resim
Domènec Torrent Font
Görev:Teknik Direktör
Takım:San Luis
Yaş:62
Uyruk:İspanya
  • 3453
    ülkemizin köklü küçük kulüplerinden beşiktaş terazi lastik jimnastik kulübüne yeni teknik direktör adayım olan zat. filozofların efendisinden çaycıların efendisine geçmek biraz tuhaf olabilir ama iç saha maçlarında giyilen uzun deri ceketlerle biraz teselli olabilirler. box to box area system ile başarıdan başarıya koşmaları da muhtemel. çare torrent!
  • 3457
    bir daha takım bulamayacak şahıs. kendisini göreve getirebilecek kalibresizlikte iki adam vardı. burak elmas ve ışıtan gün.

    he, oldu da bir şekilde futbolun f'sinden anlamayan bir başkanın yönettiği herhangi bir takımda tesadüfen göreve geldi diyelim. gittiği hiçbir yerde galatasaray taraftarının kendisine yaklaştığı gibi hoşgörüyle yaklaşılmayacaktır. bir ara, torrent'in saçmalıklarını dile getirenleri şeytan taşlar gibi taşlıyorlardı. bozuk saat misali yaptığı seyrek doğrular ise insanlık alemine büyük bir katkıymış gibi dillendiriliyordu. şaka gibi bir dönemdi.
  • 3459
    sacha boey’i kadro dışı bırakıp omar’ı oynatan adam.
    babel’i oynattıktan sonra babel eyüpspor’a transfer oldu.
    eric pulgar’ı aldıran adam.
    erik pulgar, taylan antalyalı,berkan kutlu üçlü orta sahası oynatan adam.
    daha say say bitmez.
    bu yazdıklarımı da sadece yarım dönemde yapmış.
    burak başkan ile bir sene daha devam etselerdi ne olacağını düşünemiyorum.
  • 3461
    yabancı hayranı aşağılık kompleksi kafaların türkiye’ye getirdiği yardımcı hoca.

    yardımcı antrenör yardımcı antrenör olarak takıma katılır, alt yapı hocası da alt yapı hocası olarak. 1-2 maçlığına geçici olarak maça çıkmasından bahsetmiyorum. riekering (iyi adamdı ama konu o değil), kuntz ve bu tip adamları türkiye’de a takımların başına getirenlerin ortak argümanı şudur: “aağbi bizde alt yapı yok, sistem yok. getireceksin bir alman, italyan, katalan, öğretecek sana bu işi. sistem sistem. bizde bu yok ühühü. tüm dünya alman taşşağı yesin”.

    koca bir hasssssktr çekmek istiyorum. o işler öyle tersten ilerlemiyor. ne yapacan a takıma alt yapı dersi mi verecen? “bak taylan bu adam, bu da alan. göster kardeşe pulgar, neymiş?” ilerlemediğini uygulamalı olarak da gördük, ama gereği yoktu. ya geçici olduğu tanımlı genç bir teknik adamla limana yanaşılacak (daha önce bülent korkmaz ile yaptığımız gibi) ya da doğru düzgün 1. adamlık tecrübesi olan biri gelecekti. gerçek bir teknik direktör ile de 13. olurduk belki ama başarısızlığın özeti “bile bile lades” olmazdı.

    futbolun (ister tiki taka olsun ister total) temellerini iyi bilen adam arıyorsanız katalunya’ya, bavyera’ya, amsterdam’a gitmenize gerek yok. türkiye’de de 40 yaş altı pırlanta gibi birçok futbol insanı mevcut bu bilgilere haiz olan. ancak bu sorunlu ülkeden çıkan galatasaray gibi şampiyonluklara ambargo koymuş, avrupa’dan kupalar getirmiş, milli takıma global çapta tanınırlık sağlamış, şampiyonlar ligini kazanamadığı için dövünmüş, başarılara alışmış, arkasında en az 30 milyon kupaya aç ve birçoğu bulabildiği her kanaldan kulübe baskı yapan taraftarı olan bir takıma temel antrenörlük bilgisi ve cv’si ile teknik direktör atamak, açıkça salaklıktır. torrent’in çok ciciş bir karakteri olması (?) da bu gerçeği değiştirmez.

    geldiği gün de böyle düşünüyordum fakat o dönem yazacak zamanım yoktu. bir dahaki yabancı aşığı yönetici bir sonraki salaklığını yapana denk, görüşmek dileğiyle torrent’çiğim.
  • 3466
    https://twitter.com/.../1732773379382403106

    --- alıntı ---

    sacha boey: “benimle ilgili söylenen en büyük yalan? ismini vermek istemediğim bir antrenör benim hiç çalışmadığımı söylemişti. beni tanıyan herkes saha içinde ve dışında ne kadar çok çalıştığımı iyi biliyor. kimse bu konuda hakkımda olumsuz bir şey söyleyemez. benim çözemediğim, insanlara karşı beni değersizleştirmek için bir insanın neden böyle bir şey uydurma ihtiyacı hissettiği açıkcası.” (le carre)

    --- alıntı ---

    sacha boey tarafından ismi verilmeden anılan eski antrenörümüz. bu vesileyle ben de kendisini anıyorum.
  • 3469
    takima gelirse başarısız olacağı bu kadar belli olan isimleri hangi kafa neden takımın başına koyar anlam verilemeyen onlarca isimden sadece biri.

    bir diğeri stefan kuntz.
    bir diğeri hırvat köylüsünün biri.

    bunlar nasıl mantıklarla takımın başına getirildi hala anlam veremiyorum.

    dominic toretto'ları galatasaray'da istemiyoruz.
  • 3472
    galatasaray'ın 3.5 milyon avrosunu cebine indiren teknik direktörlük vasfı olmayan vasat çalıştırıcı.

    fatih terim sonrası bu çalıştırıcının övücüleri yalnızca bu sözlükte yazanlar değildi. onların akıl babaları olan, sosyal medya platformlarında yorumcu sıfatıyla caka satan kişiler de bol bol övmüşlerdi. adamı öyle bir sunmuşlardı ki sanki guardiola sadece bir manken arkasındaki esas deha bu zatmış gibi.

    yani bu yorumculardan biri çıkıp guardiola bu torrent denilen adamın çaycısıydı dese inanacak o kadar çok kişi vardı ki... esas acı olan bu.
  • 3473
    vakti zamanında sözlüğün en bi favori ismiydi. sadece sözlükte değil, bilimum sosyal mecralarda hakkında güzellemeler yapılırdı. torrent’i eleştirelenler gömülür, ekseriyetle futbolu bilmemekle suçlanırdı. görmesek, okumasak neyse. birebir yaşandı bunlar.

    şimdilerde, kimisi utancından sildi o yazıları, kimisi torrent uğruna sözlüğe rest çekip ayrıldı, (yazar ismi vermeyeceğim de çoğu kişi biliyor kim olduğunu. torrent için sözlüğe rest çekti herif. torrent’in babası bile böyle bir hareket yapmaz aq) kimisi de şimdilerde üç maymunu oynamakta, ben yapmadım ki modunda takılmakta. tıpkı zamanında feto’nun kucağında gezip şimdilerde en büyük feto düşmanı kesilen malum kesim gibi işte. dediğim gibi görmesek, okumasak bilmeyeceğiz ama “ulan hepiniz oradaydınız be”.

    neticesinde torrent gitti, giderken de hayatı boyunca kazanamadığı parayı kazanıp gitti. en önemlisi de galatasaray gibi bir takımın teknik direktörü olup barcelona maçına çıktı. torunlarına falan anlatır artık bunları. torunları da “kral aq” falan der muhtemelen. o derece olağandışı bir durum.

    belmas yönetimi zaten çapsız ve bu konuda 100% suçlu, hiç itirazım yok buna ama en az belmas yönetimi kadar suçlu olan o dönemin torrent fan’larıdır. kusura bakmasın kimse. o kesime hıncım hiç bitmeyecek. yer yer hatırlatacağım ki utansınlar, bir daha futbol konuşmasınlar diye.

    peki bunu neden yapıyorum? kulübün en büyük efsanesi tefe konup gönderilirken bu kesim göbek atıyordu resmen. imparator zaten sezon sonu bırakacaktı. bize yakışan da buydu ama bu kesimin sosyal medyadaki tatavaları yüzünden avrupa serüvenimiz devam etmesine rağmen imparator’la yolları ayırdık. üstelik hakettiği tazminatı bu yönetime rağmen almayıp çok klas bir şekilde son imzam diyerek, buruk bir şekilde çok sevdiği kulübümüzden ayrıldı adam. imparator’un tazminatı da torrent’e ödendi. bunları dönem dönem hatırlatacağım ki bu kesim utansın. eğer o duyguları halen mevcutsa tabi.

    bu utanç sözlüğe yeter bence.
  • 3474
    futboldan anlama turnusoluydu. bu adam bas bas bağırıyordu "ben hoca değilim, benden hiç bir şey olmaz sadece emeklilik ikramiyemi almaya geldim" diye.

    en çok ofsaytlanan entryimin de kendisi hakkında olması da ayrıca benim için bir gururdur. doğrunun ve haklının acelesi yok.

    yatsın kalksın burak elmas'a dua etsin. onun sayesinde bizim cebimizden söğüşlediği paralar olmasa şu an ispanya'da tarlada ekin ekiyordu parasızlıktan.

    bu adamı savunanlar, igor tudor'u da savundular.
App Store'dan indirin Google Play'den alın