benim için tek maçlık adamdır, o da gerçek hayatta değildir.
2010 başlarında, lise son sınıftayen bir arkadaşımla her gün okulun belli saatlerinde kaçıp bahçeli'de bir mekanda pes oynamaya giderdik. yine bir gün, tam planladığımız gibi okuldan kaçıp doğruca bahçeli'deki aynı mekana gittik. ha bu arada şunu da belirteyim, aylardır kaçıp pes oynadığımız için büyük takımları almayı bırakmıştık, defalarca genoa-napoli maçı yapmışlığımız vardır.
* neyse, o gün bir zenit-sporting lisbon maçının ardından tekrar büyük takımları almaya karar verdik. o haliyle hemen barça'yı aldı, ben city'yi aldım. adam barça'yı alıp barça gibi oynadığı için ilk yarıyı 3-0 önde bitirdi. mecburen oyuncu değiştirmek zorunda kaldım. ilk yarı hiç etki göstertemediğim adebayor'u çıkarıp bellamy'yi aldım. ne olduysa o an oldu. pes 2010 oynayanlar bilir, barcelona yan toplarda çok zayıftı, hele dani alves hiçbir kafa topuna çıkmazdı. ben ne zaman sıfıra inip orta açsam bellamy vurdu kafayı gol oldu. o maçı bellamy'nin 4 kafa golüyle 4-3 kazandım. o günden sonra bellamy benim arkadaşımın messi'den, lavezzi'den daha çok korktuğu adam oldu. bana sonraki maçlarda city'yi aldırmadı, alırsan da bellamy'yi oynatma dedi. o gün bellamy'nin günü olmuştu. daha sonra kime karşı man city'yi alsam bellamy'yi ilk 11'e koydum, ama hiçbir maçta etki gösteremedi, gol de atamadı. bellamy benim için hep tek maçın adamı olarak kaldı. arkadaşlarım bellamy'nin tevez'den iyi olmadığını bana ısrarla anlatmaya çalıştılar. oysa bellamy'nin benim gönlümde ayrı bir yere sahip olduğunu asla bilemediler...