---
alıntı ---
osmanlı padişahı, güreş ve koç dövüşü müptelası sultan abdülaziz’in güreşini seyretmekten haz aldığı, devrinin en büyük güreşçisini huzuruna çağırır. evvela güreşçiler kendi aralarında güreş tutarlar. sonra mükellef bir sofrada yemek faslına geçilir.
abdülaziz, kel aliço’ya sorar;
“pehlivan duydum ki sıkı yer, içermişsin. şimdi önüne bir bütün kızarmış kuzu, bir testi de ayran getirilse, bunları bir oturuşta tek başına bitirebilir misin?”
kel aliço düşünmüş ve;
“hünkarım bana birazcık müsaade buyurma lütfunda bulunur musunuz?” diyerek sofradan bir müddet ayrı kalmak için izin ister. hünkar da bu izni verir elbet.
bir müddet sonra kel aliço sofraya geri döner:
“teklifinizi düşündüm hünkarım, biraz evvel saydıklarınızı yerim.” der. padişah emir verir, sofraya kocaman bir kuzu çevirme, bir testi de ayran konur. kel aliço allah ne verdiyse yanaşır yiyeceklere, silip süpürür sinileri, tepsileri. herkes, dili bir karış açık hayretler içinde…
padişah:
”bre koç yiğit sözünün eriymişsin, dedikleri kadar varmışsın.” der ve ödüllendirir pehlivanı…ve sormayı da ihmal etmez padişah:
“pehlivan merak ettim, biraz önce sen neden sofradan kalkıp dışarı çıktın?”
kel aliço:
”hünkarım,sarayınızın mutfağına gittim.”
padişah:
“niye?
kel aliço:
“hünkarım size mahcup olmak istemedim. önce mutfakta bir koyunu bitirip bitiremeyeceğimi deneyerek tecrübe etmek istedim. sofraya huzurunuza gönül rahatlığı ile öyle geldim.”
padişah kel aliço’ya hayretler içinde bakakalır. padişah da kendisini iyi yer, içerlerden zannedermiş anlaşılan. padişahla dahi güreşe tutuşmuş. kündeye getirdiği padişah’ı hürmeten yere çalmamıştır.
kel aliço’nun gençlik yıllarında mandalarla da güreş tuttuğu rivayet edilir. köyün mandaları akşam meradan köye dönerken, kel aliço’yu her gördüklerinde yollarını değiştirirlermiş. güreş esnasında çok mandanın boynuzu kalmış elinde.
kel aliço ilerleyen yaşında, er meydanını koca yusuf’a bırakmıştır.
---
alıntı ---