tam şu enrty'yi yazıcakken stadyum hakkında daha önce yazılan iki entry'e baktım da yine birini 3 yıl önce ben yazmışım, sanırım ilginç bir bağ var bu stadla aramda. öyle ki yaklaşık 7 aydır süren bir beraberliğim var, kız arkadaşımda kocaeli-yarımca'da oturuyor. istanbul'dan onun yanına haftada bir-iki kez zor olsa da gidiyorum. genelde izmit'te buluştuğumuz için ne zaman gitsem stadın yanından geçiyorum. dalıp gidiyorum stada bakarken. niculescu'nun
28 nisan 2002 kocaelispor galatasaray maçında attığı golle gelen şampiyonluğu hatırlıyorum, taraftara koşuşunu hatırlıyorum, üçüncü yıldızı taktığımız o anı hatırlıyorum.
niculescularla,
perezlerle,
victorialarla,
fleurquinlerle gelen ve
galatasaray tarihinin en anlamlı şampiyonluklarından biri olan 15. şampiyonluğu hatırlıyorum, onca zorluğa rağmen
şampiyonlar liginde inanılmaz bir iş yapan ve çeyrek finalin kapısından dönen o toplama ama müthiş bir ruha sahip kadroyu hatırlıyorum ve durduk yere tuhaflaşıyorum. sonra izmit'e varıyorum, arada tek-tük bazı kocaelisporluları görüyorum. hala takımlarına olan sevgilerini kaybetmemişler.
böyle garip bir duygu oluşturuyor bende ismetpaşa stadyumu, sanırım
ali sami yen'i özlüyorum.
kocaelispor'a da sempati duyuyorum. ulan bırakın herhangi bir takıma sempati duymayı, nba takımlarına bile sempati duymayan ben yani galatasaray'dan başka dünyada hiç bir kulübe sempati duymayan ben, alttan alta kocaelispor'a sempati duymaya başladım. o 2002 ruhunu,
ali sami yen'i kocaelisporla ve ismetpaşa stadyumu ile yaşatmaya başlarsam da hiç şaşırmayacağım.