625
sabri'nin gidişinden sonra galatasaray futbol takımının açıkta olan ''vurun abalıya'' pozisyonunu dolduran galatasaray 3. kalecisi. ortalama türk taraftarının sert ifadelerle yükleneceği bir oyuncunun varlığının şart olduğu gerçeği bile, kendisinin en azından taraftar nezdinde bir ihtiyacı giderdiğinin kanıtıdır. benim söz konusu pozisyon için tercihim hakan baltadır, tabii renkler, zevkler ve ''vurun abalıya'' tercihi tartışılmaz.
kaleciden bazıları gibi anlamam, söz tandem ve forvet olsa 2 kelam ederiz fakat kaleci , özellikle az seyrettiğim eray için herkesin ortalama söylediği şeylerden fazlasını söyleyemem. ancak empati yapabiliriz, yıllarını futbola, kaleciliğe ve galatasaray'a vermiş profesyonellerin (tafarel, terim, mancini, prandelli vs. dahil) neden 700b tl'ye 4 senelik anlaşma imzaladığına dair..olası cevaplar:
1-) iyi insan, iyi profesyonel, takım ahlakına ve takımdaşlığına uygun, vücuduna iyi bakıyor, antrenmanda ciddi ve çalışkan. zaten şu kriterleri tam uygulayacak olsak, süper ligteki futbolcuların yarısından fazlasını atmak lazım.
2-)hem ligte, hem avrupada 4 tane altyapıdan oyuncu bulundurma (en az 4-5 sene altyapında ve belli yaş aralığında galiba) zorunluluğu var. gene kadroda en az 3 kaleci bulundurmak zorundasın. alt yapı kökenli oyuncu ile 3. kaleci pozisyonu elin mecbur çakışıyor. söz konusu iş tanımı ve pozisyon çakışma zorunluluğuna göre en iyi aday, hatta tek aday eray. karşı sav olarak alt yapıya daha iyi kaleci çocuklar bulmak lazım, scout' lar ne iş yapar denilebilir. ama bu 5-6 sene öncesinin sorunu, şu an çözemezsin ve eldeki en iyi aday bu. yani daha iyi bir aday bulup, 4 sene altyapı geçmişi ve a takımı antrenman tecrübesini hemen fişe bağlayıp ''download '' edemiyorsun. eray hiçbir şey yapmadıysa , dişini sıkıp zorunlu tutulmuş ve klübünün eli mecbur olduğu bir pozisyon için kendini tek aday haline getirme sabrını gösterdi. 2000-3000 tl aylığa 2 yıl talim edeceğine, en az 3-5 yüz bin tlye başka bir takıma gidebilirdi, sebat etti. demek ki en azından iyi bir yol göstereni var.
3-)söz konusu transfer parası eray'ın değil, galatasaray klübünün 3.kaleci pozisyonunun maaşıdır. birçok şirkette bazen iyi para alanlara şaşarsınız, bu adam bu parayı nasıl alır diye, ama ille hakettiğinden değil, pozisyon icab ettirdiği için o parayı alır. bu da şuna yol açar, ülkede ve gurbetteki bütün türk kaleciler, kendilerini zorlayıp iyi olup galatasaray'a gelmeye çalışırlar. arma sevgisi bir motivasyon kaynağı olabilir, ama genelde ekonomik durumu parlak olmayan ailelerden gelen futbolcular için maddiyatta önemlidir. şu tartışılır: galatasaray'ın 3. kaleci pozisyonu bu parayı almalı mı? onu da anlamanın birçok kriteri vardır. türkiye'de rakibinin bu pozisyon için belirlediği tutar (bence burada 2. kaleci mert'le karşılaştırılmalı, çünkü mertte altyapı, yaş, ve türk zorunluluğunu karşılıyor), dışarıda olmak istediğin klüplerin bu pozisyon için belirlediği para, uluslararası futbol klübü yönetiminde bazı yasal zorunluluklardan dolayı kadronda bulundurman gereken oyuncular için toplam bütçeye göre orantılanmış miktar vs..
4-) bu 4 senelik toplam parayı esasında 7-8 senenin toplamı gibi düşünmek lazım. 2500 tl aylığa (türkiye için ve o yaş için küçümsenecek para değil, ama profesyonel futbol için çok cüzzi ) son 2-3 yıldır antrenmanlara geldi ve arda, sercan , vs .. gibi parayı görgüsüzce savuranlarla beraber aynı ortamda oldu. kolay zamanlar olmamıştır, özellikle zengin bir grupta maddi imkansızlıklar yüzünden eksiklik hissetmek o yaşlarda her zaman kolay kabullenilmeyebilir. demek ki bozmadı kendini, çalışmaya devam etti.
5-) taffarel gibi bir dünya devi kaleci ve büyük galatasaray sevdalısı adam '' günün birinde bu adam birinci kaleci olabilir, umudum var '' diyorsa , bir bildiği vardır herhalde. bize saygı duymak düşer.
kısaca gençler, arada sallayabilirsiniz eray'a, adamı rahatlatır, mesela ben hakan balta'ya sallarken çok rahatlıyorum (çok uzatmıyorum gerçi), ama çokta uzatmayın çünkü kendisinin dört yıl boyunca galatasaray 3. kalecisi olmasını destekleyen kapı gibi rasyonel durumlar var. fazla ve ölçüsüz sallama hakikaten kabak tadı veriyor.