galatasarayımızın ölümsüz kurucu başkanı.
"maksadımız; ingilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve türk olmayan takımları yenmektir."
kendisinin, galatasaray misyonu ve vizyonu bu epik cümlede saklıydı. daha lise sıralarındayken
* bunun hayaliyle yaşadığını okuduk, izledik. bilemiyorum, lise yıllarında arkadaşlarıyla birlikte kurduğu takımın bir dönem avrupa'yı tir tir titreteceğini düşünür müydü? ya lise kültürüyle bezenmiş mükemmele yakın bir spor kulübünün temellerini atacağını?
her şeyiyle bize muhteşem bir miras bıraktı. kültürüyle, lisesiyle, üniversitesiyle, taraftarıyla... kurulduğu yıldan bu yana ülkenin avrupa'ya açılan penceresi oldu kurduğu bu destansı kulüp.
kulübün renklerini bile alelade düşünmemiş bir kişilikti kendisi. "vişne rengine çalan koyu tatlı bir kırmızı, diğeri de içinde turuncudan izler taşıyan tok bir sarı." şairane bir betimleme. sonsuz bir bütünlük.
gül baba'nın sarı ve kırmızı gülizarından...
galatasaray'da kendisi gibi son derece naif, kibirden uzak bir camia oldu yıllarca. sayın başkan da böyle isterdi zaten. hala bir yerlerden bizi izlediğine eminim. bizimle mutlu olup bizimle hüzünleniyordur kim bilir. allah ruhunu şad eylesin. bize bıraktığı bu ulu miras için sonsuz teşekkürler.
ali kırca'nın,
ali sami yen şiiri gibiydin.
yen dedi yendin...
https://youtu.be/CnRDsseEYPo barış manço, ali kırca, ali sami yen... izlerken tüylerim diken diken oldu yine. sen nasıl bir aşksın be galatasaray!