• 5484
    kapasitesinin artırılmasını olumsuz bulduğum stadımız. bunun iki sebebi var. stadın tam dolmadığı maçlarda bile girmesi çıkması eziyet oluyor insanlara. stattan vadiye geçmek minimum yarım saat sürüyor, vadiden çıkış ise araba ilk otopark katının rampasına yakın bir yerde değilse yarım saat ile bir saat arasında değişiyor. köprüye gidene kadar da ayrı bir trafik oluyor.

    diğer sebep ise, kimse alınmasın gücenmesin abi, niteliksiz taraftar sayısının artması. sağlam atmosferi çok nadiren oluşturabiliyoruz. stadın yarısı telefonuyla çekim yapmakla, ışık yapmakla meşgul oluyor.

    hangi maç olduğunu hatırlamıyorum, en fazla iki ay olmuştur, ara öncesiydi, yanımda bir arkadaş vardı, full kombine koltukların arasına iki arkadaş rica minnet sıkıştılar, milletin koltuklarını kaydırdılar, hadi dedik ses etmeyelim. bir tanesi daha önce maçlara gelmiş bir arkadaşmış, diğeri ilk defa gelmiş, tam benim yanımda. abi abartısız söylüyorum, üçlüyle telefonun kamerasını çalıştırdı, 45 dakikanın 40 dakikasında çekim yaptı telefonla. rakip korner kullanırken bile çekim yaptı, sadece geçişlerde kaydı durduruyor, telefonu elinden bırakmıyordu. ve çekimi yaparken demirden öne eğilip görüş açımın da yarısını kapatıyordu, ilk yarım saatte 4-5 kere uyardım, pardon fark edemedim dedi ama yapmaya devam etti biraz daha geriye çekilerek çekim yaptı. ikinci yarı da aynı şekilde başladı, yine uyardım, bu sefer çevreden de sert uyarılar gelmeye başladı ve maçın ikinci yarısında çekimi büyük oranda azalttı. bu arkadaş buraları belki okur bir şekilde, ya abim tamam ilk defa geliyorsun, video da çek, fotoğraf da çek, bunu bütün maç yapmanın anlamı nedir? sen yayıncı kuruluş musun? 90 dakika boyunca adamlar onlarca kamerayla kayıt alıyor zaten, sen niye kayıt yapıp da anın tadını yaşama fırsatını kaçırıyorsun?

    bu şekilde örnek çoktur. kapasite arttıkça bu tarz profil de artacaktır. bu sebepten dolayı 22.800 kapasiteli ali sami yen stadı'nın atmosferi nef stadyumu'nun atmosferinden daha iyi oluyordu. mecidiyeköy'den hiç çıkmadan fenerbahçe'nin yaptığını yapıp stadı yenileseydik hem geleneğimizden, tarihimizden vazgeçmemiş olurduk, hem de daha sağlam bir atmosferimiz olurdu. bu stad değişimi sonucu galatasaray'ın maddi kazançlarını bir kenara koyarak konuşuyorum bunu, onlar ayrı bir entrynin konusu.

    bildiğim kadarıyla eski sami yen'i yenileme projesi faruk süren, mehmet cansun ve özhan canaydın dönemlerinde gündeme geldi ancak farklı sebeplerden dolayı gerçekleştirilemedi.

    faruk süren dönemi;

    https://gss.gs/7Bf.jpg

    ali sami yen stadı'nın renovasyonunu içeren bu ilk proje stadium consultants ınternational firması aracılığı ile, brisbin brook beynon architects tarafından geliştirildi. proje, alan olarak mevcut ali sami yen stadı arazisine oturuyordu. projeye göre stadın oturma alanı yoldan geriye kaydırılacak ve mecidiyeköy tarafına bakan kısım sadece gs store ve loca/suit girişi olarak kullanılacaktı. taraftar girişi ve stadın yoğunluk yaratacağı kısım ise mevcut eski açık tribün'ün bulunduğu tarafta yer alıyordu. stadın altında yüksek kapasiteli bir otopark bulunacak ve bu giriş de ortaklar caddesi'nden yapılacaktı. proje, stadın yanısıra bir iş merkezinin ve likör fabrikası'nın da alınması halinde, bir alışveriş merkezini barındıracaktı. projenin toplam maliyeti 90.000.000 dolar'dı. kar getirmediği ve maliyeti fazla olduğu için bu projeden vazgeçildi.

    mehmet cansun dönemi;

    https://gss.gs/Jo5.jpg

    proje, galatasaray camiasından gelen bir isim olan, mimar emre arolat tarafından geliştirildi. faruk süren döneminin ardından mecidiyeköy civarında gerçekleştirilen projelerin, bölgenin ofis ve alışveriş merkezi ihtiyacını gidermesi ve kulübün mali problemlerinden dolayı, karlılık getirmeyecek bir yatırımda bulunmamak adına ilk projeden vazgeçildi. mevcut alan üzerinde minimum maliyet ile gerçekleştirilecek, sadece stad inşaatını içeren bir proje hazırlandı. projenin toplam maliyeti 90.000.000 dolar'dı.

    özhan canaydın dönemi;

    mehmet cansun döneminde emre arolat mimarlık’ın hazırladığı proje kısır bulunarak, bu projenin yerine faruk süren tarafından hazırlatılan proje, iş ve alışveriş merkezleri çıkartılarak kabul edildi. fakat finansman problemleri nedeni ile bu proje de uygulanamadı. bu projenin maliyeti 65.000.000 dolar’dı.

    son olarak ise mete arat ve "asp" architekten'in tasarladığı stad projesi uygulamaya değer bulundu.

    kaynak: arkitera
  • 5253
    https://twitter.com/...255107150417922?s=20

    güneşi çok güzel alan bir yerde olduğu için paneller aracılığı ile enerji bile üretebilen fakat çatının opaklığı yüzünden bu aldığı güneşi çimlerine aktaramadığı için zemin problemleri yaşayan stadımız.

    mesele çatıyı kapatmadığımız için yılda bir kez yağacak kardan zemini koruyamamamız değil, problem çatının bu kadar kapalı olması.

    belki de çözüm çatıyı kapatmanın tam aksine çatıdaki opak blokları transparan yüzeyler ile değiştirmekti fakat bugün girişilen enerji paneli ortaklığıyla bu durum da tamamen ortadan kalktı.

    elektrik faturasını düşürmek için bir süredir maç günleri haricinde stadın dış aydınlatmalarını açmıyorduk en azından bu anlaşma sonucu umarım 7/24 ışıl ışır yanar dış cephe.
  • 5003
    24 şubat 2019 galatasaray akhisarspor maçında kostas mitroğlu'nun topu ağlarına gönderdiği kalede büyük bir keramet var. şampiyonluk alametlerinin belkide birinci sırasında bulunan son dakika gollerinin en kritik olanları, şampiyonluğa taşıyanları hep aynı kaleye atılıyor.

    1- 26 şubat 2012 galatasaray beşiktaş maçı

    http://tr.beinsports.com/...tasaray-besiktas-3-2

    2- 26 nisan 2015 galatasaray gaziantepspor maçı

    http://tr.beinsports.com/...ay/hakan-balta-15909

    3- 11 mart 2018 galatasaray konyaspor maçı

    http://tr.beinsports.com/...ay/sinan-gumus-21020

    4 - 30 eylül 2017 galatasaray kardemir karabükspor maçı

    http://tr.beinsports.com/...y/maicon-roque-20175

    5 - 24 şubat 2019 galatasaray akhisarspor maçı

    http://tr.beinsports.com/...ya-hayat-veren-gol-2

    hepsi aynı kaleye, hepsi birbirinden kritik. gollerin iki tanesi aynı sezon* atıldı. yani kostas'ın attığı bu golden önceki atılan 4 gol bize 3 şampiyonluk getirdi. umarım bu da 4. şampiyonluk olur.

    (bkz: sem şampiyon olacaksın)
    (bkz: hedef 22)
  • 5139
    önümüzdeki 1 ay içinde (30 günde) 6 maça ev sahipliği yapacak stadımız.

    14 kasım - türkiye vs izlanda
    22 kasım - galatasaray vs başakşehir
    26 kasım - galatasaray vs c.brugge
    3 aralık - galatasaray vs tuzlaspor
    7 aralık - galatasaray vs alanyaspor
    14 aralık - galatasaray vs a.gücü

    normal şartlarda, bir takımın sahasında bir ay içinde oynansa oynansa 3 maç oynanır.*

    ama işin içine milli maç ve kupa girince aynı zamanda ligde iki iç saha maçı üst üste oynayınca böyle bir durum ortaya çıkmış.

    zemin konusunda umarım tedbir alınır. yoksa a.gücü maçını tarlada oynarız.
  • 5255
    http://gss.gs/sTE

    aslında hazır güneş paneli kurulacakken araya sıkıştırıversek ya şu çatının rekonstrüksiyon işini diye düşünmeden edemedim. yapılacağı zamanı hatırlıyorum, ne güzel saydam bir malzemeyle kaplanacaktı çatı. hem de açılır kapanırdı vs.

    bir de boya badana yapılsa veyahut allianz arena gibi led ile ışıldasa sarı kırmızı. üst tarafa da siyah güneş panelleri yerleşince tam bizim renklerde çok şık olmaz mı...
  • 5127
    http://gss.gs/2792522 burada da görüldüğü üzere bizim için büyük güç olan tribünlerin yavaş yavaş hiç bir anlam ifade etmeyen, deplasmana gelen takımlar için korkulacak yer olmaktan çıkmaya başlayan yer.

    22 ekim 2019 galatasaray real madrid maçını türk telekom arenadaki ilk maçımızı izledim. benim için 20. dakikadan sonrası tamamen hayal kırıklığı oldu.

    hayal kırıklığı olmasının en büyük sebebi, maçta çok fazla suriyelilerin olması. maça girerken, tribünlerde etrafımızda hep suriyeli vatandaşlar vardı. olmalarından ve tezahürat yapmamalarından daha kötü bir şey varsa o da real madrid'i desteklemeleriydi. yediğimiz golde bazıları bağırarak gol diye sevindi, bazıları kaçırdığımız gollerde mutlu oldular. bunlara tepkisiz olanlar ise 90 dakika boyunca telefondan video çektiler. bugün çıkan haberlere göre yaklaşık 20 000 devir yapılmış ve çoğu yabancı uyruklu kişilere yapılmış bu devirlerin. bu bağlamda tribünlerden baskı oluşturmanın rakibi baskı altına almanın imkanı yok ki zaten öyle oldu. ilk 5 dakika hariç taraftar sadece maçı izledi.

    yönetim bu duruma kesinlikle el koymalı. bazı kişilerin galatasaray üzerinden kar elde etme çabasının önüne geçilmeli. adamlar aldıkları kombineleri sadece 3 maçta devrederek ücretini çıkartıyorlar ve anladığım kadarıyla daha fazla para verdikleri için yabancı uyruklu insanlara devrediyorlar. kesinlikle kombine devir etme olayının kaldırılması gerekmektedir. maça gidemeyecek olanlar da, eğer yerim boş kalmasın diyorsa kulübe ücretsiz şekilde devretmeli, kulüp de bu kombineleri yapacağı çekilişlerle ücretsiz bir şekilde dağıtmalıdır. sadece ticaret için alınmış kombineler bulundukça ve bu kombineler yüzünden kimse bilet bulamadıkça, insanların hem maç izleme şansı elinden alınıyor hem de birilerinin haksız kazanç elde etmesi sağlanıyor.

    hayal kırıklığının ikinci sebebi ise, malum, oyunculara tepki gösterme mevzusu. ben genel olarak, görevini iyi yapmayan oyuncuların ve yöneticilerin tepki almasına çok karşı bir insan değilim. sonuçta normal çalışan insanlara göre çok çok fazla para alıyorlar ve bu paraları kazanmalarının sebebi bu spora olan ilgi. o yüzden tepki mutlaka olur ama bu tepkinin zamanı ve yeri ayarlanması gereklidir. hiç bir şekilde iddianın olmadığı durumlarda ve dakikalarda tepki göstermek zaten olmuş olana tepki göstermektir ki sonuca çok fazla etki etmez. ama sen şampiyonlar liginin en önemli maçında maçın başında oyuncun topu ayağına aldığında homurdanırsan o oyuncu bir daha ileri gidemez, çalım atamaz. önü boşken gerideki oyuncuya pas vermeye çalışır ve top kaybeder. ben daha önce ıslıklandığı bir maçta çok daha iyiye giden bir oyuncu görmedim ve 22 ekim 2019 galatasaray real madrid maçında da oyuncularımızı olduğundan daha kötüye götüren durum buydu.

    özetle bu tribün kültürü ve kombine mevzusu düzelmedikçe rakipler için cehennem olmaktan çıkıp güle oynaya istediklerini aldıkları arena olmaya devam eder.
  • 5027
    her tribünde emanet eşya bölümü açılması gereken stat. diğer stadyumlarda var mı bilmiyorum ama belki buna öncülük edilebilir.

    öğrencisi salona sokamayacağı eşyaları ve ağırlık yapan çantasını bırakabilir, şehir dışından gelen taraftarlar yine çantasını koyabilir ve ayrıca iş çıkışı maça gelen bilgisayarını eve götürmek isteyen taraftarlar da bilgisayarını veya özel eşyalarını bırakabilir.

    bu şekilde cüzi ücretle yapılıp kulübe ufak da olsa gelir kapısı açılabilir.
  • 5587
    güneş paneli kurulumundan sonra çatı paneli değiştirilmesi artık mümkün değil. ek olarak, bu işin sadece çatı ile alakalı olduğuna da bizi kimse inandıramaz. yılın 300 günü güneş görmeyen ve sürekli yağmur yağan ingiltere statlarındaki çimleri de yakinen görüyoruz. senede 40-50 milyon euro maaş bağladığımız takımı niye böyle sahalarda oynatıyoruz aklım almıyor. parası neyse verip getirelim ingiltere'den bu işin uzmanı bir ekibi.
  • 1404
    eylül 1996

    galatasaray spor kulübü, tarihinin en önemli adımlarını atıyor. 4 yıl üst üste şampiyonluk, uefa ve süper kupa’nın sahibi olacak bir takımın temelleri atılıyor.aynı zamanda efsane başkan faruk süren yeni stadyum için finans kuruluşları ilk görüşmelere başlıyor.başlıyor ama her zaman ekonomik krizin olduğu bir ülkede 1994 krizinin etkileri geçmemiş ülkeden 4,5 milyar usd nakit çıkışı ve avrupa para piyasalarındaki çalkantılı dönemin etkisi atlatılmamış, sürekli açık pozisyonda bulunan türk bankaları piyasaya değil para ve kredi vermek babalarının günahını vermeyecek konumda.işte bu ahval ve şerait içinde faruk başkan vira bismillah deyip gsgm ile stadın üst kullanım hakkını (49 yıl) almak için uğraş veriyor.gel zaman git zaman 1 yıl sonunda bu hakkı alıyor.

    aralık 1998 galatasaray spor kulübü yeni stadyum için gerekli izinleri alır. artık inşaatın başlaması için tek sorun paradır. ama unutulan şey paradır. finansmanını çözmeden projeye başlanamayacağını galiba herkes bilir.faruk başkanın yaptığı en büyük hata budur. tabi stadın akıbeti de finansman sıkıntısı nedeniyle hayal olarak başka bahara kalıyordu. bu arada proje için harcanan 14 milyon usd gibi bir rakam var. bu rakamın bir kısmı gayri resmi. resmi olan bölümler şöyle;

    mecidiyekoy arsasi bedeli 1,533,236
    stadium consultants intern. 2,781,053
    brisbin brook beynon architects 1,378,151
    tml- bovis 818,320
    iski alt yapi denge harci 668,096
    arthur d. little 269,233
    ust hakki bedeli (1. taksit) 100,000
    somay hukuk burosu 35,000
    diger harclar ve giderler 91,046
    toplam: 7,664,135.- usd
    burada uygulamayı yapacak olan tml (türk firması) ve bovis (yabancı firma) adlı iki firma sırf bu proje için bir evlilik yapıyor. projeyi sağ salim teslim edip belirli bir oranda kar elde edecekler. elde edecekleri kar 22 milyon usd. projenin toplam uygulama maliyeti ise 120 milyon usd.
    nitekim faruk başkan türkiye’de hortlayan yeni ekonomik kriz (şubat 2001) ve yaklaşan başkanlık seçimleri nedeniyle projeyi yine en alt kattaki şarap mahzenine indirmek zorundaydı…

    faruk süren'in başkanlık dönemi ile galatasaray'da lale devri bitiyor, sıkıntılı dönem başlıyordu. kulübün başkanlık seçimlerinde gizli soros cem uzan devreye girmiş yeni bir proje için ateş ünal erzen ittifakını kullanıp, şükrü saraçoğlu benzeri yığma bir stat için tüm desteğini vereceğini açıklamıştı. unuttuğu tek şey galatasaray'da aileye dışarıdan birinin damat olarak girmesi mümkün değildi.genel kuruldan zaferle ayrılan mehmet cansun yeni bir proje ile çıkmıştı galatasaraylıların karşısına. bu proje için ünlü galatasaraylı mimarlardan oluşan bir komisyon oluşturmuştu. irfan aktar, mimar doğan hasol, emre arolat ve eren talu'nun da aralarında bulunduğu komisyon yeni yönetimle beraber eski projeyi revize etmişlerdi. 35 bin kişilik bu kompakt stat bir parken havası yaşatabilirdi galatasaray camiasına. eren talu'nun kredi arayışları tünelde ışığı görmeye yetmemiş, mali sıkıntıların tavan yaptığı ortamda proje tekrar mahzene doğru yol almıştı.

    "yönetime talip olurken misyonumuz, gelecek on yıl içinde galatasaray'ı, 300 milyon dolar bütçeyle yönetilen, şampiyonlar ligi şampiyonluğu'nu kazanmış, uefa normlarına uygun yapılanmış, stadında bir avrupa kupası finaline ev sahipliği yapacak bir dünya kulübü haline getirmektir..." özhan canaydın.

    mart 2002

    kısa süren mehmet cansun döneminin ardından sportif alanda olmasa da mali alanda ilkleri başlatan rahmetli özhan canaydın başkanlık koltuğuna oturuyordu.
    başkan’ın o dönem yıldız ve gelecek vaatleri almış başını yürümüştü. kaos ortamında bulunan galatasaray’ın mali durumuna bir de 2.fatih terim dönemi balta vuracaktı. uefa ve süper kupa’nın zafer sarhoşluğunu üzerinden atmaya çalışan galatasaray’a inat tesisleşme atağına geçen fenerbahçe spor kulübü 1999-2000 sezonunda başladığı stadyum inşaatına, özhan canaydın başkanlık mazbatasını aldığında son tribünlerinin inşaatını tamamlamış makyaj olayına girmişti.

    canaydın’ın elinde mahzen raflarından kalma 2 adet proje bulunuyordu.bunlardan herhangi birini yapması durumunda gsgm’ye ait arazi üzerine parasını ödeyerek (yaklaşık 100 milyon usd) şehrin ortasında kendisine bir stat, istanbul büyükçekmece ilçesi gürpınar beldesine de gsgm’ye ait portatif tribünlü 20.000 kişilik bir adet olmak üzere toplamda 2 stadyum yapmak durumundaydı. tüm bu mali kaos ortamında stadyum yapımı için kredi arayan canaydın’a bir darbe de sahip som olayından geliyor ve ali sami yen projelerini iptal ediyordu.

    canaydın ne yapacağını şaşırmış vaziyette dolaşırken şişli’nin ömür boyu belediye başkanı mustafa sarıgül ortaya çıkıyor ve başkana şöyle diyordu: “başkanım bırak bu ali sami yen sevdasını, bak seyrantepe’de bir arazi var 120 dönüm devlet (toki) bu araziyi kooperatiflere ihaleyle verecek, gel erken davranalım burayı biz alalım.üst hakkını alırsak mecidiyeköy’ü verir buraya beş kuruş para harcamadan stat yaptırırız.”

    aklına yatmıştı bu fikir canaydın’ın. hemen başvuruda bulundu. 19 mayıs 2004 tarihinde ankara’da seyrantepe’nin üst kullanım haklarını almıştı.bu arada gözden kaçan bir gerçek: ali sami yen stadı’nın olduğu yere yapılacak yeni bir stat inşaatında bile geçerli olan kira sözleşmesi gereği 49 yıl için 68 milyon dolar ödenmesi şarttı.yani ali sami yen stadı için kira ödemek zorundayız.seyrantepe’ye geçildiği taktirde bu kira sözleşmesi otomatik olarak iptal oluyor.

    ağustos 2006

    galatasaray spor kulübü, gsgm, milli emlak, toki ve i.b.b arasında imzalanan protokol ile arazilerin ve hakların devir işlemleri tamamlanmış proje ve ihale aşamasına geçilmişti.
    projeyi ünlü alman firması asp ve mete arat hazırlıyordu.bütün zemin incelemeleri, arazi kot ve kesitleri incelendiğinde ortaya çıkan heybetli yapının aslında bir iceberg olacağını kimse tahmin etmemişti. mete arat arazide bulunan eğimlerden çok güzel yararlanıyoruz diyordu ama aslında o eğimin içinde gerçek bir galatasaraylı ömür boyu kazandığı servetini gömecekti.

    19 temmuz 2007

    her şeyin hazır olduğu bir ortamda ihaleye çıkan toki beklediği ilgiyi görmüştü. ilk ihaleye nurol inşaat aş, eren talu turizm aş, cengiz inşaat aş, mesa mesken sanayi aş ve bozoğlu inşaat katılmıştı.
    nurol inşaat satış geliri olarak 649 milyon 721 bin 844 tl, 13 milyon 649 bin idare payı ve yüzde sıfır kar payı teklif ederken, eren talu satış geliri olarak 1 milyar 482 milyon tl, idare payı 111 milyon 111 bin 111 tl ve yüzde 7.5 kar önermişti. cengiz inşaat 610 milyon 839 bin 771 tl satış geliri, 9 milyon 40 bin 429 tl idare payı, yüzde sıfır kar, mesa mesken 605 milyon 156 bin 540 tl satış geliri, 9 milyon 985 bin 83 idare payı ve yüzde sıfır kar payı vermişti. bozoğlu inşaat ise 474 milyon 574 bin tl satış geliri, 118 milyon 643 bin tl idare payı ve yüzde 25 kar teklif etmişti.

    nedendir bilinmez toki bu ilk ihalede rakamları şöyle bir göreyim bakayım mı dedi? bilemiyoruz. en yüksek teklifin geldiği bu ihaleyi iptal edip 27 ağustos tarihinde yeni bir ihale daha organize etti ve bu ihaleyi alan kişi eren talu-alke ortaklığı oluyordu.eren talu 777 milyon tl satış geliri ve toki’ye 235 milyon tl+ %7 pay ödeyerek ihaleyi almıştı.

    aralık 2007

    eylül 1996 tarihinde başlayan stadyum sevdası nihayet gerçeğe dönüşüyor ve 13 aralık 2007 tarihinde devlet erkanının da katılımıyla aslantepe ali sami yen spor kompleksi’nin temeli törenle atılıyordu. yalnız es geçilen konu mete arat’ın belirttiği gibi zeminde saklıydı. % 70’lik kısmı sert kayalıklar üzerinde bulunan stadın kalan %30’luk bölümü için fore kazık ve ankraj çalışmalarına ihtiyaç vardı.bu bölümde alınan hafriyat ve çakılan fore kazıkların haddi var hesabı yok.ilk ihalede 1.5 milyar tl’lik lafı duyan toki’nin aklı bu rakamlarda kalınca iş planlarına da yansımıştı kısa zamanda.hali hazırda elinde işgücü, para ve imkan olan eren talu’nun işi yürütmesine bir engelde toki tarafından verilmeyen iş programları neden oluyordu.fore kazık çalışmalarının belirli aralıklarla ve uzun süreli yapılmasını talep eden toki bura da işe burnunu sokmuş ve süreci otomatik olarak 6 ay sarkıtmıştı.

    mart 2008

    galatasaray’da başkanlık seçimleri ve canaydın’ın koltuğunu adnan polat’a devri.adnan polat seçim çalışmalarında bir davet verir. prof.oğuz imregün bu davette bir hikaye anlatır.doğan hasol üstad hikayeyi şöyle aktarıyor.
    oğuz imregün'ün galatasaray'daki ilk öğrencilik yılı... herhalde yetiştirici sınıfta olmalı… daha 11 yaşında. ailesi nazilli'de; babası orada görevli. o ise istanbul'da yapayalnız.

    2. dünya savaşı başlamış; almanlar yunanistan'a girince istanbul'un boşaltılması gündeme gelmiş. yatılı okullar kapatılıyor… öğrencilere de ailelerinin yanına dönmek düşüyor. oğuz imregün bu kargaşada eşyasını, çantasını toplamış, ortaköy'den çıkıp haydarpaşa garının yolunu tutmuş. garda bir ana baba günü yaşanıyor. gelenler, gidenler… imregün şaşkın durumda… o yükle nasıl bilet alacak, hangi trene nasıl binecek?.. o sırada yanına birisi yaklaşıyor: "ben sana yardım edeyim…" imregün çok tedirgin… annesi daha önce sıkı sıkı öğütlemiş: "tanımadığın kimselerle sakın konuşma!" adamcağız imregün'ün nereye gideceğini öğrendikten sonra, "sen burada bekle, ben biletini alıp gelirim" diyor. imregün kaptırma korkusuyla bilet parasını bile vermemiş. adam biraz sonra elinde biletle dönüyor. 105 kuruşluk bir istanbul-nazilli öğrenci biletiyle… ve imregün'ü ikinci mevki bir kompartımana yerleştiriyor.

    sıra bilet parasını ödemeye gelince, imregün ceplerini karıştırıp bütün parasını bir araya getirmeye çalışıyor; ancak hepsinin toplamı 105 kuruş etmiyor. çaresiz bir durumda, "n'olur adresinizi verin, paranın gerisini postayla gönderirim" diyebiliyor. adamın yanıtı ilginç: "bak delikanlı, sen galatasaraylı değil misin? ben de galatasaraylıyım. ağabey-kardeş sayılırız. parayı göndermene hiç gerek yok. günün birinde sıkıntıdaki bir galatasaraylı kardeşine yardım edersin, böylece ödeşmiş oluruz."

    galatasaray’ın dayanışma ve kardeşlik duygularıyla dolu bir kulüp olduğunu anlatıyor profesör imregün. fakat eylül 2008 gelip 1929 yılından bu yana dünyada yaşanacak büyük ekonomik krizin etkilerini camia nasıl göğüsleyecek kim kime nasıl yardım edecek derken, eren talu bir darbede arap ortaklarından yiyip krizin ortasında zemine zor bela ulaşan iceberg’in içine gömüyor 80 milyon dolarını. malum fenerbahçe medyası bunu fırsat bilip vurun abalıya mantığıyla linç kampanyasına başlıyor, yardım ve kardeşlik duygusunun kalmadığı bir ortamda gerçek bir galatasaraylı tüm servetini ve şöhretini mimar sinan’dan beri gelen cam şişenin içine yazılıp inşaat temeline bırakılan tarih tüpü misali inşaatın temeline bırakıveriyor hüzünlü bir şekilde ve sahneden boynu bükük küheylan misali uzaklaşıyor.galatasarayına zarar vermemek adına aradan 2 yıl geçmesine rağmen hala mahkemeye başvurmayan ve bu arada hayattan kopan berduş bir adam görüntüsünde dolaşıyor ortalıkta.

    ağustos 2009

    toki nihayet ipleri eline geçirmiş vaziyette yeni bir ihaleye çıkıyor.gözünde ali sami yen arazisi var. seyrantepe’ye harcanan 120 milyon tl’lik eren talu parası halihazırda mevcut, üzerine bir 80 milyon daha harcayıp eninde sonunda burayı bitirecek o kesin.bu arada çatının açılır kapanır kısmı adnan polat tarafından mali gerekçelere dayanılarak iç dekorasyona yönlendiriliyor.uefa’nın incelemeleri neticesinde mevcut projede ufak tefek değişiklikler uygulanıyor ve bu değişikliklerin maliyetleri ise çatı kaplamasından çıkartılıyor.artık daha şeffaf değiliz diyor toki.

    varyap-uzunlar’a verilen ihalede hak ediş usülü ödemeler yapılıyor gelsin paralar gitsin taşeronlar mantığı hakim devam ederken, ali sami yen arazisi 415 milyon tl’ye aşçıoğlu grubuna veriliyor.toki başkanı 1 milyar dolarlık arsayı içimiz kan ağlayarak çok ucuza verdik diyor laf arasında.aşçıoğlu’da 250 milyon etmeyecek yere 415 milyon para ödedik diyor.yan tarafta asy’nin yarısı kadar eden likör fabrikasınıda aynı paraya almış halbuki biz de yedik diyoruz.toki boş durur mu? tabiî ki de durmaz, orayıda gelir paylaşımı modeli ile satıyor.
    ona yine bir şey demiyoruz da; devletin bize yaptığı stadın ana parasını bizim adamımızdan aldınız 2 yıldır parasını gasp ediyorsun biir, asy arazisini bedavaya sattığın halde satıştan aldığın %20’lik peşinatla stadın kalan hak edişlerini kapatıp teslim ediyorsun cebinden kuruş para çıkmıyor bu da ikiii.kalan taksitler, gelir paylaşımlı 1’e 3 imarlı asy arazisinden gelecek milyar tl’lik rakamları da bize mi vereceksiniz onu hala anlamadık üüç.

    velhasıl kelam bu stadyumun içine ilk kez girecek arkadaşlara seslenmek istiyorum.tribünlerden çıkıp çim sahanın göründüğü o anda ali sami yen için, özhan başkan için, burada hayatını kaybeden işçiler için, hem parasını hem her şeyini kaybeden eren talu için emeği geçen herkes için bir defaya mahsus timsah gözyaşları dökün istiyorum.

    çünkü bugüne kadar nelerin yaşandığını nasıl hayatların kaybolduğunu bilmeden, koltuğun rengi koyu mu? çimler yeşil mi? hacı buradan daha güzel görünüyo yeaa şeklinde söylemlere dayanamıyorum.siz en iyisi bu stadın temelinde yatan tarih tüpü’nü bulup okuyun o size anlatır.

    www.soroscuaslanlar.com
  • 5057
    passolig belası sayesinde hala daha içine giremediğim stadyum. açılalı 8 küsur yıl oldu, üçüncü havaalanından istanbul'a giderken önünden geçmek haricinde sokağından bile geçemedim...

    ergenlikte hep ali sami yen'e özenirdim, burdan gidenlere özenirdim, ailemle kavgalar ederdim. sonra "uni" yıllarında bir şekilde birkaç kere ayak basmayı başardım. sonra yıllar geçti, işinde gücünde koca adam olduk. artık istanbul'a gitmek için aileyle falan kavga etmeye gerek yok, zaten tanıyanlar bilir arada sırada basketbol için yollara düşüyorum.

    ancak bu passolig belası yüzünden bir futbol maçına gitmeyi düşünmüyorum bile. kktc vatandaşıyım ve kimlikle türkiye'ye giriş çıkış yapabiliyorum. ama nasıl oluyorsa ülkeye girişte kimlik kartı yeterli iken ülkede bir maça girmek için pasaport çıkartmam gerekiyor. 300 küsur lirayı sadece passolig çıkartmak için kullanacağım bir pasaporta ödeyeceğim. gideceğim tek girişlik kart için bile olsa 50 lirayı malum kuruma ödeyeceğim, hem de fişleneceğim. döneceğim bir de bilet parası vereceğim.

    yine de işte ara ara şeytan dürtmüyor değil...

    (bkz: ruhumu okşuyor inceden inceden)

    bonus track:

    (bkz: elbet bir gün buluşacağız)
  • 5488
    --- alıntı ---

    son dakika |

    galatasaray yöneticisi bora bahçetepe: "kale arkalarına ayakta seyirci alırsak, kapasite 8-10 bin kişi artıyor. uefa izin verdi, tff ve emniyet'den izin alacağız. koltukların imalatçılarıyla görüşmelerimizi yaptık. etap etap ayakta seyirciye açacağız."

    --- alıntı ---

    (bkz: ultraslan bunu begendi)
    (bkz: ali koc bu ise delirdi)
    (bkz: tff'ye buyuk siyasi baski)
    (bkz: emniyetten guvenlik aciklamasi)
  • 4988
    açıldığından bu yana 13,5 sezonda oynadığımız 39 avrupa iç saha maçında sadece 14 avrupa galibiyeti'ne tanıklık etmiş mabedimiz.

    kazandığımız o 10 maç:

    galatasaray 1-0 manchester united
    galatasaray 3-2 real madrid
    galatasaray 3-1 kopenhag
    galatasaray 1-0 juventus
    galatasaray 2-1 benfica
    galatasaray 3-0 lokomotiv moskova
    galatasaray 2-0 hajduk split
    galatasaray 2-1 randers
    galatasaray 1-0 lazio
    galatasaray 4-2 marsilya
    galatasaray 1-0 zalgiris vilnius
    galatasaray 1-0 olimpija ljubiana
    galatasaray 2-1 molde
    galatasaray 3-2 sparta prag

    tüm maçlar:

    - galatasaray 0-2 braga
    o galatasaray 1-1 cluj
    + galatasaray 1-0 manchester united
    o galatasaray 1-1 schalke 04
    + galatasaray 3-2 real madrid
    - galatasaray 1-6 real madrid
    + galatasaray 3-1 kopenhag
    + galatasaray 1-0 juventus
    o galatasaray 1-1 chelsea
    o galatasaray 1-1 anderlecht
    - galatasaray 0-4 borussia dortmund
    - galatasaray 1-4 arsenal
    - galatasaray 0-2 atletico madrid
    + galatasaray 2-1 benfica
    o galatasaray 1-1 astana
    o galatasaray 1-1 lazio
    o galatasaray 1-1 östersunds
    + galatasaray 3-0 lokomotiv moskova
    o galatasaray 0-0 schalke 04
    - galatasaray 2-3 porto
    - galatasaray 1-2 benfica
    - galatasaray 0-1 psg
    - galatasaray 0-1 real madrid
    o galatasaray 1-1 club brugge
    + galatasaray 2-0 hajduk split
    - galatasaray 1-2 psv eindhoven
    o galatasaray 1-1 st. johnstone
    + galatasaray 2-1 randers
    + galatasaray 1-0 lazio
    o galatasaray 1-1 lokomotiv moskova
    + galatasaray 4-2 marsilya
    - galatasaray 1-2 barcelona
    + galatasaray 1-0 zalgiris vilnius
    + galatasaray 1-0 olimpija ljubiana
    + galatasaray 2-1 molde
    o galatasaray 2-2 kopenhag
    - galatasaray 1-3 bayern münih
    o galatasaray 3-3 manchester united
    + galatasaray 3-2 sparta prag

    39 maçta 14 galibiyet, 13 beraberlik ve 12 mağlubiyet. bu maçlarda toplam 51 gol atarken kalemizde ise 57 gol görmüşüz. devamlı üst düzey rakiplerle karşılaşsak aslında o kadar kötü istatistik değil de, yenemediğimiz takımlara bak. kopenhag, braga, cluj, anderlecht, astana, lazio, östersunds, club brugge, hajduk split, st. johnstone, randers gibi rakiplerden sadece kopenhag'ı, randers'i ve hajduk'u yenebilmişiz. schalke ile 2 kez karşılaşmamıza rağmen 2'sinde de yenememişiz. cidden avrupa istatistiklerimiz hiç iç açıcı değil. yerimizin şampiyonlar ligi değil de avrupa ligi olduğu gösteren tablolardan birisi bence bu.
  • 5090
    özhan canaydın ve mustafa sarıgül'ün galatasaray'a attığı en büyük kazıktır. tabi bunda genel kurul üyelerinin de büyük suçu var. eski ali sami yen'i revize ederek beşiktaş gibi 40 -45 bin kişilik gayet güzel bir stat yapabilirdik. trafiği olumsuz etkiler vs vs diyerek saçma sapan bir yere stat yapmak zorunda kaldık. şimdi güya üstü açılıp kapanabilen o güzel stadı ışıklandırma,koltuk sayısını arttırma derdindeyiz. neresinden bakarsan bak büyük fiyasko!
  • 5560
    kombine almanın artık zorunluluk haline geldiği stadyum. ancak mevcut kombine sahiplerinin büyük kısmı yenileme yaptığı için yeni alacaklara kombine kalmadı. bu sene çok istememe rağmen kombine bulamadım, alamadım. geçen sezon ara ara sözlükten gişe fiyatına bilet bulup doğu üstte 700 tl ye maça gittiğim oldu. bu sene aynı tribünün fiyatı beşiktaş maçı için 2500 tl, bayern maçı için 3000 tl. maça gitmek zengin işi oldu maalesef.
  • 5582
    lüzumsuz yere oyuncu ıslıklama alışkanlığının oluştuğu stadyum.

    batı alt ve batı üstün orta kesminde bir grup var ki bütün sıkıntı oradan çıkıyor. 29 ocak 2024 galatasaray gaziantep fk maçında kerem aktürkoğluna yapılan protesto gibi takımı aşağıya çeken hiçbir anlamı olmayan işlere girilmeye başlandı.

    el birliğiyle kerem'i futboldan, galatasaray'dan soğuttuk vallahi bravo...
App Store'dan indirin Google Play'den alın