5451
sana çok kızgınım ama bugün en çok sana ihtiyacımız var.
5452
tutunacak dalım yok diye arazi olan adam. sahada tekme yiyen barış alper'in, tüm zorluklara rağmen vura vura giden okan hocanın çok tutunacak dalı var di mi? başka kapıya artık hocam galatasaray kimsenin nazını niyazını çekme yeri değil.
5454
yönetimde olmasa da çıkıp bir şeyler söylemesi gereken eski yöneticimiz, müstakbel başkanımız. ben taraftar olarak galatasaray sözlük, ekşi sözlük ve twitter’da tepkimi dile getirdim çünkü elimden bu kadarı geliyor. kendisi ise bir canlı yayına telefonla bile olsa katılıp tepkisini göstermiyor maalesef. çık konuş sayın erden timur. çık anlat dönen pislikleri.
5457
geçen iki yılda saha dışında dönen tüm naneleri ifşa eden, tüm bu pisliklerin üzerine giden dursun özbek yönetimindeki tek kişi iken; yönetim içerisinde bir kişi bile üzerindeki yükü paylaşmamış, hatta fazla ortalarda görünüyor diye aynı yönetimin içerisindeki bazı kişileri rahatsız etmiş, sonrasında da pasifize edilip susturulmuş ve küstürülmüştür.
bugün gelinen nokta ortada.
sonunda kulübün resmi ağzından eleştirilebilen bein sports’a, yanlış hatırlamıyorsam geçen sezon başında kendi kanallarında ayar veriyordu erden timur. ta o zaman takımların lehine aleyhine kaç pozisyon gösterilmiş kaç açıdan verilmiş istatistiklerle, verilerle güntekin’i tokatlıyordu abim.
galatasaray’ın ve türk futbolunun yakın dönemdeki vizyonunu değiştirmiş adamdır.
galatasaray için iş hayatını riske etmiş, söylediği gibi tırnak mesafe geri adım atmamıştır ayrıca. boyunsa boyun deyip hakikaten tek başına boynunu ortaya koymuştur galatasaray için.
yazılacak çok şey var hakkında. neyse razıyız.
5458
fatih terim'den sonra galatasaray'ın haklarını çatır çatır savunan tek insan olabilir. senin benim gibi galatasaraylı idi. bunu net bir şekilde hissediyordum. bugün olsaydı kesin basın toplantısı yapar, açık net bir şekilde savaş baltasını çeker, okan hocanın ve takımın üzerindeki baskıyı alırdı. tıpkı daha önce kayseri maçında boey'e gösterilen haksız kırmızı sonrası bu ligi bitirtmeyiz diyebileceği gibi bugün barışa yapılan ve kırmızı verilmeyen karar sonrasında eminim gereken konuşmayı yapardı.
ayrıca kendisinin yönetici olması galatasaray'ın kırılma dönemlerinden biridir. vizyonuyla galatasaray'ın hatta son dönemde diğer türk takımlarının da seviyesini üst klasmana çıkarmıştır. bize yaptığı transferlerle icardi, torreira, mertens, davinson gibi inanılmaz üst düzey seviye bir iskeleti oluşturmuştur. kaan ayhan, abdülkerim bardakçı, kerem demirbay gibi seviyesi yüksek türk futbolculardan türk rotasyonu seviyesini de oğuz aydın parasına desteklemeyi başarmıştır. para yokken zaha, ziyech gibi adamlarla rotasyonun seviyesini de belirlemiştir. zaniolo gibi italya'nın genç yeteneğini de almıştır. bunların çoğunu da fenerbahçe'nin elinden alarak yapmıştır. rashica'yı piyasaya sunmuş diğer takımlara scoutluk da yapmıştır. boey'i tarihi rekor ücret ile de satmayı başarmıştır. böylesi bir dönem daha öncesinde hatırlamıyorum. elbette bu kadar risk altında hataları olmuştur ama kulübün her kuruşunu hesap ettiğine sonuna kadar eminim. çünkü bu transferlerin çoğunu parayla yapamazsın. gerçekten emek verdiği hatta sevdiği için çabaladığı o kadar belli ki. bu oyuncuları getirmekle yetinmemiş bir de hepsi ile ayrı ayrı ilgilenmiş ve aidiyet katmıştır.
bugün bu galatasaray yine bu kadar güçlü ise aslan payı kendisinindir. kendisi benim gözümde kısa sürede efsane olmuştur. ama tabiki bu ülkede meyve veren her ağaç taşlandığı gibi kendisinin de emeği hiç edilmiş ve yüzü eskiyince hemen altı oyulmuş ve yapayalnız bırakılarak ilk fırsatta ayağı kaydırılmıştır. ben bu kadar güzel bir insanın bir daha dönmesini istemiyorum. çünkü böylesi bir adamın hep güzel hatıralarla anılmasını isterim. ne yaparsa yapsın takdir edilmeyecekse, hakkı teslim edilmeyecekse üstüne hayatı da zora girecekse ne gereği var, niye bu kadar kendini yıpratsın ki...