• 178
    --- alıntı ---
    eski başbakanlık toplu konut idaresi (toki) başkanı, yeni çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar, kamuoyunda hak ettiği kadar tanınan bir isim değil. maalesef var olan namının güncel bölümünü de, aslantepe stadyumu’nun açılışında taraftarının başbakan’ı ıslıklamasına neden olan konuşmaya borçlu. kaldı ki 27 mart’taki mali kongrede adnan polat’ın aktardığına göre galatasaraylılardan özür dilemek istemiş ancak başbakan erdoğan izin vermemişti.
    oysa başında bulunduğu kurum ve onun en büyük temsilcisi olduğu kentleşme anlayışıyla ülkenin başbakan’dan sonra belki de en tanınan insanı olması gerekirdi bayraktar’ın. yönettiği idare türkiye’nin neredeyse yeniden inşasıyla görevliydi. yine maalesef, toki’de görev yaptığı dokuz yıl ve milletvekili adaylığı süresince bu inşanın sadece niceliğinden bahsetti: “500 bin konut, 715 spor salonu ve dünya standartlarında stadyumlar, 94 hastane ve 87 sağlık ocağı, 20 bin derslikli 690 okul, 37 kütüphane, 27 sevgi evi, 420 ticaret merkezi, 352 cami, 152 karakol. inşaat sektörünün göz bebeği haline geldi. piyasaya 22 milyar tl sıcak para aktardı.” (erdoganbayraktar.com) toki’nin ürettiği yapıların niteliği ve türkiye’ye ettikleri/edecekleri ise sadece toki dışındakilerin, bu yeniden inşanın insani yönlerine kafa yoranların, örneğin bilim insanlarının, meslek odalarının, mağdurların, örneğin romanların, kürtlerin, doğanın, örneğin cennet tepesi’ni son anda toplu konut projesinden kurtaran ayvalıklıların derdi oldu.

    laz “out”, toki “in”
    faruk bildirici’ye verdiği röportajda mesleki kariyerini şöyle aktarıyor: “sıvacılık, amelelik yaptım. inşaatçılık revaçta bir meslekti. onun etkisiyle inşaat mühendisliğine girdim. master yaparken kooperatif kurdum. askerde de inşaat kontrol amir vekili yaptılar beni. 1973’ten 1989’a kadar müteahhittim. yap satçılık yaptım. yani, laz müteahhittim. en koyu ofluyum. 4,5 sene kiptaş’ta çalıştım.” (hürriyet, 30.09.2009) aralık 2002’de, 1984’te kurulan toki’nin onuncu başkanı oldu. kendi tanımıyla “laz müteahhit”in başında bulunduğu kurum ve bizzat kendi görev dönemi türkçemize, eskisini aratmayan yeni bir tamlama daha kazandırdı: “toki müteahhidi”.

    duyarsızlık
    işte bu içeriği eski, ismi yeni ama ölçeği ve dolayısıyla kalıcı etkisi daha büyük “mimari” anlayışı mimarlar odası eski genel başkanı oktay ekinci şöyle tarif ediyor: “toki dağlara taşlara sıraladığı şu kimliksiz, tekdüze ve yöresine tümüyle yabancı ‘blok apartman’ mimarisini hızla yaygınlaştırarak, anadolu’da olduğunu unutan bir yapılaşma ve şehircilik anlayışını ısrarla sürdürüyor (...) yer seçimindeki duyarsızlığın yanı sıra mimari tasarım ve yerleşme düzeni bakımından da ‘toki mimarlığı’, herhangi bir mimarlık okulunda daha ilk senelerde bile sınıfta kalır (...) nerede bir toki projesi varsa, orada, ne yöreyle uyumlu bir mimarlık var, ne kent kültürüne saygılı bir planlama, ne de çevreye duyarlılık... sadece aynı türden apartmanların sözde ‘ucuz tasarım’ ve ‘inşaat kolaylığı’ adına sıralanması var.” (cumhuriyet, 11 ekim 2007)

    tek kent
    kültür bakanlığı’nın internet sitesi “toki mimarlığı”nın faaliyet sahasını şöyle tanımlıyor: “türkiye’nin tarihi 10 bin yıllık bir zaman dilimini kapsar. anadolu toprakları, sümer, babil ve asur kültürlerinin hatti, hitit ve hurri’ler aracılığıyla yüzyıllar boyunca birbirlerini etkilediği bir buluşma noktası olmuştur. bütün bu etkileşimlerin sonucu ise (...) eşsiz bir anadolu uygarlığının biçimlenmesidir.”
    bu tanım yerine, türkiye’nin binlerce yıllık kültürel dokusunu yere göğe sığdıramayan bir başka hamasi söylemi de koyabilirsiniz. gelgelelim bu söylemlerin hiçbiri o “eşsiz anadolu uygarlığı”nın yerden göğe blok betonlarla kaplanmaması, geri dönülmez şekilde tahrip edilmemesi ve konut edindirme gerekçesiyle insani yaşama uzaklaşmamasına bahane olamıyor. o “eşsiz”lik toki eliyle “hepsi birbirinin eşi” yaşam alanlarına dönüşüyor. bırakın mimarlık öğrencisini, ders kitabında mardin ve muğla’nın fotoğrafını gören bir ilköğretim talebesi bile bu iki kente neden aynı tip ve tasarımda konutlar inşa edilemeyeceğini idrak edebilir.

    para kazansak da o paralar...
    sorun sadece yaşam alanlarımızın tek tipleşmesi ve kültürel dokunun kaybolması değil elbette. gazeteci songül selvi’nin “merkez bankası’nın ataşehir’e taşınmasına ilişkin haberlerin gayrimenkul fiyatlarını artırdığı ve taşınmanın bazı kesimleri zengin ettiğine dair” sorusuna şu cevabı veriyor bayraktar: “ee, fiyatlar yükselsin (...) hak sahiplerine biraz daha para versek, biraz daha oradan para kazansak da o paralarla fakir fukaraya biraz daha fazla konut yapsak.” (dünya, 28.01.2008) bu cevap sulukule’nin, tarlabaşı’nın, başıbüyük’ün, türkiye’de sayısı şimdilik 150 civarında zikredilen kentsel dönüşüm alanlarında yaşananın bir özeti değil mi? öyle ya, yaşadığımız yerlerin fiyatları yükselsin, “para kazansak da o paralar” yaşadığımız yerde yaşamaya yetmesin ve uzaktaki blok apartmanlarımıza sürülelim.
    kent sosyolojisi ve toki üzerine çalışan boğaziçi üniversitesi sosyoloji bölümü’nden tuna kuyucu’ya göre “toki’nin ve belediyelerin uyguladıkları projeler şehirlerin potansiyel rant alanlarını ‘dönüşüm’ adı altında mevcut nüfuslarından arındırmak ve yerlerine daha varsıl kesimleri çekmek amaçlarına hizmet etmektedir. yani toki piyasa dinamiklerine alternatif geliştirmek yerine bu dinamiklerin kamu kaynaklarıyla önlerini açmakta, rantın çapını büyütecek projeler gerçekleştirmektedir.” (birgün, 09.01.2008)

    bayraktar’ın, bilim insanlarının ya da bizim söylediklerimizden ziyade bizzat “toki mimarlığı” yeterince net bir fotoğraf koyuyor önümüze. muğla’dan mardin’e bu “mimarlığın” anadolu’ya ettiklerinin tanığıyım.
    faruk bildirici’nin röportajında “en çok neye dokunmaktan hoşlanırsınız” sorusunu “inşaat harcına” diye cevaplamış. “en sevdiğiniz koku” sorusuna ise “ağaç, tabiat, yeşillik kokusu” yanıtını vermiş. bu ikisi arasında samimi bir ilişki kurmak imkansız gözükse de allah gönlüne göre verdi: ilk çevre ve şehircilik bakanımız erdoğan bayraktar oldu. hayırlı olsun.

    --- alıntı ---

    hayırlı olsun...
  • 181
    "toplu konut idaresi başkanı erdoğan bayraktar, galatasaray’a yeni stadyum inşaa edilmesini öngören seyrantepe projesi için, "ali sami yen’in 34 dönümlük arsasını toki cebine koymadan ihale açılmaz. biz tapudan anlarız. bize verecekler stadın tapusuna, kaç lira para geliyor ona bakıp, satışı şekillendireceğim" dedi.

    toplu konut idaresi (toki) başkanı erdoğan bayraktar, galatasaray’ın seyrantepe projesini ihaleye açmak için, gençlik ve spor genel müdürlüğü’nün gs kulübü hakkında açtığı davanın sonuçlanmasını beklediklerini açıkladı. bayraktar, davanın ne olduğu sorusuna, "dava, daha önce yapılan tahsisle ilgili. onlar aralarında anlaştı zaten, biz taraf değiliz. dava bitip ali sami yen’in 34 dönümlük arsasını toki cebine koymadan ihale açılmaz" dedi. bayraktar, fenerbahçe yönetiminin "seyrantepe projesiyle gs kayrılıyor" iddialarına karşılık "ben anlamam o işlerden, benim muhatabım gençlik ve spor genel müdürlüğü"dür" dedi. bayraktar’ın değerlendirmesi şöyle:

    önce tapu: aslında ihale için biz hazırız. ama davanın bitmesini bekliyoruz. o dava bitip tapusunu cebimize koymadan ihaleye çıkmayız. biz tapudan anlarız. bize verecekler stadın tapusuna, kaç lira para geliyor ona bakıp, satışı şekillendireceğim.

    fakir fukaraya konut: aslında bu iş için bize kanundan gelen bir sorumluluk yok. toki yasası bana böyle bir iş yapma görev ve talimatı vermiyor. bu işe ancak kaynak yaratmak için giriyorum. işi disipline edeceğim, organize edip kontrolünü yapacağım. oradan üç beş kuruş para kazanıp kentsel dönüşüm işlerinde ve fakir fukaraya konut yapımında kullanacağız.

    toki’nin imzası: ali sami yen stadı’nın arsası bizim iştahımızı kabartıyor. orada proje yapmak, türkiye’ye güzel bir stat kazandırılmasında toki’nin imzasının olması hoşumuza gider. biz bu görevi maliye bakanlığı, başbakan yardımcılığı, istanbul büyükşehir belediyesi, gençlik ve spor genel müdürlüğü ve toki olarak bir protokol imzalayarak üstlendik. başbakan tarafından uygun görüldü. stadın arsasını alarak, oradan oluşturacağımız kaynakla seyrantepe’de stat yapacağız. bizim muhatabımız gençlik ve spor genel müdürlüğü, biz genel müdürlüğe stat yapıyoruz.

    kullanım hakkıyla ilgili: ali sami yen stadı’nın irtifak hakkı halen gs kulübünde. gsgm’nün gs kulübüne açtığı davanın gs’nin 1997 yılında genel müdürlük ile imzaladığı, stadın üst kullanım hakkına ilişkin olduğu ve kulübün anlaşma koşullarını yerine getirmediği gerekçesiyle kullanım hakkının iptali istemine dayanıyor. gsgm bu davayı kazanırsa, toki’nin seyrantepe projesinin toki tarafından gerçekleştirilebilmesinin hukuki zemini sağlanmış olacak. toplam 384 dönümlük seyrantepe arazisinin 120 dönümü üzerinde galatasaray’ın yeni stadının inşa edilmesi, kalan 264 dönüm üzerinde ise sağlık kompleksi kurulması planlanıyor. ali sami yen stadı’nı devralacak toki’nin burada gerçekleştireceği projeden sağlayacağı kaynağın bir kısmıyla gs için 52 bin (gbkz: kişilik yeni stad yaptırılacak.")

    "1950'lerde inşa edilen ali sami yen stadyumu'nun ömrünü doldurması üzerine yapılan anlaşmalar çerçevesinde galatasarayımıza seyrantepe'deki 380 bin
    metrekare arsa, 30 yıllığına kiralanmıştı.

    galatasarayımız buraya stat yapmak için görüşmeler yapmış, ancak tapu olmadığı için projeyi yapamamıştı. devreye başbakan recep tayyip erdoğan girerek stadyumun inşası için toki'yi görevlendirmişti. protokole göre galatasarayımız, ali sami yen'deki intifa hakkından, seyrantepe'deki stadyumun tapusu kulübeverilmek koşuluyla vazgeçmişti. bunun karşılığında toki, araziye konut, ofis ve alışveriş merkezi yapılması karşılığında, seyrantepe'nin bitirilmesini şart koşmuştu. ihaleyi kazanan eren talu-alke ortaklığı, projeyi bitiremeyince inşaat yarım kalmıştı. defalarca yapılan ihalelelere istenilen şartlarda teklif gelmeyince toki, işi ikiye ayırdı. bunun üzerine seyrantepe stadyumu'nun yapım ihalesi varyap-uzunlar ortaklığına verirken, arsa için ise ayrı bir ihaleye çıkış kararı alındı."

    kaynak: milliyet
  • 182
    çok boş adamdır. bugün trabzondaki bir açılışta "trabzonun hakkı olan şampiyonluk kupasını trabzonspor müzesine koymak için çalışıyoruz" diye saçmalamıştır. kurduğun cümle doğru olabilir, öyle de düşünebilirsin, ama sen milletvekilisin be adam, neyine bu cümleler ?

    kendisi şimdi karşımda olsa, "lionboy, niye böyle düşünüyorsun benim hakkında" dese cevap vermem. anlamaz çünkü. böyle bir şahıstır kendisi.
  • 196
    samsundaki toki evlerini dere yatağının yanına yapıp, sel felaketinden sonra 'haberi gazetelerden okudum hatamız yoktur' diyen vicdansız, insafsız. kendisi ali sami yen spor kompleksi açılışındaki konuşmalıryla nasıl bir insan olduğunu zaten ortaya koymuştu o günden beri sevmiyordum ama bugün ki bu açıklaması tam bir rezillik.
    tanım yapmak gerekirse maalesef ki bu ülkenin çevre ve şehircilik bakanı.*
  • 197
    dün seninle yarışan bugün herkes perişan;

    --- alıntı ---
    çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar, toki'den proje alan bir şirketin yolsuzluk yaptığı iddiasına ilişkin, “burada dolandırıcılık, hırsızlık var. bu benim zaafımdır, bir idareci olarak orada yapılan yanlışlığı görebilmeliydik. göremedik, bizim gözümüzden kaçtı. kim suçluysa cezasını çeksin, ben de dahil” dedi.
    --- alıntı ---

    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/21985619.asp
App Store'dan indirin Google Play'den alın