• 25
    https://atillaturker-markaj.blogspot.com/...alamad.html?spref=tw

    beşiktaş vida ile ön protokol imzaladıktan sonra, vida'ya yıllık 3.750.000 euro teklif ettiğimizi hatta ön protokolden cayma bedeli olan 3,500,000 doları da ödemek istediğimizi belge ile açıklamış yazar. bahsettiği menajerlik ücretleri ise içimi acıttı, allah bizi cenk ergün ve dursun özbek'ten kurtardığı için ne kadar şükretsek az.
  • 32
    --- alıntı ---

    sayın fikret orman’ın çok sık kullandığı cümlelerin başında şu geliyor:

    -“bizim gizli kapaklı bir işimiz yok.”

    ve ayrıca şu cümleyi de çok sık şekilde dile getiriyor:

    -“tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyoruz.”

    doğru mudur bu söylemler?

    mümkündür.

    fikir jimnastiği yapmakta yarar var.

    hemen belirteyim. bu yazacaklarımla ilgili tüm belgeleri bu yazının en altında görebilirsiniz. zaten önemli bölümünü daha önce yayınladım. isteyen her kişiye mail ya da whatsapp aracılığıyla da anında yollayabilirim.

    3,5 yıl önce... vodafone arena stadı tribün korkuluk işlerini... taşeron firma olarak... orsan ticari araç sistemleri limited şirketi yaptı.

    bu şirketin ortakları arasında kim var? fikret orman.

    yani... beşiktaş kulübü’nün kasasından çıkan para... fikret orman’ın ortağı olduğu orsan şirketi’nin kasasına girdi.

    sözleşmenin imza tarihi 18 eylül 2015... sözleşmenin altında beşiktaş inşaat ve ticaret anonim şirketi’nin kaşesi var.

    miktar mı? 1 milyon 936 bin 667 lira 34 kuruş.

    peki, sayın fikret orman’ın bu işi için bir ihale ya da duyuru yapıldı mı? yok...

    belirtmem gerekir. beşiktaş kulübü, diğer pek çok iş için ihale açtı ve gereken duyuruları kulübün resmi sitesinde yayınladı. ama fikret orman’ın işi için ihaleye gerek duyulmadı.

    yaptı, oldu...

    fikret orman, aradan 2 yıl geçip de ben belgeleri ortaya koyunca “ucuza yaptım” dedi.

    2 milyon liralik 2 makbuz

    beşiktaş kulübü’nün hukuk işlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi şafak mahmutyazıcıoğlu’nun ortağı olduğu kültür hukuk bürosu... beşiktaş kulübü’ne biri 1 milyon 250 bin lira, diğeri de 750 bin lira olmak üzere toplam 2 milyon liralık 2 ayrı makbuz kesti.

    kesen kişi kim? kültür hukuk bürosu adına oktay kurman... oktay bey de, şafak bey’in resmi ortağı.

    belirteyim. bu haberi kaleme almadan önce şafak mahmutyazıcıoğlu’nu aradım. uzun uzun konuştuk. makbuzlardan birini hatırladı, diğerini hatırlamadığını söyledi. konuşmamızın finalinde “şimdi bu haber mi” diye sitem etti. aynı günün akşamı çok sevdiğim bir kişiyi devreye soktu. yazmamam için rica edildi. tabii hikaye... haberi belgeleriyle yayımladım.

    beşiktaş’ta 2 yılı tamamlamayan üyelerin yönetim kuruluna girmesi tüzük gereği mümkün değilken... 2012 yılında henüz 1 yıllık üye olan umut güner için düzmece bir belge hazırlandığı... ‘beşiktaş’ta voleybol oynadı’ denilerek 1 yıl kıdem kazandırıldığı... nitekim güner’in bu şekilde beşiktaş yönetim kuruluna girdiği... ortaya çıktı.

    hiç bir zaman lisanslı voleybol oynamayan umut güner, sahte belge sonucu beşiktaş yönetim kurulunun en etkili isimlerinden biri oldu.

    ****

    bir parantez açayım... fikret orman, şafak mahmutyazıcıoğlu ve umut güner ile ilgili bu konular, duyarlı bazı kulüp delegeleri tarafından başta iç işleri bakanlığı olmak üzere yetkili mercilere bildirildi.

    beşiktaş, trabzonspor’da son 4 yılda sadece 3 dakika forma giyen mertcan çam’ı transfer edebilmek için bordo-mavili kulüple çok özel ve çok gizli bir sözleşme imzaladı. geçen yıl ocak ayında imzalanan bu sözleşme gereği beşiktaş, trabzonspor’a kdv dahil 885 bin dolar fesih bedeli ödedi.

    beşiktaş’ın kasasından çıkan 177’şer bin dolar’lık 5 adet çek trabzonspor’a gitti. bu çekler trabzon’da bir faktoring şirketine kırdırıldı. paralar trabzonspor’un kasasına girdi.

    futbolcunun menajeri de metin korkmaz idi.

    sonuçta ne oldu? bu satırların yazarı, bu gizli sözleşmeyi yayınladı. ortalık karıştı. nitekim, fikret orman tarafından düzenlenen basın toplantısında “mertcan çam transferi doğru mu” diye bir soru yöneltildi. orman da gizemli bir şekilde “zamanı gelince açıklarız. atilla türker’i şöhret yaptık” dedi.

    aradan 5 ay geçtikten sonra aynı fikret orman “bu transferden biz vazgeçtik. mertcan çam sözleşme şartlarına uymadı” dedi.

    mertcan çam da bunun üzerine anında “benim yüzümü bile görmediniz. niye vazgeçtiniz. bu nasıl iş” diye sosyal medyadan bir ileti paylaştı.
    885 bin dolar uçtu...

    sonra? mertcan çam 3. lig takımlarından hekimoğlu trabzonspor’a transfer oldu.

    tabii olan, beşiktaş’ın 885 bin dolar’ına oldu.

    peki, mertcan çam, beşiktaş’a transfer olsaydı, ne olacaktı? şu olacaktı:

    tahmini 5 yıllık bir sözleşme karşılığında beşiktaş’ın kasasından en az 5 milyon euro, yani 30 milyon lira’yı aşkın bir para çıkacaktı.

    haberi yayınladım, skandal ortaya çıktı, transfer suya düştü. işin trajikomik tarafı şu. bu haberi yazarak beşiktaş’ın kasasından en az 30 milyon lira çıkmasını engelleyen bu satırların yazarı, o gün bugün sanal ortamdan sürekli küfür yiyor, tehdit alıyor.

    hatırlatırım. bu ön sözleşmenin altında fikret orman’ın ve muharrem usta’nın imzası var.

    mehmet ekici’de gizli oyun!

    12 ocak 2017 tarihinde yine fikret orman ile muharrem usta arasında çok özel ve gizli bir sözleşme imzalandı. bu sözleşme de elime geçti ve yayınladım. sözleşmede, “trabzonspor’un futbolcusu olan mehmet ekici, 2016-17 sezonunun ikinci yarısında beşiktaş’ın dışında bir kulübe gittiği takdirde, trabzonspor, beşiktaş’a 1,5 milyon euro tazminat öder” maddesi dikkati çekiyordu.

    belirteyim. trabzonspor bu süreçte fenerbahçe’nin 2 milyon euro’luk bonservis teklifini geri çevirdi.

    eli kolu adeta bağlanan mehmet ekici, “fenerbahçe dışında hiç bir yerde oynamam” diyerek sezonun ikinci yarısın boş geçirdi.

    hem fenerbahçe’nin vereceği 2 milyon bonservis bedelinden mahrum kalan, hem de mehmet ekici’ye yarım sezonluk 700 bin euro’luk maaşını ödemek zorunda kalan trabzonspor, bu zararını nasıl telafi etti? şöyle: bonservis bedeli o süreçte 2 milyon euro civarında olan beşiktaşlı olcay şahan, sadece 200 bin euro bonservis bedeli karşılığında trabzonspor’a verildi.

    beşiktaş ise mehmet ekici’nin fenerbahçe’ye transferini engellerken, olcay şahan’ın transferinden alabileceği önemli bir paradan mahrum kaldı.

    şunu da belirteyim. olcay şahan’ın bu ahbap çavuş transferi sırasında bile menajerlik ücreti olarak trabzonspor’un kasasından 500 bin euro çıktı.

    negredo ayri bir skandal!

    yine şahsım tarafından kaleme alınan haber şuydu:

    “galatasaray ve fenerbahçe’nin bedavaya almadığı alvaro negredo için beşiktaş 2,5 milyon euro bonservis bedeli ödedi”.

    sonra ne oldu? fikret orman, beşiktaş divan kurulu’nda kürsüye çıktı, beni işaret ederek, “bu gazeteci hakkında dava açtım” dedi.

    ama ne ilginçtir ki, o günden sonra aradan 10 ay geçti, ortada henüz dava yok.

    daha ilginci şu: fikret orman, yine o süreçte “negredo’nun menajerini istanbul’a çağırdım, belgelerle birlikte önümüzdeki hafta gelecek” şeklinde bir açıklama daha yaptı. ama... aradan 10 ay geçti, negredo’nun menajeri de hala istanbul’a gelmedi, getirilemedi.

    bir vurgu daha yapayım.

    galatasaray’da geçen sezon başı görevde bulunan futbol direktörü cenk ergün, şampiyonluk öyküsünü takvim gazetesi’ne değerlendirirken aynen şu ifadeleri kullandı:

    “tudor’la yeni sezon planlamasını yaparken ilk önümüze koyduğum isim gomis oldu. hatta negredo’yu bize bedava vermek istediler. ama biz kabul etmedik.”

    *****
    fulya otoparki’ndaki̇ girift işler!

    sayın fikret orman’ın, günlük cirosu 35 bin ile 40 bin lira arasında değişen 2500 araç kapasiteli fulya otoparkı’nı, ihalesiz bir şekilde aylığı sadece 30 bin liradan 15 yıllığına kiraya verdiği belgelerle ortaya çıktı. 17 günlük mazisi bulunan bu şirket, aylık cironun yüzde 70’inin sahibi oldu.

    belgeleriyle birlikte bu haberi kaleme aldığım zaman sayın fikret orman’a aynen şu soruları yönelttim:

    -imzaladığınız bu sözleşme ile beşiktaş’ın yarınlarını ipotek altına almadınız mı?

    -beşiktaş genel kurulu’na, beşiktaş yönetim kurulu’na ve hatta beşiktaş icra kurulu’nun bazı üyelerine haber vermeden böyle bir sözleşmeye imza atmak ne derece doğrudur?

    -niye ihale açılmadı? özellikle stat yapımı sırasında pek çok iş için ihale açılırken, böylesine hassas bir konuda ihaleye gidilmemesi nasıl izah edilir? (gerçi, kendi şirketinizin işi için de ihale açmamıştınız)

    -dayalı döşeli bir otoparkı, böylesine düşük bir ücret karşılığında çok uzun süreli kiraya vermek, acaba sizin mi, yoksa ekip arkadaşlarınızın mı düşüncesi?

    -otoparkın içinde bulunan boya-parlatma-temizleme-yıkama işlerini yine bu şirket mi yapıyor, yoksa ücreti karşılığında başka şirkete mi devredildi? devredildiyse eğer, sağlanan ciro üzerinden, beşiktaş’ın kasasına yüzde 30 oranında pay aktarılıyor mu?

    -bu 1,5 yılı aşkın süre içerisinde ciro ne oldu, beşiktaş’ın kasasına ne girdi, şirket ne kazandı, kayıtlara ne geçti?

    cazip bir teklif aldim ama!
    beşiktaş kulübü, bu haberi yaptığım gün resmî siteden “atilla türker, gel bu otoparkı sana 1 milyon liraya kiraya verelim” şeklinde teklif yaptı. ayrıca kulüp içerisindeki haber kaynağımın bulunması için soruşturma başlatıldığını bildirdi.

    ben de bunun üzerine “param olsa düşünürdüm ama merak ettim, yandaşınızdan 420 bin lira alıyorsunuz da, niye benden 1 milyon lira talep ediyorsunuz? kulüp içindeki haber kaynağımı bulma çabanız ise nafile bir çaba olur. bu çabanızı düzgün işler için göstermenizi temenni ederim” karşılığını verdim.

    otoparkin altindan kimler çikti?

    bu otopark olayının patlak vermesinin ardından inanılmaz gelişmeler yaşandı.

    otoparkın kiraya verildiği şirketin sahibi mehmet sağın, kiminle ortak çıktı, biliyor musunuz? celal mahmutyazıcıoğlu ile...

    celal bey de kim mi? beşiktaş’ta hukuk işlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi olan şafak mahmutyazıcıoğlu’nun ağabeyi.

    olay şu: mehmet sağın ile celal mahmutyazıcıoğlu, aynı anonim şirketinde iki ortak... resmî ortak!

    şirketin adı da cvs global dış ticaret anonim şirketi.

    ve dahası... şafak mahmutyazıcıoğlu’nun ortağı olduğu kültür hukuk bürosu’yla, cvs adlı bu şirket, aynı adreste bulunuyor.

    ticaret sicili gazetesi’nde tüm bunları çok net görebilirsiniz.

    yani, şafak bey, celal bey, mehmet bey, hepsi iç içeler.

    ne güzel bir dünya değil mi!

    bu nasil sözleşme?

    şu detayı da vereyim.

    beşiktaş’taki fulya otoparkı, 9 yıl önce kaça mı kiraya verildi? aylığı 80 bin liraya... üstelik kiracı 1 yıllık kirayı da peşin verdi. yıllık ciro 2 milyon 160 bin lirayı geçtiği takdirde % 53’ü de beşiktaş’ın olacaktı.

    peki, şimdiki durum ne? aylığı sadece ve sadece 30 bin lira... ve sadece % 30’u beşiktaş’ın...

    iki sözleşme arasındaki inanılmaz uçurumu görüyor musunuz!

    şu da var: 9 yıl önceki kiracı, 1 yıllık kirayı toplu ödedikten sonra çıktı. niye mi? istanbul büyükşehir belediyesi, bu iş yerinin konumunu tehlikeli gördüğü için “işletme ruhsatı” vermedi. nitekim o yüzden o otopark 6 yıl boş kaldı. sonra ne oldu? beşiktaş kulübü bundan 2 yıl önce kaçak olarak yine kiraya verdi. maalesef aynen böyle...

    sonra ne oldu? kaçak olduğu için bu iş yeri istanbul büyükşehir belediyesi tarafından mühürlendi. mühürlendi de ne oldu? birileri bu mührü kırdı.

    bu otopark halen kaçak olarak çalışıyor.

    yukarıda da belirttiğim üzere, diğer konularda olduğu gibi, bu konudaki tüm belgeleri isteyen her kişiye anında yollayabilirim.

    öyle ki, otopark konusunda elimde yüzlerce sayfalık iki ayrı klasör var.

    *****

    unutmadan yazayım. işletme ruhsatı olmadığı için kaçak çalışan - çalıştırılan bir iş yeri için, beşiktaş kulübü’nün, şahsıma yönelik olarak, “gel sana 1 milyon liraya kiraya verelim” şeklinde çağrıda bulunması... nasıl bir ticari anlayışın ürünüdür acaba?

    takdir kamuoyunun...

    --- alıntı ---
    https://ajansspor.com/...pakli-isler-294549 href="/entry/13" title="#13" class="title">#13

    kendisi fikret ormanı bitirmek için elinden geleni yapıyor belgelerle beraber ilginç şeyler açıklamış.
  • 89
    --- alıntı ---
    fenerbahçe'de olayların içerisinde yer alan 4 futbolcuya orada bir işi olmaması gerekiyordu. futbolcular kendilerini müdafaa gereği o hareketleri yaptılar. büyük ihtimalle 1-2 futbolcuya 1 maç ceza verilir. ben fazlasının da verileceğini düşünmüyorum. futbolcular kendilerini korumak istedi.
    --- alıntı ---

    gözünün gördüğünü inkar edenlerden.

    https://www.ntv.com.tr/...RyKWMOmUG0VTP_WzwmcQ
  • 51
    --- alıntı ---

    önemli not:

    herkesin hoşgörüsüne sığınarak önemli bir not vermek istiyorum:

    galatasaray kulübü bünyesinde bulunan dostlara son zamanlardaki duyarlılıklarından dolayı çok teşekkür ediyorum.

    beşiktaş ve trabzonspor kulübü bünyesindeki dostlardan ise yeterli desteği zaten hep alıyorum...

    fenerbahçe başta olmak üzere diğer kulüplerdeki dostlardan da aynı hassasiyeti bekliyorum.

    --- alıntı ---

    https://ajansspor.com/...on-belgelerle-387521

    omar elabdellaoui transferinde menajerine ödediğimiz para ile ilgili haberin sonuna yukarıdaki notu düşen gazeteci.

    bahsettiği hassasiyet tam olarak nedir acaba? kulüpte gizli kalması gereken belgelerin açığa çıkarılması, dışarıya servis edilmesi mi? okuyunca aklıma takıldı. belki de başka bir konudan bahsediyordur. bilemiyorum ama iyi niyetli gelmedi.

    ek olarak da ödenen menajerlik ücretini böyle ballandıra ballandıra anlatarak neyi amaçladığı da ayrı bir konu. kendi yazısında belirtildiği gibi fifa'nın bu konuda sadece tavsiye niteliğinde bir kararı var. yani ben istersem 100 milyon euro da öderim kimse bir şey diyemez. bu kulüp ile menajer arasındaki ticari ilişkidir. haberin içeriği ve yukarıdaki not birleşince iyi niyet sezmiyorum ben bu haber için. ya gündem olma peşinde ya da bir yerlere yaranma gibime geliyor.
  • 9
    galatasaray ile ilgili "kulübü soyuyorlar, parasını çalıyorlar" gibi haberleri kimin yaptığının artık pek bir önemi yok. zaten dünya alem biliyor. senelerdir bu kulüpten nemalanan bir kesim var ki devamlı kanını emiyor bu kan emici vampir yarasalar kulübün.

    adamın biri çıkıp televizyonda bir kişiyi ismini vererek resmen hırsızlıkla, dolandırıcılıkla suçlasa, ne yapar insan ?

    sen adamı televizyoncu, gazeteci vs. olarak hiç bir şekilde ciddiye almıyor olabilirsin ama bu aşamada artık işler değişmiş demektir. eğer kendine güveniyorsan çıkarsın aslan gibi kendini savunur, bununla da yetinmeyip verirsin mahkemeye, alırsın parasını, dağıtırsın garibanlara, ihtiyacı olanlara dünya aleme ibret olur. şöyle ki; (bkz: bülent tulun/#1594947)
    bu yayından sonra herhangi bir açıklama veya hukuki işlem yapıldı mı bilmiyorum. en azından ben duymadım şu ana kadar. bu bir örnek sadece.

    sözün özü; bu kulübün parasını çalıyorlar. taraftarın kombineye, formaya verdiği parayı, televizyon, sponsor vb. şekilde kulübün kasasına giren parayı, bi'şekilde kitabına uydurup resmen çalıyorlar.

    sonra sen bu kafayla tıpkı "galatasaray tarihinin en büyük kazığıolan" mecidiyeköy'deki stad arsanı kaptırmakla kalmayıp, riva'yı, ada'yı elinde olan ne varsa satarsın.

    kombine almak, store'dan alışveriş yapmak içimden gelmez oldu şerefsizim.
  • 53
    kendisi bir yemdir. burada cesur, onurlu gibi saçma sapan argümanlar kullanılmış bu arkadaş için. elbette ki haber değeri yüksektir yaptığı işin. ancak ''atilla'cım elimde müthiş bir belge var.'' diyen kaynağı önemli olan. ayrıca iddia ettiği gibi mikail adampour, omar'ın yetkili bir menajeri değil. omar'ın menejerliğini, rachid elabdellaoui adında biri yapıyor. babası ya da kardeşlerinden biri. bu menajer yetkisi hakkında da skandal bir haber yaparsa sevinirim.
  • 71
    grnçlerbirliği taylan'ın galatasaraya gelme sürecinde zarara uğradı mı konulu haberi aslında bir haber değil bilgidir bu tarz bir bilginin de haber değeri yoktur. çünkü basitçe bu tarz transferler yapılıyor yapılacak erzurumsporu etik değerlere sahip çıkmadığı için eleştirmek günümüz futbol dünyasında yaşananlar düşünüldüğünde gazete köşesi yazılacak kadar değil en fazla sayfa doldurmak için boşluklara yazılacak bir haberdir. üzerinden aylar geçtikten sonra ise gazetede bahsedilmesi artniyettir.
  • 72
    https://twitter.com/.../1349591961062223874

    herkesin bildiği şeyi iki tane belge koyup haber yapmış gazetecidir.

    bundan haberi olmayan var mıydı? erzurum tabii ki bir para almadan bırakacak değildi taylan'ı, eski sözleşmeden yırtmak için de bu çözümü bulmuşlar, herkes farkındaydı zaten. etik mi derseniz değil evet, ama kanuni mi, evet kanuni.

    ayrıca konunun bizle çok da ilgisi yok, erzurum-gençlerbirliği arası bir mevzu.
  • 45
    son donemde rsdyo ve televizyonlara cikarak klüplerin kap'a yapılan bildirimlerini galatasaray'ın sekidika transferi üzerinden eleştirdiğini gördügüm kişi. klüplerin net ücret üzerinden açıklama yapması açıklamada net ücret olduğunun belirtilmesi şartıyla oldukça doğaldır. brüt konusu değişken olduğundan klübün sorunudur. mevzuat her değiştiğinde ne yapacak kap'a açıklama mı yapacak. kap'a hicbir açıklama yapmayan fenerbahçe ve beşiktaş üzerinden eleştirmesi gereken yerde sanki watergate skandalını bulmuş da müthiş bir habercilik yapmış gibi anlatıyor. sadece sekidika değil tüm transferleri böyle klüplerin. kiminde sözleşmeye netin yanına brütü de yazarsin kiminde yazmazsın. gunduz vakti kuyumcu soyulurken, yan dükkanda baklava çalan çocukları polise ihbar etmekten ve haber yapmaktan farkı yok yaptığının. istesin ben oturduğum yerden en az 5 tane haber yazarım kendisine bu şekilde.
  • 7
    son 15 yıldaki özhan canaydın, adnan polat ve son ünal aysal dönemindeki hanutun, komisyonun, yolsuzluğun haddi hesabı yok.
    bu haberin bence fazlası var eksiği yok. keşke işin türkiye ayağında kulüpteki yiyicilerin isimlerini de bir bir afişe etseydi.

    spor kulüpleri yasası çıkana kadar; cebinde parası olan ama ünsüz; sporla ve sportmenlikle zerre ilgisi olmayan zengin şımarık itleri görmeye devam edeceğiz. ta ki bunlar yaptıkları borçlardan kendi hatta yakınlarının mal varlıkları ile sorumlu tutulur hale gelirler işte o zaman bu denli fütursuz harcamalar yapılamaz hale gelir.
  • 59
    imza parasının ffp kapsamına girmesini önlemek için menejerlik ücreti olarak gösterilmesini usulsüzmüş gibi gösteren atilla türker’e teessüf ediyorum.

    bundan önce harcama limitlerini aşmasına rağmen ceza verilmeyen fenerbahçe, 2,5 m euro serbest kalma ücretine rağmen bedava verildiği iddia edilen mame thiam ve de ali koç’un rakip takıma sponsor olma olaylarını araştırsaydı kendisine gerçek gazeteci derdik. (fiko ile ilgili haberlerini taktir ettiğimizi de ekleyelim.)

    başkan ya da yönetim bu konuda açıklama yapacaktır diye düşünüyorum ama tam gerçeği açıklaması ffp ve uefa karşısında kendilerini ele vermek olacağından bu konuda yeterince net olamayacaklardır. ancak allah da biliyor kullar da biliyor ki burada usulsüz hiçbir işlem yoktur.

    not: atilla türker’e bu haberin ve sözleşme aslının galatasaray’dan değil tff’den gönderildiğini düşünüyorum. boşuna galatasaray içinde çalışan görevlilere pislik atılmasın. biliyorsunuz federasyon değil fenerasyon.
  • 61
    bence, tff eliyle yapılan limit sahtekarlığının peşine düşseydi daha onurlu davranış olurdu. yönetimin menejere yüklü komisyon ödemesi kulübü ilgilendirir.bunun diğer takımlara bir zararı yoktur ve tamamen iç meselesidir.

    beşiktaş'ın otopark olayında olduğu gibi tamamen kulüp içi yolsuzluk mu diyelim, kendi kulübünü dolandırmak mı diyelim neyse işte bunu açığa çıkarmak gazetecilik başarısını gösterir.

    ama, tüm kulüpleri ilgilendiren bir limit yolsuzluğunu, saran grubuna ait sitede, sahibi fenerbahçeli diye haber yapmıyorsan, bu da senin onursuz bir gazeteci olduğunu, kalemini talimatlara ve yönlendirmelere göre kullandığını gösterir.

    o kadar çok araştırması gereken konu var ki. mesela, boluspor ertuğrul olayı, n.özdemir şanlıurfa olayı, bolu da fenere spor tesisi olarak tahsis edilen topuk yaylası nın 11 ay otel olarak işletilmesi, siyasi yönlendirmelerle beşiktaş'a stad yapılırken spor toto kanalı ile yüklü bir para aktarılması.

    bak, tüm spor camiasının zararına olan bir çok olay var. bunların hepsi yolsuzluk. herkes onurlu gazeteci olamıyor ne yazık ki.
  • 20
    napolililer'in bir sözü var; "herkes suçluysa, kimse suçlu değildir" diye. futbolun içindeki kokuşmuş işleri, ilişkileri ne kadar yazarsa yazsın, bir sonuca ulaşamayacak gazeteci.

    zira bu pis ilişkiler içinde olan kişilerin, çoğunlukla, siyasette zaten bir dayısı ya da ağası (açık konuşalım ortağı) oluyor. bunu da sistemin içindeki herkes biliyor ve tanıyor. şikeden yargılanmış takımların, kişilerin, teknik adamların, futbolcuların hangi klüplerde sırasıyla nasıl iş bulabildiğine, hangi makamlara ulaşabildiğine bakın, anlarsınız zaten durumun vehametini.

    bir teknik direktör işsiz kalınca, ona bir siyasetçi iş buluyor anadolu'da (ya da katar'da); türk menajerler, klüp başkanlarından siyasiler aracılığıyla randevu alıyor, onların aracılığıyla oyuncu pazarlıyor. dönen rantın miktarını varın siz hesaplayın.

    sözün özü; bochum savcılığı'nın belgeleri, koskoca şike davası, "fazla sıkma he, aldıracam seni fenerbahçe'ye" görüşmeleri ve dahası nasıl hasır altı edildiyse, kendisinin iddialarını da üç gün konuşur, sonra bakarız başımızın çaresine...
App Store'dan indirin Google Play'den alın