basketbolla pek aram olduğunu söyleyemem ama efsane maçlarımızdan birinde,
27 nisan 2016 galatasaray strasbourg basketbol maçında oradaydım. şanslı insanlardandım! maç bitiminde tribünlerden indik. benchin oraya falan gittim. önüme ne çıkarsa anı diye toplama gayretindeyim. o esnada schilb'i gördüm. iki üç kişi etrafını sarmış sarılıyor, kafasını falan okşuyor. gittim koştum. kafasına dokundum. omzunu falan elledim. neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. eurocup zaferinin sıcağında o takımdan bir basketbolcuyu görünce ne yapacağını bilemiyor insan tabi. alışkın olmadığım bir durum. sahiden yolda eurocup'ı kazanmış takımın basketbolcusunu görsem ne yapardım ya? kafasının falan eller omzuna dokunurdum. öyle bir şey yapmıştım işte o anda da. şaşırmıştı bayağı. şaşırmış ve mutluydu. adam "napıyo lan bunlar bana tapıyor herhalde. noluyoz amk ya :)))" ruh halindeydi. yav schilb kardeşim zafer sarhoşuyuz! diyemedim. sarhoştum.
o gün pek sempatik bulduğum basketbolcu. biraz da saftı galiba. sosyal ilişkileri pek kuvvetli olmayabilir. safa benziyor. olsun. sevdim seni sütoğlan.
yolu açık olsun dediğim basketbolcu.
edit: basketbolcu yerine futbolcu yazmışım. işte gerçekten basketbolu çok sık takip etmiyorum :(