resim
Emin Bayram
Takım:Westerlo
Mevki:Stoper
Yaş:21
Boy:1.92
Uyruk:Türkiye
  • 451
    bir hafta şov amaçlı kaptan olarak ilk 11 başlatılır, bir hafta yedek bırakılır.

    24 temmuz 2020 antalyaspor galatasaray maçının son bölümlerinde üçlü savunmaya dönülür. marcao ve donk’un yanına taylan atılır. kendisi hala yedektir. olsun, nasıl olsa orta sahada diri olan taylan’ı geriye çekince orta saha helva gibi olmuyor!..

    oysa kritik trabzonspor maçında rakibine kasıtlı tekme atarak oyundan atılan feghouli, cezası biter bitmez ilk 11’e yazılıyor. insan gerçekten hayret ediyor.
  • 452
    henüz 17 yaşında olan genç stoperimiz. kaptan olarak sahaya çıkıp 90 dakika sahada kaldığı ankaragücü maçında sadece 1 top çalma ile oynadı. trabzonspor maçında sörloth çocuğu kucağında gezdirip gol attı. tekrar ediyorum. henüz 17 yaşında.

    herkes ozan kabak diyor. ozan kabak ilk 90 dakikasını oynadığında emin'den büyüktü. dahası o takım ozan'ın hatalarını telafi edebilecek bir takımdı. emin hem daha küçük, daha dezavantajlı, hem de hata yapsa etrafında telafi edecek kabiliyette abileri yok. takım kötü gidiyor

    ne zannediyorsunuz? 5 maç üst üste gol yedirse ve biz bu maçların hepsinde puan kaybetsek emin'in büyük futbolcu olacağını mı? hayır öyle değil işte. 3. maçtan sonra kendisini, yeteneklerini sorgulamaya başlar çocuk. bi hava yakalayıp devamını getirebilmek çok önemlidir.

    sanki hoca tuzlaspor'la oynanan kupa maçında sahaya sürene kadar adını biliyordunuz da hocadan daha iyi tanıdığınızı iddia ediyorsunuz. bırakın gelişimini sürdürsün çocuk, stoper gibi bir mevkide her hafta yeterliliğini sorgulayacağı maçlar oynayarak gelişeceğini zannediyorsanız büyük yanılıyorsunuz. resmen kurban edilmesi isteniyor çocuğun ya, cidden aklım almıyor.
  • 453
    şu çocuğu şampiyonlar liginde 3-4 maç oynatsaydık eminim tıpkı ozan kabak gibi ona da talipler çıkardı. bence bu geldiğimiz noktadan sonra başarıdan ziyade oyuncu pazarlama odaklı takılmamız gerekiyor. şampiyonlar ligi güzel bir vitrindi ama sanki kupayı alacakmışız gibi 35'lik adamlarla maçlara başlayınca hem maçları, hem maç gelirlerini, hem de gençlerimizi vitrine çıkartma şansını kaybettik.
    dünden beri avrupa ligi'ne katılmayalım diyenler gözüme çarpıp duruyor. bu vizyonsuzluğun sebebi "aman hocaya laf gelmesin mi?" yoksa gerçekten o kadar başarısızlığı kanıksamak mı bilmiyorum ama avrupa'da herhangi bir kupada oynamadan oyuncu filan satamazsın. hele hele avrupa ligi'nde puan toplamadan ligde şampiyon dahi olsan son torbadan şampiyonlar ligine katılıp elek olur dönersin. artık bir şeylerin kafamıza dank etmesi lazım.
  • 457
    şu ana kadar çıkan transfer haberlerine bakacak olursak 2020-2021 sezonunda yedek kalması çok olası. yedek kalırken de üçüncü stoper tercihi olacakmış gibi durmuyor. bu nedenle süper lig seviyesinde bir takıma kiralık gitmesi çok faydalı olacaktır. üstelik belli sayıda maç oynama zorunluluğu koyarsak çok güzel olur. buradaki temel amaç emin'in gelişmesinin yanında 2021-2022 sezonunda alt yapıdan bir oyuncuyu ilk 11 oynatma zorunluluğu için elimizi rahatlatmak olmalı. umarım emin için kritik olan bu dönemi doğru yönetebiliriz.
  • 459
    an itibariyle 17 yaşında olan, henüz galatasaray u19 takımında bile 15 20 maça çıkmamış, u19 milli takımında oynamaya başlamamış, çok yetenekli futbolcumuz.

    kendisi hakkındaki yorumları hayretle okuyorum. kiralanmasına kesinlikle sıcak bakmıyorum, zira kendi yaş grubu ve a takım ile çıkacağı antremanlarda zaten gelişim gösterecektir.

    daha kiralama yaşı gelmedi, aceleci davranmayalım. ki muhtemelen kiralanmadan takımımızda düzenli oynayan bir futbolcu haline gelecektir, sadece bir kaç sene içerisinde.

    17 yaşına göre müthiş bir futbolcu olsa da profesyonel futbolda acemi bir futbolcu olduğunu da unutmayalım.

    zaman zaman a takımla maça çıkacak. ama kendisine gereğinden fazla misyon yüklemeyelim.

    kısacası, gelişecek. sabırlı olalım.
  • 460
    türkiye süper liginde hiç bir takım kendisine oynama garantisi vererek kiralamaz. zaten o takımlar için de mantıklı değil. kiralanan oyuncudan kiralandığı süre boyunca verim alabilesin ki, o oyuncuyu kullansın. o oyuncuyu geliştirmek için kullanmaz hatta onunla ilgilenmez bile. ilgilenmesi ve gelişmesi için hiç bir sebep yok.

    bir de oynama garantili kiralık diye tabirler duyuyorum. böyle bir madde gerçekten var mı ? eğer varsa da gerçekten çok saçma. ben niye herhangi bir oyuncuyu oynatmaz zorunda kalayım.

    bir de şu durum var. eğer kendisi düşen bir takıma gider ve o takımda yedek kalırsa, ki türkiye'de takımlar çok fazla genç oyuncuya güvenmez, gelişsin diye gönderdiğimiz oyuncuyu psikolojik ve fizyolojik olarak gerilemiş şekilde bulabiliriz.

    bunlardan dolayı türkiye'de bir takıma kiralamamamız gerekir diye düşünüyorum. yurt dışında genç oyunculara önem veren ve kültürü olan bir takım isterse tabii ki düşünülebilir.

    tahminim 2020-2021 sezonunda kupa maçlarında süre almaya başlayacak, fiziki dengesinin tam oturmasından sonra da ilk 11'e yavaş yavaş adapte edilecektir. fakat kesinlikle acele edilmemesi gerekir. acele edersek medya ve taraftar olarak bu çocuğa çok büyük kötülük yaparız.
  • 461
    elalem genç futbolcusuna çatır çatır forma veriyor, biz nereye kiralayalım diye muhabbet ediyoruz. 35 yıldır futbol izlerim, kiralandıktan sonra geri dönüş yapan 5 futbolcu hatırlamam.

    iyi ki trent arnold'lar, leon bailey'ler, de jong'lar filan bu ülkede doğmadı. yoksa adamlardan hiçbir şey olmadan menemenspor'a, yeni turgutlu'ya transfer hesapları yapılırdı.

    iyi futbolcu her yaşta çıkar futbolunu oynar, zaten iyi değilse, formayı vermezsin. bu maliyetlerle halen transfer yapmayı düşünüyoruz, hayal ediyoruz. tünelin sonu karanlık. elindeki cevherleri işleye işleye çıkacaksın bu süreçten, yoksa her sene sil baştan takım yapmaya kalkarsan, borç içinde kalırsın. artık satacak bir şey de kalmadı, oturur devlete el açarsın.

    galatasaray'ın genç ve yetenekli futbolcusu.
  • 462
    kendisi ozelinde, football manager uzerinden bir yorum yapacagim.

    oyunda tesisleri iyi olmayan kuluplere oyuncu kiralayinca, bir de onlar da oynatmazsa potansiyellerine erisemeyip potansiyelleri de dusuyor.

    reelde bu nasildir, turkiye icerisinde kulupler arasinda imkan o kadar farkeder mi, bireysel antrenorle calismak acigi kapatir mi bilemiyorum. ancak kiralik genc gonderirken bunlara yine turkiye sartlarinda bakilmalidir.

    bunlarin hepsine kulupte hakim birileri mutlaka vardir, olmalidir. fatih hoca disinda bu alanlarda ozellesmis calisanlar olmali aslinda. tabii burda yonetimle, hocayla devamli ekip degistiginden, bu tarz yaklasimlar biraz fm-vari kaliyor.

    onumuzdeki seneleri en iyi sekilde gecirip, guzel bir kariyere sahip olmasini diledigim genc yetenektir. konudan bagimsiz, ozel olarak calismalarini gordukce seviniyorum kendisi adina.
  • 467
    kendisi ve akademiden gelen diğer oyuncularımız galatasarayın geleceğini oluşturmaktadır. bu sezon, marcao ve luyindamanın satılmayacağını düşünerek söylüyorum, emin ve ışık kaan rotasyondaki oyuncularımız olarak planlansa gıkımı çıkarmam. ahmet çalık, semih kaya rotasyonda duracağına, bu genç arkadaşlarımız dursun; en azından potansiyelleri olduğu yazılıp çiziliyor ki, bu sezonki maç sayısı göz önünde bulundurulduğunda süre de alırlar. şunu unutmamak gerekir ki altyapımızdan çıkan her oyuncu ozan kabak olmayacak, fakat rotasyon diye nitelendirdiğimiz oyuncu grubunda olsa bile, galatasarayımızı milyon eurolardan kurtaracak bir hamleden bahsediyoruz. varsın emin, ışık vs. altyapı oyuncularımızın sayesinde 6 puan kaybedelim. feghouli, belhanda, babel gibi oyuncular yüzünden kaç puan kaybettiğimizi herkes biliyor zaten. bunun dışında emin ile ilgili olarak ufak bir yorum yapma gereği duyuyorum. izlediğim süre içerisinde, ki yalnızca a takım maçlarını izledim, bana çok hantal ve yavaş bir oyuncu gibi göründü. sanki gönderdiğimiz maicon ile özellikleri çok benzeşiyor. bu anlamda daha çok sistemli bir taktiğin içinde performans verir gibi duruyor. birebirlerde sıkıntı yaşayabilir gibi. bütün bunlara rağmen gençlerimize gerekli şansı verip, gelişmelerini sağlamalıyız. bir rotasyon oyuncusu kazansak dahi ekonomimiz açısından müthiş karlı bir durum teşkil ediyor. bunu yalnızca emin anlamında değil genel olarak genç oyunculara bir bakış açısı olarak yazıyorum. ki ozanın 11m euroya satıldığı yerde, belki de bizi kurtaracak olan bu gençlerden kazandığımız bonservis bedelleri olacaktır.
  • 468
    kendisi iyi bir futbolcu fakat defansif meziyetlerinin harika olmamasının yanında hantal olmasından mütevellit galatasaray gibi ligde sürekli hücum etmek zorunda olan takımlarda başarılı olamayacağını düşünüyorum. kendisini avrupa’daki kulüplere gerekirse para vererek belli bir süre sınırıyla kiralanması gerektiğini birkaç sene sonra da bonservis+sonraki satışından %10-15 şeklinde satılması gerektiğini düşünüyorum. tabi ki yanıladabilirim. inşallah yanılırım ama bizde başarılı olamayacağını düşünüyorum. önümüzde maicon gerçeği var. tudor zamanında harika oynarken fatih terim döneminde berbat bir performans ortaya koydu. bunun sebebi oyun şekliydi. tudor da savunmayı ileride kuruyordu. hatta fati terim’in takımından da ileride kuruyordu fakat fernando’yla 3 lediği savunmayla beraber ani presle rakibe hızlı hücum şansı tanımıyordu. dolayısıyla maicon gerçekten güzel oynuyordu. sonrasında ise bu anlayış kaybolunca maicon’un hantal oluşu ortaya çıkmaya başladı. emin de tudor takımında çok güzel oynar fakat bu takımda sadece kendisine zarar vermiş oluruz.
  • 469
    fransa milli takımının ve real madrid’in stoperi rafael varan tecrübesi zirvede olan bir futbolcu. varan’ın yaptığı hata ile emin bayram’ın ankaragücü maçında yaptığını karşılaştırınca emin bayram’ın ki çok daha masum ve çok daha kabul edilebilir.

    şimdi emin bayram’ı linç edenlere ve ona bir daha forma vermeyen fatih terim’e soruyorum. şimdi bu hata yüzünden varan fransız milli takımından ve real madrid ilk onbirinden kesilecek mi, daha doğrusu kesilmeli mi?

    üstelik emin bayram’ın hatası, pas için açığa çıkan olmadığından çok daha masum. futbolda bu tür hatalar vardır ve olacaktır. önemli olan maçın tamamında o futbolcunun ne kadar verimli oynadığıdır. emin bayram o maçta en az dört kritik pozisyonda hata yapmadı ve aşırı vitaminli rakiplerini başarıyla durdurup golleri önledi. ancak genç yeteneklere “hata yapsa da saldırsak” psikolojisiyle bakanlar tarafından linç edilmeye çalışıldı ve işin üzücü tarafı ozan kabak’ta eleştirileri kulak arkası eden sayın terim, emin bayram’da buna cesaret edemedi.

    önümüzdeki sezon için bile emin bayram’a güvenilmeyip, son haftalarda çok daha ağır hatalar yapıp, en kritik trabzon spor maçında tamamen gereksiz bir penaltıya neden olmuş donk’a yine milyon eurolar teklif edilmiş. neresinden baksan tutarsızlık.

    inancım değişmedi. iyi bir kadro kurup fatih terim’e vereceksin ama asla kendisine kadro kurdurtmayacaksın. terim’e kalsa, arda gibi bütün evlatlar şimdi florya’da olurdu. 1996-2000 başarılarını yakalayan takımın omurgasını karl heinz feldkamp kurmuştu. hatırlatmakta fayda görüyorum.

    (bkz: 7 ağustos 2020 m.city real madrid maçı)
  • 470
    16 yaşını yeni tamamlamış 17 yaşına ise nisan ayında girmiş oyuncumuz. yani daha tam vücut gelişimini tamamlamamış oyuncudan bahsediyoruz.

    kimse kusura bakmasında ozan kabak ilk çıktığı maçta herkesi büyülemesine rağmen yarım sezonda denilmedik şey bırakılmadı. kendi kalesine attı, 4-5 tane bariz kendi hatasından penaltı yaptırdı falan. hatta satışı sırasında 11 milyon çok iyi para çocuk çok overrated zaten abi deyip değersizleştiren bile vardı.

    emin bayram ise ozan kabak kadar ne hızlı ne de sert bir oyuncu. gelişimini tamamlaması gerekiyor ve oyuncuyu da kaybetmemek gerekiyor. psikolojik olarak kaybettiğin bir oyuncuyu toparlamak zordur.

    buna en yakın örnek latovlevici. bizim takım seviyesinde değildi ama 5 metre önündeki adama da pası atamayacak kadar kötü değildi. alınmayan sol bek transferinin adamın üzerinden çıkarınca bütün özgüveni kayboldu adamın.

    velhasıl beklemekte ve doğru zamanda oynatılmasında yarar var.

    edit: 500 metre demişim 5 metre olacak o. f1 izlerken futbolcu entryrisi girersek böyle olur *
  • 471
    emin bayram ve ozan kabak’tan yola çıkarak galatasaray alt yapısı hakkında bazı düşünce ve kanaatlerimi açıklamak istiyorum. bunlar bütün galatasaray taraftarının bilmesi gereken şeyler. çünkü taraftarın %90’ı hayatında florya'yı görmemiş olabiliyor. orada çarkların nasıl döndüğünü, nasıl bir zihin yapısının hüküm sürdüğünü herkesin bilmesi gerekir.

    önce şu tespitleri yapalım:

    -türkiye’nin en yetenekli çocukları galatasaray alt yapısına gelirler. bunu hem kendileri, hem aileleri hem de hocaları ister ve başardıklarında hayatlarına yeni bir güneş doğmuş gibi olur.
    -türkiye’nin en güçlü alt yapısı galatasaray’dadır. (altınordu ve bursa ile birlikte) tüm eksiklerine rağmen hoca kalitesi, antreman sahası ve florya gibi çok seçkin bir mekanda olması orayı çekici kılmaktadır.

    işin asıl püf noktası, sadece istanbul'un değil, tüm türkiye’nin en yetenekli çocuklarının florya’ya gelmek için can atması. bu sayede florya adeta çiçek bahçesi gibidir.

    bu tespitlerden hareketle diyorum ki; galatasaray alt yapısına gelmiş ve en üst kademelere tırmanmış yetenekli futbolcuların türkiye'deki emsallerinden büyük bir farkı var. bu da kendilerine olan güvenleri. bu güvenleri ve tabi yetenekleri sayesinde yıldız olma potansiyeli taşırlar.

    bu yıldız adaylarının önündeki en büyük engel ise “yeterince forma şansı bulamamaktır.” tekrar ediyorum “yeterince forma şansı bulamamaktır.” çünkü galatasaray a takımı hep şampiyonluğu hedefler, şampiyonlar ligine gidip 30-35 m euroyu alalım derken ellerindeki 40-50 m euroluk yeteneklerin herbirini forma şansı vermemekten kaybeder. galatasaray’ın dışardan transfer ettiği bütün yerli futbolcular için söylüyorum; alt yapımızdaki çocuklardan en ufak bir üstünlükleri yoktur. tek şansları “forma giyebilecekleri daha küçük takımlarda olmalarıdır.”

    profesyonel futbol oynayanlar iyi bilir. bir futbolcu maç atmosferini yaşadıkça adrenalin seviyesi yükselir, fizik ve kondisyonu yükselir, hızı ve tekniği artar ve yeteneği de varsa yıldız olur çıkar. maç oynamadan, nabız yüz altmışları bulmadan yıldız olamazsınız. istediğiniz kadar antreman yapın, alt yapıda oynayın istediğiniz kadar alt liglerde patates tarlalarında futbol oynayın olmaz.

    işte galatasaray alt yapısına gelen herbiri yıldız adayı çocuklar için kahredici kısır döngü burada başlıyor. tam a takımda forma bulacağı, süre alacağı, ali sami yen’de taraftarın karşısına çıkıp kanat çırpmaya başlayacağı anda önlerinde demirden bir bariyer yükseliyor. durun hele siz nereye gidiyorsunuz, daha çocuksunuz, bir hata yaparsanız yanarsınız, hele gidin birinci, ikinci üçüncü ligde biraz pişin görelim. işte yaprak dökümü o anda başlar, çocuklar gidecek takım arama derdine düşerler. takımlar nazlanmaya başlarlar. çünkü gitmek istedikleri takımlarda bir-iki yönetici çıkar engeller bu transferleri. çünkü ya fenerbahçelidir ya bjklidir bu yöneticiler ve galatasaray’a nefretle doludurlar. (tıpkı ekranlarda nefret kusan yorumcu ve muhabirler gibi) galatasaray’a olan nefretleri yüzünden gencecik çocukların önüne dikilir “biz galatasaray’a adam yetiştirme yurdu değiliz” gibi saçma gerekçelerle transferlerine engel olurlar ya da olamasalar bile takımda mobing uygular forma giymelerini ve çiçek açmalarına engel olurlar. bunlar hikaye değil türkiye’nin yakıcı ve yaşanmış gerçekleri.

    bu nedenle diyorum ki;

    galatasaray her yıl alt yapıdan en az üç futbolcuyu a takım kadrosuna alarak forma vermeli ve bir-iki yıl içinde onları kazanma yoluna gitmelidir. 18 yaşında sürekli oynamaya başlayan abdulkadir ömür başarmışsa, ozan kabak başarmışsa diğerleri de başarır. bırakın hata yapsınlar. onlar öyle hata yaptıklarında onun altında ezilecek gençler değil. tam aksine hatalarından ders çıkaracak kadar zeki ve yetenekliler.

    yönetim, teknik kadro ve taraftardan rica ediyorum. gençlere güvenelim ve forma verelim/verdirelim. onları destekleyelim ve olacakları izleyelim.
  • 472
    16 yaşında süper ligde ilk 11 çıkıyor ve fazla sırıtmıyor resmen ışık saçıyor. gel gelelim daha bu bırakın reşit olmayı daha 17 yaşına yeni ayak basmış basacak gencecik değeri paha biçilememeyecek bir kulüp nimeti bile taraftar arasından eleştiri görebiliyor.

    yok defansif anlamda eksikleri var, yok bir ozan olma ihtimali yok, yok işte hızlı değil, dikkatsiz bilmem ne. bakın arkadaşlar bu ülkede ki en büyük problem de bilinçsiz taraftardır, futbolcu yetişmemesinde her ne kadar gençlere önem vermeyen teknik adamlar ve yöneticiler olsa da en büyük etmen bilinçsiz taraftar bolluğudur.

    inşallah çocuk sosyal medyaya ya da tv'ye falan bulaşmaz da bu zihniyetle muhattap olmadan yürüye durur çünkü önü çok açık.
  • 474
    kendisiyle ilgili onemli scout ekiplerinin hakkinda olumlu raporlar verdigi stoper oyuncumuz. cok kuvvetli yonleri olarak kayarak top alma, onsezi, hiz, oyunu okuma ve soguk kanlilik denmis. guclu yonlerine ise pas, hizlanma, ikili mucadele kazanma, top teknigi ve pozisyon alma denmis. zayif yonleri icin dipnot dusulmemis. oyun stili olarak topla oynayabilen, dogal fizigini kullanabilen, hava toplarini domine edebilen denmis. potansiyel olarak avrupa' in en iyi kuluplerinde ilk on bir oyuncusu olabilirmis.
App Store'dan indirin Google Play'den alın