söylendiği jenerasyon ve turnuvalardan bağımsız hiç hoşuma gitmeyen slogan. bir bu “bizim çocuklar, evlatlar, kardeşlerimiz” tavrını bir de bu adamlara kıbrıs barış harekatına gidiyormuş muamelesi yapılmasını anlamıyorum.
“bizim çocuklar” değil kardeşim bunlar. türk bayrağını en üst seviyede temsil eden, milyonlar kazanan, profesyonel sporcu
adamlar bunlar. ama adam derken arda’nın bir zamanlar dilinden düşürmediği adamlık gibi değil. takım arkadaşı ölümden döndükten sonra turnuvada hayvan gibi top oynayıp üst tura çıkan tarzda adamlıktan bahsediyorum. eskilerin tabiriyle “erkek olmaktan” bahsediyorum.
“aman bizim çocuklar ses çıkarmayın, hatalarını görmezden gelin, kızmayın…” yok ya. her gün işin şovunu yaparken güzel. poz kesmeler güzel. 50 tane reklamda oynamak, milyonlar kazanmak güzel.
sahaya çıkınca “bizim çocuklar.”
hayır, bizim çocuklar değil. türkiye cumhuriyetini avrupa’nın en üst düzey futbol organizasyonunda temsil eden profesyonel futbolcular bunlar.
sahada kavga bile etmedi bunlar. teknik direktör zaten bambaşka bir kafa da futbolcu da bir reaksiyon verir. kavga eder hiçbir şey yapamazsa. 2016’daki rezalet takım o kadar kavga, skandal, ölümüne eleştiri altında çıktı son maçta bir refleks gösterdi.
beyler avrupa şampiyonası bitti. grupların en kötü takımı olarak utanç verici biçimde organizasyondan elendik. turnuvayı kirlettik resmen. haberiniz vardır umarım.
neyse, şova devam.