memleketin en iyi okullarından birinde okumuş, avrupa'nın kalburüstü okullarından birinde lisans sonrası eğitime devam etmiş, elinden gelmiş geçmiş ben dahil binlerce öğrenciye akademik olsun hayat tarzı olsun ufuklar açmış bir adamın bile
mehmet berke paylaşıp algı yaptığı bir ortamda bu işlerin konuşarak çözülemeyeceğini bir gün anlamasını dilediğim abimiz.
nasıl 2020-2021'de şampiyonluğun elimizden çalınmasına engel olamadıysak, nasıl ki 2021-22'de şampiyonluk birilerinin talimatıyla "kimse doğru düzgün ses bile çıkartamadan" birilerine gittiyse, içinde olduğumuz 2022-23 sezonunda da bizim bir dahlimiz olmadan sipariş edilen adrese gidecek.
erden timur olsun, dursun aydın özbek olsun bu "birileri"nin yer aldığı piramidin alt taraflarında bir yerlerde oldukları için
*. değil sinevizyonlu basın toplantısında artistik laf sokmak, çıplak vatandaş filmindeki şener şen gibi sokaklarda da koştursalar, hatta kendilerini ateşe de verseler bu piramidin altında ezilmeye devam edecekler.
bu takımın taraftarı en iyi günde 30 milyon küsur. 14 sene şampiyon olamazken, 1980 darbesi sonrası kenan paşa himayelerindeki fenerbahçe ve turgut bey himayelerindeki beşiktaş hegomonyasında bile kökü kurutulamamış. üç sene daha beş sene daha işler kötü gitse kökü kurumaz. sıradan çinko karbon vatandaş için en büyük zafer gününde bile bizim stada gidip gelmek madalyalık efor isteyen bir eziyet. taraftar bir gün staddan elini ayağını çekerse skorlardan değil bu eziyete katlanamadığından çekecektir...
seçim zamanı sosyal medyada parlatsınlar diye yedirip içirdiğiniz güya fenomenlerle, elden ayaktan düşüp dışında kaldığı sisteme bu fırsat ortamında dahil olmayan çalışan gazeteci eskileriyle falan bu işler yürümez. milletin otomatik silahlarla yer aldığı çatışmada su tabancası ile kahramanlık yapmaya benzer en fazla. bu tiplemelere "federasyona kelle almaya gitti" iması yaptırtıp dönüşte, kendinden sonraki atanana kadar, tarihin en kukla federasyon başkanından "maçları var yokmuş gibi izlemelerini tavsiye ediyoruz" şeklinde dalga geçildiğinizle kalırsınız. bedava avrupa gezmesi var diye bu işlere girmiş süslü püslü ablalarımızın var odalarına alınıp da "ay hakikaten zormuş bu işler" temalı paylaşımları da arada bonus olarak kaynar gider...
galatasaray tarihinin açık ara farkla en kötü başkanı özhan canaydın bile, her ne kadar takımın lime lime doğranmasına engel olamadıysa da ali aydın gibi sistemin en nadide parçası hakeme düdük astırdı bu ülkede. 2005-2006 sezonunda tüm para, güç, medya ve federasyon fenerbahçe'nin elindeyken fenerbahçe'nin ne kadar kollandığını kamuoyuna anlatmayı başardı. eğer o sezon elinde sıfır medya gücü ile fenerbahçe'ye karşı bu kadar büyük bir antipati yaratmasaydı ne manisa zevk için fenerbahçe'ye 5 tane atardı, ne de denizlispor kümede kalmayı garantilemişken fenerbahçe'ye karşı 10 dakika daha gaz kesmeden oynardı.
o şampiyonluğu da güle oynaya alan fenerbahçe'yi durdurmak da bir daha mümkün olmazdı. aradan geçen 15 yıl sonrasında da fenerbahçe ibriklerle güğümlerle değil hakikaten 29. şampiyonluğu kovalıyor olabilirdi. biz de işte beşiktaş ile ikincilik mücadelesi verir, hayvan gibi hükümet desteğine rağmen kendini idman ocağı masalına inandıran trabzonspor taraftarı gibi deli olur çıkardık...
stad açılışında özhan canaydın için "aciz duruşu aklımda" dediğinde birileri, ortalık yıkılmıştı.
sanırım daha acizini görmek de varmış kaderde...