• 1
    2015-2016 sezonunda süper ligde değişen teknik direktör sayısı çift basamaklı sayılara ulaştı. takımımız da son yıllarda bu ortalamayı yüksek tutanlardan ve yeni değiştirmiş olmamıza rağmen şu anki hocamızdan da memnun olmayan azımsanmayacak bir kitle var. bunun üzerine nedir bu teknik direktörlerde aranıp da bulunamayan özellikler diye biraz kafa yordum. çok bilimsel bir çalışma yapmadım, o nedenle önemli eksikleri, sınıflandırma hataları olabilir. zaten biraz da katkılar olacağını düşündüğümdem dolayı ayrı başlık olarak açtım. belki burada bir beyin fırtınası ile önemli bir kaynak yaratabiliriz.

    1. taktik bilgi : geniş olması önemli. elbette her hocanın belli bir karakteristik oyun tarzı vardır. total futbol, ofansif, defansif, prese dayalı, ya da belli favori dizilişlere sevdalıdırlar. buna göre kadro ister, buna göre taktik verirler ancak bu özelliği üst seviye olan td.ler rakip analizi, maç içi taktiksel değişim, kritik maçlarda değişik taktik uygulama, değişik oyuncularla çalışabilme gibi konularda bir adım öne geçerler.

    1.1. taktiksel analiz yeteneği:

    1.1.1 rakip takım analizi:
    1.1.2 kendi takımının analizi ve rakibe göre hazırlanması (maça hazırlık)
    1.1.3. kadro seçimi: hakkaniyetli olması, taktiğe uygun olması, yedek kulubesinin sadece mevcut taktiği yedeklemeye değil, taktiksel değişikliğine de gidebilecek şekilde seçilmesi, rotasyon zamanlaması gibi şeyler.
    1.1.4 oyunu okuma ve gerekli müdahalede bulunma:

    1.2. ihtiyaç tespiti: takımın eksiklerini görme, kadro içi/dışı çözümler arama.

    1.3. oyuncu değerlendirme: oyuncudaki potansiyeli görme. özellikle transferde önemlidir. ihtiyaç doğru tespit edilmiş olsa bile soruna çözüm olmayacak bir oyuncunun transfer ya da adapte edilmeye çalışması sıkıntı yaratır. yine bu özellik düşükse ileride 2-3 katına satılmak üzere alınan “geleceğin yıldızları” fiyaskoya dönüşür.

    2. antrenman bilgisi:

    2.1 kondisyon bilgisi: oyuncuların gereken zamanda gereken form düzeylerinde olması, sakatlıkların sayısının ve süresinin minimum seviyede tutulması, genç oyuncuların oyuncuların fiziksel gelişimi gibi konular. bence günümüzde o kadar ekstrem bir hal aldı ki bir td.ün bu konuda orta seviyeden ileri olması imkansız. bu konuda iyi ya da çok iyi bir “uzmanı” yardımcısı yapıp koordineli çalışmaları gerekiyor. sonuçta iyi lider ekibini iyi seçendir.

    2.2 oyuncu geliştirme : tabii akla ilk önce gençler geliyor ancak bazı hocalar vardır ki 30’una yaklaşmış bir adama kafa topuna çıkmayı öğretir. genç bir yeteneği en yüksek potansiyeline ulaştırır. genç oyuncuların fiziksel gelişimi de yine bu madde içinde değerlendirilebilir. yine "uzman" işidir.

    3. duygusal zeka:

    3.1 disiplin :

    3.1.1 oyuncu yönetimi : artık bilgisayar oyunlarında bile zorlaştı ama gerçekten de milyonlar kazanan ve yaşları gereği ruhsal belki de fiziksel gelişimlerini tamamlamamış “çocuk”ları, “yıldız”ları yönetmek gerçekten zor bir iş olsa gerek. 3-5 kişilik proje gruplarını yönetmekte zorlanıp td. beğenmeyen pek çok insan tanıyorum.

    3.1.2. ekip yönetimi: karışmasın diye “takım” yazmadım. kimi insanlar kişisel iletişimde çok iyiyken bir ekibi yönetmeyeni beceremezler. takım içinde adaletin sağlanması, gruplaşmanın önlenmesi gibi şeyler.

    3.2. motivasyon : bunu belki özel ve genel olarak ayırabiliriz. “genel” olanı biraz oyuncu yönetimi maddesine giriyor. özel olanı içinse belli bir maç/turnuvada oyuncuların mümkün olan en yüksek verimi vermeleri için onları ruhsal/zihinsel olarak hazırlamak diyebiliriz.

    3.3. iletişim: taraftar, yönetim ve medya ile iletişimin güçlü/sağlıklı olması.

    4. vizyon: hiç açmayayım.

    5. yeniliğe açık olma/kendini geliştirme: bunu her maddenin altına eklememek için ayrı bir madde yaptım ama o şekilde de düşünülebilir. gerek taktik, gerek teknik konularda dünyadaki gelişmeleri, yeni akımları takip etme, hâttâ akım yaratma.

    6. oyuncu/takım takibi: elbette scout ekibinin işidir ancak iyi bir teknik direktör genel kültür düzeyinde de olsa futbolcu piyasasına hakim olmalıdır. böylece transfer maliyetlerinin uygunluğuna daha iyi karar verebilir.

    aklıma gelenler bunlar. bazıları teknik direktörden ziyade yönetimin öncelikli görevi olabilir. ancak ikincil görev de olsa olması fayda sağlar diye düşünerek listeye ekledim. yine çoğu özellik td.nin tek başına değil ekibiyle başarması gereken işler. ancak o ekibi seçmek ve iyi iş çıkarmalarını sağlamak da yine hocanın görevi. bu pek çok meslekte böyledir. bir film yönetmeni de ekibiyle çalışır ancak onların başarısı ya da başarısızlığı da yönetmenin sorumluluğudur. film de yönetmenin adıyla anılır. teknik direktörlükte de böyle. dediğim gibi, iyi lider ekibini iyi seçmekle de mükelleftir.
    daha açıklayıcı olması için ara sıra örnek td. isimleri serpiştirmiştim ancak sonradan gereksiz tartışmaları alevlendirmemek adına hepsini silme kararı aldım.
  • 6
    türkiye'de hocalık yapacaksa ve süper ligimizde iki seneden uzun kalmak, her şartta çağırılmak istiyorsa

    *medya maymunlarıyla ilişkileri iyi olacak.

    örnek: vitor pereira* / hamza hamzaoğlu

    *öyle futbolcuları yoracak kondisyon falan yüklemeye kalkmayacak. yerli ve milli futbolcular karşısında boynu kıldan ince olacak.

    örnek: prandelli* / hamzaoğlu

    *arkasında gerekirse takımı için şike bile yapacak kadar gözü dönmüş, federasyonu titreten, hakemlerin gözünün bebeğini siken* bir başkan olacak.

    örnek: aykut haşortmanoğlu

    *medya maymunlarını ve futbolcuları zamanında aldığı başarılarla ya da derin ilişkileriyle bir şekilde pıstırmış olacak. basın toplantılarında öyle naif naif (meali: ibne gibi) konuşmayacak. delikanlı olacak. futbolcu tilkilik yapmaya cesaret edemeyecek.

    örnek: futbol direktörü, mustafa denizli, feldkamp

    *basınla ve türk topçularla falan arası iyi, herkesle iyi olayım insanı olacak. fazla maaş istemeyecek. mümkünse eskiden büyük takımların birinde top koşturmuş olacak. kenarda agresif duracak ama babacan falan da olacak. bu kısım biraz karışık, anlamak için anadolu çocuğu olmak gerek.

    ziya doğan, tolunay kafkas, hikmet karaman, samet aybaba, nurullah sağlam

    *hasbelkader büyük takımlarımızdan birini yönetmiş olacak.

    ismail kartal, bülent korkmaz, carvalhal

    *basının ve goygoycu taraftarın hoşuna giden tuhaflıkları, ters cevapları olacak. futboldan anlamasa bile anlıyor gibi gözükecek.

    örnek: şota, yılmaz vural, mustafa reşit akçay

    *başarılı olacak ama üstteki şartlardan birini yahut birkaçını sağlamadığı için gönderilecek. her transfer dönemi mumla aranacak.

    örnek: lucescu, ersun yanal, şenol güneş, abdullah avcı, ertuğrul sağlam
  • 7
    sezon öncesi kondiyon yüklemesini bilmeli, taktiksel derinliğe haiz olmalı, kendini devamlı değiştirebilme ve geliştirebilme v.b

    her özelliği çok iyi olsa da ortada giden maçlarda, doğru oyuncu değişiklikleri yapamıyorsa diğer özelliklerinin hiç bir önemi kalmıyor. çünkü futbol sahada oynanıyor ve oyuncu değişiklikleri bir teknik adamın tabiri caizse sanatını icra ettiği anlar.

    bir de şahsim tespitim(saçma da olabilir); kendi sahasında oynadığı bir derbi maçta öne geçtiği maçı kaybetmemek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın