gheorghe hagi'nin bize sunduğu kazım'ı, fatih terim'in oğlu kadar sevdiği kazım'ı olimpiakos'a kiraladık bugün.
fener'den geldiği için bazı ön yargılar vardı kazım için. " yetenekli ama disiplinsiz " deniyordu. galatasaray taraftar sözlüğündeki tanımı buydu kendisinin. kadıköy'deki bir maçta aydın'ı itmesi, disiplinsiz hareketleri, gece hayatı, dansı, dövmesi, saçı falan... adam saçını sarıya boyatsa zibidi olur, dans etse soytarı olur. gol atar koç olur, atamaz eşek olur. böyle bir garip adam bizim kazım.
transferin son gününe bir gün kala kiralık gideceği söylentileri yayıldı, kimse inanmadı tabi " ne gitmesi arkadaş, adam yerli, zaten kanat arıyoruz " tarzı yorumlar yapıldı. gitmesi yönünde saf tutanlar da göründü, gitmemesi yönünde tutanlar da, ama bir gerçek vardı ki kazım'ın gitmesi beklenmiyordu.
bana göre gönderilmesi değil, şu günde son dakikalarda " kiralık " olarak gitmesi hata. kazım'ı gönder, saygı duyarım ancak senin zaten yerli sıkıntın var - tüm ülkede olduğu gibi - bir de kanat oyuncusu arıyorsun harıl harıl e ne diye gönderiyorsun kazım'ı ? elindeki en iyi kanat oyuncusu kazım değil mi ? buna kimsenin itirazı olmaz herhalde... emre çolak'ı kazanmasaydık bu sene bu durumda olabilir miydik? futbol biraz da şans meselesi... kazım da çok şanslı bir adam. hep olması gerektiği yerde başardı çoğu şeyi. fenerdeyken de milli takım'da da galatasaray'da da. kazım gitti yunan topraklarına, orada büyüyüp yeşermesini mi bekleyeceğiz yoksa elimizden atmak için tek çözüm yolu bu muydu bunu zaman gösterecek. bana göre ikincisi daha mantıklı geliyor fatih terim ve yönetimin gözünden bakarak konuşuyorum.
*