kendisinin transferine önyargılıy(d)ım; halen olumlu ya da olumsuz anlamda değişen bir düşüncem yok. ancak bu yazıyı önyargı amacıyla yazmıyorum.
arada anadolu kulüplerinden ücretsiz ya da düşük ücret kontenjanından alıp yedekleme, oyunun devamında oyuna sokma vb. gibi nicel çoğunluğa hizmet eden sebepler zımnında oyuncu transfer etmişliğimiz vakidir. bunların ise genelde küçük bir kısmı tutar
*, geri kalanı ya zamanla silinip gider
* ya da çok fazla forma şansı bulmadan kulüpte kalıcı olamaz ve gönderilir
*.
aytaç da kuvvetle muhtemel tutmayacak ya da ikinci planda kalacak ancak asıl vurgulamak istediğim, her ne kadar hazırlık döneminde şimdilik beklentilerin üzerine çıksa da, resmi müsabakaların başladığı süreçte aynı verimle devam edip etmeyeceği kafalarda soru işareti yaratıyor. zira millet olarak hızlı yükselip çabuk düşen bir yapıya sahibiz; duygularımız çoğu zaman mantığımızın önüne geçiyor; dengeyi sağlayamıyoruz. dolayısıyla, her ne kadar 2-3 maçlık hazırlık süreci bir kısım taraftar nezdinde olumlu bir intiba uyandırsa da, benzer performans verimi sezon içerisinde belirli bir istikrarda devam etmediği müddetçe hazırlık maçlarındaki katkısı pek önem arz etmeyecektir. nasıl ki, örneğin mostafa mohammed 5 maçla göklere çıkarıldıktan sonra, etkisiz oynadığı dönemde bir kısım taraftarca eleştiriye mazhar olmuş ise, her oyuncu için geçerli olduğu gibi, aytaç açısından da bu düşüş ve yükselişleri kontrollü yaşamak elzemdir. nitekim sezon içerisinde başarısız bir oyunla kaybedilen, misalen bir karagümrük maçı sonrası, "aytaç'ın zaten yetersiz olduğunu", "anadolu kulübünden vasıfsız adamları takıma doldurduğumuzu" şimdiden duyar gibi oluyorum.
sonuç olarak, ben de önyargılarıma rağmen, aytaç'ın bunu kırabileceği ihtimalini gözeterek, sezon içindeki resmi müsabaka fikstürünü bekliyor ve bir dizi maçtan sonra kendisiyle ilgili görüşümün netleşeceğini düşünüyorum.