resim
Domènec Torrent Font
Görev:Teknik Direktör
Takım:San Luis
Yaş:62
Uyruk:İspanya
  • 1630
    çok sevdiğimiz ve inadı yüzünden bu sefer sezonu rezil eden fatih terime gık diyemeyen herkesin çullandığı profesyonel teknik direktörümüz.

    adamın futbol aklı ve zekası olduğu belli, az biraz anlayan herkes görüyor.

    korkuları başarılı olması. ben galatasaray'ın başarısızlığını isteyenle aynı hatta ve gemide değilim, hiçbir aklı başında galatasaraylı da değildir.

    duran toptan her hafta gol atılıyor. 200 kornere 1 gol atmış bir takımdık biz. demek birşeyler yapılıyor eskiden farklı.

    ayrıca signor terim'in bu sene ligi saldığını, hatta geçen sene bile saldığıni herkes biliyor.(neredeyse şampiyonluk geliyordu o haliyle bile)
    bırakin adam işini yapsın, sezonu bari avrupa kupası katılım hakki kovalayarak kapatalım.

    çok seven , cok saygı duyan kişi sevdiğini korumak için hatalarını söyler, uyarısıni iş işten geçmeden yapar...
  • 1463
    günlerdir sözlükte kendisi için bir "o kişi" aşağı "o kişi" yukarı gidiyor.
    buyrun video;
    https://youtu.be/WkAcMvjf7mw
    sözlük yazarlarına teessüf ediyorum, tercüman bile "o kişi" dememiş, kimse mi izlemedi videoyu? ayıp şu yapılan.
    neyse...
    ılk baştan beri bana çevirmen hatası, bir nüans farkı, bir "lost in translation" durumu gibi gelmişti. kim niye böyle bir ifade kullansın ki? çok spesifik bir ifade ve adamın böyle bir hali olmadığını anladık yani, sakin, düzgün bir adam. kendisine çaycı diyen kitleden daha iyi karaktere sahip olduğuna eminim.
    ne ispanyolca ne katalanca biliyorum ama biraz mantık yürütebiliyorum ve algı yönetimine alıştım. özellikle gazete ve sosyal medya algısına.
    çeviri şöyle yapılmış;
    "yoksa aynı kişi devam ederdi burada".
    şimdi bir kere çevirmen bile zaten "o kişi" dememiş. iste bu noktada sosyal medya, twitter hesapları falan "sazan avlama" yapmış. herkes de atlamış. ki kişi dese ne olurdu ki anlamadım. alın size ingilizce çeviri;
    "otherwise the same person would have been here." ne diyecek "fatih hodjam would have been here" mı yapacak? birebir muhabbeti yok, bir şeyi yok. person demek ayıp bir şey değil ki. neyse, işte o nokta tam bir nüans farkı.
    ama kendisi zaten onu da demiyor.

    ne yaptım bu iki dili bilmeyen halimle? iş telefonundan videoyu, kendi telefonumdan translate açtım. torrent hoca konuştu, translate dinledi. sonuç olarak;
    "porque si no hubieran estaba aquí los mismos." (çok büyük ihtimal bu, bir estaba kısmına emin değilim ama aquí los mismos kesin)
    "because if they weren't, they would have been here."
    yani "başarısız olunmasaydı, onlar burada olacaktı." diye çevrilebilir. kısacası ne o deniyor ne kişi deniliyor. çok basit bir açıklama var, adam benden önce de başarısızlık vardı, olmasa onlar gidip ben niye geleyim diyor.
    çevirmen beyefendiye tebriklerimi iletiyorum, hatta "kim olduğunu bilirsiniz devam ederdi burada" demiş diye çevirseydin sevgili hocam...

    kısacası osuruktan nem kapılmış, olmayan olaydan millet gaza gelmiş, küfürler hakaretler edilmiş. yazarların çoğu ne video izlemiş ne "ya bu adam niye bunu desin" demiş.
    dandik sosyal medya gazetecileri, hesapları falan da dünden hazır kaos basmaya. vermiş gazı vermiş gazı taraftara.
    sözlüğe gene üzülerek baktığım bir olay oldu.
    neyse...
  • 2534
    nasreddin hoca bir gün eşşeğiyle şehirden köye dönüyormuş *. gel gelelim, eşşeği yolda gördüğü eşşek bokunu gördükçe kokluyormuş. bir, iki, üç derken hoca duruma içerlemiş, eşşeğinin kokladığı her boku heybesine atmaya başlamış. akşam olmuş, akşam vakti ahıra vardıklarında heybesini eşşeğin yemliğine boşaltmış. eşşek somurtmuş, yememiş. hoca da demiş ki "niye somurtuyorsun? sen kokladın ben topladım" demiş.

    torrent'i savunmak asla ayıp değildir ("biz orta doğu toplumları" diye başlayan beylik sosyolojik tespitler müstesna). keşke ben de bunu becerebilsem, sîneme vura vura desem ki "ben galatasaray teknik direktörü domenec torrent olsa da savundum, riekerink olsa da savundum" diyebilsem. ha, arada sırada ben de bunu deniyorum ama "neresini savunacaksın lan bu adamın?" diyorum, elle tutulur bir noktasını bulamayınca bırakıyorum. yine de bir gün savunmayı başarabilirsem bunu asla gizlemeyeceğim, "kim savunuyor lan???" çıkışında bulunmayacağım sevgili gs sözlükçü kardeşlerim, ağabeylerim ve ablalarım. zira savunmak demek behemehal "tck'nın filanca maddesinin bilmem kaçıncı fıkrası" demekle olmuyor işte, çok sevdiğin kızın kısa eteğine laf eden anne-babaya "bu kız alışveriş mi yaptı??? bu dolabı kendisi mi dizdi de eleştiriyorsunuz???" demek de bir yerde savunmak oluyor; saygıdeğer gs sözlükçü kardeşlerim, ağabeylerim ve ablalarım.

    ben; çok saygıdeğer burak elmas başkanımdan * torrent hamlesi geldiğinde çok zekice bir hamle geldiğini düşünmüştüm (savunmak gibi olmasın da). aklımdan geçen, burak elmas'ın, fatih terim gibi ağır bir taşın (kaya) ardından gelecek sönük bir figürün (söz temsil, valerien ismael) tepkileri doğrudan üstüne geçmemesi için birkaç haftalığına geçiş dönemi kabilinden (önder karaveli örneğinde olduğu gibi) domenec torrent'i getirdiği ve bir süre kendisiyle devam edip yeni gelecek hocanın üstünden şimşekleri topladıktan sonra, ölümü gösterip sıtmaya razı ederek yeni hocanın yükünü hafifleteceği ve torrent'in de (en başta söylendiği gibi) yardımcı ekipte görevine devam edeceği şeklinde iyimser düşüncelerdi. hoş, aldığı maaşla ilgili söylentileri duyunca işin hiç de öyle olmadığını anlamam çok uzun sürmedi.

    ha, yine de her galatasaraylının fikri aynı olmadı (olmak zorunda da değil). birtakım saygıdeğer galatasaraylının eğilimi, torrent'i eleştirmek yönünde oldu. öyle ya, 2019'da kazanılan şampiyonluğun ardından bile birtakım internet ünlülerinin yol göstermesiyle (haşa) hazreti ömer'e kılıç çekip adaletten şaşarsa kellesini almakla tehdit eden sahabe gibi başarısızlık olursa ismi önemsiz, kim olursa olsun eleştirmekten çekinmeyeceğini söyleyen insanlardı bunlar (sonuç: yeni sezonun ilk maçından sonra * twitter'da istifa hashtagi çalışmaları). tabii her taraftar o kadar da fikri hür vicdanı hür olmayacağı için (bu fikri hür vicdanı hür payesi ne hikmetse adamına göre kullanılıyor, adamına göre rafa kaldırılıyor) torrent gelir gelmez, anadolu'nun bilinmeyen bir yerinde kimsenin bilmediği bir kamp yeri bulan bir gencin "ufff hafız bir kamp yeri buldum, kekik kokularından genzin açılıyor" dediği gibi kimselerin göremediği cevheri görmüş gibi övgüleri başlamıştı. bakın; kalbinde torrent sempatisinin zerresi olan herkes aynıydı demiyorum. ben bir kitlenin hepsine kefil olamam, hepsi için aynı şeyi söyleyemem. size de öyle olmamanızı salık veririm muhterem hazirun *.

    işte; onlara göre, torrent messi'yi kanattan merkeze çeken bir karar mekanizması idi. bundesliga'da her takımın kornerlerini çalışıyordu, o kornerlerin dönüşünde bayern münih rakiplerine 3'er 5'er sallıyordu. grup vitamin'in solisti rahmetli gökhan'ın ömrü vefa etseymiş gruptan ayrılıp torrent ile düet yapacakmış. guardiola'nın zoom'dan bizim takımı yöneteceğini iddia eden biri bile vardı ama o konu dışı. o kadarını torrent'in kendisi bile iddia edemezdi.

    gelir gelmez torrent hakkında bunlar söylenince biz de harbi takımı uçuracak kaçıracak sandık. eee aradan geçti üç maç (16-23 ocak 22 aralığındaki hatay, kasımpaşa, trabzon üçgeni) üç maçta üç yenilgiyi aldık mı? e tabii, biz gariban galatasaray taraftarı da "noluyoruz birader" demeye başladık. ne de olsa rijkaard sonrası hagi'yi görüyorduk, kadıköy deplasmanında takım yepyeni bir kimliğe bürünüyordu. fatih terim sonrası mancini'yi görüyorduk, torino deplasmanında afyonspor deplasmanı gibi rahat oynuyorduk. prandelli sonrası hamza hamzaoğlu'nda bile bambaşka bir takım izliyorduk ama torrent geldikten sonra takımın şu şekilde kıpırdanmasını bekliyorduk https://gss.gs/52z.jpg tabii bizim aklımız ermediği için, denildi ki "şimdi millî ara var, hoca takıma bir alışsın, ondan sonra görürüz" denildi. e biz de çaresiz beklemeye koyulduk.

    millî aradan sonra 10 kişi kalan alanya deplasmanı, kayseri maçı, skandal bir 45 dakikanın oynandığı göztepe deplasmanı derken torrent hakkında biz garip gureba galatasaraylılar yine haddi aşarak sorgulayıcı bir tutum sergilemeye başladık. aaa, bir de gördük ki meğer bir hocanın takıma etki edebilmesi için önce o takımı kendisinin kurması gerekirmiş. 2013'te göreve gelen mancini, 2014'te gelen hamzaoğlu, 2017'de gelen fatih terim filan hep sıfırdan inşa etmişler meğer takımlarını.

    sonra da tabii insanlar kör değil. internet çağında kamboçya ligi'ni dahi takip eden insanların olduğu dünyada yanı başımızdaki beşiktaş'ın, fenerbahçe'nin yeni getirdikleri ismail kartal gibi hocaların takımlarına nasıl etki ettiklerini gördük. tabii sorgulamaya başladığımızda duyduk ki meğer bizim kadromuz "çöp"müş *. a-ha, daha 3 ay önce takımın başındaki adam için "gencecik çocukların hakkına girip köreltiyor onları" dememize yol açan kadro aslında bir rüyaymış. iyi ama hadi beşiktaş'ta pjanic gibi, alex gibi başarıya aç süper starlar var; fenerbahçe'ye bakıyorum, sağ bek osayi-samuel, ortada zajc oynuyor, crespo mrespo var. bizim kadro çöp de onların kadro gökten zembille mi inmiş? delikanlı gibi söyleyin; fenerbahçe kadrosundan kaç kişiyi alırsınız da direkt galatasaray 11'ine koyarsınız? şahsen benim tek imrendiğim nokta as kalecileri sakatlanınca yedekten soktukları tabanca gibi bir kalecilerinin olması ve ikisinin de türk olması. biz pena diye bir kaleci alıyoruz, adamın istatistikleri ismail çipe'den hallice. ayağı iyiymiş, ayağı iyiyse nal çaktırsın da hipodroma çıksın.

    bir de senelerdir doğru düzgün transfer yapamamış (sattığın kadar al muhabbeti) kulüp cicaldau'ya 6 milyon verdi diye batacakmış. senin ezeli rakibin samatta'ya (misal) o parayı veriyorken batmıyor ama sen cicaldau'ya 6 milyon verip avrupa ligi'nde o parayı amorti ettiğinde batıyorsun, öyle mi? e 2022 piyasasında bir cicaldau transferi ile batan kulüp batsın bir zahmet. ama söze gelince takımın eski hocası 24 milyon euro para harcatmış, o yüzden kulüp batmış (hâlâ o adama komisyon iftirası atanlar var da neyse) ama bunun torrent ile alâkasını daha çözemedim.

    evet, haklısınız. bunlar bir insanı (sırf fatih terim'den sonra geldi diye) savunmak değil. mancini'den sonra gelmiş prandelli'yi el birliğiyle * linç ediyorduk ama torrent'i sütten çıkmış ak kaşık gösteren bunca yorumun hiçbirinin fatih terim'den sonra gelmesi ile bir alâkası yok *; hatta bunlar savunma bile değil. bunlar koklamadır saygıdeğer galatasaray camiası. onlar kokladı, biz de topluyoruz.

    10 sene sonra 2 satır yazalım dedik, kendi çöplüğüme dönerken diyorum ki kırdığımız olduysa affola. torrent; samimi bir ortam oluştu, sen de tazminatta uzlaş da bu defter kapansın. öptüm. *
  • 253
    hakkında yapılan torrent espirileri ne zaman bir son bulacak bilmiyorum ama içinden geçtiğimiz süreçte en az kabahati olan kişi kendisidir ve umarım bir şekilde takımı toparlamayı başarır. terim’den sonra gelmiş olması, kendisiyle ilgili beklentilerin şimdilik düşük olması, ayrıca gözümüzün önünde aylardır ne yaptığı belli olmayan bir takımda terim’i desteklemek adına kırk takla atan futbol bilgesi galatasaray taraftarının kendisine şu an bir teknik direktörlük kalibresini bile layık görmemesi üzerinde ciddi baskı yaratacaktır.

    kendisini hiçbir şekilde tanımıyorum ama takım yönetiminde kimya çok ciddi bir etki yaratabiliyor. eğer o kimya bir şekilde oluşturabilirse fark yaratma ihtimali neden olmasın? bu takımın artık bir kan değişikliğine, farklı bir dokunuşa mutlaka ihtiyacı vardı ve öyle ya da böyle gerçekleşti. umarım taraftar da en azından galatasaray değerlerini göz önünde bulundurup kendisine yeterli süreyi tanır, o da takımı tekrar başarılı hale getirebilir.
  • 508
    eksik ve vasat kalmış bir kadroya ilk kez dokundu bugün. açıkçası maçı öylece izlemeyip maç içinde oyuncuları tanımasa da hamleler denemesi hoşuma gitti. takım hücum edemezken 3lüye döndü. aanholt'un umursamazlıgını akıl edemedi herhalde, savunma olarak zayıfladı gibi oldu takım. ancak hücumda verim aşırı arttı. en azından oyunu okuyup risk alıp hamle yapması güzel bir durumdu. tabii maçın futbol tarihinin en yanlı yönetimlerinden biri olacağını hiçbirimiz göremedik. gelecek 3-4 maç kendisi hakkında daha net konuşuruz. ama şu orta sahayla işi çok zor.

    (bkz: 16 ocak 2022 hatayspor galatasaray maçı)
  • 1528
    kendisi galatasaray'ın teknik direktörüdür.
    geçmişte olduğu ya da geçmişte bir teknik direktörün yanında aldığı görevi tekrar edip kendisini aşağıladığını düşünen kim varsa iyi niyetli değildir.

    isteyen ağlasın isteyen çatlasın isteyen gitsin duvarlara sürünsün ya da sırf bu adam gitsin diye galatasaray'ın kötü duruma düşmesi için dua falan etsin.
    bu adam sezon sonuna kadar takımın başında olacak. sezon sonunu kazasız belasız bir getirsin sonrasına o zaman bakarız.
  • 1766
    takımımızın teknik direktörü
    (bkz: 10 mart 2022 barcelona galatasaray maçı)nda takımı inanılmaz oynatmıştır. ben de dahil, taraftarın büyük bir kısmı fatih hocanın avrupa performansını ve geçmiş dönem performansını göz önüne alarak yetersiz olduğunu söylüyorduk, lakin bu tip bir performansı ben şahsen beklemiyordum. içeride yeneriz yeniliriz, çok sorun değil, ancak burada oynattığı oyun, gerçekten çok parlak.
  • 1532
    yayıncı kuruluş 27 şubat 2022 galatasaray çaykur rizespor maçı, maç sonu programında güntekin onay, ilker yağcıoğlu ve tugay kerimoğlu tarafından her yaptığı eleştirilen teknik direktörümüz. hoca "gelişiyoruz" diyor gülüp, dalga geçer gibi "nesi gelişiyor galatsaray'ın" diyorlar. üç büyüklerden başka hangi teknik adam hakkında bu tavırları sergileyebilirler? sadece bunlar da değil, medyada da sürekli eleştiri altında ve hedef gösterilmekte. bakın maçlar öncesi paylaşılan bazı haberlere:

    https://gss.gs/rE7.png
    https://gss.gs/1fl.jpg

    27 şubat 2022 galatasaray çaykur rizespor maçı sonrası bir kişi de çıkıp tebrik etmedi hocayı. başarılı olma ihtimali neden insanları bu kadar rahatsız ediyor ya da başarısız olsun diye uğraşıyorlar anlamadığım teknik direktörümüz.
  • 1807
    bugün bir şey fark ettim: yenilince kimse fatih terim'in oyununu devam ettirdi demezken, nou camp'ta rakibi kolay kolay ceza sahasına sokmadığı maçtan sonra terim'in oyununu devam ettirdiği için berabere kaldık söylemlerinden başlığı geçilmemiş. böylelikle anladık ki maksat üzüm yemek değilmiş bağcıyı dövmekmiş.
    (bkz: 10 mart 2022 barcelona galatasaray maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın