1607
kesinlikle gönderilmesinden yana olmadigim futbolcu ancak daha önce oynadigi kulupler nasil melo'nun yerini doldurduysa, galatasaray da dolduracak gucte bir takimdir. herseyden önce melo, galatasaray takimina ve fatih terim karakterine tam olarak uyum saglamis bir futbolcudur ve dolayisiyla kariyerinin en iyi sezonunu gecirmistir.
kendisinin vazgecilmez olup olmadigina kanaat getirmek icin gecmisine söyle bir göz atarsak eger, 2004 yilinda gremioformasini giyerken takimi ligden dusmus ve taraftarlar tarafindan bu dusus felipe melo'nun kötu performansina baglanmistir. melo 2003 yilindan 2009 yilina kadar oynadigi 6 takimdan sadece birinde* iki sezon gecirmis. o iki sezonda da 49 maca cikmis 2 sezonda toplam 2 kirmizi kartgörmustur. bu iki sezonun ilkinde hemen hemen her macta görev almasina ragmen ikinci sezonunda aradigi forma sansini bulamamis ve almeria'nin yolunu tutmustur. racing santander'deki forma sansi buldugu ilk sezonunda takimi ligi 16nci, daha az forma sansi buldugu ikinci sezonunda ise takimi 10ncu sirada ligi tamamlamistir. almeira formasini giydigi dönem, melo'nun kariyerine basladigi 2001 yilindan 2008 yilina kadar en iyi dönemi olmus ve ligi 8nci bitiren almeria'ya 7 golluk performansla katkida bulunmustur. bu kulupte de bir yil gecirdikten sonra yine bir yil gecirdigi bir baska kulup olan fiorentina'ya 13 milyon euro'ya transfer olmustur. seri a'da ciktigi ilk macinda kirmizi kartla oyun disinda kalsa da butun sezon boyunca baska kirmizi kart görmemistir. buradaki performansi ile italyan devi juventus'un yolunu tutmus ve juventus takiminda her iki sezonda yeterli forma sansi bulsa da kendisine ödenen 18.5 milyon euronun hakkini teslim edememistir.
2003 yilinda takim arkadasi alex de souza ile birlikte formasini giydigi cruzeiro takimi, kendisinin kariyerindeki ilk ve tek lig sampiyonlugudur. bu sezon geldigi galatasaray ile sampiyonluk yasarsa eger, 9 yil sonraki ikinci sampiyonluk sevincini tadacaktir.
felipe melo her ne kadar göze agresif ve saldirgan bir futbolcu gibi görunse de, bölgesinde oynayan her normal futbolcunun görebilecegi kadar kirmizi ve sari kart görmustur. yani "kasap" diye tabir edilen futbolculardan degildir. kariyerinde, saha icinde ufak tefek tartismalari haric cok ciddi bir olay cikarmamistir. kendisinin o alistigimiz hareketleri ve coskusunu oynadigi her takimda göstermistir. gol sevincleri, basarili bir hareketten sonra yumruklarini sikip bagirmasi vs. karakterinde olan ve galatasaray'a özgu olmayan bir tutumudur. albert riera ile girdigi siddetli kavga belkide kariyerindeki en kötu olayidir. cunku bugune kadar haksizliga ugramadigi veya onuruyla oynanmadigi surece sakin kalmis ve görevini yapmistir. dolayisiyla melo'yu son yasadigi kavga nedeniyle karaktersiz olarak tanimlamak dogru bir önerme degildir.
riera ile olan kavgasina gelince, kendisini bu denli saldiracak konuma getirmek icin albert riera'nin cok ciddi bir seyler söylemis veya yapmis olabilecegini dusunuyorum. babasi gibi sevdigi fatih terim'i ve galatasaray durusunu ezip gececek bir noktaya geldiyse mutlaka ciddi bir konu söz konusudur. yine de kariyeri belli olan, ispanya milli takiminin formasini terletmis bir futbolcunun kasi acilacak sekilde hirpalanmasi hos degildir. ancak, isi bu noktaya getiren sebeplerin de arastirilmasi gerekmektedir.
serbest kalma bedeli olan 13 milyon euroya en az kendisi kadar etki yapacak veya kendisinden daha iyi futbolcular bulmak mumkun olsa da*, galatasaray'i bu denli benimsemis ve katkisi ortada olan melo'nun yerine futbolcu arama riskine girmeye degmez. özellikle fatih terim'in sevdigi bir futbolcu tipi olmasi ve uzun suredir hasret kaldigi taraftar destegini galatasaray'da bulmasi nedeniyle bu sezon kariyerinin en iyi sezonunu gecirmistir. kendisi koluna yaptirdigi ve hz. isa'nin aslani olarak tanimladigi dövmesi ile taraftarin gözunde sevgisini daha da artmistir. hem oynadigi futbol hem de adaptasyon sureci yasamamasi, kendisini takimdan göndermek gibi zamansiz önerilerin önune gecmelidir.
yine de hakkinda en dogru karari, kendisini ve karakterini herkesten iyi bilen fatih terim verecektir. fatih terim, galatasaray'a zarar verecek bir karar almayacak kadar zeki bir teknik direktordur ve alacagi her karar galatasaray'in gelecegiicin atilmis dogru bir adimdir.
sike yapanlarin federasyon baskani oldugu, sikeci takim taraftarlarinin galatasaray'i bozmak icin elinden geleni yaptigi ve teknik direktörumuzun kafasini yarip ustune bir de dalga gectigi dönemde, felipe melo gibi bir silahin super final öncesi takimdan uzaklastirilmasi, bu dibine kadar leşe batmis turk futbolunu parmaginda oynatanlarin ekmegine yag surmekle es degerdir. kaldi ki albert riera da takimin önemli bir kozudur...
kendisinin vazgecilmez olup olmadigina kanaat getirmek icin gecmisine söyle bir göz atarsak eger, 2004 yilinda gremioformasini giyerken takimi ligden dusmus ve taraftarlar tarafindan bu dusus felipe melo'nun kötu performansina baglanmistir. melo 2003 yilindan 2009 yilina kadar oynadigi 6 takimdan sadece birinde* iki sezon gecirmis. o iki sezonda da 49 maca cikmis 2 sezonda toplam 2 kirmizi kartgörmustur. bu iki sezonun ilkinde hemen hemen her macta görev almasina ragmen ikinci sezonunda aradigi forma sansini bulamamis ve almeria'nin yolunu tutmustur. racing santander'deki forma sansi buldugu ilk sezonunda takimi ligi 16nci, daha az forma sansi buldugu ikinci sezonunda ise takimi 10ncu sirada ligi tamamlamistir. almeira formasini giydigi dönem, melo'nun kariyerine basladigi 2001 yilindan 2008 yilina kadar en iyi dönemi olmus ve ligi 8nci bitiren almeria'ya 7 golluk performansla katkida bulunmustur. bu kulupte de bir yil gecirdikten sonra yine bir yil gecirdigi bir baska kulup olan fiorentina'ya 13 milyon euro'ya transfer olmustur. seri a'da ciktigi ilk macinda kirmizi kartla oyun disinda kalsa da butun sezon boyunca baska kirmizi kart görmemistir. buradaki performansi ile italyan devi juventus'un yolunu tutmus ve juventus takiminda her iki sezonda yeterli forma sansi bulsa da kendisine ödenen 18.5 milyon euronun hakkini teslim edememistir.
2003 yilinda takim arkadasi alex de souza ile birlikte formasini giydigi cruzeiro takimi, kendisinin kariyerindeki ilk ve tek lig sampiyonlugudur. bu sezon geldigi galatasaray ile sampiyonluk yasarsa eger, 9 yil sonraki ikinci sampiyonluk sevincini tadacaktir.
felipe melo her ne kadar göze agresif ve saldirgan bir futbolcu gibi görunse de, bölgesinde oynayan her normal futbolcunun görebilecegi kadar kirmizi ve sari kart görmustur. yani "kasap" diye tabir edilen futbolculardan degildir. kariyerinde, saha icinde ufak tefek tartismalari haric cok ciddi bir olay cikarmamistir. kendisinin o alistigimiz hareketleri ve coskusunu oynadigi her takimda göstermistir. gol sevincleri, basarili bir hareketten sonra yumruklarini sikip bagirmasi vs. karakterinde olan ve galatasaray'a özgu olmayan bir tutumudur. albert riera ile girdigi siddetli kavga belkide kariyerindeki en kötu olayidir. cunku bugune kadar haksizliga ugramadigi veya onuruyla oynanmadigi surece sakin kalmis ve görevini yapmistir. dolayisiyla melo'yu son yasadigi kavga nedeniyle karaktersiz olarak tanimlamak dogru bir önerme degildir.
riera ile olan kavgasina gelince, kendisini bu denli saldiracak konuma getirmek icin albert riera'nin cok ciddi bir seyler söylemis veya yapmis olabilecegini dusunuyorum. babasi gibi sevdigi fatih terim'i ve galatasaray durusunu ezip gececek bir noktaya geldiyse mutlaka ciddi bir konu söz konusudur. yine de kariyeri belli olan, ispanya milli takiminin formasini terletmis bir futbolcunun kasi acilacak sekilde hirpalanmasi hos degildir. ancak, isi bu noktaya getiren sebeplerin de arastirilmasi gerekmektedir.
serbest kalma bedeli olan 13 milyon euroya en az kendisi kadar etki yapacak veya kendisinden daha iyi futbolcular bulmak mumkun olsa da*, galatasaray'i bu denli benimsemis ve katkisi ortada olan melo'nun yerine futbolcu arama riskine girmeye degmez. özellikle fatih terim'in sevdigi bir futbolcu tipi olmasi ve uzun suredir hasret kaldigi taraftar destegini galatasaray'da bulmasi nedeniyle bu sezon kariyerinin en iyi sezonunu gecirmistir. kendisi koluna yaptirdigi ve hz. isa'nin aslani olarak tanimladigi dövmesi ile taraftarin gözunde sevgisini daha da artmistir. hem oynadigi futbol hem de adaptasyon sureci yasamamasi, kendisini takimdan göndermek gibi zamansiz önerilerin önune gecmelidir.
yine de hakkinda en dogru karari, kendisini ve karakterini herkesten iyi bilen fatih terim verecektir. fatih terim, galatasaray'a zarar verecek bir karar almayacak kadar zeki bir teknik direktordur ve alacagi her karar galatasaray'in gelecegiicin atilmis dogru bir adimdir.
sike yapanlarin federasyon baskani oldugu, sikeci takim taraftarlarinin galatasaray'i bozmak icin elinden geleni yaptigi ve teknik direktörumuzun kafasini yarip ustune bir de dalga gectigi dönemde, felipe melo gibi bir silahin super final öncesi takimdan uzaklastirilmasi, bu dibine kadar leşe batmis turk futbolunu parmaginda oynatanlarin ekmegine yag surmekle es degerdir. kaldi ki albert riera da takimin önemli bir kozudur...