• 1
    ülkemizde tff merkez hakem kurulu hakemliğe giriş unvan ve klasmanlara ayrılma ile vize yenileme kural, prensip ve yöntemleri iç talimatının 25. maddesi, "sağlık problemleri nedeniyle askerlikten muaf tutulanlar hakemlik yapamazlar" kuralı gereğince olamayacak hakem türü.

    gerçi bu maddeye rağmen hakemlik yapanlar var ama nasıl yapıyorlar onu ben bilemiycem..
    (bkz: cemal gemici)
    (bkz: murat şahin)
    (bkz: serdar akçer)
    (bkz: devrim deveci)
  • 2
    "böyle bir tartışmanın örneğine türkiye'de daha önce hiç rastlanmadı."

    toplum önünde sıkıntı yaşamaması gerekçesiyle ismini vermediğimiz bir hakemin, federasyona başvurusu şöyle:

    "benim aldığım rapor sağlık sorunuyla ilgili değil. mhk'nın kararı, insan haklarına aykırı ve ayrımcılığa giriyor. yasaların benim gibilerin askerlik yapamayacağını belirtmesinden dolayı, bana verilen hakkımı kullandım. ama şimdi yasal hakkımı kullandığımdan hakemlik yapamamakla karşı karşıya bırakıldım. bu da yasalara aykırıdır.

    "ortada bir çelişki var"

    aldığım raporu, il hakem kurulu'na vermeme rağmen böyle bir karar alınması, raporun dikkatli incelenmediğini göstermektedir. raporumda yazan psikoseksüelin açılımı eşcinsel olduğumdan ötürü askerlik yapamayacağımdır. sağlık sorunum yok.

    var olan bir hakkımın bu gerekçeyle elimden alınmasını anlayamıyorum. üstelik ben bu raporu verdikten sonra bu kurul bana iki aya yakın görev vermiştir. şu anda ise bana hakemlik yapamayacağım bildirildi. ortada bir çelişki var. haklarımın iadesini istiyorum."

    http://www.gazeteport.com.tr/SPOR/NEWS/GP_456742
  • 3
    "eşcinsellerin hakemlik yapma hakkı"

    sosyal hayatta karşı karşıya olduğumuz ve yeni örnekleriyle her gün karşılaştığımız türden bir istibdat rejimi veya proto faşizmden futbol da bağışık değil. örgün eğitimin makbul bulacağı türden bir ırkçılık, “mehmet olunmaz mehmet doğulur” pankartları, “hepimiz ogün’üz” sloganları ile zaten sahalardaydı. her sabah andımızı okur gibi istiklal marşı okuyarak maça başlamamız ise 28 şubat günlerinden kalma bir alışkanlık. yani futbol sahalarında hali hazırda bir damarı ve karşılığı bulunan hamasi-milliyetçi bir söylem var. bu söylemin doğal uzantılarından birini de bugün okuduk.

    “sağlık sorunları sebebiyle askerlikten muaf tutulanlar hakemlik yapılamazlar” kuralı sebebiyle bir eşcinselin hakemlik yapma hakkı elinden alınmış.

    faşizm yalnızca totaliter, topluma belirli bir ahlakı dayatan ve insan hak ve hürriyetlerini bu kapsamda yok eden rejim değildir, faşizm aynı zaman geniş halk kitlelerinin haksızlıklar karşısındaki suskunluğu ile de meşrulaşan bir sistemdir. başkalarının da uğradığı haksızlıklara karşı çıkan insanlardan oluşan bir toplumda faşizm kök salamaz. ancak yahudileri savunmanın toplum tarafından “makbul” bulunmadığı ve insanların konformist sebeplerle sustuğu, farklı cinsel veya dini tercihe, etnik veya kültürel kimliğe sahip insanlar mezalime uğrarken kalanların sessiz kaldığı bir yer faşizmin bereketli toprakları sayılabilir.

    bir insanın eşcinsel olduğu için mesleğini yapmaktan mahrum bırakılması da buna koşut bir durum. eşcinsellerin neden hakem olamayacağı pek anlaşılır değil. bir insanın cinsel tercihi, saha içerisinde koşmasına, futbol kurallarını öğrenmesine ve uygulamasına engel olamaz. o halde bu insanların bir meslekten men edilmesinin sebebi nedir? tabi mhk uygulaması buna bir “kılıf” bulmuş. o da “sağlık sorunları sebebiyle askerlik yapmayanların hakem olamayacağı” kuralı. bu kuralın başlı başlına saçmalığı bir yana, eşcinselliğin bir sağlık sorunu olduğunu ima etmesiyle de basbayağı gerici, düpedüz yanlış, buz gibi hilaf-ı hakikat. bunun üstüne bina edilen bir uygulama bu çağda ancak ve yalnız sistematik bir ayrımcılığı ifade eder. azınlığa mensup bir grubun mensupları sadece azınlık oldukları için “norm” karşıtı olarak belirlenmiş ve onların yine azınlığa mensup olmalarına neden olan kimlikleri ile diğerlerinden farklı bir muameleye maruz bırakılabileceği –konumuzda da bırakılacağı- düşünülmüştür. mhk alenen belirli bir cinsel tercihin dışındakileri kendi meslek gruplarından atmak istemiş, bu homofobik proto faşizan akılla da kendine bir “bahane” üretmiştir.

    eşcinseller hakem olabilir. mühendis, bakkal, berber, taksi şöforü ve bilim adamı vesaire her mesleği yapabilecekleri gibi. zira herkesin insanlık onuru içerisinde çalışarak kendi refahlarını arama hakkı bulunmaktadır. bu hak da hiç kimsenin elinden zorla, saçma sapan bahaneler ve önyargılarla alınamaz. bu çağda oturup şunları anlatıyoruz ya, insanın isyan edesi geliyor. en aşağı 5 sene boynca her gün “ülküm yükselmek ve ileri gitmektir” diye bağırıp geldiğiniz noktanın bu olmasından hiç üzülmüyor musunuz?

    http://papazincayiri.blogspot.com/...mlik-yapma-hakk.html
  • 5
    - uzman görüşleri -

    kemal kapulluoğlu(hukukçu): eşcinsellik bir sağlık sorunu değildir. bayan hakemlerde askerlik koşulu aranmıyor. eşcinsellik askerlik yapmasına engeldir, ama hakemlik yapmasına değil. insan hakları mahkemesi’ne başvuruda bulunması doğru yoldur.

    şekip mosturoğlu(fenerbahçe asbaşkanı, avukat): mhk’nin tavrının sadece sağlıkla ilgili olduğunu sanmıyorum. hakemin şöhreti ve manevi değerleriyle ilgili kaygılar olabilir. bu hak arayışını saygıyla karşılıyorum. ancak mevcut mhk içinde bu girişimin sonuç vereceğini sanmıyorum.

    kemal dinçer (gözlemci ve temsilciler kurulu başkanı): günümüz dünyasında bir eşcinsel paris’te belediye başkanlığı yapabiliyorsa, türkiye gibi bir ülkede eşcinselim diyebilecek medeni cesarete sahip biri de hakemlik yapabilir.

    mustafa çulcu (eski mhk başkanı): bu kuralı fiziksel sorunları nedeniyle askerlik yapamayan sağlıklı maç yönetemez diye koyduk. bizden sonraki mhk’lar talimatı kaldırmadığı gibi, askerliğini bitirip gelenlere de maç vermiyor.

    oğuz sarvan (mhk başkanı): bu konuda ayrımcılık yapmayız. eşcinsel de olsa şartları tutuyorsa hakemlik eğitimine başlayabilir, talimatlarda
    ayrıcalık yok.

    http://www.milliyet.com.tr/...el%20hakemin%20drami
  • 7
    --- alinti ---
    “hayatım alt üst oldu”

    habere yorum yazarkadaşına göndersitene eklesayfayı yazdırrsscepten okubize ulaşınhaberi paylaşfacebookgoogleyahoomixxdiggstumbleupondel.icio.usreddittwitter
    blog yaz, haberi yorumla!mhk tarafından kızağa çekilen eşcinsel hakem, milliyet le yaptığı tele röportajda içini döktü. klasman hakemi, “bana en acı gelen yarın ismimin de açıklanmasından sonra ailemin yüzüne nasıl bakacağım olacak. onlar hiçbir şeyi bilmiyorlar” dedi

    fanatik gazetesinin gündeme getirdiği ve eşcinsel olduğu için rapor alarak askerlikten muaf tutulan, ancak merkez hakem kurulu tarafından “görev yapamaz” gerekçesiyle kızağa çekilen klasman hakemi feryadını milliyet le paylaştı.
    askerlikle ilgili raporunu mhk ye göndermesinden sonra konunun medya yoluyla kamuoyuna yansımasına isyan eden 33 yaşındaki hakem, “ucunda ölüm de olsa, bu işi sonuna kadar kovalayacağım” diye konuştu ve dramatik hikayesini şöyle anlattı:
    “14 yıldır hakemlik yapıyorum. sezon başında da görev alıyordum. bölge sorumlumuz durumumu yıllardır biliyordu. ancak mhk talimatının 25. maddesine göre yaşım 32 yi geçtiği için askerlik yaptığıma dair belge istenmesinden sonra dünyam karardı. mhk raportörü osman avcı imzasıyla 29 nisan 2009 da askerliğe elverişli değildir raporu aldığım için hakemlik yapamayacağım bildirildi. ne var ki, aldığım rapor sağlık sorunlarıyla ilgili değildi. anlaşılan raporu incelemeden böyle karar verdiler. oysa raporumda psikoseksüel , yani eşcinsel olduğum için askerlik yapamayacağım yazılıydı.
    haklarımın iade edilmesini beklerken mhk çok özel kalması gereken bu konuyu üçüncü kişilere sızdırdı. bana sahip çıkması, yardımcı olması gereken kurum, evladını bir kalemde ateşe attı. bir babanın oğlunu sokağa atması gibi. bunu içime sindiremiyorum. inada bindirdiler, bir an önce çekip gitmemi istediler. bölge sorumlum şubatta bana konunun kapandığını ve hakemliğe devam edeceğimi söylemişti”.
    “bana en acı gelen yarın ismimin de açıklanmasından sonra ailemin yüzüne nasıl bakacağım olacak. onlar hiçbir şeyi bilmiyor. onları kaybetmekten korkuyorum. beni dışlamasalar dahi biliyorum ki, eskisi gibi olmayacak. tam hayatımı düzene koymaya başlamıştım, bu olay ortaya çıktı. paçavra durumuna düşeceğim.
    şimdi soruyorum, hayatım alt üst oldu. mağduriyetim giderilse bile artık nasıl hakemlik yapacağım? nasıl iş bulacağım? ekmeğimi nasıl kazanacağım? inanın ne yapacağımı bilmiyorum. kimseyle konuşamıyorum”.
    “merkez hakem kurulu na 11 mayıs 2009 da bir yazı göndererek, her türlü hukuki hakkım saklı kalmak kaydıyla başta insan hakları olmak üzere, kanun, yönetmelik ve taammüllere aykırı olan karara itiraz ettiğimi bildirdim. hak ettiğim il ve futbol hakemliği görevlerinin iade edilmesini istedim. beni ateşe attılar. hakemlik yapmama engel bir sağlık sorunum olmadığı halde eşcinselim diye beni silmeye kalktılar”.

    duyarlı olunmalı
    olay hakemin avukatlığını üstlenen eski hakem avukat murat söylemez, futbol federasyonuna yaptıkları başvuruya olumlu karşılık geleceğine inandığını belirtti. söylemez, “tüm toplumu ilgilendiren bir konu. herkes duyarlı davranmalı. bir insanın yaşamı söz konusu” dedi.
    --- alinti ---

    *
  • 9
    #115513 no.lu entry de sözü edilen dört hakem'in (bkz: cemal gemici) (bkz: murat şahin) (bkz: serdar akçer) (bkz: devrim deveci) 'nin adları 13 mayıs 2009 çarşamba 15:43'te bu linkte ki yazının son paragrafında verilmiş ve üzerinden üç gün geçmiş olmasına rağmen hala çıt çıkmamaktadır.

    http://www.nethaber.com/...ldugum-icin-askerlik

    şimdi;
    homofobik veya eşcinsel değilim.. aslında konunun cinsel yanı beni hiç ilgilendirmiyor.. anlamadığım şu;

    ülkemizde tff merkez hakem kurulu hakemliğe giriş unvan ve klasmanlara ayrılma ile vize yenileme kural, prensip ve yöntemleri iç talimatının 25. maddesi, "sağlık problemleri nedeniyle askerlikten muaf tutulanlar hakemlik yapamazlar" kuralı gereğince anlıyoruz ki askerlikten, "sağlık problemi nedeni ile muaf tutulmak" diye bir kavram var..

    nasıl oluyor bu sağlık problemi nedeni ile muafiyet?
    ya fiziki bir probleminiz var, ya da psikosomatik testten geçemiyorsunuz.. yani ya fiziki probleminiz var ya psikopatsınız ya da eşcinsel..

    biliyoruz ki yapılan test ve antremanları en küçük sağlık problemi olanın geçmesi mümkün değil.. hadi diyelim torpil yapıldı ve geçti, o zaman da 90 dakika süren bir maçı tamamlamaları mümkün değil.. dolayısı ile fiziki problemi eliyoruz..

    yine biliyoruz ki bu psikosomatik testler hakemlere de yapılıyor ve psikopat olsalar farkedilmemesi imkansız.. hadi diyelim fark edilmedi veya siktiret bişey olmaz diye geçiştirildi.. bu durumdaki birinin 90 dakikalık baskı ve stres içinde dayanıp maç yönetmesi imkan dahilinde değil..

    eeeee... ne kaldı geriye?
  • 11
    sabah ntv spor isimli kanalda tartışılırken yorumcular , 'gayet normal birşey' , 'bu bir hastalık değil' , 'tartışılması bile saçma' gibisinden şeyler söylediler. gayet hoş , insanlar bazı şeylere saygı duyuyorlar. fakat askerliğini , askeriye tarafından bir sağlık problemi olarak görülen eşcinsellik yüzünden yapamayan bu arkadaş neden fotoğrafı ekrana geldiği sıra yüzü buzluydu? madem eşcinsellik gayet normal birşey , neden bu arkadaşı savaş suçu işlemiş gibi yüzü buzlu bir halde ekrana çıkarıyorsunuz? bu arkadaş kimliğinin saklanmasını istiyor gibi bir yorum getirdim kendimce ve hemen internetten araştırdım , adı sanı da meydanda.

    (bkz: bu ne yaman çelişki anne)

    ayrıca bir şahış bu hakem arkadaş için ' böylesine garip bir olayda bu şekilde medeni cesaret gösteren bir insan , eminim ki sahalarda da çok objektif kararlar verecektir' gibisinden bir yorum yapmış. gayet mantıklı geldi kulağa. fifa kokartı aldığı sıra , sanırım bizde bazı tabuları yıktığımız farzedilerek avrupa birliğine alınmış oluruz.
  • 19
    fatih altaylı'dan değişik bir bakış açısının sunulduğu hakemlik tartışması.

    -----alıntı------

    bu spor yazarlarından hiçbir şey olmaz

    ht cumartesi, sporculara ve spor yazarlarına eşcinsel hakemle ilgili düşüncelerini sormuş.
    okudum.
    okudukça utandım.
    spor yazarlığı adına utandım.
    eski hakem spor yazarı erman toroğlu "eşcinsel hakemi kabul etmiyorum. tribünler i..e hakem diye bağırınca suç oluyor" diyerek müthiş bir yorum yapmış.
    hadi o erman toroğlu, ne dese yeridir. ya spor yazarı gürcan bilgiç'e ne demeli.
    bilgiç "kararları futbola yararlı olmaz" demiş ve dahiyane bir cümle daha eklemiş, "daha dünyada üst düzey maç yöneten bayan hakem bile yok"
    ya meriç müldür'e ne demeli. o da "çaldığı her düdük tartışılır" diyor.
    bunlar spor yazarı.
    yaptıklarının tek adı var "homofobi"
    yahu size ne adamın cinsel tavrından tercihinden.
    adam kararı gözüyle ve beyniyle veriyor, düdüğü ağzıyla çalıyor, başka yeriyle değil.
    size ne?
    o beğenmediğiniz, cahil dediğiniz futbolcular spor yazarlarından on gömlek önde.
    tanju çolak "çalışmaya devam etmeli. futbol dünyasında bu zor olmaz. hiçbir işkolunda da zor olmamalı" diyor.
    bülent yavuz "yasaklamak çağdaşlığı reddetmektir" diye daha da açık konuşuyor.
    ali gültiken "işini yapmaya devam etsin" yanıtı veriyor.
    gördüğünüz gibi, sporcular, spor yazarlarından daha açık fikirli, daha düzgün adamlar.

    ama aynı spor yazarları, barcelona'yı ve teknik direktörü guardiola'yı yere göğe koyamıyorlar.
    peki bu nasıl iş.
    bir homoseksüel maç yönetemez ama takım yönetir mi?
    yoksa guardicla'nın gay olduğunu da mı bilmiyor bu spor yazarları.

    -----alıntı-----

    http://www.fatihaltayli.com.tr/....cfm?content_id=5320
  • 21
    --- alinti ---
    bir inbe hakem macerası

    yasin demir

    tam senesini hatırlamıyorum. kapalı’da kombinenin başladığı yıldı. biz kombinelerimizle kapalının bir köşesinde toplanmış, demir tel ile diğer bölümden ayrılmıştık, ama tezahüratta, coşkuda beraberdik yine. galatasaray sezonun ilk maçına “küfüre son” pankartı ile çıkmıştı, o zaman bugünkü gibi göstermelik bir hareket değildi bu ve sadece futbolcunun taraftardan ricasıydı. bizler hakemi protesto ederken küfür etmek yerine alkışlamak gibi medenî bir protestonun tribüne gidebileceğine inanmıştık. açıkçası bu kimin fikri, çabasıydı bilmiyorum ama çok hoşuma gitti ve tribünün önünde dizilenlere katıldım, yukarı doğru alkış alkış diye hakeme küfür olduğunda bastırmaya çalışıyorduk. istanbul’daki ilk maçlardan biri galatasaray -altay maçıydı, hakem ahmet çakar, tribünler tıklım tıklımdı.

    ilk yarıda beklenen gol bir türlü gelmedi, skor aleyhte olunca da hakemin düdükleri hoşumuza gitmiyordu. tribünden her “ibne hakem” tezahüratına aman alkış alkış diye rica ediyorduk, kapalı’nın büyük kısmı alkışlayıp yuhalamaya başladı. ilk yarının sonlarına doğru kaptan bülent topla ceza sahasına daldı ve bir omuzla kendini yerde buldu. penaltı veya değil, biz o anda penaltı gördük ve hakemin devam kararına küfür yerine “yuhh” ve alkış sesleri karıştı. hakem bülent’e sarı kart çıkardığında açık tribünden de alkışlar yükseliyordu.

    hakem ahmet çakar ikinci yarı belki de etki altında kaldığını kubilay’ın pozisyonunda penaltıyı çalarak gösteriyordu. ben ise bu anlamlı ve farklı protestonun parçası olmanın minik gururunu yaşıyordum. ta ki... zamanın meşhur “kale arkası” programının o haftaki bölümünü izleyene dek... gülen adam çıkmış gs’li futbolcuların sahtekârlığına artık taraftarın da dayanamadığını falan anlatıyordu. ben ne çıkacak diye bakarken kalkıp da “taraftarlar bile hakemi sarı kart gösterdi diye alkışladı” demez mi? eh hıncal, tribün konusunda cahilsin, biliyoruz da, insan seyrettiğini de böyle mi anlar? haftasonu kendimizi nasıl parçaladık alkış alkış diye ve bu adam televizyonda bunu nasıl çarpıtarak anlatıyor. hayalkırıklığımı ve moral bozukluğunu tahmin edebilirsiniz. bir daha da hakeme protesto için malum kelimeden başkasını bağırırsam ne olayım dedim. ahmet çakar alkıştan anlıyor da gülen hıncal maalesef yalnız küfürden anlıyor. keşke sorsaydı da öğretseydik.

    % 100 gerçektir, o zaman kendisine mektup yazmıştım. 3 yıl sonra e-mail de yolladım. tabii cevap mevap gelmedi.
    --- alinti ---

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın