resim
Abdul Kader Keita
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:43
Boy:1.84
Uyruk:Fildişi Sahili
  • 2802
    96-00 jenerasyonundan sonra izlediğimiz en kaliteli galatasaray olduğunu düşündüğüm, ki bunu da ertesi sene avrupa başarılarıyla gösteren 11/12 kadromuza kiralık olarak katılmaya çok yaklaşıp, adeta son dakika dönen oyuncumuzdu. hala düşünüyorum; acaba devre arası giden colin kazım ya da kanat olarak kullanamayıp ertesi sene sol bekte yararlandığımız albert riera yerine, keita geri gelse ve 09/10 performansından esintiler sunsa nasıl bir galatasaray olurdu? o takımda eksik tek şey böyle bir kanattı. kalede zaten muslera. melo - selçuk hattı hem hücumda hem defansta etkiliydi, baros - elmander sonra da necati ateş gayet iyi ileri partnerlerdi. engin baytar dalağı zorlayana kadar koşuyor, topu iyi tutuyordu. sağ bek eboue o sene cıvıtmamış, hem ofansta hem defansta acayip işler yapıyordu. muslera dahil takımdaki her oyuncu gol atmıştı, o derece skorer bir takımdı. düşününsene; keita bunlarla organize oynuyor. arkada eboue önde keita. rakiplerin faul oranı bile artardı ki; selçuk gibi tehlikeli bir silahı vardı galatasaray'ın. en başta; keita gibi hızlı ve güçlü bir adam bu güce eklenince rakiplerin sizin üstünüze gelmesi zorlaşır. rakipler burada oyunu kilitlemek isteyebilir; ki ertesi sene bu konuda biraz zorlanmış, sorunu da sneijder ve drogba transferleri çözmüştü. bence keita, kilitli takımları da çözme konusunda etkiliydi. yani; çok farklı ve komple bir kanattı.

    keşke gelebilseydin be keita.
  • 2811
    yeteneğin sözlük karşılığıydı.
    sağ kanatta topu alıp yayından fırlamış bir ok gibi kaleye gitmeye başladığı anda ben de onunla birlikte evin içinde hızlı tempoda yürümeye başlardım.
    inanılmaz spektaküler bir futbolcuydu.
    2009 yazında bize geldiğini, dedemin yazlığında telefonuma gelen bir kısa mesajla öğrenmiş ve "ben hiç tanımıyorum bu futbolcuyu, inanılmaz merak ediyorum, araştırsana allah aşkına." diyerek kardeşime araştırtmıştım internetten.
    izledikçe kendisinin hayranı oldum.
    bizde sadece 1 sene oynadı.
    ona doyamadan gitti.
    asla ve asla satılmamalıydı kanımca.
    2011-2012 yaz transfer sezonunda kendisini transfer etmek için görüşmelere başladığımızı kap'a bildirdik ama transfer olumlu sonuçlanmadı.
    o zaman, gelecek diye çok sevinmiştim.
    büyük topçuydu.
    futbol böylesine gösterişli oyuncularla güzel kardeşim.
    teknik taktik tamam da ben futbolu şov olarak seyretmek istiyorum bir spor sever olarak.
  • 2812
    ilk geldiğinde spor haber sitelerinden birinde videosunu bulmuştum. şimdi video oynatma hızını ayarlayabiliyoruz ya, 1,5x ve 2x gibi, keita o videoda 2x hızındayken diğer futbolcular normal hızlarında gibiydi. deplasmanda o sene kupayı kazanacak olan atletico madrid'e tek başına kafa tutmuştu. şiir gibi top oynuyordu. onyekuru, bruma filan yanında hikaye kalır. niye sattılar bu adamı hala anlamıyorum. rahat battı herhalde.

    ekleme :carlos'a yumruk atıp içimizin yağları'nı eriten babayiğit. yazmayı unutmuşum. kendisi carlos' u delirtme bakımından hagi'ye benzer. *
  • 2814
    26 yaşındayım, bu gözlerin gördüğü* takımımızda oynamış en iyi kanat oyuncusu kendisiydi. kendisinden 5 metre önde olan oyuncunun yanından topu ayağından aşırır, yine kendisi yetişirdi. çalım atmak nedir her maç gösterirdi. hatırladığım kadarıyla hiç maç seçmeden her maçında üst düzey performans sergiledi.
    benim için bir kanat oyuncusunda olması gereken; teknik, hız, hızlanma, zeka, asist yapabilme ve çalım yeteneği kendisinde üst düzeyde mevcuttu.
    talihsiz bir şekilde ayrıldı, zamansız ayrıldı belki de yanlış zamanda geldi, artık ne derseniz... ama ben kendisini izleyebildiğim için çok mutluyum.
  • 2815
    geldiği sezonki galatasaray kadrosunun ileri uçtaki oyuncuları ligimizin üzerinde lakin savunma ve orta saha oyuncularının seviyesi tavşanlı linyitspor kalitesinde olduğu için bizi çok fazla ileri taşıyamadı maalesef. iş bilmez adnan polat'ın üç kuruş kâr etme sevdasına da satılınca kariyeri de geriye gitti. 2011-2012 sezonunda fatih terim kendisini tekrar kadroya katmak istemiş, hatta kap bildirimi de gelmiş ama nedenini bilmediğim bir şekilde transferi gerçekleşmemişti. fatih terim önderliğinde o ısıran basan 2012 kadrosundaki kanat varyasyonunda oynasaydı neler yapabilirdi hep aklımda ukde olarak kaldı. ağzımızda tadı bırakıp gitti kendisi.. özlenen futbolculardan biri olmuştur her daim...
  • 2816
    finansal fair play geliyor ayağımızı yorganına göre uzatacağız, satmadan almak yok, star transferi yok denilerek üstüne birde dünya kupasında yaptıkları var bu karakterde futbolcu galatasaray ilkelerine uygun değil denilerek alındığı paraya kaçarcasına satılmış bizimle olan öyküsü yarım kalmış futbolcumuzdur.
    kendisi bu bahanelerle satıldı ama adnan polat sağolsun adnan sezgin ile bir olup bir ay sonra 8.5 milyon euroya misimovic'i alıp hagi oynatmayınca yarı parasına satmıştır. devre arasında da stancu, culio, yekta zapata derken eşşek yüküyle para harcayıp gene de bizi zarara sokmuşlardır.
    keita'ya gelirsek kendisi heralde takımda gördüğüm en dominant kanat oyuncusu olabilir. zaten iyi oyuncuydu rijkaard ile uçuşa geçmişti. sağ kanat, sol kanat, forvet arkası, santrafor bütün mevkilerde oynamıştı ve maç seçme gibi bir özelliği asla yoktu. arada şalter atardı sadece ama o kadar kusuru da oluversin :). o sene kupayı alacak olan atletico'ya karşı müthiş oynamıştı tek başına eleyecekti de hakem ve canere takıldık. deplasmandaki maçta yorumcu erman toroğlu'nun "keita'nın da birşeyler yapması lazım" demesinin ardından golünü atıp canlı yayında bozması "adam sanki duydu bizi yahu" dedirtmesi bombaydı :)
    keita,elano,kewell,misimovic ve herseye rağmen lincoln bu adamlar çok yanlış zamanlarda bize geldiler hep merak ederim 2011-2012 dönemi gibi bir yönetim ve fatih hocayla bu adamlar nasıl oynarlardı acaba?
  • 2817
    son on yılda izlediğim galatasaray forması altında en iyi performansı göstermiş beş oyuncudan birisi. yani kariyerini kenara koyuyorum. sadece bizde ne yaptı diye düşünüyorum. muslera, sneijder ve keita geliyor. keita akıllara zarar bir performans gösterdi. sağ kanadı otoban yapma sözünün karşılığı idi. bir kere güçlü bir oyuncuydu. kalıplı ve fizikliydi. adımını büyük atardı. yani şöyle düşünün usain bolt gibi koşardı. adımı büyüktü bu da daha kısa sürede daha çok mesafe almasını sağlıyordu. rakipten kendisini sıyırmasını bilirdi. sıyıramazsa sarı kartlı faul aldırırdı. her türlü kazanırdı. asist yapmayı da gol atmayı da bilirdi. vuruşları çok iyi ve kuvvetliydi. kendisinden sonra etkili kanat oyuncuları geldi. amrabat, bruma, garry, onyekuru. ama hiçbiri keita gibi değildi. topu önüne at bırak oyuncusuydu. efsane bir performans gösterdikten sonra resmen hevesimizi kursağımızda bırakıp yolladılar onu. hala içimizde buruk bir yaradır keita.
  • 2819
    galatasaray tarihinin en iyi sağ kanat oyuncusuydu benim izlediğim kadarıyla. galatasaray’da kalsaydı abartmış olmayayım ama bize cristiano’nun man utd’a verdiği etkiyi ve faydayı verirdi net.
    bunca yıllık futbol hastasıyım ama kendi kanadını keita kadar psikopat gibi kullanabilen bir oyuncu başka liglerde de izlemedim. belki beckham olabilir. tamamen farklı bir yol izleyen ama dominantlık konusunda benzer bir güçteydi becks.
    bana salah, mane falan demeyin, onlar topu rakip ceza sahasına daha yakın bir yerde alıyorlar. keita, orta alandan top kapıp rakip kaleye kadar koşardı. bunu bir defa falan da değil 90 dakika rahat rahat yapardı. etrafında kim varsa yıkıp dökerdi. adam insan üstü bir efora sahipti.
  • 2820
    sahip olduğu ateşli teknik ve kıvrak bilekleri ile inanılmaz dominant bir kanat oyuncusuydu. rakiplerini fizik gücüyle eziyordu. 184cm boyu ile harmanladığı hızı da alışagelmiş kanat klişesinden çok farklıydı.

    mesela fatih akyel de inanılmaz dominant bir bek olma potansiyeline sahipti. hatta real madrid'e karşı roberto carlos'u sürklase ettiği final maçı türk bek tarihinde izlediğim en iyi performans olabilir. zaten bu performansı sezona yayan bekler genelde takımları ile müthiş başarılara imza atıyorlar: misal inter'li maicon şampiyonlar ligini kaldırmalarında direkt etki etmiştir. uğur boral'ın sevilla eşleşmelerinde oynadığı oyun da bu kategoride değerlendirilebilir.

    keita'nın arkasında eboué ve prime melo-selçuk tandemiyle nasıl bir performans sergileyeceği benim için yakın galatasaray tarihinde hep bir 'acaba' olarak kalacaktır.
  • 2821
    franck ribery de dahil olmak üzere, benim süper ligde gördüğüm en dominant kanat oyuncusuydu. felipe melo'nun kanat versiyonuydu adeta, rakip bekler için haksız rekabetti. kanatların fernando muslera'sıydı yani.

    bir sabah webaslan'ı açtığımda o zamanlarda yapılan klasik transferlerde olduğu şekilde hiç medyada adı geçmeyen bir transfer yapmıştık. kendisini hiç duymamıştım ama o zamanların porto'su gibi transferde çok zarar etmeyen lyon'un kendisine 16 milyon euro yatırım yaptığını görünce iyi bir oyuncu olduğunu tahmin etmiştim.

    ayrıca, webaslan aynı zamanda videosunun olduğunu bir sporx linki bırakmıştı ve o videoyu izlediğimde "cristiano ronaldo gibi bir oyuncu aldık herhalde" demiştim. genelde çıkanın aksine gerçekten videodaki gibi oynamış ve bence gerçekten de bir ronaldo etkisi yapmıştı.*

    edit: videoyu da buldum. gerçekten ronaldo gibi değil mi?* https://www.dailymotion.com/video/xjls8
  • 2823
    galatasaray'da izlediğim en yetenekli futbolculardan biriydi.

    çalım, top saklama, hız. yani bir kanat oyuncusundan beklenecek neredeyse her özelliğe sahipti.

    bitiricilik kısmı sıkıntılıydı ama onun nedeni de tekniği değil kafasızlığından ötürüydü.

    aklını kullanabilen bir futbolcu olsaydı kariyeri tıpkı ribery gibi olabilir hatta onu bile geçebilirdi. ama zaten o halleri olmasa yolu bizle kesişmezdi o yeteneğiyle.
  • 2824
    güzel bir adamdi kendisi. o fiziğiyle kivrak hareketler yapar, yağ gibi akardı. sağ kanattan öyle bir yardırırdı ki zevkten dört köşe olurduk. oynadığı dönem maçlarda bizi en çok heyecanlandıran isimdi.

    ancak yine de kendi adıma galatasaray'da gördüğüm en iyi 2.sağ kanat diyebilirim. ilk sirada bize ihanet etse de tartışmasız franck ribery yer alır. bir gün radyoda hatırlayamadığım bir lig maçında spikerin "franck ribery topu ayağına aldığında ali sami yen stadı'nda mübalağasiz 18.000 kişi ayağa kalkıyor" sözleri kendisinin bizde yarattığı etkiyi net olarak gösteriyordu. bir jardel bir de ribery gidişiyle bende travma yaratan iki isimdir.

    keita'yi severim, bizden gittikten sonra dikiş tutturamasa da bizde başarılı olmuştur. ancak ribery'i izlemisken kendisine galatasaray'da gördüğüm en iyi sağ kanat demek bana adil gelmiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın