sirasinda iyi giyimli baskanlari kursuye cikar ve visca barca, visca el cataluna! yani barca kazanirsa katalunya kazanir diye bagirirlardi. genelde real maclarindan sonra atilan bu slogan, franco'ya karsi katalanlarin kazandigi bir zafermis gibi kutlanirdi. fakat cruyff'la bu rituel de kirilmis oldu. 1992'deki avrupa kupasi sampiyonlugundan sonra kursuye gelip su konusmayi yapti: (gbkz: hep barca'nin bir kulup olmanin otesinde oldugunu soyledik. o artik kulup olmanin otesinde degil. o avrupa'nin en buyugudur!) ayrica o gune kadar tum hocalarin oyuncular uzerinde diktator gibi bir etkisi var idi. ozellikle ıngiliz oyuncular, hocalarini 'boss' diye cagirir, basina cok az demec verirlerdi. bir asker gibi yetistirilmislerdi ve acikcasi beyinlerinin kullanilmasi resmen engellenirdi. cruyff, bu gelenegi de bozup, oyuncularinin takimin taktiginde soz sahibi olmasini saglamistir. gullit, van basten, rijkaard gibi oyuncular, hocalariyla taktik uzerine saatlerce fikir alisverisi yapabilmekteydiler. yani bir teknik adam, 100 yillik tarihi olan ve bu tarihin icerisinde cokca siyasi olay bulunan, yenilige kapali bir kulubu tamamen degistirmistir.
bizim acimizdan bakarsak, bizde pek tabi ki siyasi ya da politik savaslardan bahsedemeyiz. fakat ortada bir degisim vardir. rijkaard ve teknik ekibi ile ortaya konan bir degisim. bir kere futbol anlayasimiz degismeye baslamistir. rijkaard gunu kurtarmak yerine, total futbolun varyasyonlarini takim uzerinde denemeye calismistir. oyuncularla inanilmaz rahat bir iliski icerisinde olurken, disiplini de elden birakmamistir. ulkemizdeki tartismali kamp mantigini ortadan kaldirip, oyuncusuna guvenini ortaya koymustur.
bir diger taraftan da, barca'nin o gune kadar en cok ugrastigi seyin real madrid olmasi'dir. cruyff'un citayi yukseltmesi ile, barca taraftari ufkunu genisletip daha yapici hedefler icin takimina destek vermeye baslamistir. pek tabi ki ezeli rekaber onemini hic kaybetmemistir, ancak bu rekaber de takimin varligi ile aciklanamaz hale gelmistir. umarim rijkaard'la bizim taraftar profilimizde de degisecek olan unsurlardan biri de bu olur. fb rekabeti hic bitmeyecektir, bitmemelidir de, ancak rahat giden baska bir macin son 30 dakikasi boyunca bu ezeli rakibe kufur etmek, onlarin gerektiginden fazla ciddiye almak demektir bence. 2000 sonrasi ozellikle ultraslan'in bestelerini yeniledigini, ve bu yeni bestelerde real madrid, barca, manu gibi takimlarin isminin gectigini biliyoruz. umarim ki tekrar kazanacagimiz buyuk basarilarla bu seviyelere geri donecegiz..
barca'da seneler once bir devrim oldu ve etkileri halen gorulmekte.. bizde de o devirimi baslatan kisinin en basarili ogrencilerinden biri, bugun ayni devirimi basarili kilmaya calisiyor.. tek ihtiyaci sabir ve destek ... -
232bu takımın herhangi bir takımla çekişmeli maç yapabilmesi için sahaya 8 kişi çıkması gerekir.
-
233haftasonu oynayacakları atletico madrid macı oncesi defans hattakındaki sakat ve cezalı oyunculardan dolayı az da olsa sıkıntılı takım. getafe macında kırmızı kart goren piqueve marquez'in yanı sıra, sakat olan dani alves ve abidalde bu maçta forma giyemeyecek. defansta sağda puyol, göbekte chygrynskiyve militosolda ise maxwell'in oynaması kuvvetle muhtemel.
-
234sakatlıklardan resmen anası ağlamış takımdır. zaten uzun olan listeye son maçta keita ve xavi'de eklenmiştir. hani bu takımla galatasaray'ın ortak özellikleri yazılıyordu ya, bana o hiç mantıklı gelmiyordu, ama gerçekten ortak bir özellikleri böylece ortaya çıkmış oldu...
önümüzdeki 2 haftada ligde iç sahada sıradan rakiplerle oynayacak olan takımdır ayrıca. bu yüzden bu sakatlık sıkıntısından daha fazla zarar görmeden kurtulması muhtemeldir... -
23514 subat 2010 atletico madrid barcelona macında barcelona, avrupada üstün başarılar aldıktan sonra fenerbahceye şükrü saraçoğlu'nda yenilmekten kurtulamayan galatasaray pozisyonundadır. daha önceki maclarda elde edilen skorlar nasıldı bi bilgim yok fakat dönemin en iyi futbolcu kadrosuna sahip barcelona'nın atletico madrid'e yenilmesi barcelona'nın bazı eksiklikler ve psikolojik baskı sonucu alınması muhtemel sonuclardan birisini alması durumudur. 14 subat 2010 atletico madrid barcelona macı ne kadar dogru bir benzetme olur emin olmamakla beraber 6 mayıs 2001 fenerbahce galatasaray macına benzemektedir. bir dönem öncesinde avrupada başarılı kulüplerle karşı karşıya gelip şampiyonluklar alan kulüp bir dönem sonra bir lig maçında kapasite olarak kendisinden güçsüz olmasına karşın rakibine karşı deplasmanda galibiyet alamayabilir. dolayısıyla atletico madrid'in bu maçtan galip ayrılması 18 subat 2010 atletico madrid galatasaray macında barcelona'yı yenen takım galatasaray'da farka gider düşüncesini yaratmamalıdır. bu sonuc onlara moral desteği saglamaktan öteye gidemeyecektir. tıpkı fenerbahçe'nin lig maçında galatasaray'ı yenip avrupa'da karşısına cıkan ilk güçlü rakipte tel tel dökülmesi gibi.
* -
236fan sitesi inci sözlük saldırısı sonrası epey renklenmiştir;
http://www.resimupload.com/...269_barcelonmaa.html
buradan siteye ulaşılıyor;
http://barcelonafans.org/forums/6.aspx -
237futbolcuları insan değildir.
http://www.facebook.com/...85218&ref=nf -
238olmuyor işte sevemiyorum ben bu takımı
nedense bana bir fenerbahçe negatif enerjisi veriyor
futbol dediğin biraz akışkan *olacak aga oyle al ver ,al ver nereye kadar
soyle madrit gibi * sağdan soldan yardır kardesim biraz
az ingilizleri izle hafta sonu mesela yılları törü anrisi* )bile stop pas oynamaktan baska bir sey bilmez oldu
olmuyor boyle canlar az çeki düzen pls,optm,bye -
239hani bitane adam vardı sözlük bilirsin. ben futbol dilencisiyim falan demişti. böyle gezerim güzel futbol diye dilenirim. işte o vatandaşın yolu bu takımın stadına düşerse yemin ediyorum maç saatleri dışında sahanın çimlerinde yatar kalkar sıçar ibadetini yapar*. ulan bırak bunları "beni buraya gömmezseniz o mezardan kalkar hepinizi yerim" diye oğullarına torunlarına rest çeker.
-
240(bkz: barcelona taraftari)
-
2412009-2010 sezonunda şampiyonlar ligi çeyrek finalinde arsenal ile eşleşmiştir.
-
242seneye basketbol takımı için rudy gay'in peşindelermiş.
kaynak: ismail şenol. -
243inanılmaz güzel çizgi filmleri dönen takım.
http://www.youtube.com/...m=PL&index=3
ile başlar sağda onlarca çizgi film ile devam eder. -
244barcelona başkanı laporta, her teknik direktörleri için "barcelona'yı ben de şampiyon yaparım" şeklinde yapılan yorumlara son vermek için seneye takımın başına türkiye'den rastgele seçilen bir vatandaşı getireceklerini açıkladı...
kaynak: zaytung.com -
245allah türkü barçanın gazabından korusun amin. ayrıca yeni stadımız için pek hayırlı bir açılış olmayacak;
http://www.facebook.com/...36321&ref=nf -
246zamanında hem nou camp'da hem ali sami yen'de cimbom'dan ayarı yemiş takımdır. kimsenin korumasına gerek yok, cimbom yeter.
-
247barcelona ile hep galatasarayımızı özdeşleştirmişimdir. onlarda hep altyapıdan oyuncu çıkarır bizde..
top hep barçadadır bizde de öyle..çok spektaküler transfer yapmazlar bizde de öyle..
cimbom ve balkesten sonraki öyle yada böyle üçüncü takımımdır. -
248kendilerini izleye izleye, resmen türk futbolundan soğudum. aslında galatasaray bir bok oynayamıyormuş sözlük, evet kadromuzda messi'ler, xavi'ler, ibrahimoviç'ler, iniesta'lar yok ama.. ruh da yok. adamlar hem yıldız, hem ruhlu. dahası ne olabilir ki..
helal olsun. seviyorum seni barça! -
249ruhla değil; sistemle, yetenekle, zekayla takır takır oynayan, ağzımızı açık bırakan takım. tüm bunların ardından oluşturdukları şey "takım ruhu" dur. zira her yaptıkları transferin bu sistemin, takımın bir parçası gibi oynamasının açıklaması ruh testi olamaz sanırım. önce baktıkları şeyler yine sisteme uygunluk, zeka ve yetenek.
-
250an itibarıyla ruhlu oyuncularının olduğunu öğrendiğim takım. tabii guardiola messi'yi bir ağlatıyor, bir ağlatıyor, adam çıkıp hat-trick yapıyor ilk yarıda.
