adam çıtayı öyle bir yere çıkardı ki, ismi geçen kimse heyecanlandırmıyor. baba parası yiyen şımarıkların anlaması mümkün değil. kazıya kazıya tırnaklarıyla geldi bu konuma, soyadıyla değil.
çıtayı andromeda’ya çıkarmış yöneticimiz. geçende bir arkadaşım, orta saha transferi için de bruyne’a teklif götürsek ne olur acaba dedi ya la? neymiş 32 yaşına gelmiş de bi denese miymişiz. hep erden timur sayesinde yangın buralar.
1907
görüştüğü her orta saha bir öncekinden daha yüksek kalite olan canımızın taaa en içi yönetici abimiz. her yeni ortaya çıkan isim bir öncekinden iyi. transfer eylüle uzarsa valverde'yi tutup getirecek başkanım :( yapamaz diyebilir miyiz? diyemeyiz.
1908
''joao felix'i aldık.'' dese türkiye'de futbolu takip eden hiç bir insanı şaşırtmayacak olan yönetici. çıtayı öyle bir seviyeye çıkardı ki ndombele falan yazılınca ''daha iyisi alınır yavvvv.'' falan diyoruz. rakiplerde 4 yıldır kulüplerinde olan oyuncuya imza attırıp yeni transfermiş gibi tanıtıyor*.
1909
abdurrahim albayrakçılık oynuyor diye tahmin ettiğim yöneticimiz.
-gel şu ndombele'yi satın alma opsiyonlu kirala bize. +yok başkanım satarız anca. -madem satış yapmak istiyosunuz ver bissouma'yı o zaman.
1910
abdürrahim albayrak ile aynı cümlede adı geçmemesi gereken yöneticimiz. zira iki isim tarzları ve kültürel birikimleri açısından kıyas kabul edecek durumda değiller. bunu ancak itibar suikasti peşindeki ana akım medyanın ali koç tarafından satın alınmış silahşörleri yapar. adamın transfer stratejisi ve olaylara bakış açısı abdürrahim albayrak ile dünyalar kadar fark içeriyor.
abdürrahim albayrak kötü galatasaraylı mıdır? hayır. fakat yöneticilik söz konusuysa abdürrahim albayrak ancak erden timurculuk oynar, o da anca kumda oynar.
1911
her gün boyuyla posuyla dalga geçen, yaptığı işlere b*k atıp karalamaya çalışan ağlak fbjk taraftarının bu hatasından dönüp gerekirse çiçek çikolata yaptırıp, gidip elini öpüp teşekkür etmeleri gereken galatasaray’ın müthiş yöneticisi.
bu adamdan önce bitik ghezzal, çaptan düşmüş batshuayi gibi oyuncuları transfer edince yıldız getirdik sanıp keyfe geliyordunuz.
yatın kalkın dua edin. bu adam olmasaydı, bu ekonomide ne dzeko izleyebilirdiniz ne takımızla pepe’nin adı geçerdi.
geldi ve bir yıl içerisinde yaptığı transferler ile bu lige hala kaliteli futbolcular getirilebileceğini hepimize gösterdi.
adamın sayesinde gözünüz açıldı.
yönetimlerinizden rahat rahat yıldız futbolcu istemeyi akıl ettiniz sonunda.
daha da bu adama saygı duyacağınıza hakaret ediyorsunuz.
ligin kalitesini yükseltmiş, izlenebilirliğini arttırmıştır.
baba olmasaydı birinizin takımındaki en büyük yıldız hala batshuayi diğerinizin takımında ise aboubakar’dı.
siz galatasaray’ı ne kadar aşağı çekmeye çalışsanız da bu ülkenin futbol seviyesini galatasaray belirler.
1912
rakip takım taraftarlarının pantolonun altından boyunu nasıl gördüklerini anlayamadığım yöneticimiz. tamam alt takım yere göğe sığmıyor onu görüyorlar da boyunu nasıl görmüşler anlamadım. hepsini alamayacakları için mundar diyorlar galiba.
hayal kurmayı unutmuş bir toplumda, en azından renkdaşlarına yeniden hayal kurdurabilmeyi başarmış bir insandır. çoğu hayalimizi gerçekleştirdi bile... tarih sayfalarında tebessüm ve minnetle anılacak bir adamdır.
1914
transfer, şampiyonluk vs hepsi yalan dolan. bu adamın yaptıkları samimiyet denen konsepte tekrar inanmamı sağladı. selfie çektirmek istediğim tek kişi kendisi. gerçek bir lider. adam bu kadar büyük bir organizasyonu bu hızda yukarı çıkaran çarkın en önemli dişlisi oldu. hele deprem zamanında yaptıklarıyla yaşadığım gurur paha biçilemez. tekrar tekrar iyi ki galatasaraylıyım dedirtti bana. sağolsun varolsun.
galatasaray’ın, galatasaray taraftarının yarınlara umutla bakmasını sağlayan becerikli yöneticimiz. dursun özbek daha kaç yıl başkanlık yapar bilemem de ondan sonraki başkan kesinlikle erden timur olur. metin öztürk falan hikâye. erden timur varken ünal aysal, ali dürüst, aa, adnan öztürk yönetimi bile gelse erden timur’dan başkanlığı alamaz. bu hem çok iyi hem çok kötü bir durum. iyi olanı zaten biliyoruz da kötü olanı şu: onu camia içinde istemeyenler de çok fazla çünkü kendi çıkarları zedeleniyor. bu sebeple ayağını kaydırmak için her şey yapılabilir. unutmayalım ki mustafa cengiz yönetimini indirmek için kulübe kayyum atanmasını dahi isteyenler vardı.
1917
kafasından neler geçiyor bilmiyorum ancak umarım hücum hattına bir oyuncu daha almaz. rashica transferini bitirebilirse bitirsin, bitiremezse o bölgeyi elimizdekilerle kapayalım.
ama bu takımın orta sahasında torreira yoksa ciddi sıkıntı var. eğer efe akman'dan bu sezon için büyük bir beklenti yoksa bence tek defansif orta saha transferi bize yetmez. kerem demirbay'ı mertens'in bölgesine alternatif olarak görüyorum. elimizdeki hücum rotasyonunu taşıyıp defansif zaaf yaşamamak için en az bir 6 ve bir de ofansta da defansta da var olan 8 almalıyız. onun dışında satış yapılmadığı müddetçe bu takımın futbolcuya ihtiyacı yok. bir 6 ve bir 8 yeter.
özellikle tekrar satışı mümkün olmayan ve maaş yükümüzü arttıracak oyunculara yönelmemiz beni endişelendiriyor. barcelona bile maaş dengesini ayarlayamadığı için ters geldi. biz ne real madrid'iz ne de bayern... evet küçülerek büyümek istemiyoruz ancak kendimizi kaptırıp şatafata da kaçmamalıyız.
her ne kadar tete'yi begenmesem de bir plan dahilinde ilerledigimizi gösteriyor. zaniolo satılırsa 23 yaşında shaktar etiketli brezilyalıyı bonservissiz aliyorsun. rashica'yi alacağımız zaten malum. böylece hem sağ kanadi kumar oynamadan sağlam şekilde takviye ediyoruz hem de ileride bonservis kazandırabilecek bir yatırım yapmış oluyoruz.
elde edilecek bütçe ile de 8 veya 10 (bence 10) numaraya sansasyonel bir transfer yapacağız.
dediğim gibi, tete'yi begenmesem de bir plan dahilinde hareket ettiğimiz açık. in erden, we trust.
1920
gündemde konuşulan gelecek-gidecek isimler konusunda bizden çok ama çok önde olduğunu düşünüyorum (normal olarak). tete ismi sosyal medyaya ilk düştüğünde muhtemelen prensip anlaşmasını yapmıştı bile. galatasaray muhabirlerine de birkaç gün geriden olacak şekilde bilgi verdiğini sanıyorum. mesela zaha’yı pazarlık yapıp bitme aşamasına getiriyor, durumu soran ali naci küçük’e “çok para istiyorlar” şeklinde bilgi veriyor olmalı. bu sayede menajer ve oyuncuya koz vermiyor, gazetecilere de doğru isim konusunda yardımcı olmuş oluyor.
1921
eskiden iddaa oynarken ilginc hayaller kurardik, cok mantikli bir yol cizerdik onumuze. misal 2 liralik iddaa tuttururduk banko kuponda, sonra onu baska banko kupona yatirirdik, 4 yapardik, sonra onu 8 derken, koseyi donmusuz.
bunu dusunmeyen belki de yapmayan cok azdir. erden timur'un bazi transferlerinde aklima bu hesap geldi. zaniolo'yu 15e aldik 30'a sattik diyelim. 30'a gravenberch aldik 45'e de onu sattik, 45'e x aldik 60'a sattik seklinde ilerleyecegiz sanki. :)
saka maka galatasaray'in parasini gayet guzel kullanan "adam".
1922
biz tatil yaptığını sanırken tete’yi florya’ya 5 dk mesafedeki eve yerleştirmiştir. tete’yi ilk başta anlamsız buluyordum ama vardır erdem timur’un bir bildiği diyip susuyorum.
1923
ercüment çözer gibi 2’dir fenerbahçe’nin masasındaki karıya içki gönderen yöneticimiz. *