1999-2000 sezonunda;
sol bekimizde daha önceki sezonlarda da olduğu gibi
hakan ünsal oynardı. hakan sezon içerisinde ağır bir sakatlık geçirince, bu mevkide fatih terim'in esas yeri olan orta sahanın yanında üçlü savunmanın solunda ve ortasında da oynattığı
ahmet yıldırım sol bek olarak forma giymeye başladı.
ergün penbe ise sezon başında çok tercih edilmiyor, oynarsa da orta sahada ya da sol açıkta oynatılıyordu.
bir erzumspor maçında, o müsabakada stoper olarak görevlendirilen capone kırmızı kart görünce sol bek oynayan ahmet yıldırım stopere çekildi, ergün penbe sol beke alındı. sonrasında ise o mevkide çatır çatır topunu oynadı. (bkz:
28 kasım 1999 galatasaray erzurumspor maçı/#2810393)
2000-2001 sezonunda;
hakan ve ergün'ün yoğun maç temposundan dolayı sakatlandığı bir dönemde de yine ahmet oynadı. ahmet'in sakatlandığından dolayı oynayamadığı maçlarda ise sol bekte
vedat inceefe forma giydi. ki bu maçlar arasında
21 kasım 2000 milan galatasaray maçı ve
20 şubat 2001 deportivo galatasaray maçı da var.
bütün bunları neden anlattım :) görüldüğü üzere 3 tane sol bek oynayabilen, sol ayaklı futbolcumuz var. hatta vedat da orda oynayabiliyor. ama
mircea lucescu ne yaptı? hakan ve ergün'ün sakatlığından sebep oynayamadığı
18 nisan 2001 real madrid galatasaray maçı'nda ahmet ya da vedat'ı değil de fatih akyel'i sol bekte oynattı. oysa yukarıda da kısaca özet geçtiğim gibi fatih hiç sol bek oynamamıştı. hep üçlü savunmanın ve dörtlü savunmanın sağıyla göbeğinde forma giymişti. hepsinden önemlisi bugüne kadar oynadığı tüm maçlarda
roberto carlos'a ve real'in sol kanadına geçit vermemişti. sağ bekte değil de sol bekte görevlendirilmesi müthiş bir hataydı. şahsi görüşüm lucescu'nun galatasaray kariyeri bunun gibi birçok hatayla doludur.
fatih akyel'e gelecek olursak benim için emrah eren'den ya da osman coşkun'dan farkı yoktur. bir grafik olarak düşünecek olursak a takım'da forma giydiği dönemden
3 nisan 2001 galatasaray real madrid maçı'na kadar çizgisi hep yükselmiş, bu maçtan sonra 2002 dünya kupası da dahil olmak üzere düşüşe geçmiş ve daha sonra dibi bulmuştur. kendi düşmüştür, ağlamasına gerek yoktur.