“istanbul'da kaybedilen finalden sonra en çok kahrolanımız, takımdan ayrılmak isteyen rino gattuso’ydu.
‘milan formasını her giydiğimde istanbul'un acısı aklıma geliyor ve buna dayanamıyorum, üzgünüm. bunu geride bırakmanın tek yolu o formayı çıkarıp gitmek. bırak gideyim, galliani...’
yanıma iki defa bunu konuşmaya gelmişti. üçüncü defa gelişi babasıyla oldu.
onları müzeye götürdüm, uzun bir müzakere yaptık, gitmesine izin vermeyeceğimi tekrarladım, masadan kalktım ve şöyle dedim:
‘dinle, rino. düşünmen için seni buraya kilitleyeceğim. seni ancak bana milan’da kalmak istediğini söylediğinde serbest bırakacağım…’
onu kupa odasına kilitledim. don rodrigo'nun nişanlılar kitabında lucia'ya yaptığı gibi onu tecrit ettim.
bir saat sonra sordum:
‘fikrini değiştirdin mi?’
‘hayır.’
kapıyı tekrar kapattım. bu küçük oyun en az beş altı saat sürdü, tabii ki babası franco'nun rızasıyla…
öğle yemeğinde ona iki sandviç getirttim ve kaçmasından korktuğum için hemen kapıyı tekrar kapattım. adeta kafeste hırlıyordu.
müzenin görkemli kupalarıyla çevrili yemeğini yedi, çiğnedi ve tarihimizin tüm ihtişamı vücuduna girdi…
sonunda pes etti.
kapıyı açınca bana dedi ki:
‘tamam, milan'da kalıyorum.’
bu olayı bilmeyenler kalbimde yer etmiş, gelmiş geçmiş en güzel fotoğraflardan birini tam olarak anlayamaz: rino ve ben, 2007'de liverpool'a karşı oynanan finalin ardından atina'da sahadayız.
ışıl ışıl ona doğru yürüyorum:
-gördün mü? sana söylemiştim! sana kalmanı söylemiştim!”
-galliani
kaynak:
https://twitter.com/calciolog_tr