bundan epey zaman önce lise yıllarımda elime bir sweetshirt geçmişti. muhtemelen kargocu osman abimin ihtiyaç fazlası ürünleri dağıttığı bir kamyondan.
fermuarlıydı, siyahtı. arkasında bir azrail orağı, kırmızı bir tema ile "children of bodom" yazıyordu. ergenlikte ağır metalciydim ve ergen olmanın getirdiği asilikle böyle sweet'leri çok severdim. o kadar "metalci" olmama rağmen hiç duymadığım bir gruptu ve madem sweet'ini giyeceğim dinleyeyim bari dedim. önce bodom ne demek onu araştırdım. internet vs. o yıllarda hatay'daki-maraş'taki-adıyaman'daki gibiydi. adı var, kendi yoktu...
finlandiya'da bir gölmüş bodom, öğrendim. bodom'un çocukları da oralardan yeşermiş, bir grup olarak adını almış gölün.
çok sert müzikler yapıyorlardı ve elektro gitarın anasını ağlatıyorlardı. brutal vokal o dönem yine aşık olduğumuz bir yaklaşımdı müziğe. benim bodom'la tanışmam işte o sweet'le oldu.
o sweet'i hiç çıkarmadım bir dönem boyunca. din kültürü öğretmenim şeytan mısın sen dedi. azrail, kan, orak... herkesin yüksek notlar aldığı dersten zar zor geçtim o sweet yüzünden. hatta bir seferinde başımız boş kalmıştı din kültürü sınavında ve herkes kopya çekmişti. bütün sınıf 95 ile 100 arası not aldı. ben bodom sweet'im yüzünden 85 aldım.
nickini her gördüğümde bu anılarım gelirdi aklıma. daha evvelden... "aha bizden biri" hissini bilir misin? işte o insani, doğal bir yakınlık kurar anılar hemen.
childofbodom nickini gördüğüm anda ısıtıverir içimi bu hisler. tanışsaydım kendisiyle önyargılı şekilde severdim eminim. bodom'un çocuğundan ne zarar gelecek diye düşünürdüm. bizim oraların çocuğu der gibi...
tanışmadım, ama çok sevdim. güzel uyu bodom'un asi çocuğu. unutulmayacaksın...