galatasaray'ın penaltısının verilmediği, haksız penaltıyla puan kaybettiği, ya da ne bileyim, ofsayttan hak kaybına uğradığı onlarca maç vardır. bunlar futbolun akışı dahilinde olan, bir kısmı zaten liyakat eksikliğinden kaynaklı beşeri hata olan, ve her takımın az çok şikayet ettiği şeyler. "kime daha çok oluyor" muhabbetine de girmeyeceğim.
25 ekim 2021 beşiktaş galatasaray maçı, benim izlediğim derbiler içinde bir ilke sahne oldu. ben galatasaray'ın,
yumruklu-dirsekli-tokatlı bu kadar açık meydan dayağı yediği maç hatırlamıyorum (oyunun durduğu ve kavga edilen maçları saymıyorum tabii). bazı arkadaşlar bahsetmiş, antu'sundan fenerbahçeli arkadaş muhabbetlerine, çoğu fenerbahçeli bile ilk kez böyle bir şeye tanık oldukları için şaşkınlıklarını gizleyememiş.
öyle "penaltım verilmedi de ondan yenildim" maçı değildi
25 ekim 2021 beşiktaş galatasaray maçı. galatasaraylı futbolcuların fiziksel sağlığı için ciddi manada endişe duyduğum bir maçtı. nelsson'un düşüşünü gördünüz mü?
burak elmas yönetiminin
25 ekim 2021 beşiktaş galatasaray maçı sırasında yapması gerekense çok basitti. maç sonu çıkıp kameralara iki bağırıp, üç ay hak mahrumiyetini alıp aşağı oturmak gibi etkisiz bir protesto olmayacaktı. galatasaray'a yakışan,
noblesse oblige ekolüne uygun bir protesto olacaktı. maç sonunda herkes evine dağıldıktan sonra değil, maç sırasında yapılacağı için çok daha geniş kitlelere ulaşacaktı. galatasaray'ı dışında tutmak için büyük çaba harcayan türkiye futbol makinasında en azından maddi bir zarar olacaktı. kamuoyunda bir farkındalık yaratacaktı hatta belki, sadece belki, bir şeylerin değişmesini sağlayacaktı.
ha, bu kararı alıp maç sırasında terim'den izin istemişlerse ve izin alamadıkları için uygulayamadılarsa eleştirmem, o başka.