uyuya kaldigimdan (bkz:
12 haziran 2021 danimarka finlandiya maci)ni takip edemedim ama yere yigilma haberini simdi gordum. ne diyebiliriz ki, gercekten korkunc. futbol gibi time out olmadan surekli hareket halinde ve basketbola nazaran klimasiz, acik alanda, ve buyuk sahada oynanan bir sporun ozellikle yaz aylarinda oynanmasinin - her ne kadar cok sevsekte - aslinda kalp krizlerine varacak kadar riskli bir spor oldugunu bir kez daha gosterdi bu olay.
aklima bundan 18 yil once fransa’da yapilan konfederasyon kupasinda yere dusup bayilan ve bir daha hayata dondurulemeyen
marc-vivien foe‘yi getirdi. hatirlayanlar bilir. futbolun en aci verici tarihi anlarindan birine tanik etmistik. bugun o konfederasyon kupasini hangi ulkenin kazandigini kimse hatirlamaz.
* ama o kupadaki
foe’nin olumu herkes tarafindan bilinir. o kupa oyle lanetli kaldi hep o olaydan sonra. iki uc kez tekrarlandi, daha da yapilmadi diye biliyorum.
alti ay sonra bir lig macinda aniden yere yigilan cm severlerin yakindan bildigi benfica oyuncusu
miklos feher ve onun vefati var. takim arkadaslarinin 4.hakeme kosup yardim istemeleri ve o caresiz ve korkunc bakislari hala gozlerimin onunde.
birkac yil sonra gene dayanilmaz bir yaz sicaginda oynadigimiz 2006-07 sezonu o donemki adiyla
turkcell super lig 3. hafta vestel manisaspor-galatasaray maci var. o mac rakipte
selcuk inan ve
hakan balta bize zor anlar yasatsa da asil en zorunu manisa formasi giyen cek futbolcu
michal meduna yere yigilinca tum futbolseverler olarak canli yayinda yasamistik. meduna hayata donduruldu ancak futbolu birakmak zorunda kaldi.
iki yil sonraya gidersek almanya’da bir macta yorumlari ve aforizmalari yuzunden saydirdigimiz
umit ozat‘in dilinin bogazina kacma olayi var. orada bulunan eski kalecimiz
faryd mondragon‘un goz yaslari var.
sadece saha ici de degil. saha disinda uykusunda kalp krizi gecirip vefat etmis ligimizin gedikli forvetlerinden
antonio de nigris ve defans oyuncusu
ediz bahtiyaroglu var.
bunlar hatirlayabildiklerim. kimisi daha sansliydi, kimisi ise hakki rahmetine kavusup toprak oldu. oyuncu ayirmak olmaz ama eriksen gibi uluslararasi duzeyde oynayan ve takiminin en buyuk gol silahlarindan birinin basina boyle birsey gelmesi cok ama cok uzucu. sadece danimarka veya inter taraftari acisindan degil tum dunya futbolseverleri acisindan uzucu. sevindirici yani ise eriksen’in hayatta kalmis olmasi.
tabi burdan sonra aktif futbol oynayacagini zannetmiyorum. ama once saglik. zaten doktorlar gereken kalp tetkitleri sonucunda eriksen’in aileden veya dogustan gelen bir rahatsizligi var miydi onu da bulacaklardir. misal foe’ninki aileden gelen irsi bir kalp defectiydi hatirladigim kadariyla. eriksen’in de esi ve cocugu var gene yanilmiyorsam. o yuzden eriksen ailesini ve gelecegini dusunup rasyonel kararlar almali.
edit:
nasilanlatalimbugolusimdisize adli yazarimiz uyardi.
antonio puerta vardi bir de. 2007 yilinda vefat etmisti. saha icinde kalp krizi gecirmis ancak bilinci yerinde soyunma odasina goturulmustu. orda bir kez daha kalp krizi gecirip hastahaneye kaldirilmisti canli yayinda. 3 gun sonra da vefat haberi geldi biz futbolseverlere. o donem iki yil arka arkaya uefa kupasi kazanan sevilla’nin genc, gelecek vaadeden bir defans oyuncusuydu. keske yasasaydi ispanya’nin basarilarina saha icinde tanik olsaydi. kim bilir paralel evrende bir yerlerde 30 yasinda turkiye’ye transfer yapmistir da biz onun duzgun transfer olup olmamasini tartisiyoruzdur :( allah rahmet eylesin tekrar buradan.