• 1
    benim yaşımın yettiği ve gördüğüm 2010-2011 sezonudur. sezona rijkaard'la ve büyük hedeflerle başlamış bir galatasaray vardı.

    gelenler
    -zvjezdan misimovic
    -lorik cana
    -juan pablo pino
    -emmanuel insua
    -mehmet batdal
    -serdar özkan
    -ali turan
    -musa çağıran
    -çağlar birinci

    gidenler
    -abdulkader keita
    -uğur uçar
    -emre güngör
    -özgürcan özcan
    -mehmet topal

    lige rijkaard'la giriş yapan galatasarayımız hollandalı hocanın oynatmak istediği sistemle alakası olmayan transferler yapmış, rijkaard da zaten yabancı olduğu ligde bir önceki sezon yaşadığı tecrübeye rağmen gerekli dersleri almadığı gibi elinde ki tek en etkili silahı kader keita'nın takımdan gitmesine izin vererek kaçınılmaz sonu hazırlamıştır.
    uefa kupası ön eleme turunda karpaty lviv'e bir son dakika golüyle elenen galatasarayda sabırlar taşıyordu. 17 ekim 2010 tarihinde ali sami yen'de alınan 4-2'lik ankaragücü mağlubiyeti hollandalı hocanın sonunu hazırlamış takip eden süreçte sözleşmesine son verilmişti.

    yavaş yavaş bir kaos ortamının içine sürüklenen galatasarayda iş yine başa düşmüş efsanelerimizden gheorghe hagi ateşten gömleği giyerek takımın başına geçmeyi kabul etmişti. ancak hagi'nin gelişiyle beklendiği gibi sular durulmadı. fenerbahçe'yle deplasmanda 0-0 berabere kalmayı başaran galatasaray'da misimovic hagi gerginliği kapıya dayandı ve boşnak oyuncu misimovic hocası tarafından kadro dışı bırakıldı.

    daha sonrasında inişli çıkışlı bir grafik çizen galatasaray'da tek hedef 18 mart 2011'de türk telekom arena'da oynanacak fenerbahçe maçıydı. maça iyi başlayan galatasarayımız ilk yarıda colin kazım'ın attığı golle öne geçse de hagi'nin yanlış oyuncu değişiklikleri neticesinde fenerbahçe semih ve alex'le birer gol bularak müsabakadan galip ayrıldı. bu maçtan sonra bileti kesilen hagi'nin sözleşmesi feshedildi ve sezon sonuna kadar takım bülent ünder hocaya emanet edildi.
    galatasaray sezonu 46 puanla 8.sırada tamamlarken tarihinde ilk defa 34 haftayı eksi averajda bitirdi.

    not: şu an o sezonu bir gözlerimin önüne getirdim de. kaldığım yurtta yaklaşık 2000 öğrenci olmasına rağmen sadece 2 arkadaş her galatasaray maçını 90 dakika sonuna kadar takip ediyorduk. belki eziyet çekiyorduk, üzülüyorduk falan ama bırakıpta gitmeye gönlümüz el vermiyordu. allah o günleri göstermesin bir daha.

    edit: ukdeyi veren yasasingalatasaray
  • 4
    bursa'da yaşıyor olmama rağmen o sezon da elimden gelen, gidebildiğim tüm maçlara gitmiştim, bu sezon da. tamam küçük takım değiliz başarılar gelir geçer edebiyatı yapmıyorum ama gerçek taraftarı belli eden sezon olmuştur. sonuçta her insan bazen tökezler değil mi? berbat bi sezondu. buna rağmen her maçta gördüğüm o mavi gözlü küçük çocuğa ve velisine teşekkür etmek isterim bu vesileyle.
  • 6
    bakış açımı aşırı romantik bulanlar olabilir ama gülümseyerek baktığım sezondur.

    25 yaşımdayım, uefa kupası, süper kupa, 4 sene üst üste şampiyonluk, hagi, taffarel, bülent korkmaz'a denk gelebilmiş bir nesildenim. ulan bunca milyar yıllık evrende, şu ülkeye, şu zamana nasıl denk geldim diye kendi kendime söylendiğimde, pişman eden ender şeylerden biri de bu.

    ama taraftarlık bu değil bence sadece kupa hatıraları olduğu kadar bir 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı'nın hüznü de, kupadan elendiğimiz gaziantep maçında son dakikada servet çetin'in kaçırdığı golün hayal kırıklığı da buna dahil.

    sonuç olarak ileride çocuklarıma bunca sevincin yanında bırakabileceğim bir parça hüzündür. bu kahır sezonu, içinde galatasaray olan her şey gibi o da güzeldir.
  • 7
    sussan olmuyor, susmasan olmaz...

    başın öne eğilmesin aldırma cimbom aldırma 
    başın öne eğilmesin aldırma cimbom aldırma 

    en büyük sen değilmisin
    aldırma cimbom aldırma 
    aldırma cimbom aldırma
    cim bom aldııırrma...

    sendeki bu büyük taraftar bir gün ağlar birgün çoşar
    seni bu sesler oyalar aldırma cimbom aldırma 
    aldırma cimbom aldırma
    cimbom aldıııırrrma...

    (bkz: aldırma cim bom)
  • 11
    sezonun ikinci yarısında yeni taşındığımız ali sami yen arena'dan 1.5 yıllık kombine sahibi olduğum sezon. o yarım sezon kendi sahamızdaki her maça gittim, her maç sonunda skora ve oynanan futbola lanet ederek "bir dahaki maça gelmeyeceğim ulan!" diye isyan ettim, ona rağmen iki hafta sonraki iç saha maçına dayanamayıp yine koşa koşa gittim. aşkın ızdırabını yaşadığımız sezondu. şükür ki, sonraki sezon aşkın sefasını sürdüğümüz sezon oldu da o yarım sezonluk kombinenin sonraki bir sezonu o dönemi unutulmaz kıldı. tanrı bam orta sahasına maruz kalan biz sabırlı taraftara ödül olarak selçuk-melo orta sahasını verdi.
  • 13
    adnan polat'in 'futbol takimini ihmal ettik' diyerek ozetledigi sezon. zaten ha sutopu ha futbol, ne fark var arada. malum o yil yonetimin adnan sezgin'i gorevde tutmak ve gelecek sezon icin sacmasapan bir forma rengi bulmak gibi daha onemli isleri vardi. ama yine de nedense 2003-2004 sezonu kadar uzmemistir. cunku 2003-2004 sezonunda uefa'yi kazanan kadronun onemli bir bolumunun oldugu takim (hakan sukur, hasan sas, arif, bulent korkmaz, hakan unsal, vedat, ergun) baslarinda fatih terim varken basarisiz olmustu. 2010-2011 sezonunun kotu gececegi daha sezon baslamadan onceki transfer doneminden belliydi zaten.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)