nijerya ile birlikte bir süre inzivaya çekilen, ama 2010 ile birlikte tekrar karşımıza çıkacak olan takım. 1990'dan sonra 2006 hariç bütün dünya kupalarına katılan kamerun, almanya'da eksikliğini hissettirmişti. togo, angola gibi takımlar da turnuvaya renk katsa da nijerya ve kamerun'un yeri farklı bende.
kamerun neredeyse her dünya kupasında ilginç bir iz bırakmış. 90'da açılış maçında son şampiyon arjantin'i devirdikleri maçta
omam bıyık'ın attığı golde ne kadar zıpladığı hala tartışma konusu. öyle bir şey olamaz... 94'te bir
roger milla efsanesi vardı. 42 yaşında dünya kupası oynayıp gol atan milla rekorun da sahibi oldu. onu geçen hala yok. türkiye'de yaşıtları yaprak dökümü'nü izlerken adam çıkıp o yaşta
dünya kupasında gol atıyor. muhteşem... aynı turnuva da bizim
rigobert song'un 17 yaşında gördüğü kırmızı kartla başka bir rekor kırdığını da unutmamak gerek. dünya kupalarında kırmızı kart gören en genç oyuncu. "büyük şef" bununla da yetinmeyip 98'de de şili karşısında gördüğü kırmızı kartla iki farklı dünya kupasında kırmızı kart gören tek oyuncu olma ünvanını ele geçirmişti... ne kadar da renkli takım şu kamerun. zamanında katıldıkları bir turnuvada
* kolsuz forma giyip çok ilginç bir görüntü oluşturan bu takım aynı şeyi
2002 dünya kupasında da yapmak istemiş, ama
fifa'ya takılmıştı. bu konuya
gsuser'lar önceki entrylerde değindiği için uzatmıyorum.
kamerun'un bir dönemki kadrosu çok renkliydi. 94'te kalelerindeki 3 isimden ikisi kamerun tarihinin, hatta afrika kıtası tarihinin en büyük iki kalecisiydi:
joseph antoine bell ve buffon'un idolü
thomas n'kono. diğer kaleci ise sonradan
deportivo'da izleyeceğimiz
jacques songo'o. bu adamların yanısıra
omam bıyık,
kana bıyık,
rigobert song,
roger milla ve
marc vivien foe... sonrasında, 98 fransa'da bu isimlerin yanına
pierre wome,
patrick mboma,
samuel eto'o,
lauren,
salomon olembe gibi isimler katıldı. ne kadar da renkli isimler. zevk alıyordum bu adamları izlerken. kamerun bu zevki fazlasıyla yaşatsa da bu turnuvalarda
1990 dünya kupası hariç 1. turdan öteye gidemedi. çeyrek final oynadıkları 90 italya'nın dışındaki tüm turnuvalarda grubun derinliklerine gömüldüler.
şimdi önlerinde
2010 dünya kupası var. kendi kıtalarında taraftarları her zamankinden daha renkli görüntüler oluşturacaklar. şu vuvuzelaya da bi el atın hayrına yahu. neyse... teknik direktörleri çok tanıdık bir isim: basınımızdan eksik olmayan
paul le guen. kadrolarında
kameni, iki tane
song,
geremi,
samuel eto'o,
emana,
jean makoun,
pierre webo ve
sebastien bassong gibi hiç de fena olmayan adamlar var. şahsen şu oyunculardan herhangi birini takımımda görmek isterim. bu arada
kayserispor'un kalecisi
souleymanou hamidou kadroya çağırılacak mı çok merak ediyorum. zira hamidou her ne kadar saatli bomba olsa da milli takımda maçlara çıkıyordu. gerçi çağırılsa da kameni var önünde. artık sonlandıralım şu entryi. kamerun'u tekrar dünya kupasında görmek güzel. ben şahsen tunus, angola gibi takımları izlemektense kamerun ve nijeryayı izlemeyi tercih ederim. kamerun, güney afrika'da bence gruptan çıkacak. ya da gönlümden geçeni söylüyorum. her ne olursa olsun bu takımı izlemek bile yeter. varsın ilk turda elensinler...