7890
öncelikle belirtmek isterim ki bu platformda yazmanin büyük bir ayrıcalik olduğu kadar büyük de bir sorumluluk oldugunu herkesin bilmesi gerekiyor. ben kendi adıma yenildigimiz ya da kötü oynadığımız maclardan sonra yazmama kararı aldım. çünkü anlık sinirle yazılan şeyler insanların düşüncelerini etkileyebiliyor. iyi olduğumuz günlerde yazmak çok daha kolay ve keyifli bunun farkina vardım. eğer siz de sinirliyken yazdiklariniza bakip pişman oluyorsaniz bunu deneyebilirsiniz.
ikinci olarak kaybetmekten nefret eden bir insanim. belki galatasarayli olmam bu yüzdendir. çünkü galatasaray her zaman kazanmayi dener. bazen kazanır bazen kazanamaz ama dener. değerli olan da budur. okan hocayi çok severim savunurum da ama (bkz: 20 eylül 2023 galatasaray kopenhag maçı)'ni ikinci golü yedikten sonra kapattım. hala da bakmadım özetine bile. çünkü galatasaray kophenhag gibi bir takimla kendi evinde 2-0'dan beraberliği kurtarmayi kazanim olarak göremez, görmemeli. evet geriye düşebilirsiniz. 1-0 olabilir. ama ikinci yarı oyun basladiktan sonraki galatasaray'in izahi yoktu. ikinci golü yiyene kadar herkes uyuyordu. takim, hoca, taraftar... böyle takım da olunmaz taraftar da olunmaz hoca da olunmaz. o yüzden kabul etmiyorum bu durumu da beraberlige de sevinmiyorum. bu işin bir yönüydü.
gelelim taraftara. sevgili renkdaşlarim galatasaray kulübü her kötü oynayan oyuncusunu isliklayip kovsaydi oranin adi fenerbahce olurdu, galatasaray değil. 36 yaşında yaşlı gönderin (bkz: dries mertens), kaleci efsaneyse efsane cok hata yapıyor gönderin (bkz: fernando muslera), 24'lukler sampiyonlar ligine az geldi gonderin (bkz: kerem aktürkoğlu), (bkz: mateus cardoso lemos martins tete)... hoca yetersiz gönderin (bkz: okan buruk). var mı bunun sonu? siz hayatinizdaki herkese böyle mi yapıyorsunuz yoksa sineye cekip konu galatasaray olunca kendi yasantinizda dogru gitmeyen herseyi takima mi kusuyorsunuz? patronunuz size çıkışınca, eşiniz/sevgilinizle kavga edince susup oyunculardan, takımdan mi çıkıyor hirsiniz nasil olsa kaynar topluluk içinde diye? bu da işin bir başka yönü.
şimdi sevgili okan hocam. daha önce bir girdide belirtmiştim bu takim bukalemun takım olacak yapilan transferlerle her türlü oyunu oynayabilecek diye. şuan buna el freni gibi davranıyorsun. takim ayan beyan 4-3-3 takımı. artik kazanamadik da umarim kazanamayan kadroyu bozarsin kazanani bozmadigin gibi. umarim 4-2-3-1 senin takintin değildir. bu da isin hoca yönü.
gelelim oyunculara. sizin fiziksel durumunuz benim yazi yazma kabiliyetimle eşdeğer benim gözümde. ben yazi yazmayı biliyorsam siz de fiziksel olarak fit olacaksiniz. bunun a'si b'si yok. bu insanlar geberecekler sizlere olan sevgilerinden kendinizi biraz borçlu hissedin lütfen. bir ara koşu mesafeleri geldi ekrana kophenhag 63'lerdeyken biz 56'lardaydik. inanamadim gördüğüme. bu kadar farki yetenekle kapatamazsiniz. bu kadar durgunluğun, dalgınlığın açıklaması yok.
ayağımız takildi yere düşmüş olmayalim. buradan yola devam edelim. inaniyorum buradan döneceksiniz en iyi şekilde.
ikinci olarak kaybetmekten nefret eden bir insanim. belki galatasarayli olmam bu yüzdendir. çünkü galatasaray her zaman kazanmayi dener. bazen kazanır bazen kazanamaz ama dener. değerli olan da budur. okan hocayi çok severim savunurum da ama (bkz: 20 eylül 2023 galatasaray kopenhag maçı)'ni ikinci golü yedikten sonra kapattım. hala da bakmadım özetine bile. çünkü galatasaray kophenhag gibi bir takimla kendi evinde 2-0'dan beraberliği kurtarmayi kazanim olarak göremez, görmemeli. evet geriye düşebilirsiniz. 1-0 olabilir. ama ikinci yarı oyun basladiktan sonraki galatasaray'in izahi yoktu. ikinci golü yiyene kadar herkes uyuyordu. takim, hoca, taraftar... böyle takım da olunmaz taraftar da olunmaz hoca da olunmaz. o yüzden kabul etmiyorum bu durumu da beraberlige de sevinmiyorum. bu işin bir yönüydü.
gelelim taraftara. sevgili renkdaşlarim galatasaray kulübü her kötü oynayan oyuncusunu isliklayip kovsaydi oranin adi fenerbahce olurdu, galatasaray değil. 36 yaşında yaşlı gönderin (bkz: dries mertens), kaleci efsaneyse efsane cok hata yapıyor gönderin (bkz: fernando muslera), 24'lukler sampiyonlar ligine az geldi gonderin (bkz: kerem aktürkoğlu), (bkz: mateus cardoso lemos martins tete)... hoca yetersiz gönderin (bkz: okan buruk). var mı bunun sonu? siz hayatinizdaki herkese böyle mi yapıyorsunuz yoksa sineye cekip konu galatasaray olunca kendi yasantinizda dogru gitmeyen herseyi takima mi kusuyorsunuz? patronunuz size çıkışınca, eşiniz/sevgilinizle kavga edince susup oyunculardan, takımdan mi çıkıyor hirsiniz nasil olsa kaynar topluluk içinde diye? bu da işin bir başka yönü.
şimdi sevgili okan hocam. daha önce bir girdide belirtmiştim bu takim bukalemun takım olacak yapilan transferlerle her türlü oyunu oynayabilecek diye. şuan buna el freni gibi davranıyorsun. takim ayan beyan 4-3-3 takımı. artik kazanamadik da umarim kazanamayan kadroyu bozarsin kazanani bozmadigin gibi. umarim 4-2-3-1 senin takintin değildir. bu da isin hoca yönü.
gelelim oyunculara. sizin fiziksel durumunuz benim yazi yazma kabiliyetimle eşdeğer benim gözümde. ben yazi yazmayı biliyorsam siz de fiziksel olarak fit olacaksiniz. bunun a'si b'si yok. bu insanlar geberecekler sizlere olan sevgilerinden kendinizi biraz borçlu hissedin lütfen. bir ara koşu mesafeleri geldi ekrana kophenhag 63'lerdeyken biz 56'lardaydik. inanamadim gördüğüme. bu kadar farki yetenekle kapatamazsiniz. bu kadar durgunluğun, dalgınlığın açıklaması yok.
ayağımız takildi yere düşmüş olmayalim. buradan yola devam edelim. inaniyorum buradan döneceksiniz en iyi şekilde.
