17 ekim 2017 as monaco beşiktaş maçındaki oyunlarına bahane bulmanın hiçbir anlamı yok. bir takım yeni kurulu olabilir, bir takım değişim evresinde olabilir, bir takım kendisinden güçlü takıma üstünlük kuramayabilir, bir takım deplasmanda oynar da baskıdan dolayı gerçek oyununu sahaya yansıtamayabilir, bir takım yakın periyotta sakat ve cezalılar verip alıştığı kurgudan kopuk kalabilir... peki ya monaco takımı için değişim evresinde olmaları dışında hangi durum geçerli? hiçbiri.
peki, değişim evreleri önemlidir. galatasaray gibi, roma gibi, valencia gibi bütçesi belli olan ve asla top class bütçelere sahip olmayan takımlar için epey önemlidir. çünkü bilhassa avrupa'da çoğunlukla kendisinden daha kaliteli kadrolara karşı mücadele edeceklerinden yeni yapılanma ilk başlarda ağır darbeler alabilir. süreç de genellikle sancılı geçer. ama monaco gibi gerek kadro kalitesi olarak gerek bütçe olarak avrupa'da çoğu rakibinden önde olan takımların, kendisinin dörtte bir kalitesinde olan takımlara karşı ''değişim, yeni yapılanma'' vb. bahanelere sığınmasını anlamıyorum.(en azından ciddi maçlarda) sen geçen sezonun ligue 1 şampiyonu olacaksın, beşiktaş gibi şampiyonlar ligini on yılda bir gören si.tiriboktan bir takıma sahanda üstünlük kuramayacaksın. vah ki ne vah!
genel performanslarını, geçen sezonki olağanüstü başarılarını ve bu sezonki oyun yapılarını dışarıda tutarak konuşuyorum. (çünkü harika bir takımlar aslında) beşiktaş maçında sergiledikleri aciz tutum, işbilmez futbol bir futbolsever olarak beni fazlasıyla utandırdı. skor olarak mağlup olabilirsin ancak sana galibiyetin zaruri olduğu koşulda üstelik kendi sahanda rakibine oyunsal üstünlük kuramıyorsan bir zahmet şampiyonlar liginde üst tura da çıkma. bayern münih'e karşı ezilebilirsin, yeni kurgundan dolayı üst seviye futbolun gerilemiş olabilir. real madrid'ten fark yiyebilirsin, geçen sene tır gibi ezip geçtiğin takımlara da yenilebilirsin de beşiktaş gibi kiev'de altılık olan takıma yeni yapılanma, yeni kadro vesaire triplerine giremezsin.
bir defa,
rakibin analiz edilmediği belli
oyuncuların ''ya çantada keklik maç, kasmadan alırız'' dediği belli
işin kötüsü jardim'in oyuncularını bu gevşek tutuma rağmen ikaz etmediği de belli.
gel babam çık işin içinden. hedef maç ha bir de, gruptan çıkıp çıkmama konusunda en önemli maçlardan biri. kazansalar fişi çekecekler neredeyse. tek bir maçlık konsantrasyon... az biraz disiplinli olunsa az biraz analize dayalı taktik çalışılsa rakibin elek edileceği bir nokta. beş dakika tosic'in üstüne oynadığında, on dakika press uyguladığında rakibin far görmüş tavşana dönüşeceği bir maç alt tarafı. hadi hiçbirini akıl edemedin diyelim, ilk devre pas yapıp rakibi yorduğunda quaresma, babel, atiba gibi büyük babaların sütçü beygirinden hallice kalacağını da göremiyor musun?
hedef maç ya hedef maç! jardim... hedef maç beyim. -ziya şengül'e selamlar-
sonra böyle faka basarsın. triplere girmenin mantığı yok, bahane bulmanın mantığı yok. başarısız bir taktik analiz, başarısız mental yönetim, başarısız oyun kurgusu. bu eksilere rağmen maçı kazanabilmen için rakibin ''topu elle götürse ancak üç defa
kalene gelebilecek'' çapta rezil olması lazımdır ki o da olmadığından kendi evinde gondiklendin.
monacoduk diye eğlenecektik onu da pi. ettiniz!
admin bey, kullanıcı adı değiştirilebiliyor muydu ya?
*