resim
Yiğit İsmail Gökoğlan
Takım:Didim Belediye
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:35
Boy:1.82
Uyruk:Türkiye
  • 265
    tam adıyla yiğit ismail gökoğlan 5 haziran 1989'da konak, izmir'de dünyaya gelmiştir. boyu 1.83 m, kilosu ise 75 kg'dir. sağ kanat öncelikli olmak üzere kendisi hücuma dönük bir çizgi oyuncusudur.

    yiğit gökoğlan futbola başlamadan önce atletizmle uğraşmaktadır ve başarılı bir 100 metre koşucusudur, hatta bu branşta kendi yaş grubunda türkiye üçüncülüğü bulunmaktadır. türkiye'de atletizmden para kazanmanın zorluklarından ve futbolun cazibesinden dolayı 10 yaşında atletizmi bırakıp tamamen futbola yönelmiştir.

    futbola 1999'da göztepe altyapısında forvet olarak başlamıştır. 2006'ya kadar burada çeşitli kategorilerde bir ileri uç elemanı olarak oynamıştır.

    şubat 2006'da manisaspor altyapısına geçmiş ve zaman kaybetmeksizin profesyonel sözleşme imzalayarak 16 yaşında a takım kadrosuna alınmıştır. böylece 2 sene boyunca a takım ile idmanlara, paf takım ile maçlara çıkmıştır. ege temsilcisinde basamakları bu kadar hızlı tırmanmasında manisa'da düzenlenen 2005 b gençler türkiye şampiyonası'nda göztepe forması ile göstermiş olduğu başarılı performansın da etkisi vardır. dönemin manisaspor teknik direktörü levent eriş'in yardımcılığını yapan ve halen bu takımda a2 takımı teknik sorumlusu olarak görevini sürdürmekte olan hakan şapçı turnuva maçları vasıtasıyla kendisini izlemiş ve olumlu referans vermiştir. spora atletizm, futbola ise forvet olarak başlayan yiğit gökoğlan manisaspor'da mevki değiştirerek kanatlara kaymıştır.

    2005-2006 sezonunun geri kalan kısmında manisaspor forması ile paf liginde 11 maça çıkıp 1 gol atmış, 1 de sarı kart görmüştür.

    2006-2007 sezonunda manisaspor ile paf liginde 27 maçta görev almıştır. bu maçlarda 2 kez gol sevinci yaşamış, 4 kez de sarı kart ile cezalandırılmıştır.

    2007-2008 sezonunun ilk devresinde manisaspor ile süper ligde aynı zamanda o sezonki ilk maçı olan 1 maça çıkmıştır. 2-2 biten 2 eylül 2007 manisaspor galatasaray maçının 72. dakikasında skor 2-2 iken hücum gücüne takviye olarak oyuna dahil olmuş, 85. dakikada selçuk inan'ın kırmızı kart görmesi sonucu skoru riske etmemek bakımından tekrardan kenara alınıp yerine güven varol girdiği için sadece 13 dakika sahada kalabilmiştir. sonrasında her ne kadar giray bulak durumun mecburiyetini anlatıp gönlünü almaya çalışsa da bu olayın hayatındaki en kötü anlardan birisi olduğunu ifade etmiştir.

    eylül sonunda türkiye kupasında 1 maçta görev almış ve son yarım saat oynama şansı bulmuştur.

    daha sonra devre arasına kadar a2 takıma geri dönmüş ve paf liginde 6 maça çıkmıştır. bu maçlarda 1 gol atmış ve 2 sarı kart görmüştür.

    devre arasında yarım sezonluğuna altınordu'ya kiralık olarak gönderilmiştir.

    2007-2008 sezonunun ikinci devresinde altınordu ile 3. ligde biri play-off aşamasında olmak üzere 14 maça çıkmış ve 1 de gol atmıştır. bu kısa 3. lig deneyimi boyunca 4 sarı, 1 de ikinci sarıdan olmak üzere kırmızı kart görmüştür. bu sezonda altınordu ile 3. lig şampiyonluğu yaşamıştır.

    2008-2009 sezonunda manisaspor ile bank asya 1. ligde altısı ilk on bir olmak üzere 23 maçta oynamıştır. sonradan dahil olduğu maçlarda ortalama son 25-30 dakikada oynama şansı bulmuştur. 5 maçta 90 dakika sahada kalırken birinde kenara alınmıştır. görev aldığı 917 dakikaya 1 gol, 1 asist, 1 de sarı kart sığdırmıştır. bu sezonda manisaspor ile bank asya 1. lig şampiyonluğu yaşayarak yeniden süper ligde oynama şansı bulmuştur.

    kupada tümü ilk on bir olmak üzere 3 maça çıkmış, birinde 90 dakikayı tamamlarken diğerlerinde oyundan alınmıştır. 237 dakika süre alıp 1 sarı kart görmüştür.

    2009-2010 sezonunda manisaspor ile süper ligde altısı ilk on bir olmak üzere 18 maçta görev almış, ikisinde 90 dakikayı tamamlarken toplam 743 dakika forma giymiştir. oyuna sonradan dahil olduğu maçlarda ortalama olarak son 25 dakikada şans bulmuştur. sahada kalmış olduğu sürede de 1 gol, 2 asist ve 1 sarı kart istatistiklerine ulaşmıştır.

    kupada ise üçü ilk on bir ve 90 dakika olmak üzere 4 maçta toplam 294 dakika oynamıştır.

    2010-2011 sezonunda manisaspor ile ligde onu ilk on bir olmak üzere 28 maçta formasını terletmiştir. 5 maçta 90 dakika sahada kalırken sonradan dahil olduğu maçlarda ortalama 25-30 dakika süre alabilmiştir. sahada kalmış olduğu toplam 1283 dakikaya 3 gol, 4 asist ve 5 de sarı kart sığdırmıştır.

    türkiye kupasında play-off ve grup aşamasında olmak üzere 5 maçta toplam 337 dakika oynayıp 1 gol atmış, 1 de sarı kart görmüştür. bu maçların üçüne ilk on bir de başlayıp ikisinde 90 dakikayı tamamlamış, diğer ikisinde ise oyuna sonradan dahil olmuştur.

    2011-2012 sezonunun ilk devresinde artık düzenli forma şansı bulan bir oyuncusu haline geldiği manisaspor ile ligde 14'ü ilk on bir olmak üzere 16 maçta oynamış, 6 maçta 90 dakika sahada kalırken diğer 8 maçta tümü ikinci yarıda olmak üzere farklı sürelerde kenara alınmıştır. toplam 1120 dakika sahada yer alıp 2 gol atmış, 2 sarı kart ve ikinci sarıdan olmak üzere 1 de kırmızı kart görmüştür.

    devre arasında 2.500.000 milyon euro karşılığında galatasaray'a transfer olmuştur.

    tarih itibariyle yeni takımı ile tümü sonradan oyuna dahil olmak üzere 3 maça çıkmış olup ilk golünü henüz ikinci maçı olan 25 ocak 2012 galatasaray ankaragücü maçında atmış bulunmaktadır.

    milli takımlar düzeyinde alt kategorilerde ay-yıldızlı formayı terletmiş, u19 takımı ile 9 maça çıkıp 1 gol atmış, u20 takımı ile 2 maça çıkmış, u21 takımı ile de 9 maça çıkıp 2 gol atmıştır. ayrıca a2 milli takımla 2 maça çıkmıştır. 2008 u19 avrupa futbol şampiyonasında u19 milli takımı kadrosunda yer almıştır.

    şimdi hakkında biraz da kendimizden bir şeyler karalayalım;

    ünal aysal'ın gelmesi ile yükselen yıldız oyuncu transferi beklentilerine karşılık alınması sonucu oluşan büyük hayal kırıklığı ve bugüne değin normal bir çizgide seyretmiş profesyonel futbol kariyerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan memnuniyetsizliklere ve burun kıvırmalara hak vermiyor değilim, ama ruh halimizin ve teknik ekibin transfer başarısızlığı sebebiyle kendisine biraz da haksızlık yaptığımızı düşünüyorum. ortalama tipli anadolu topçusu kimseyi heyecanlandırmaz tabi, mehmet topal'da da aynısı olmuştu sonra adam gitti valencia'ya...

    öncelikle kendisi bir aydın yılmaz değildir. aydın'a karşı şahsi bir nefretim yoktur ama teknik özellikleri bakımından aşağılanmak maksadıyla kendisine aydın benzetmesi yapılıyorsa bu hatalı bir davranıştır çünkü spora kısa mesafe koşucusu olarak başlayan yiğit gökoğlan aydın yılmaz'dan net bir biçimde çok daha süratli bir oyuncudur. buna ek olarak futbola forvet olarak başlamasının bir sonucu olarak gol vuruşları da aydın yılmaz'dan daha etkilidir. yiğit gökoğlan golcü bir oyuncudur demiyorum ama gol vuruşları o kadar da berbat değildir. mesela kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda ayak içini etkili bir biçimde kullanabilmektedir.

    gerçekten çok hızlı bir oyuncu olsa da adam eksiltme özellikleri vasatın biraz üzerindedir, bu yüzden de ne yazık ki biraz bal yapmayan arı modeline uymaktadır. takım oyununa da tam olarak uyum sağlamış değildir ama sercan yıldırım kadar ileri derecede bencil de değildir. uzaktan şutları hemen hemen hiç olmasa da ortaları nispeten kavisli ve isabetlidir. yine de potansiyelini tam anlamıyla kullanan bir oyuncu değildir. artısı eksisi böyle işte...

    selçuk inan örneğinde görüldüğü üzere iyi oyuncu daha iyi bir takıma transfer olduğunda istatistikleri gözle görülür bir artış gösterir, kötü oyuncuda ise tepe taklak aşağı yuvarlanır, yani yiğit gökoğlan gerçekte kötü bir oyuncuysa manisaspor'da oynadığından bile kötü bir performans sergilemesi şaşırtıcı olmaz, ama elindeki şansı değerlendirirse faydalı bir kanat oyuncusu kazanmış oluruz.

    yaşı genç ama çok da genç değil, o yüzden önündeki bu yarım sezonluk dönem kendisi için çok kritik. ben şahsen fizik özelliklerinin ve futbol yeteneğinin yeterli olduğuna inanıyorum ama sonuçta bu bir fizik, kafa ve konsantrasyon işi, morali ve fizik gücü yerinde bir sabri sarıoğlu ülkenin en iyi iki sağ bekinden biriyken sakatlıktan yeni çıkmış ve morali bozuk bir sabri 3. lige bile layık görülmüyor. bu da vahşi düzenin acı bir gerçeği...

    galatasaray forması ağırlığını herkesin kaldırabileceği bir forma değildir. kendisi daha çocuk yaştayken şehir şehir dolaşmış ve ailesi parçalanmış olmasına rağmen melankolik bir ruh hali çizmek yerine neşeli ve hayat dolu bir imaj ortaya koyan yiğit'in orta vadede bu sorunu atlatacağına inanıyor, ümit ediyorum. iyi niyetinden de şu ana kadar şüphe duymadım, istatistikleri iştah kabartıcı olmasa da güzel ve ilham verici bir hikayesi var, galatasaray'a transfer olarak belki de kariyerinin en büyük adımının ilk aşamasını yerine getirdi.

    fatih terim, hasan şaş ve ümit davala gibi usta ve işinin ehli teknik adamlara ek olarak takımdaki tecrübeli ve yetenekli oyuncuları da lehine işletebilirse iyi olur, yıldız olur demiyorum ama iyi olur, beceremezse kendisine fazla sabredilmez, hatta hiç sabredilmez...

    tutma ihtimali olan kumar vardır, bir de tutma ihtimali hiç olmayan kumar vardır. mesela serdar özkan ve mustafa sarp ikinci kısma uyuyorlar, burak yılmaz ise her ne kadar önceden pek tahmin edemesek de ilk kısma uyuyormuş ki trabzonspor'a transfer olduktan sonra vasat bir çizgi oyuncusundan türkiye'nin bir numaralı golcülüğüne terfi etti... hepimizin görüşleri değerli ve güzide fakat yiğit gökoğlan'da kim ne gördü de kendisi transfer edildi hepimiz göreceğiz fakat tüm içtenliğimle söylemek isterim ki ben tutma ihtimali %50'den fazla olan bir transfer olduğunu düşünüyorum. yine içtenlikle söylemek isterim ki öngörüm pek iyi değildir, iyimser taraftarın en önde bayrak tutanıyım... araştırmalarım ne kadar derin ve objektif ise öngörülerim ve umutlarım bir o kadar sıradan ve subjektiftir. galatasaray yüzünden yani, katır giyse şu formayı güzel gelir gözüme, büyüler beni... geçen sezon manisaspor'da gerçekten beğenerek izlediğim oyunculardan biriydi ama açıkçası "keşke bize gelse" dememiştim(u: müneccimlik şovu yapmamak için dürüstçe söylüyorum bunu, kendisini aslında beğenmediğimden değil).

    son olarak belirtmek isterim ki yiğit gökoğlan sıkı bir haluk levent hayranıymış, dış görünüşü üzerinden kendisine apaçi benzetmesi yapanlar iyi yanılmışlar... öyle herkes haluk levent dinlemez, apaçi denilen adam anadolu rock'çı çıktı iyisi mi... bir de go-kart severmiş, pek apaçi hobisi değil bunlar ama o zaman hata kimde acaba?

    güldür yüzümüzü yiğit, zaten biz manisaspor'da oynayanlara* yabancı değiliz hem. eski takım arkadaşların da burada, ülkenin en usta teknik direktörü de burada, sen de ülkenin en iyi takımındasın... hakkındaki olumsuz görüşler tavan yapmışken açıklayıcı ve aydınlatıcı olması bakımından kendisi hakkındaki yazımı da yazmış oldum.

    galatasaray'a tekrardan hoş geldin...

    http://www.youtube.com/watch?v=zFjCp-4B0a0

    http://1.bp.blogspot.com/...6ko%25C4%259Flan.jpg

    http://www.trtspor.com.tr/...C3%B6ko%C4%9Flan.jpg

    http://www.since1905.net/...gokoglan-297x300.jpg

    http://i.milliyet.com.tr/...fft99_mf1909771.Jpeg

    http://img6.mynet.com/...koglan-44948_501.jpg

    http://www.since1905.net/...alatasaray-Forma.jpg *

    http://www.pressturk.com/uploads/1_4479.jpg

    http://upload.wikimedia.org/...%9FitGalatasaray.JPG
App Store'dan indirin Google Play'den alın