şu dakikadan sonra tatava yapmadan destek verilip büyümesine katkıda bulunulması gereken yeni evimiz. o kadar yangından sonra bizi kırmamış insanları yarı yolda bırakmak büyük ayıp olur, en başta da sözlüğün sosyalist enternasyonal cephesine yakışmaz hahah. bu başlığa gelip entryleri okuyan yoldaşım, sen hâlâ yayınladıkları ilk video'yu izlemedin mi yoksa? ya şaka bir yana ilk programda
orhan uluca'nın bulunması da çok şıktı ama onun şu beşiktaş taraftarını sola konumlandırması bir tık içimdeki yarayı deşmek gibi oldu diyebilirim. o kadar uzun zamandır yakın çevreme ve konu üzerine konuştuğum tanıdıklarıma somut örnekler ve argümanlarla galatasaray için olan genel algının tam tersinin daha geçerli olduğunu anlatmaya çalışıyorum ki belli başlı isimler
* ve gruplar
* sağolsun başımızı öne eğmek zorunda bırakıyor hep. buradaki başı öne eğmek tabiri mecazen kullanılmıştır bu arada. yoksa 3-5 kirli siyasi figürü ya da kulüp üzerinden nemalanan biatçı parazit bir oluşumu tarihi bir yapıya genel kabul olarak gösterenlere karşı ben ne başımı öne eğeceğim. ancak programda da bahsettikleri genel algı, özellikle rakip takım taraftarları özelinde maalesef ki bizim kulübü sağa konumlandıran cinsten. buradan
çarşı'nın gezi döneminde reklamını ne kadar iyi yaptığı da ortaya çıkıyor bir tık. halbuki o eylemde galatasaray formalı nice insan da vardı ki birisi de bendim heheh. yanlış hatırlamıyorsam ultraslan bile göstermelik bir yürüyüş düzenlemiş sonrasında da "ilk 3 gün ben de destekledim ama sonra çok siyasileşti ühüüü" klişesine sığınmıştı. çarşı o süreçte bir tık orta yollu açıklamalar yapsa da çok da esnememişti ve dava süreçleri bugün hâlâ devam ediyor sanırım. yine de demirören ailesinin ülkedeki konumunu düşününce zamanında ona karşıt gibi görünen aynı grubun birkaç sükseli transferden sonra nasıl da
yıldırım demirören'e methiyeler düzdüğü dönemler geliyor aklıma. ya da gene aynı grubun efsane olarak sahiplendiği ve yine onun söylemlerini referans göstererek bize karşı algı oluşturduğu
süleyman seba'nın geçmişi ise keza başka bir örnek
*. grubun en gözde amigosu
alen markaryan sonrasında çıkıp geziyi reddettiği açıklamalar bile yapacaktır hatta ama bunlar ona ait münferit açıklamalar olarak kalacaktır grup içinde. bizzat seba döneminde ve sonrasında kulüplerine yön vermiş ve hatta ses kayıtları gazetelere manşet olmuş belli başlı isimlere daha girmedim bile bakın
*. velhasıl şöyle bir grup solda kabul edilirken bizlerin motamot bir şekilde bazen merkeziyetçi bazen de radikal sağa doğru çekilmesi içimde kanayan bir yaradır uzun yıllardır. bunu orhan uluca özelinde söylemiyorum bu arada he, konunun çıkış noktası o sadece, yoksa programda da değinilen "algı" üzerinden gidiyoruz hâlâ. böyle bir genel kabul gerçekten de var belli başlı çıkış noktalarının oluşturduğu algılar yüzünden. ancak görmek isteyen için galatasaray'da o kadar çok tam ters nokta var ki bazen beni bile şaşırtan somut şeylerle karşılaşmak güzel sürprizler yaratabiliyor benim adıma. niye beni bile şaşırtan diyorum, çünkü
passolig çıktığından beri ideolojik sebeplerden dolayı maça bile gitmiyorum ben 10 yıldır. gittiğim son maç manisa'da oynanan ve süper kupa finali olan,
25 ağustos 2014 galatasaray fenerbahçe maçı'dır mesela. ki o maçın gelirleri de soma maden faciasında hayatını kaybeden emekçilerin ailelerine bağışlanmıştır. bildiğim kadarıyla da passolig'in genel uygulaması aynı sezonun devamında devreye girmiştir. katarlılara peşkeş çekildiğinden beri 5 kuruşum geçmesin diye maçları izlemek için olabildiğince yan yollara sapıyorum hatta. o derece hayata ideolojik yaklaşan ve kolay taviz veremeyen bir yapıya sahibim. bu yanım ne kadar doğrudur ne kadar yanlıştır veya bana ne kazandırmıştır bunların tamamı tartışma konusudur tabii. çok büyük pişmanlıklarım olmasa da bazen konulara gereğinden fazla bir radikal agresiflikte yaklaştığımı ve bunun bana kayıplar getirdiğini kabul ediyorum çünkü. ancak
erden timur vizyonu sağolsun, şu passolig mevzusunda ilk kez bu sezon taviz verip birkaç maç için izmir-istanbul arası mekik dokuyacağım sanırım yıllar sonra. ay neyse ya, bu mevzuların çoğu başka başlıkların konusu, laf lafı açtı resmen hahah. sonuç olarak destek verin bu kanala. emekçiyi yarı yolda bırakmayanları biz de yarı yolda bırakmayız.
dipnot: şu algı kelimesi de son yıllarda içi en çok boşaltılan kelimelerin başında geliyor sanırım. bir numara buysa ikincisi de terörist ya da vatan hainliği falandır muhtemelen.
dibin de dibi not: bizim
tekyumruk diye bir oluşum vardı ya, noldu acaba o çocuklara. varsa haberdar olan bi yeşillendirsin beni.
edit: minik bir ekleme.