bazı seneler, sezonlar veya şampiyonluklar; bazı takımlar, hocalar veya futbolcular için peri masalı gibi geçebilir. direk kendi ülkemizden örnek verecek olursak tabii ki akla
bursaspor gelir. ertuğrul sağlam gelir, ozan ipek gelir, ivankov gelir. hatta kendimizden örnek verecek olursak 2012-2013 sezonu burak yılmaz için öyleydi. burak gerçekten iyi bir golcüydü fakat şampiyonlar liginde 8 gol? muazzam ve asla beklenmedik bir başarı.
işte geçtiğimiz sene de
leicester city için,
ranieri için,
vardy için ve
mahrez için peri masalı gibiydi. herkes biliyor ki leicester bir proje takımı falan değil. yani atm gibi, 2013 dortmund'u gibi yavaş yavaş inşa edilmiş ve büyük başarılar hedefleyen bir takım değildi.
peki ne oldu? ligin 2.yarısına girilirken millet bir baktı epl denilen dünyanın en zor liginin tepesinde leicester diye bir takım duruyor. yavaş yavaş konuşulmaya başlandı. konuşulmaya başlandıkça leicester daha da havaya girdi. gelene gidene 3 atmalar, hatta etihad da city'e 3 atmalar falan... bana göre, bu başarı biraz şans eseri idi. yanlış anlaşılmasın, inanılmaz bir mücadele gösterdiler o ayrı. demek istediğim ''havayı yakalamak'' deyimindeki hava şans eseri, 40 yılda bir gelecek bir şey. o saatten sonra her şey normalin üstünde, ekstra sayılır. mahrez'in yaptıkları, kalecinin yaptıkları, vardy'nin yaptıkları gibi. yani kısaca -bana göre- teknik direktör başarısı diyebileceğimiz bir şey değil demek istiyorum. yani sen türkiye'den beri leicester şampiyon olacak diye heyecanlanıyorsan, oradaki havayı düşün işte.
ama öyle ama böyle leicester şampiyon oldu ve tarihe geçti altın harflerle. leicester'da gerçekten iyi futbolcu diyebileceğim 2 isim kante ve mahrez idi. kante transfer oldu ve durumu ortada. mahrez olmadı ve onun da durumu ortada. mahrez'in de yetenekli olduğunu düşünüyorum çünkü az çok topa dokunuşundan belli olur. ama vardy mesela çok iyi bir yıl geçirdi, o kadar. bence çok da yetenekli bir futbolcu değil. yani bana kalırsa leicester bu sene ligi ilk 10'da bitirirse başarı idi ama onlar çok daha kötü bir duruma geldiler.
takım gerçekten kötü durumda ve futbolda maalesef vefa diye bir şey yok. ranieri'nin gönderilmesinin çok da haksız olmadığını düşünüyorum. haa şu da var: bu takım zaten geçen seneye kadar neyi hedefliyordu ki şimdi kötü durumda derseniz haklısınız. o açıdan bakınca da ranieri kendi bırakana kadar leicester'da kalsa ona da yanlış diyemem. ama ''yuhh, hainler'' tadında da yaklaşmaya gerek yok. ranieri'nin kariyeri ortada, şampiyonluğun da az çok nasıl geldiğini yukarıda anlatmaya çalıştım. yani ranieri'yi simeone ile falan aynı şekilde düşünmemeliyiz bence.
bir de ayrı bir paragraf açmak istiyorum bu vesile ile. ben geçen sene tottenham şampiyon olsun istemiştim. epl'de sempati besliyorum diyebileceğim bir kulüp yok, ama her zaman pozitif futbol oynamasıyla, genç ve dinamik olmasıyla ve bir proje ürünü olması nedeni ile tottenham'ın olmasını daha fazla isterdim, olmadı. banane peri masalından amk?