• 7
    on beşer kişilik iki takım arasında, oval bir topa ayakla vurarak, elde taşıyarak ya da paslaşarak karşı takımın kalesine sokmaya dayanan ve 40 dakikalık iki devre hâlinde oynanan bir oyundur.

    oyun alanı;

    en az 125 x 66 m, en fazla 144 x 70 m boyutlarında olan rugby sahasının iki ucunda kale direkleri bulunur. gol çizgilerinin ortalarına dikilen kale direklerinin uzunlukları oldukça yüksek tutulup aralarındaki uzaklık 5.50 m, kalenin yerden yüksekliği ise 3.05 m’dir. her iki kale direği enlemesine bir üçüncü direkle bağlıdır. oyunun oynandığı asıl alanın uzunluğu 109 m olup sahanın ortasında, enlemesine, sahayı iki eşit parçaya ayıran 50 m çizgisi (orta çizgisi) vardır. bu çizgiye paralel olarak, her iki tarafında da 23 m çizgileri bulunur.

    kullanılan malzemeler;

    yumurta biçiminde olan rugby topunun ağırlığı 396-450 gr, uzunluğu ise 28 cm’dir. oyuncular uzun kollu forma, şort, çorap ve kramponlu ayakkabı giyerler. kalça yastığı kullanmak isteğe bağlıdır.

    kurallar;

    oyun, her takımda 15 oyuncunun bulunduğu iki takım arasında oynanır. oyunculardan 8’i savunma oyuncusu, 7’si ise forvettir.

    karşılaşmalar, 40 dakikalık 2 devre üzerinden oynanır. 5 dakikalık devre arası sonrasında kale değiştirilir.

    oyun, orta çizginin ortasından, oyuna başlayacak olan takımın bir ileri oyuncusunun yapacağı dikme vuruşu ile başlatılır. havaya fırlatılan bir topu yakalayan oyuncu, topu kucaklayarak koşabilir ya da istediği yöne doğru ayağı ile vurarak gönderebilir.

    bir anlamda amerikan futbolu’na benzeyen rugby’de top; ayakla vurma, elde taşıma ve paslaşma yolu ile dolaştırılır; fakat hiçbir zaman ileri doğru pas verilmez. topun ileri sürülmesi, topun ancak elde taşınması ile mümkün olabilir. oyuncu, topla birlikte yere düşerse, topu taşıyan kolu yere değerse, rakip oyuncular tarafından tutulursa, yerde yattığı sırada karşı takımdan bir oyuncu elini üzerine koyarsa, oyun "durdurulmuş" sayılır ve durdurulan oyuncunun kullanacağı bir dikme vuruşu ile tekrar oyuna başlanır.

    yan paslar atmak, topu taşıyan rakip oyuncuyu engellemek ve scrum (rakip oyuncuların birbirlerine kenetlenmesi) rugby’nin en belirgin özellikleridir.

    oyunun temel esası, topu karşı kaleye elde taşıyarak ya da ayakla vurarak (touchdown) göndermektir. rakip takım topu elde taşımak suretiyle atağa kalkmışsa, atak, topu taşıyan oyuncuya çift dalma ile durdurulur. en iyi çift dalma şekli, rakibe bacakları ve baldırları hizasında sarılmakla olur. topu ayağı ileri sürerek atağa kalkmış olan bir oyuncuyu engellemek için topu elle kapmak, ayakla önlemek ya da rakibin ayaklarına kapanarak topun üzerine yatmak gerekir. böyle bir engelleme yapıldıktan sonra topun hemen oyuna sokulması gerekir. atağa kalkmış olan bir oyuncunun önüne geçerek engelleme yapmak yasaktır.

    oyunun kilitlendiği ya da kural dışı bir hareketin yapıldığı durumlarda oyun, hakem tarafından bir atışla başlatılmayacaksa, küme denilen bir yöntem kullanılır. küme yönteminde, her iki takımın hücum oyuncuları karşılıklı bir araya gelerek, küme oluştururlar. iki takımın oyuncuları da birbirlerine destek olacak ve karşılarındaki kümeyi itecek biçimde sıralanırlar. oyunu başlatacak olan takımın oyuncularından biri, topu kümelerin arasındaki boşluğa atar. oyuncular, top yere değmeden ayaklarını kaldıramazlar. bu arada rakip kümeler birbirlerini iterek topa vurabilmek için üstünlük kazanmaya çalışırlar.

    top, oyun sırasında bir savunma taktiği olarak taça atılabilir. oyuncu taç atacağı sırada, kendisi 22 m çizgisinde ya da daha gerideyse, topu doğrudan taça atma hakkına sahiptir. top oyuna sokulacağı zaman, oyuncular taç noktasında sıralanırlar (lineout). taç 22 m çizgisinin gerisinden yapılacaksa, top taça çıkmadan önce yere en az bir kez çarpmalıdır. eğer top yere çarpmamışsa sıralanma, topa vurulan noktanın hizasında yapılır. oyun sırasında, kendi takımından daha ileride bulunan bir oyuncu, takımından gelen topu tutması durumunda ofsayta düşer. bunun dışında sıralamada (lineout) yer almayan bir oyuncu taç çizgisine 10 m’den daha fazla yaklaşırsa, ofsayta düşmüş olur.

    rugby’de sayı yapmanın try ve gol olmak üzere iki yolu vardır:

    try (deneme), topu taşıyan oyuncunun, rakip takımın kale çizgisini geçerek topu kale arkasındaki yere değdirmesidir. bir try 4 sayı değerindedir. try yapan takım, topun yere değdiği noktadan bir serbest vuruş yapma hakkı kazanır. bu vuruş sonucunda top, kale direkleri arasından geçerse 2 sayı daha kazanılır ve tryla kazanılan 4 sayıya eklenir.

    ayakla vurulan topun, iki kale direği arasından ya da üst direğin üstünden geçmesi ile gol olur. rugby golleri "penaltı" ve "alan golü" olmak üzere ikiye ayrılır. hatalı hareketlerden dolayı, rakip takıma verilen serbest atış hakkı golle sonuçlandığı takdirde, bu gol "penaltı golü" olarak adlandırılır. alan golü ise, oyun devam ederken alanın herhangi bir yerinden yapılan bir vuruşla gerçekleştirilir. her iki golün değeri de 3 sayıdır.

    oyun sürecinde en fazla sayı yapan takım karşılaşmayı kazanır. beraberlik durumunda oyun, 10’ar dakikalık iki devre üzerinden uzatılır.

    oyunlar, bir orta hakem ve iki yan hakem tarafından yönetilir. yan hakemler, yan çizgilerde durarak uyarıları bayraklarla belirtirler. kaleye yapılan atışları izlemek de yan hakemlerin görevidir. kale atışlarını izleyecekleri zaman, kale direkleri arkasında yer alırlar.

    oyuncuların birbirlerini tekmelemeleri, çelme takmaları ve itmeleri, kural dışı engellemelerdir. kural dışı engellemelere ve kasıtlı olarak zaman geçirmelere karşı ceza verilir.

    topu yere düşürmek, yerdeki topu alırken ileri doğru vurmak, topa çarpmak, ofsayt durumuna düşmek hata olarak kabul edilir. hatalar kasıtlı olarak yapılırsa "ceza atışı", kasıtsız olarak yapılırsa "küme" vuruşu verilir. engelleme hatalarında hakem, hareketin sertliğine göre ceza olarak, "ceza atışı" veya "try cezası" verebilir ya da oyuncuyu oyundan atabilir.

    ceza atışında atış, dikme vuruşu ya da sektirme vuruşu olarak kullanılabilir. atış sırasında atışı kullanan takımın oyuncuları topun önünde, hatalı takımın oyuncuları ise topa en az 9.15 m yakınında olmalıdırlar. bir oyuncuya try yaptığı sırada bir engelleme yapılmışsa, kale çizgisine 9.15 m uzaktan "try cezası" atışı verilir. bu atış "try"ı izleyen vuruştan sonra fazladan bir vuruş olarak ve ancak doğrudan kaleye atılarak kullanılabilir.

    ''türkiyede rugby''

    rugby’nin ülkemizde tanınması, kurtuluş savaşı yıllarında işgal kuvvetleri askerlerinin oynamış oldukları rugby oyunları sayesinde olmuştur. 1940’lı yıllardan sonra ileri düzeyde oynanmaya başlayan rugby’nin, ülkemizdeki, en önemli ismi "reşat ersü"dür. ersü, bu spor dalının tanınması için büyük uğraşlar vermiş ve 1945’te fenerbahçe’de onun antrenörlüğü altında bir rugby takımı kurulmuştur. fenerbahçe’yi kısa bir süre sonra haydarpaşa lisesi rugby takımının kuruluşu izlemiştir. 12 mayıs 1945’te istanbul’da fenerbahçe-haydarpaşa lisesi arasında ilk rugby maçı oynanmıştır. fenerbahçe’nin 8-7 kazandığı bu karşılaşmadan sonra, galatasaray ve beşiktaş’ın da kurduğu rugby takımlarıyla, türkiye’de rugby karşılaşmaları hareketlilik kazanmıştır. 18 mayıs 1947’de fenerbahçe-beşiktaş arasında oynanan karşılaşmayı, fenerbahçe’nin 12-0 kazanmasından sonra başgösteren ilgisizlik nedeniyle türkiye’de rugby karşılaşmaları son bulmuştur.

    1990’lı yılların sonlarına doğru özellikle amerika’da eğitim almış türk gençleri, kendi aralarında gruplar oluşturarak amatör rugby karşılaşmaları yapmaktadır. bazı üniversitelerimizde de gençler, amatör olarak bu spor ile ilgilenmektedir.

    ''dünyada rugby''

    rugby, 1823 yılında ingiltere’de bir futbol maçının oynanması sırasında, kural dışı bir hareketin yapılmasıyla ortaya çıkmış bir oyundur. rugby okulunda yapılan bu futbol maçında oyunculardan william webbs ellis’in topa vurması gerektiği hâlde, topu eline alıp koşmaya başlamasıyla birlikte yeni bir oyun doğmuş oldu. rugby okulunda ortaya çıkması nedeniyle "rugby" denilen bir oyun, üniversite çevresinde hızla yılarak, 1846’da bazı kurallara bağlandı. 1863’te kurulan futbol birliği’nce dışlanmış olan rugby, sonraki yıllarda tüm spor dünyasında kabul edildi ve oyunun standart kurallarını belirlemek amacıyla 1871’de "rugby futbol birliği" kuruldu. bu birlik, bugün de ingiltere’deki amatör rugby oyunlarını düzenlemeye devam etmektedir.

    rugby bu tarihten sonra, büyük britanya adaları ve ingiliz uluslar topluluğu’nda hızla yaygınlaştı. bu gelişmeler üzerine oyunun uluslar arası alandaki denetimi ve yönetimini sağlayabilmek amacıyla, 1934 yılında "uluslar arası amatör rugby federasyonu" (fira) kuruldu.

    rugby’nin kronolojisi

    1823: william webb ellis, futbol maçında topu eline alıp koştu.

    1839: cambridge üniversitesi’nden mezun olan parlamenter ve eski bir rugby oyuncusu arthur pell, eski takımı bir araya topladı. iki eski rugby takımı, futbolda olduğu gibi ayakla ve ellerini de kullanarak, sonradan "cambridge kuralları" olarak belirlenen kurallar çerçevesinde maç yaptı. bu maç, bugün oynanan rugby’nin ilk izlerini taşıyan en eski karşılaşmaydı.

    1841: topu ele alarak koşulabilmesine izin verildi ve sınırları çizildi.

    1843: ilk rugby takımı "erkekler hastanesi" adıyla londra’da kuruldu.

    1846: cambridge üniversitesinde düzenlenen konuşmalarda, rugby kurallarının nasıl olması gerektiği konusunda görüş alışverişleri yapıldı ve ortak bir tutum belirlendi.

    1848: zamanın en önemli rugby okulları, "cambridge kuralları"nı benimsedi.

    1851: bir rugby futbol okulu, maçlarda william gilbert tarafından yapılan oval biçimli topu kullanmaya başladı. bu top, hâlen londra’daki uluslar arası gösteri merkezi’nde sergilenmektedir.

    1854: irlanda’nın ilk rugby koleji, dublin üniversitesi’ne bağlı olarak "trinity college" ismiyle kuruldu. bazı tarihçiler trinity college’in dünyanın ilk rugby kulübü olduğu görüşünü savunmaktadır.

    1857: 1906 bu yıllar arasında ingiltere, iskoçya ve irlanda’da sayısız rugby kulübü kuruldu ve rugby’nin gelişim sürecinde bu kulüpler büyük rol oynadı. ayrıca, ingiltere’nin sömürgelerinden yeni zelânda ve avustralya’da da rugby sporu amatör olarak oynanmaya başladı.

    1870: rugby futbol birliği kuruldu. kuralların kesinleştirilmesi ve yazıya dökülmesi ise 1871 yılında tamamlanabildi. bu süreçte cambridge kuralları olarak belirlenen ilk şartlar, amerikan futbolu ile avusturya futbolunun kurallarından yapılan eklemelerle geliştirildi ve yeniden düzenlendi.

    1871: uluslar arası ilk rugby maçı iskoçya ile ingiltere arasında edinburgh’ta yapıldı; maçı iskoçya kazandı.

    bir yıl sonra iki takım arasında oynanan maçı ingiltere kazanarak rövanşı aldı. aynı yıl yeni zelânda’da organize edilen profesyonel rugby maçları sayesinde, bu ülkede de büyük bir taraftar kitlesi buldu.

    1872: fransa’da ilk rugby kulübü ingiltere’nin katkılarıyla kuruldu. harvard üniversitesinde ilk kez "amerikan ruhu"nu taşıyan rugby maçı oynandı.

    1880: kanada’da "kanada futbol birliği" kuruldu (kanada ve amerika’da futbol terimi, rugby maçları için kullanılır. bizim kullandığımız anlamda futbol, bu ülkelerde "soccer" olarak bilinmektedir).

    1886: dünya ruby komitesi (international rugby board) ingiltere’deki scotland’da kuruldu.

    1889: ingiltere kolombiya rugby birliği ve güney afrika rugby birliği kuruldu.

    1891: uluslar arası şampiyonalarda sayı usulü skora geçildi.

    1893: rugby hakemi oyun içerisinde her konuda yetkili kılındı.

    1895: ingiltere’de kulüpler arasındaki birlik bozuldu ve 22 kuzey kulübü "kuzey rugby futbol birliği"ni kurarak "profesyonel rugby ligi"ni oluşturdu.

    1900: olimpiyat oyunları’nın ikincisinde rugby de yer aldı. fransa şampiyon oldu.

    1906: amerika birleşik devletleri’nde amerikan futbolu olarak bilinen oyun rugby’nin yerini aldı ve rugby’nin kuralları terk edildi.

    1908: londra olimpiyatları rugby yarışmasında avustralya altın madalyanın sahibi oldu.

    1920: anwers olimpiyat oyunları’nda amerika birleşik devletleri takımı, fransa’yı 80 geride bırakarak şampiyonluğa ulaştı.

    1924: olimpiyat oyunları’nda amerikan takımı büyük bir başarı göstererek fransa’yı 173 mağlûp etti ve olimpiyatlarda ikinci kez altın madalya kazandı. rugby, 1924 olimpiyatları’ndan sonra olimpiyat programından çıkartıldı ve bir daha konulmadı.

    1930: uluslar arası rugby birliği birçok kuralda değişiklik yaptı.

    1933: rugby futbol birliği, rugby oyununun para kazanmak amacıyla gösterilere dönüşmüş biçimini yasakladı.

    1934: "uluslar arası amatör rugby federasyonu" (fira) kuruldu.

    1939-1945 yılları arasında ikinci dünya savaşı nedeniyle rugby maçları yapılamadı. birçok rugby oyuncusu savaşta hayatını kaybetti.

    1948: gol sayısı 4 puandan 3 puana indirildi.

    1959: rugby’nin kaşifi william webb ellis yaşamını yitirdi.

    1962: amerikan askerî rugby kulübü kuruldu

    1968: sonradan amerika birleşik devletleri başkanı olacak olan bush, yale rugby takımında oynadı

    1975: 1960’lı yılların sonu ve 70’ler amerika’da rugby’nin altın yıllarıydı. ülkenin dört bir yanında rugby maçları büyük bir ilgi ile izleniyor ve 40 bine yakın taraftar statları dolduruyordu.

    1985: avusturya rugby birliği "rugby dünya kupası" organize edilmesini önerdi, yeni zelânda, fransa ve güney afrika bu fikre destek verdi.

    1986: uluslar arası rugby birliği, yeni katılımlarla birlikte 76 üyeye ulaştı.

    1987: ilk rugby dünya kupası, avustralya ve yeni zelânda tarafından ortaklaşa düzenlendi. amerika birleşik devletleri’nde ilk bayan rugby takımı kuruldu.

    1991: ikinci rugby dünya kupası ingiltere, irlanda ve fransa’nın katılımıyla yapıldı. abd cardiff’te resmî olmasa da ilk bayanlar rugby dünya kupası düzenlendi. "usa eagles" takımı, finalde ingiliz rakibini 19-6 yenerek şampiyonluğu elde etti.

    1994: bayanlar rugby takımları arasında ikincisi düzenlenen dünya kupası’nda ingiltere ilk kupanın öcünü alarak finalde abd takımını 38-23 yendi.

    1995: 3. erkekler rugby dünya kupası, güney afrika’da düzenlendi

    1998: ilk kez resmî bayanlar rugby dünya kupası, hollânda’nın başkenti amsterdam’da yapıldı. yarı finalde abd’yi yenerek büyük bir çıkış yapan yeni zelânda, finalde ev sahibi hollânda’yı geçerek birinciliğe ulaştı. şampiyonaya 16 ülke katıldı.

    1999: dördüncü erkekler rugby dünya kupası, galler’de düzenlendi. dünya rugby birliği, yeni katılımcılarla birlikte 100 üyeye ulaştı. abd’de 1400’e yakın kulüpte, toplam 100 bin oyuncunun rugby oynadığı belirlendi.

    2002: ikinci resmî bayanlar rugby dünya kupası, ispanya’da yapıldı. yeni zelânda, ingiltere’yi yenerek ikinci kez şampiyon oldu.

    2003: erkeklerde 5. rugby dünya kupası, avustralya’da yapıldı. avustralya’nın 10 şehrine dağıtılan yarışmalarda, dünyanın en iyi 20 takımı, 44 günlük periyotta 48 maç yaptı. ingiltere şampiyonayı birinci tamamladı.
  • 14
    bugün spor salonunda 10 kasım 2012 ingiltere fiji rugby maçını izledim. ingilizler fark attı orası başka ama gerçekten çok sert bir spor bu, dakika başı biri sakatlanıyor ve öyle ufak tefek şeyler gibi de durmuyor hani...

    bir de hakemlerin işi çok zor gerçekten, çünkü 8-10 kişi birbirine bir çullanıyor, kimin eli kimin cebinde belli değil. top çıkıyor başka yere yöneliyor bu insan höyüğü daha hala tepiniyor dağılana kadar. hani çizgi filmlerde vardı ya, kavga çıkınca kara bir toz bulutu oluşur, yumruklar, tekmeler fırlardı sağdan soldan aynı o hesap :(

    bir süre sonra cidden rahatsızlık verdi ama uzaktan güzel duruyor, boğa güreşi veya rodeo gibi böyle insanın şiddete meyilli yanını görsel olarak tatmin eden bir spor.
  • 15
    http://www.canliskor.com/mac/bB6qLb0G/#mac-ozeti

    bir spor düşünün ki bir maçın 62-4 bitmesine sebebiyet versin..

    hayatımda rugby maçı izlemedim. muhtemelen izlemeden de ölürüm. üstteki maçı da yaptığım bir kupona dolgu niyetine koymuştum. ne olmuş diye açıp baktığımda ise gördüğüm tablo utanç vericiydi: 62-4..

    baktığın vakit bir takım 62 gol atmış. demek ki gol atmak kolay bu sporda. ama diğer takım, gol atmanın bu denli kolay olduğu bir yer de müsabakayı neredeyse golsüz tamamlamış. kartalspor gibi..

    sizce de garip değil mi bu arkadaşlar. bir maçta 66 gol/sayı oluyor ve bunların hemen hemen tamamı bir takıma ait. böyle maç olur mu? böyle maçın oynandığı spora spor denir mi? böyle spor dalına saygı duyulur mu?

    çankırı büyükşehir olsun, rugby spor olmasın :(
  • 23
    yapmayi en cok istedigim ancak bir turlu fularimi saha kenarina firlatip icinde yer alamadigim spor dali. insanin vucudunun ne kadar dayanikli olabileceginin limitlerini zorladigi en iyi spor. boks ya da diger dovus sanatlarina ayni gozle bakamiyorum. birine vurma izninin olmasi dusuncesi cok garip geliyor. galatarasay'in da rugby takiminin olmasini isterdim.
  • 24
    çok bilmem, izlemem, bana çekici gelmez ama şu sıralar japonya'da 2019 dünya rugby şampiyonası varmış. s sport da youtube üzerinden yayınlıyor, dedim izleyeyim.

    fransa ve galler, çeyrek finalde karşılaşıyordu. fransa 19-10 öndeyken, sebastien vahaamahina isimli, muhtemelen 2 metrenin üzerindeki ayıboğan, rakibine dirsek atınca oyundan atıldı ve fransa 40 dakikaya yakın bir kişi eksik oynadı. fransa son 5 dakikaya 19-13 önde girerken, galler var'dan da bakılan kararla 75. dakikada sayı buldu (çizgiyi geçtiler sanırım topla, anlamadım), 20-19 yapıp fransızları elediler ve yarı finale çıktılar.

    kırmızı kartlık hareket de şu: https://twitter.com/.../1185846778953900032

    değişik bir spor. taktik maktik yok bam bam bam gibi gidiyor sanki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın