• 524
    kim olduğu hakkında pek bir fikrim olmayan, okan buruk'a yazdığı son mektubu "siz yedekteki oyuncularınızın üzülmemesi için değil, rakibin üzülmesi için varsınız" gibi saçma ötesi bir cümleyi okuyunca bıraktığım kişi.

    futbolculuk geçmişi üst düzeyde olan bir teknik adama bunun söylenmemesi gerektiğini geçtim, direkt olarak herhangi bir teknik adama da bu söylenmez. futbolcuları idare yeteneği bambaşka bir şeydir. taktiksel olarak veya herhangi bir sebepten bir oyuncu oynatılmadığı zaman onu motive tutmak kabiliyet isteyen bir şey.

    okan hoca'nın içime sinmeyen, iyi yaptığını düşünmediğim birçok şeyi olsa da onu eleştiren kişinin de eleştiri kabiliyetinin mantık çerçevesinde olması gerekir. mantıksız bir cümle görür görmez bu eleştiriyi okumayı bıraktım. zamanım önemli çünkü.
  • 363
    gerçekten taşı gediğine oturtmuş bir spor yazarı. galatasaray'ı mantık kuralları dahilinde eleştirmeye çalışan bir yorumcu. ayrıca attığı tweet* bazı yazarlarımızı üzmüş anlaşılan. düşünüyorum da acaba neresi hoşunuza gitmedi? üçlü çektirmesi mi yoksa tribünde 55 bin sabri olması mı?

    ek1: https://twitter.com/...s/874711353969266690
  • 358
    kendisinin beşiktaş'ın lyon'a elenmesine sevinenler için yaptığı eleştirinin hedefi taraftar değil kulüptür. bu ayrımı iyi yapmak lazım. ben de beşiktaş'ın elenmesine sevinenlerdenim. ama iki senedir kulübe gram katkısı olmamış adamların şov yapması canımı sıktı. her şeyi geçtim kulübün resmi ağızdan böyle bir paylaşım yapmasını şık bulmuyorum. hele de avrupa'da olmadığımız sezonda.

    bunun dışında da kendisini işini iyi yapan biri olarak görüyorum. ne göklere çıkarılmayı hak ediyor ne de yerin dibine sokulmayı.
  • 128
    --- alıntı ---

    sıcak bir yaz günüydü. elimizde flüt, okulun yolunu tutmuştuk. bütün derslerden geçmiş, müzikten ikmale kalmıştık. üç dakika sürdü sınav, resital vermeyecektik. sınıf geçtik. sonra bu dünyadaki her insan gibi taşa takıldık, buzda ayağımız kaydı, top oynarken düştük, dizimiz kanadı. gün gelip bir şeyi başardığımızda da kimse kalkıp bize flüt çalamadığımızın hesabını sormadı. bizim futbolumuzda eleştirinin dili o zaman neden farklı! bu ülkeye gelen yabancılara ayaklarının kaydıkları günleri neden hatırlatıyoruz? alex yıllardır f.bahçe'yi sırtında taşıyor. bir maç kötü oynadığında ne duyuyorsunuz? "parma'da zaten başarısız olmuştu." g.saray, italyan milli takımı'nın ikinci kalecisini alıyor. adam bir gol yiyor: "zaten de sanctis, sevilla'da yedek kaleciydi." rijkaard, barcelona ile her şeyi kazanmış: iki maç kaybedince "bu adam sparta rotterdam'ı küme düşürmüştü." real madrid'i şampiyon yapan schuster, beşiktaş ile ten uyumunu yakalayamıyor: "adam almanlığını unutmuş, zaten bunu shakhtar donetsk'ten kovmuşlardı." simao, atletico madrid kaptanlığını bırakıp geliyor: "barcelona'da başarılı olamamıştı." 19 yaşında barcelona'da başarılı olamayan simao'dan bahsediyorlar, geçen sezon a. madrid ile avrupa ligi'ni kazanan simao başka simao çünkü! hagi büyük futbolcu, başarısız teknik adam... "15 yıl önce barcelona onu göndermişti. meksika'ya gidiyordu," diyorlar. ayıp olmasa "futbolcu değildi," diyecekler. peki tamam, "alex koşmuyor, rijkaard ve schuster futbolu bilmiyor, de sanctis kova kaleci, simao sıradan..." pardon ama siz kimsiniz? sizin ayağınız hiç tökezlemedi mi? siz hiç ikmale kalmadınız mı?

    --- alıntı ---

    müthiş bir yazı olmuş. eline sağlık bülent abi.
  • 465
    bahsi gecen tweetlerini okudugum ve nzonzi ovdugunu goremedigim yorumcu. adam yillardir yapilan kadro planlamasi hatalarindan bahsetmis, dediklerinin tamamina da katiliyorum. gunun sonunda da bu yanlislari degil, nzonzi'yi takimin sorunu olarak gostermemize laf dokundurmus, bu da dogru. adamin futbolculugunu tartisacak halimiz de yok, fransa milli takiminda oynamis, oynayan kac adam forma giydi bu ulkede? ama nzonzi bizde tabi ki beklenen katkiyi vermedi ve dogru sekilde yollar ayrildi, sadece gelinen noktadaki tek sorun onun kotu performansi degildi. oncesi ve sonrasinda da bir ton yanlis is var.

    bulent timurlenk'i severim, genelde de soyledikleri, yazdiklari hakikaten katildigim seyler oluyor. tarzi sempatik degil, ozellikle yazilarinda, yani cok takip etmeyen birisi icin garip gelebilir, normal karsiliyorum. ben cocukken galatasaray dergisinde, daha sonra acetobalsamico blog'unda bolca okur begenirdim kendisini, buradan gelen bir sempatim var sanirim. ama cidden su an da cogu yorumu benim hayat ve futbol gorusume paralel oldugu icin de severim. piyasadaki civik ve yavsak ortama da hicbir zaman katildigini gormedim, duymadim, ciddi sekilde isine bakti, isini konustu.
  • 228
    yorumlarının tamamı doğrudur, kendisine kimse şunu de bunu de diyemez. ne desin yekta inieasta'mı desin, ben yorumcu olsam 10. dakikada kovarlar. bütün maçları o yorumlasa, bütün gazetelerde o yazsa şu anki futbol seyircisi en az 2 ye katlar. levent tüzemen'i yorumcu diye rakı mezesi bile yapmaz, ömer üründül'ün yorumculuğunu bir paket sigaraya değişmez. türkiyenin, en azından galatasaraylıların en çok okuduğu takip ettiği güzel insandır. okunan
  • 292
    galatasaray sözlük hiçbir siki beğenmeme timine mesai yaptırdığına göre yine doğru konuşmuş güzel insan.

    birincisi, kendisi hh'yi sıkça eleştiren yorumculardan birisidir. umut, sabri takıntısını; oyuncu değişikliklerini, dzemaili dururken jpk'nin alınmasını, takım içi disiplini sağlayamamasını ve şu an daha sayamayacağım bilimum konuyu cayır cayır tenkit etmiştir. mal mal iftira atmaktansa derya deniz internet ortamında dediğim programların videolarını izlemek daha adil olur. fakat adama iftira atmak daha evla gelecektir; çünkü videoları aramak, izlemek bazı koca mabatlıların maazallah o değerli zamanlarından çalabilir, onu yapmayacaklardır, biliyorum.

    ikincisi, yönetimin akılsız tavırlarını eleştirmiştir bugün. sen adama forvet almıyorsun ki belki sen de haklısın paran yok, sonra adam umut bulut'a mecbur kalıyor. umut'la koca sezonu geçirmeye mecbur. ne yapacak şimdi bu adam? kameralara çıkıp "ya bok gibi forvet şu umut ama ne yaparsın işte..." mi diyecek? mecburen adamı pohpohlamak zorunda. elinde mandzukiç, aubameyang var da umut'u övüyorsa gelin hep beraber kalaylayalım. şimdi sen sırf "umut'u övüyürrr, bizi zor durumda bıraküyürrr..." diye hh'yi kovarsan saçmalamış olursun. getireceğin hoca hh gibi 1 milyon dolar'a çalışmaz. yeni oyuncular da ister. e sen bu yapacağın ekstra masrafları hh'ye versen de adam gidip bir tane adamakıllı forvet alsa zaten kalkıp umut'u övmek zorunda kalmazdı. bülent başgan'ın yönetimi eleştirdiği nokta bu. bizim ulema yazarlar yönetim eleştirisini hh övgüsü zannediyor, siz onlara bakmayın.

    üçüncüsü, taktik konusuna gelince. timurlenk dedi ki; "doktorsun, avukatsın, mühendissin; adam 30 yıldır futbolla ilgileniyor. sen ameliyat yaparken, davadayken, ders anlatırken futbolla uğraşıyor. mantıken sen bu adamdan daha iyi taktik bilemezsin. nasıl ki o senin yaptığın ameliyatı, savunduğun davayı eleştiremezse sen de onun taktik bilgisini eleştiremezsin.". bak koçum, adam burada bir hocayı eleştiremezsin demiyor. taktik bilgisi yok diyemezsin, diyor. "tercihlerini eleştirirsin, disiplin anlayışını, takımı antre edişini, oyuncu değişikliği zamanlamalarını, transfer tercihlerini eleştir ama taktik bilmiyor deme." diyor. amk, geçen sene dortmund küme düşecekti, bu sene chelsea sıçıp sıvıyor. o zaman mourinho da klopp da taktik bilmiyor. var mı lan öyle iş. tek değişkenli bir dünya mı burası. işin içinde milyon tane unsur var başarısız olmak için. sen tüm olayı 4-4-2'ye, 4-3-3'e bağlarsan, olmaz ki.

    bana kalırsa da hh bizi başarıya götürecek bir hoca değildi. fakat kalkıp da 11. haftada hoca yollamak, hem de beyinsizce bir sepepten bana da mantıklı gelmiyor.

    yapılması gereken, geçen seneki şampiyonluktan sonra hh'yi bir geçiş dönemi hocası olarak görmek ve teşekkür edip yolları ayırmaktı. adamla koca yazı geçirip; bilal'i, jpk'yi transfer edip, sabri'yle sözleşme uzattıktan sonra, yani takımı adama göre ayarladıktan sonra lig ortasında o adamı kovmak neresinden bakarsan bak ahmakça.
App Store'dan indirin Google Play'den alın