768
adına cemil usta sezonu verilmiş olan futbol yılı.
uzun uzun her takımın neleri kazandığını ya da kaybettiğini, kimlerin neleri doğru neleri yanlış yaptığını analiz eden bir yazı kaleme alacaktım ama şu an buna ne enerjim var ne de zamanım.
yine de minik bir değerlendirmede bulunmak istiyorum.
-sezonun kaybedeni?
bu sezonun tek kaybedeni vardır. fenerbahçe'dir. şampiyonluk hasretleri 7 seneye yükselmiştir. kolay rastlanacak bir durum değildir. sıradan bir olay değildir. galatasaray'ı baskılayan yanlı hakemlere, mhk'ya, tahkim'e, pfdk'ya rağmen, eski fenerbahçe başkanvekili federasyon başkanına rağmen, türkiye'nin en zengin adamı olan başkanlarının bütün imkanlarına rağmen, spor programları, spor sayfaları fanatik fenerbahçelilerle donatılmış bütün tarafgir televizyonlara, gazetelere rağmen, bütün baskılara ve "zorlu" görüşmelere rağmen, şampiyon olamadılar. tarihlerinde en uzun süre şampiyon olamama süresi olan 7 senelik* rekorlarını egale* etmiş oldular.
bu sonuç aynı zamanda galatasaray'ın "tek dördüncü yıldızlı takım olma" titrini korumasına da yol açmıştır. kimse bu gerçeği unutmasın.
bu toplumun tarafsız ve müdahalesiz futbol ortamına özlemi var. kimsenin görünmez eller tarafından finanse edilmediği eşit şartlarda yarışma özlemi var. kavgadan, hakem hatalarından, adil rekabet kavramına inancı yok edecek taraflı kararlardan uzak durma özlemi var. bu sağlanmadığı sürece türk futbolu da marka değerini her geçen gün olduğu gibi kaybetmeye devam edecektir ne yazık ki.
bizim açımızdan duruma kabaca bakacak olur isek, bu süreçte kolay şeyler yaşamadık. hangi süreçlerden buraya geldiğimizi de herkesin hatırlaması lazım. daha sezona başlarken organize ve profesyonel kötülük oluşumları kurulduğunu fark ettik. bir spor takımının ligde üç sene üst üste şampiyon olmasını engellemek için her yolu denediler. teknik direktörümüz sadece durum eleştirisi yaptı diye 4 maç ceza aldı. başımıza pişmiş tavuk misali olaylar geldi. efsane kalecisinin kaval kemiği kırıldı, başkanı kansere yakalandı, teknik direktörü corona oldu, as forvetinin aşil tendonu kopma noktasına geldi, yedek forvetinin üst üste iki kere çapraz bağları yırtıldı, stoperleri sezonu kapatacak kadar ağır şekilde sakatlandı, yeni transferi bile sıtmaya yakalandı. pandemi sonrası şampiyonluk maçlarına taraftarının sezon başında türkiye kupası kadrosuna yazdığı yedek futbolcularla çıkmak zorunda kaldı. üstüne üstlük, toz tutmuş 6 saniye kuralı bir kereliğe mahsus galatasaray'a uygulandı. sonucunda da şampiyonluk gitti.
neyleyelim ki bu sezon böyle oldu. yine de dediğim gibi, galatasaray'ın "tek dördüncü yıldızlı takım olma" titrini koruduğu gerçeğini unutmamamız lazım.
dilerim, sadece 10 ay sonra bir mayıs akşamında, çoktan iyileşmiş ve eskisinden daha güçlü aramıza dönmüş uruguaylı kaptanımızın ellerinde yükselen kupamızla birlikte 23. şampiyonluğu kutlayarak bu kaotik sezonun izlerini bütünüyle silmiş oluruz.
sağlıklı kalın, galatasaray ile kalın...
uzun uzun her takımın neleri kazandığını ya da kaybettiğini, kimlerin neleri doğru neleri yanlış yaptığını analiz eden bir yazı kaleme alacaktım ama şu an buna ne enerjim var ne de zamanım.
yine de minik bir değerlendirmede bulunmak istiyorum.
-sezonun kaybedeni?
bu sezonun tek kaybedeni vardır. fenerbahçe'dir. şampiyonluk hasretleri 7 seneye yükselmiştir. kolay rastlanacak bir durum değildir. sıradan bir olay değildir. galatasaray'ı baskılayan yanlı hakemlere, mhk'ya, tahkim'e, pfdk'ya rağmen, eski fenerbahçe başkanvekili federasyon başkanına rağmen, türkiye'nin en zengin adamı olan başkanlarının bütün imkanlarına rağmen, spor programları, spor sayfaları fanatik fenerbahçelilerle donatılmış bütün tarafgir televizyonlara, gazetelere rağmen, bütün baskılara ve "zorlu" görüşmelere rağmen, şampiyon olamadılar. tarihlerinde en uzun süre şampiyon olamama süresi olan 7 senelik* rekorlarını egale* etmiş oldular.
bu sonuç aynı zamanda galatasaray'ın "tek dördüncü yıldızlı takım olma" titrini korumasına da yol açmıştır. kimse bu gerçeği unutmasın.
bu toplumun tarafsız ve müdahalesiz futbol ortamına özlemi var. kimsenin görünmez eller tarafından finanse edilmediği eşit şartlarda yarışma özlemi var. kavgadan, hakem hatalarından, adil rekabet kavramına inancı yok edecek taraflı kararlardan uzak durma özlemi var. bu sağlanmadığı sürece türk futbolu da marka değerini her geçen gün olduğu gibi kaybetmeye devam edecektir ne yazık ki.
bizim açımızdan duruma kabaca bakacak olur isek, bu süreçte kolay şeyler yaşamadık. hangi süreçlerden buraya geldiğimizi de herkesin hatırlaması lazım. daha sezona başlarken organize ve profesyonel kötülük oluşumları kurulduğunu fark ettik. bir spor takımının ligde üç sene üst üste şampiyon olmasını engellemek için her yolu denediler. teknik direktörümüz sadece durum eleştirisi yaptı diye 4 maç ceza aldı. başımıza pişmiş tavuk misali olaylar geldi. efsane kalecisinin kaval kemiği kırıldı, başkanı kansere yakalandı, teknik direktörü corona oldu, as forvetinin aşil tendonu kopma noktasına geldi, yedek forvetinin üst üste iki kere çapraz bağları yırtıldı, stoperleri sezonu kapatacak kadar ağır şekilde sakatlandı, yeni transferi bile sıtmaya yakalandı. pandemi sonrası şampiyonluk maçlarına taraftarının sezon başında türkiye kupası kadrosuna yazdığı yedek futbolcularla çıkmak zorunda kaldı. üstüne üstlük, toz tutmuş 6 saniye kuralı bir kereliğe mahsus galatasaray'a uygulandı. sonucunda da şampiyonluk gitti.
neyleyelim ki bu sezon böyle oldu. yine de dediğim gibi, galatasaray'ın "tek dördüncü yıldızlı takım olma" titrini koruduğu gerçeğini unutmamamız lazım.
dilerim, sadece 10 ay sonra bir mayıs akşamında, çoktan iyileşmiş ve eskisinden daha güçlü aramıza dönmüş uruguaylı kaptanımızın ellerinde yükselen kupamızla birlikte 23. şampiyonluğu kutlayarak bu kaotik sezonun izlerini bütünüyle silmiş oluruz.
sağlıklı kalın, galatasaray ile kalın...