1
adından da anlaşılacağı üzere emir kusturica yapımı maradona belgeseli. kusturica'dan beklenildiği gibi alışılagelmişin dışında bir belgesel. belgeselin çekimleri italya, arjantin, sırbistan'da yapılmış.
"tanrı, hüküm sürmek için varolmasına dahi gerek olmayan tek varlıktır" gibi baba bir sözle başlıyor belgesel. maradona'nın zaten bilinen siyasi yönünü daha da gözler önüne seriliyor. amerika karşıtlığı, bush için savaş suçlusu katil sıfatlarını kullanması, bacağındaki castro, omzundaki che dövmeleri, arjantin'de katıldığı bazı eylemleri görmek mümkün. zaten kendisi için en doğru tanımı kusturica yapıyor; "futbolcu olmasaydı, devrimci olurdu."
ingiltere'ye elle attığı golü yalnızca futbolda kazanılan bir zafer gibi görmüyor. ona göre ingiltere karşısında alınan o galibiyet, dünyayı yöneten ülkelerden birine karşı alınmış bir zafer. hatta elle attığı golden sonraki aşırı sevincinden bahsediyor, bir ingilizin içi dolu cüzdanını çalmış gibi hissettiğini söyleyerek ingilizler hakkındaki düşüncesini alenen açıklıyor. prens charles'ın kendisiyle tanışmak istediğini ancak eli kanlı birisinin elini sıkamayacağını açıkça belirtiyor.
napoli'den ve italya'dan ayrılmasında suçu o zamanki italya federasyonu başkanında buluyor maradona. zira başkanın mafya olduğundan ve finalin italya-almanya olarak ayarlandığını ama arjantin'in italya'yı eleyerek oyunu bozduğundan bahsediyor. italya'da çoğu futbolcunun uyuşturucu kullandığını ama sadece kendisinin ve diğer arjantinli caniggia'nın uzaklaştırıldığını söylüyor. bu arada uyuşturucu kullandığı için ne kadar pişman olduğunu görmek mümkün. özellikle ailesi hakkında konuşurken. yine kendisine tapan güruh da var belgeselde. maradona sevgisinin sınırı yokmuş vesselam...
"tanrı, hüküm sürmek için varolmasına dahi gerek olmayan tek varlıktır" gibi baba bir sözle başlıyor belgesel. maradona'nın zaten bilinen siyasi yönünü daha da gözler önüne seriliyor. amerika karşıtlığı, bush için savaş suçlusu katil sıfatlarını kullanması, bacağındaki castro, omzundaki che dövmeleri, arjantin'de katıldığı bazı eylemleri görmek mümkün. zaten kendisi için en doğru tanımı kusturica yapıyor; "futbolcu olmasaydı, devrimci olurdu."
ingiltere'ye elle attığı golü yalnızca futbolda kazanılan bir zafer gibi görmüyor. ona göre ingiltere karşısında alınan o galibiyet, dünyayı yöneten ülkelerden birine karşı alınmış bir zafer. hatta elle attığı golden sonraki aşırı sevincinden bahsediyor, bir ingilizin içi dolu cüzdanını çalmış gibi hissettiğini söyleyerek ingilizler hakkındaki düşüncesini alenen açıklıyor. prens charles'ın kendisiyle tanışmak istediğini ancak eli kanlı birisinin elini sıkamayacağını açıkça belirtiyor.
napoli'den ve italya'dan ayrılmasında suçu o zamanki italya federasyonu başkanında buluyor maradona. zira başkanın mafya olduğundan ve finalin italya-almanya olarak ayarlandığını ama arjantin'in italya'yı eleyerek oyunu bozduğundan bahsediyor. italya'da çoğu futbolcunun uyuşturucu kullandığını ama sadece kendisinin ve diğer arjantinli caniggia'nın uzaklaştırıldığını söylüyor. bu arada uyuşturucu kullandığı için ne kadar pişman olduğunu görmek mümkün. özellikle ailesi hakkında konuşurken. yine kendisine tapan güruh da var belgeselde. maradona sevgisinin sınırı yokmuş vesselam...