• 1
    topumuz bu sefer kendine mesken olarak ağacı seçmiştir.
    taş ile düşürülmeye çalışılır. baktık olmuyor hemen biri tırmanmaya başlar, o tırmanırken hâlâ birileri taş atıyorsa;
    - "lan taş atmasana amk, ağaçtayız" diye bağırır.
    bir anda herkes adım haklı beyler moduna girer, ağaca tırmanan cansiperane bebeye koltuk çıkmak için hep birlikte;
    - "atmasana lan koduğum" derler.

    yalnız kavak ağacı pek bir sikik oluyordu, nasıl tırmanacaz lan bu ağaca, dümdüz ağaç, dal yok bi sik yok varsa bile teee nerede başlıyor...
    (bkz: balkona kaçan top sorunsalı)
    (bkz: arabanın altına kaçan top sorunsalı)
  • 3
    çocukluğumuzun en büyük sorunu. dertsiz tasasız bir dünyada, mahalle maçlarında, bahçede, sokakta geçen yıllarımızda en büyük derdimiz topun ağaca kaçmasıydı. ikinci bir sorun da o topu kimin alacağıydı.

    geçenlerde tuzlada* bir grup çocuğun oynadığı bir oyuna şahit oldum. topun ağaca kaçma sorunsalını kendilerince oyun haline çevirmişlerdi. sık ağaçların olduğu bir bahçede topu sırayla ağacın tepesine atıyorlardı ve rakipten birisi çıkıp topu ağaçtan almaya çalışıyordu. topu atıp ağaçta bırakamayan çocuk -1 puan alıyordu, top ağaçta kalırsa çıkıp topu alan çocuk +1 puan alıyordu.

    top ağacın en tepesinde kalır, kimse alamazsa ne olur bilmiyorum, heralde oyun sona erer ve evlerine dağılırlar.
  • 4
    çocukluğumda hafif tırsak bir yapım vardı. gereksiz risklere girmezdim.
    herkes ikinci kattan inşaat kumuna atlarken ben birinci kattan atlardım.
    yokuş aşağı bisiklet kullanırken ellerini bırakanlara inat bisiklet gidonuna sımsıkı sarılırdım.
    salıncak ile en yükseğe ulaşma çabam hiç olmadı, biraz büyüyünce sidik yarışı da yapmadım zaten.

    işte böyle bir çocukluk yaşarken birgün bakkaldan kendime plastik lacivert bir top aldım. genelde bu toplar aynı gün patlarken, benim lacivert topum beni hiç üzmedi. onlarca maçta bize eşlik etti. maç sonrası dinlenmek için yere oturmamak için zaman zaman kendisini tabure olarak bile kullandım. bildiğin yumurta gibi olmuştu son dönemlerinde.
    işte o lacivert topuma birgün özkan diye insan irisi arkadaşım bir vurdu, oynadığımız bahçedeki ağacın ulaşılmaz bir noktasına topum gitti ve kaldı. ağaca tırmanma ve sallama konusunda master yapan arkadaşlarım ağaca tırmanmış ama sonuç elde edememişlerdi. bir süre sonra kimse topumla ilgilenmemeye başladı. başka oyunlara daldı herkes. ben ise tepedeki lacivert topuma hüzünlü bir şekilde bakıyordum. birden nerden geldiğini anlayamadığım bir cesaret ile ağaca tırmanmaya başladım. diğer arkadaşlarımın ulaştığı en son noktaya ulaşmıştım.
    topa ulaşmam için resmen ağacın üzerinde diğer dala sıçramam gerekiyordu. gözümü kararttım ve o dala sıçradım. artık top ile aramda çok kısa bir mesafe kalmıştı.
    bulunduğum dalı sallamaya başladım. toraman bir çocuktum ve gayet iyi sallıyordum. ama dal inceydi ve her an kırılabilirdi. topum o sarsıntıyla aşağıya düştü. ama bu sefer ben kalmıştım ağaçta. inemiyordum.
    arkadaşlarım eve gidip abimi çağırdılar. oda çocuk sayılırdı. bana cesaret vermeye çalıştı ama nafile. öylece ağaçta duruyordum hareketsiz. topu almaya giderken gelen cesaret beni erken terketmişti.
    bir süre sonra askeri lojman bahçesi olduğu için askerlerden yardım istendi. büyük bir tahta merdiven ve çelimsiz bir asker bana akut olmuştu. asker abi geldi yanıma kadar, bana destek olarak, tutarak aşağıya inmemi sağladı.
    akşam evde babam sağlam bir ayar vemişti bana. garibim abimde bana gözkulak olmadığı için azarı işitmişti.
    lacivert topum ise bir süre daha bizimle birlikte oldu. sonra demir bir bahçe korkuluğuna saplandı, ikiye böldük ve başımıza miğfer yaptık savaş oyunumuzda.
    bir daha hiç ağaca tırmanma girişimim olmadı, zaten bir daha plastik topum da olmadı. hep olanların topuyla oynadık.

    düşünüyorum da şimdiki çocuklar çok şanslı! toplarının kaçacağı bir ağaç bile yok etraflarına!
  • 5
    kolaydan zora sıralanmak suretiyle başlıca üç şekilde üstesinden gelinebilir.

    1- taş fırlatarak düşürmek. risklidir, nice başlar yarıldı bu uğurda...

    2- bir başka topu degaj yaparak düşürmek. bu top genelde basketbol topu olur. basketbol topu olmasının sebepleri de şunlardır;

    a- ağır olsun da diye özellikle tercih edilir, bu yüzden basketbol topunun da ağaçta kalma ihtimali düşüktür.

    b- top oynanan mahalde her biri birer topa sahip futbolcu ve basketbolcu grubu vardır, futbol topu ağaca kaçınca da haliyle elde kalan diğer top kullanılır.

    3- yağız bir delikanlının çıkıp ağaca tırmanması. bu babayiğitler zor bulunur. çevreye en az zarar veren tercih budur. bazen 1 ve 2 numarada sayılanlar yapılsa dahi başarılı olunamaz, o yüzden ağaca çıkmaya meyilli olmayanların bile "el insaf" diyerek patır patır ağaca hücum edesi gelir. ağaçtayken de topa genelde hiç temas edilmez, topun takıldığı dala kadar yükselinir, sonra da o dal sallanarak top aşağı düşürülür.
App Store'dan indirin Google Play'den alın