resim
Erden Timur
Görev:As Başkan
Takım:-
Yaş:42
Uyruk:Türkiye
  • 4676
    emekleri için teşekkürü borç bildiğim eski yönetici. kendisine olan gönül bağım şahsım nezdinde sona ermiştir.

    onca yıldızı, aile olgusu için bu kulübü tercih eden futbolcuyu, okan hocayı, arkasındaki taraftarı ve daha bir çok kişiyi yüz üstü bırakarak ilk tepki aldığı sezon kaçmayı tercih etmiştir. galatasarayda her daim küsüp çekilmek kolay, kalıp savaşmak zor olandır. kolay yolu seçtiği için canı sağolsun demekten başka bi şey elden gelmiyor.

    icardi ve torreira dışında transferde başarısız olduğunu ve bu konunun dışında kalması gerektiğini düşünenlerdendim. oyuncuları ikna konusunda ne kadar iyiyse oyuncu tercihi o kadar kötüydü. ama sportif aş içerisinde hem oyuncu grubuna hem de teknik heyete önemli bir desteği vardı. ne yazık ki bunu kaybettik.

    galatasaray için sağlığımı da, yaptığım mesleği de, kazandığım parayı, saygınlığımı da dakika düşünmeden yakarım. bu sebeple kendisinin tercihini hiçbir zaman affetmeyeceğim. gelecekte olası bir adaylığı durumunda da asla destek vermeyeceğim.

    yolu bahtı açık olsun.
  • 4678
    kendisi bugün görevi bıraksın, galatasaray futbol takımı gelecek sezon ligde ilk 3’e giremez. bu kadar öneme sahip biri galatasaray için. daha burnu havada boş boş takılan tipler, boş boş söylemlere devam etsin bakalım. bu adam benden daha büyük galatasaraylı. kendini eleştiren içerideki liseden mezun olmuş dinozorlar ve klavye şövalyesi boş tipler kendisinin tırnağı bile olamaz.
  • 4679
    yazdım ama dayanamadım gene yazıyorum. ikinci dönemdeki transferlerin başarısız olduğu da bir medya pompalaması. ilk dönem kadar başarılı değil. bunu kabul ediyorum fakat başarısız demek için, her şeyiyle başarısız olması gerekiyor. cengiz'e 15 milyon euro verdiler. 15 de maaş bağlamışlardır totalde. 30 milyon euroları çöpe gitti. bu şekilde bizim transferimiz yok. fakat medya durup durup galatasaray'ın bu sene başarısız transferleri diyor.

    kardeşim şampiyonlar liginde fırtına gibi estik. santimlerle gruptan çıkamadık. ne bekliyordu insanlar anlamıyorum. ilk gittiğin şene şampiyonlar liginde finale mi çıkacaktın? şampiyonlar ligine gittin. müziğini dinledin. güzel birkaç maç oynadın. oyuncularını pazarladın. gidip, gidebileceğin bu kadar. fener medyası o kadar güçlü ki, tüm algıları manipüle edebiliyorlar. kopenhag city, prag liverpool ile eşleşti. geçsen ne farkedecek. bir tur hepi topu. şampiyonlar liginde geçmek tabiki isterdim fakat, tüm şampiyonlar ligi serüvenini başarısız kılacak bir durum yok. hayatımın sonuna kadar united deplasmanını, münih ile içerideki maçı açıp izleyeceğim muhtemelen. bu anlar bile yeter. her şey nihai kupa kazanmak değil.

    bu söylediğim medya yalanlarında en ağzına kürekle vurmak istediğim prag'dan iki maçta 6 yediler. ulan biz de 4 tane attık iki maçta toplam. onu kimse söylemiyor. yönetim bir karar aldı. iyi ya da kötü onu da tartışmıyorum. fakat kaan'ın ayağı kayması, turu geçerdik zaten. geçmedik diye ağlayacak halim de yok. geçsen ne olacak, liverpool'u elemeyi mi planlıyorduk.

    ben vasata tahammül eden biri değilim. şampiyonlar ligi şampiyonluğunu kazanmak tek hedefimiz olmalı. bu bizim kızıl elmamız olmalı. bunu ayrı yere koyuyorum. fakat gittiğin ilk senede final göremeyeceğin bir gerçek. şampiyonlar liginde geçici başarı yerine, istikrarlı bir şekilde katılmamız. hep orada olmamız gerekiyor. bir tane gazeteci bozması vardı. prag maçından sonra bilmem kaç defa praglı twit atmış. bu genel medyadaki prag sonrası galatasarayı küçümseme bizim taraftara etki etti.

    biz united'ı deplasmanda yenerken, münih ile kafa kafaya oynarken hiçbir medya demiyordu bu galatasaray ile fenerbahçe nasıl aynı puanda olur. adını bilmediğimiz takımdan 6 yiyen takım, ligin lideri nasıl olur diye kimse sorgulamıyordu. bizim şampiyonlar ligindeki iyi giden serüvende kimse ağzını açıp konuşmuyordu. iki tane maç kaybedince, takımı başarısız gösterme çabası peşinden geldi. galatasaray'ı doğrayacaklardı, planlar yapılmıştı. sadece ortamı ona uydurmaları gerekiyor.

    bu söylediklerime en güzel örnek. süper kupa finalinde var ve avar, emre malok ile erkan engin denilen futbol katilleriydi. adamlar uyduruk finale bağladıkları hakemlere bakın. sakatlıklar yüzünden korkup kaçmasalar, bizim maçı yönetecek hakemlere bakın. bu maçlarda hile hurda bir galibiyet alıp, tüm medyalarıyla bizim takımı yere çekmeye çalışacaklardı. fakat allah bütün planlarını ayaklarına dolandırdı.

    şimdi tranfer konusuna gelelim. transferden verim alamayabilirsin. fakat ndombele ve aurier hariç hiçbir şey alamadık dediğim transfer yok. zaha gibi bir adamı bonservissiz almışsın. bugün çıkıyorum desen bonservis kazanarak çıkarsın. kendisinin kazandığı, etki ettiği maçlar var. kesinlikle beklediğimiz zaha gibi değildi. fakat bir transferi bu başarısız yapmaz. zaha ismini bonservis olmadan alıyorsun, adam ben yıldızım antreman yapmam etmem kafasında değil. sahadaki en hırslı oyuncun belki. fakat verim aldın mı, beklediğinden az olmak kaydıyla evet. zarar ediyor musun? etmiyorsun. bugün ölüsünü 5 milyona satarsın.

    tete, aldığın bonservis bedeline satabilir misin? satarsın.

    ziyech bedelsiz aldın, kopardığı maçlar var. şampiyonluğa giderken son haftalardaki uzaktan attığı gollerle bile sana katkı yaptı. united maçında yaptıkları ortada. üstelik bedelsiz aldın. bugün araplara satıyorum desen, 10 milyon üstü satış yaparsın.

    köhn, aldığından fazlasına satarsın.

    sanchez, aldığından çok fazlasına satarsın. ciddi manada kar elde edersin. sana şampiyonlar liginde katkı verdi.

    demirbay, hiç sevmiyorum oyun tarzını ama uygun ve yerli. kar elde edersin, çıkacağım sözleşmesinden desen talipsiz kalmaz.

    aurier ve ndombeleye giden paralar boşa gitti fakat bonservis derdin yok. bir transfere başarısız demek için hem performans hem de kontrat olarak başarısız olmalı. insanlar ziyech, prime ziyech gibi değil diye başarısız transfer diyor. zaha, prime zaha değil diye başarısız oluyor. yahu bu takım kırılmadık rekor bırakmadı. tüm bunları da şampiyonlar liginde son maç gruptan çıkmayı kaçırarak yaptı. bu transferler bu kadar başarısız da, 102 puanlı rekor şampiyonluğu kim kazandı?

    adam 50 defa anlattı finansal olarak limitlerin olduğunu. şu kadroya fred alınabilse, çok ciddi hayaller kurabilirmişiz. aslında doğru oyuncuya da gitmişiz. sadece imkanlar oluşmamış.

    ezberlerden kurtulmak lazım. fenerbahçe'nin bir tane ziyech'i olsaydı sivas maçında, konya maçında 30 metreden çekip çatala asacak, şuan farklı şeyler konuşuyorduk. 102 puanı sadece okan hoca tek başına mı kazandı? okan hoca, erden timur, oyuncular hepsinin emeği var. fakat süper lig rekoru kırmış takıma, transferler başarısız demek fener medyasından etkilenmektir. başka bir şey değil.

    çok basit bir hesap yapacağım, kurulan kadronun ne kadar iyi olduğunu göstermek için.
    nelson, sanchez, demirbay, ziyech, barış, zaniolo, kerem satılsa,
    icardi
    zaha, mertens, yunus
    toeria transfer
    köhn, apo, emin, transfer
    muslera

    saydığım oyunculardan belki 100 milyon euro üzerinde gelir elde edebilirsin. üstüne sana kalan kadro yukarıda yazdığım gibi oluyor. şu kadro bile şampiyonluk için yeterli. sadece 2 transfere bakıyor. şu kadroyu kurmuş, şu iskeleti yaratmış adama başarısız demek, bilmiyorum.

    madem bu kadar başarısız transferlerde, buradayız. göreceğiz yeni transferler nasıl. önemli olan galatasaray, inşallah çok daha iyi olur.
  • 4682
    hiç de öyle biz galatasarayız havasına girmemek gerekiyor. ya bu kulüpte senelerce özhan canaydın, faruk süren gibi isimler başkanlık yaptı. ölünün ardından konuşmayalım diyoruz. ama şu tezahüratı unutmadım hiç.

    https://www.youtube.com/watch?v=ebukqRMND7c

    yok klas adamlarmış, yok aristokratmış, yok elitmiş. ya bu kulüp, tarihinin en başarılı dönemini yaşarken mustafa sarıgül, burak elmas, özer saraçoğlu gibi yöneticilerle bunu başardı. bir tanesi kendini deli etti, tiktok fenomeni oldu. bir tanesinin ismini duyan taraftar başlıyor saydırmaya.

    özetle bunlara rağmen hocanın, teknik heyetin, futbolcuların özverisi, taraftarın inancı ve desteği ile oldu bazı şeyler.

    galatasaray tarihinde 2011-13 dönemindeki ünal aysal hariç hiçbir yöneticiye bu kadar çoğunluk desteği olmamıştı. tüm bu desteğe yüzünü çevirecekse net, somut ve kesin bir dille gerekçelerini anlatmak zorunda. sebebini bilebilirsek ona göre insanlar bir değerlendirme yapabilir.

    yok eğer terim'in sezon sonu konuşacağım diyip sonra tek kelime etmemesi gibi sessiz kalacaksa gelecekte tekrar yönetici veya başkan olarak görev alması zora girecektir. döndüğünde taraftarda ne eski sevgiyi ne de eski krediyi görecektir.

    sabırsız dediğimiz galatasaray camiası bu sezon yapılan hatalı hamleleri, ilk geldiği sezonki doğru transferlerin hatrına geri plana attı. elbette ilk tökezlemede ses çıkaran bir kesim olsa da şampiyonluk kutlamasında gösterilen sevgi, o güvenin yansımasıdır.

    avrupa şampiyonluğu için bir yola çıkmıştık. erden timur - okan buruk ikilisi ile seneler sürecek bir domimasyon hayal etmiştik. yine, yeniden olmadı. adamlar 3 gün sonra şampiyonluk kutlar gibi mourinho ile havaya girmiş durumda iken biz yine kara kara düşünmeye başladık.
  • 4683
    kendisini çık seviyorum, galatasaray’da bir aile ortamı varda kendisi sayesindedir. gerek içerdeki düşmandan gerekse yönetimin arkasında durmamasının kararında en büyük etkendir. ilerleyen zamanlarda başkan olması dileğiyle.

    en büyük korkum mevcut başkan ve iş bilmez yönetimi altında galatasaray’ın haklarının korunamaması ve projelerinin boşa gitmesi.
  • 4686
    3-5 kişiye küsüp galatasaray’ı bırakıyorsa, davayı satıyorsa büyük ayıp ediyor. bu kulübün hocası, taraftarı, topçusu seferber oldu kalsın diye. başkan da belki yanlışları olsa da kalmasını istiyor. daha ne yapılabilir? kendisinin daha iyi bildiği gibi bir savaştayız. en zor kısmı kendisinin de yardımıyla başarılı bir şekilde geçtik. şimdi istikrar ve basit takviyelerle artık hayalleri gerçekleştirme zamanı. transfer, şu, bu değil asıl mevzu. bu adam gerçek galatasaraylı ve gerçek bir yönetici. zeki, cesur, savaşmayı bilen, medya yönetimi olan, okan hocanın en büyük yardımcısı.

    tam şu anda bırakıp gidiyorsa galatasaray taraftarı bunu unutmaz. “erden abimiz, camiadaki sesimiz” dediğimiz adam “erden timur” olur. “bıraktı, gitti.” olur. kendisi bilir. hayatında bol şans, ne diyelim.
  • 4691
    bu adam hakkında olumsuz konuşan ya fenerbahçelidir ya da galatasaray düşmanıdır. kendisinin rüzgarıyla 2 sezondur şampiyon olduk. ondan önce o leş sezonları hatırlamaya bile değmez. allah bilir kimler tehdit etti kendisini ve görevi bırakmaya mecbur kaldı.

    bugüne kadar bütün emekleri için kendisine çok teşekkür ederim. kendisine kulübün kapısı her zaman açık olacaktır. dursun özbek gibi galatasaray düşmanları eninde sonunda hak ettiğini bulacaktır.
  • 4692
    galatasaray'in menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapmis olan, yapan ve yapacak olan yoneticimiz.

    gitmesi galatasaray'in menfaatineyse gider, gitmis gibi yapmasi gerekiyorsa gitmis gibi yapar, disaridan destek vermesi gerekiyorsa disaridan destek verir. zira galatasaray'in menfaatlerini kendisinin ve baskalarinin menfaatlerinden üstün tutar.

    sanirim konu anlasilmistir. benim dilim bu kadar dönüyor.

    biliyorum ki, galatasaray'in komisyoncularin elinde oyuncak olmasina izin vermeyecektir.
  • 4695
    transfer konusunda ben başarılı olduğunu düşünüyorum ki aksini düşünenlere de saygı duyuyorum.

    transferlerden bağımsız olarak söylüyorum, florya'daki aile ortamının sağlanması konusunda en önemli insanın kendisi olduğunu futbolcularımızın demeçlerinden çok net anlıyoruz.

    özellikle mauro icardi bunu üstüne basa basa söylüyor.
    sırf bu nedenden ötürü görevden el çektirilmesi büyük yanlışlık olur.

    valla dursun aydın özbek'e ben hiçbir zaman güvenmiyorum, zamanında kardeşini florya'nın başına getirmiş adam.
    sırf erden beyin hatrına taraftar nezdinde kendisine tekrar kredi verildi, bunu kötüye kullanmaması lazım.

    ne yap et ikna et erden timur'u sayın başkan.
    valla tadımız kaçtı gece gece.
  • 4696
    kendisinin gidişinle ayrılan tek şey erden timur olmayacaktır, onun getirdiği vizyonun da onunla birlikte gideceğini düşünüyorum. bu da ya 1. dursun özbek dönemi transferlerine dönüş ya da sevr anlaşmalarını andıran sözleşmeler yapan cenk ergünün dönüşü anlamına geliyor.

    temel mottosu bizi geçmek olan kulüpler önümüzdeki sezon çalışmalarına başladı temel mottosu avrupayı geçmek olan galatasaraydaysa transferi görüşecek kişiler bile belli değil. lozan dönemi bitti gibi gözüküyor ya dursun la mondrosu imzalayıp çöp işgaline gireceğiz ya cenk ergünle sevr imzalayıp kaynaklarımızı kaybedeceğiz. enteresan bir dilemma.
  • 4697
    içerisiyle dışarısıyla yediler adamı. bir yerde pes edecekti. sezonun bitmesini bekledi ve ayrılık kararı aldı. bu karardan dolayı kendisine kızacak edecek değilim. "korktu, kaçtı" gibi nankörlük edecek hiç değilim. çok savaştı, çok denedi çünkü. ancak helallik isteyip teşekkür edebilirim.

    erden beyle biraz empati yapsanız ne yaşadığını az çok anlayacaksınız. şöyle güçlü böyle büyük diye kibirlendiğimiz galatasaray da sahip çıkmadı. gerçi kime ne zaman sahip çıktılar ki.

    yolu açık olsun.

    istediği kadar tekrara girsin. kendisine ancak teşekkür edilir. ailesiyle tehdit edilmiş, işiyle tehdit edilmiş bir adam var ortada.
  • 4698
    bu güzel adamı önce bir dinleyelim, hitabeti de zekası da bu işlerle ilgilenen diğer insanların çok üzerinde. durumu anlatacaktır. geçen dursun özbek seçiminin iletişimini tek başına yönetti ve sözcüsü oldu.

    iki isme bakmanızı istiyorum iletişim konusunda, dursun özbek ve ali koç. bunların iyisine 10 üzerinden 3 verirsiniz. turkçeleri problemli, tutarsız, plansız, öfke kontrolü olmayan, hamasi ve bağlamı net olmayan konuşma üstatları ikisi de. erden bey ise konuştuğunda kısa ve öz gündemi belirliyor, her ne kadar kendisi fazla özür dilese de, “ ligi bitirtmeyiz”, “teraziden kaçan hırsızdır”, lale orta meselesi gibi spesifik vuruşların hepsi yerini buldu. en son fb-ts maçı cezaları dokunuşu bile tam yerindeydi, o meşhur iptal edilip, sonra metin öztürk ve başkan’ın katıldığı toplantı da öyle olacaktı. ama tek çıkmasını istemediler ve yumuşattılar açıklamayı. muhtemelen orada koptu bir şeyler.

    satranç oynamak istediğinde rakibi olmaz ama gönül devreye girdiğinde geri duruyor bazen ve meşrebi gereği içine atıyor anladığım kadarıyla. bunu bir oyun olarak görmesi lazım, çok ciddiye almadan ama kuralına göre. namus, şeref sabit dursun, gerisi mübah.

    oynayacaksın mecbur bu oyunu, kaba tabiriyle saltanat kayığına bindin artık. milyonlarca insan boşa sevmiş olamaz, sevdiren boşuna sevdirmez diyelim onun daha iyi anlayacağı şekilde. ben ömründe kendisini görmemiş bir adam olarak onu neden sevdim bunu düşünmeli. milyonlarca taraftarımız abisi gibi sevdi, onu aileden gördü.

    o yüzden o oyun oynanacak artık mecbur. kimine adada ucuz şarap vereceksin, kiminin oğlunun düğününe salon… bizim derneğin içinde olan başka derneklerle, kardeşliklerle de yakınlık kuracaksın( faydaları vardır, zararları yoktur, negatif bir durum değil).

    divan kurulunun huysuz ihtiyarları galatasaray demokrasisi ve tahammülüdür aslında, onları ya ciddiye almayacaksın, ya gönüllerini alacaksın. çok zor değil aman abi siz şöyle kıymetlisiniz, böyle üstatsınız, lütfen bana yol gösterin diye bir ziyaret etsen tonları değişir. ha ciddiye almamak daha doğru ama insan yapısı işte. taner aşkın, hayri kozak, sami çölgeçen vs gibi abiler bir folklorik değer bizim için, allah sağlık sıhhat versin. yoksa söylediklerinin manevi kısımları hariç, içinde doğru bulmakta zorlanırsın. hele maddi konularda hiç ama hiç.

    erden timur yapı olarak projelerinde ve iddialarında zerre açık nokta bırakmıyor, bağımsız raporlarla veri koyuyor ve sorunları teşhisi kusursuza yakın. sonra bu sorunlara net çözümlerini koyuyor ve uzun vade plan çiziyor. bunu yapamayacaksa gerçekten çalışamaz, bu atatürk’e “devrim yapma, yavaş yavaş hallederiz” demek gibi bir şey, çalışamaz ki öyle. sorunu da bulmuş, çözümü de bulmuş kendine göre. anca ikna edersen fikri değişir. bu demek değildir ki diğer yol yanlış, ama o yürüyemez, faydası az olur.

    örneğin bir hesapta tutulup sadece geliri kullanilacak fonlar fikri kusursuz bir çözüm, ve bu erden timur’un perspektifi. ondan başka kimse bunu yapmaz.

    emin olun yarın başkan adayı olacaksa müthiş bir iletişimle her üyeye ulaşacak ve net olarak bir dosya koyacak herkesin önüne.

    “taraftar kızmasın diye varmış gibi ol ama arka plana geç, floryayı biz yaparız, futbolu ekip yönetir, bizden de kardeşlik bekleme ama sen yine de arada gerekeni ateşlersin” gibi bir istek varsa, doğru olan geri çekilip yeni yönetime hazırlanmasıdır.

    inşaat yok, proje yok, futbol yok, e erden niye olsun o zaman?

    sağlık veya aile meseleleri varsa zaten konu bambaşka, ona yorum bize düşmez. veya daha doğru ve istediği gibi çalışabilmek için bir mola olarak planlandıysa evet satrancın parçasıdır ve doğrudur.

    ama yoruldum, sıkıldım, bir teşekkür etmeyip iftira attılar, ali’ye karşı savunmadınız, üç beş dangalak maddi konularda iftira attı diye bu hikaye bitmez. öyleyse boşuna gönlümüz kaynamış demek, umarım gelecek planları kendine yakışır kalitede ve galatasaray ile doludur.
  • 4699
    erden timur'un ayrılık hikayesi, mayıs 2015'teki ali dürüst ve abdurrahim albayrak ikilisinin ayrılık hikayelerinin aynısı. onlar da "yoruldum", "sağlık sorunlarım var" vb. bahanelerle ayrılmışlardı. bu mazeretleri gösterenlerden biri (ali dürüst), galatasaray'ın mayıs 2015'teki seçimlerinden sadece bir ay sonra gerçekleşen federasyon seçimlerinde yıldırım demirören'in listesine girmişti. dursun özbek'e, yani galatasaray başkanına gelince "yorgunum", federasyon başkanı demirören'e gelince "göreve hazırım" demişti bir nevi. öteki (abdurrahim albayrak) ayrılır ayrılmaz ilk seçimlerde göreve döneceğini açıklamış, çalışmalar yapmış ve dediği gibi ilk seçimde soluğu mustafa cengiz'in yanında almıştı. 2015'ten bugüne dokuz sene geçti, köprünün altından çok sular aktı, bugün her iki isim de dursun özbek'in destekçisi. abdurrahim albayrak'ın şu son iki senede yapmadığı şey kalmadı özbek'in herhangi bir ekibinde yer alabilmek için. bunu da akılda tutmak lazım.

    sözün kısası erden timur yanlış yapıyor. "ali koç tehdit etti korunmadı", "camianın içerisinden eleştiriler oldu, savunulmadı" vb. gerekçeleri hiç samimi bulmuyorum. inandırıcı da değil; hatta çocukça geliyor bana. özhan canaydın başkan iken tribünler tarafından ıslıklandı, içinde adı-soyadı geçen bir tezahüratta kendisine küfür edildi, haftalarca tribünlerde protesto edildi, fatih altaylı hakkında demediğini bırakmadı; bırakıp gitti mi canaydın? fatih terim gerek galatasaray'da görevde iken, gerek kulübün dışarısında olduğu dönemde hakkında denmeyen laf kalmadı; hırsızlıkla, komisyonculukla bile suçlandı, "ne haliniz varsa görün" deyip bıraktı mı camiayı terim? terim'e aziz yıldırım ve ali koç da birçok tehditte bulunmuştu, ne yaptı terim korktu mu? mustafa cengiz hakkında da neler dendi; sosyal medyayı geçtim, kulüp üyeleri arasında açıkça ölmesini temenni edenler oldu, peki ne yaptı mustafa cengiz? kaale mi aldı? almadı. erden timur hiç kusura bakmasın, yaptığını asla makul görmüyorum. "kulüp üyeleri eleştirdi, ali koç hakaret etti, kimse benim için açıklama yapmadı". peki, yani? cevap, "küstüm bırakıyorum". bir de bu çocukça tavırdan sebep kendisini kahraman gören, destansı hikayeler oluşturmaya çalışanlar var. bildiği bir şey olan söylesin. erden timur neden gidiyor? kamuoyunda dile getirilen sebeplerden gidiyor ise, anlatılan her bir sebebin içi bomboş. kamuoyunda dile getirilmeyen bazı sebepler var ise, erden bey açıkça söylesin. söylemiyor ise, açıklamıyor ise, ben bunu "başka bir sebep yok" olarak yorumlarım. "açıklanacak bir şey yok demek ki" derim. kendisi hakkında da hiç de iyi düşünmem. ortada bütün galatasaray camiası tarafından göreve devam etmesi istenen bir başkan vekili var ve kendisi inatla, ısrarla "hayır" diyor. bir de bu cevap üzerinden omuzlarda taşınılması isteniyor. kimse kusura bakmasın, ben yapmam.

    hepimiz gerçeklerle yüzleşelim. gerçeği kabul edelim. erden timur "bu yönetim önümüzdeki iki senede boyunun ölçüsünü alsın, herkes benim kıymetimi anlasın, iki sene sonra yana yakıla bana gelsin camia, ben de çok güçlü bir şekilde döneyim" stratejisi yürütüyor. yaptığının dekoder olmadan açıklaması bu. tıpkı zamanında ali dürüst'ün, abdurahim albayrak'ın yürüttüğü stratejiyi benimsiyor sadece. onlar da aynısını yapmışlardı 2015'te. o geçen iki senede (2015-2017) galatasaray'dan eksilenler, kaybolanlar, yaşanılan başarısızlıklar taraftardan başka hiç kimsenin umurunda olmamıştı. albayrak, dürüst 2018'de kahraman olarak dönmüşlerdi. ben o zaman da bu kahramanlaştırma hikayesine karşı olmuştum. bugüne geleyim. bundan iki sene sonra bu kez erden timur hakkında aynı hikaye ortaya çıkarsa, ben yine karşı tarafta olacağım. ilerleyen yıllarda erden timur bir kurtarıcı, bir fedai olarak ortaya çıkmaya kalkar ise, ben haziran 2024'te yaptığını aklımdan çıkartmayacağım. şimdiden bunu şerhini düşeyim. kendisi çünkü tamamen stratejik davranıyor ve geleceğe yönelik bir hamlede bulunuyor. paşa gönlü bilir ama ben bu stratejinin destekçisi değilim. olan galatasaray'a olacak çünkü bu stratejiden sebep ve konunun bu kısmı erden timur'un umurunda bile değil.
  • 4700
    ismail kartal için 'işler iyi giderken ismail kartal fenerbahçe'nin çocuğu, işler kötü giderken ... neyse söylemiyorum.'

    aziz yıldırım için 'bir laf vardır 'at yalanı ...' neyse gerisini söylemiyorum.'

    bunlar ali koç'un küfür etmeme taktikleriydi

    ben de ondan kopya çekiyorum şimdi.

    dursun özbek yönetimi ve erden timur için 'yapacağınız işi ...' neyse söylemiyorum.

    sadece ilk on bire nokta atışı 3 transfer bir de yedek forvet alacaktınız, olay bu kadardı. bu ayrılık yüzünden işler tepetaklak olmaz umarım. yoksa çekeceğiniz var.
App Store'dan indirin Google Play'den alın