9
(bkz: pivot santrfor (kullanıcı))
size nasıl bir cenabet olduğumu anlatacağım.
2002 yılında kocaeli üniversitesini kazandım ki yıllar önce ankara'da daha 13-14 yaşlarında bir gençken, benden 5-6 yaş büyük galatasaraylı abilerim istanbul ya da kocaeli'de okul kazanırsan maçlara gidersin demişlerdi. 17 yaşında üniversite tercihi yaparken bilinçaltımda bu mesajın çok çok etkili olduğuna eminim. ne diyordum, 2002 yılında kocaeli üniversitesini kazandım. yıllarca zorlu, yağmurlu deplasman bildiğimiz kocaeli'ye geldim. daha geldiğim yıl takım küme düştü. izmit ismetpaşa stadyumunda bir tek galatasaray maçını izleme şansım oldu, bir daha olmadı. (bkz: 1 mart 2003 kocaelispor galatasaray maçı)
üniversite yıllarında yazları ailemin yanına ankara'ya döndüğümde ve mezuniyet sonrası ankara'da bulunduğum 1 senede oradaki mahalleden arkadaşlarımla gençlerbirliği ve ankaragücü maçlarından uygun olanlarına giderdik. galatasaray maçları yanında diğer istanbul kulüpleri geldiğinde de stadyumda yerimizi alırdık. ankaragücü de, gençlerbirliği de küme düştü bir süre sonra...
unutmadan... üniversite yıllarımda izmit'te bi akşam arkadaşlarımla napalım, napalım derken hadi gidip taksim'de içelim dedikten sonra geç saatlere kadar taksim'de içtik. gecenin karanlığında gümüşsuyu'ndan aşağı beşiktaş'a doğru yürürken çişim geldi. beleştepeden aşağı doğru inerken açıp çöğdürdüm. bunu yaptığımda lucescu'lu beşiktaş, fb'nin 8 puan önündeydi. fenerbahçe puan farkını kapatıp şampiyon oldu o sezon ve bjk lucescu'yu gönderdi...
evlendim sonra, eşim bursa'lı. bir gün kayınbiraderimin gazıyla bursapor'un uefa kupası ön elemesi maçına stadyuma gittim. rakibi hatırlamıyorum ama gayet de zayıf bir rakip olmasına rağmen bursaspor elendi. yıllar geçti... bursaspor taraftarının feribotlarda, arenada yaptıkları taşkınlıklara falan tanık oldum. bir süre sonra bursaspor küme düştü. şimdi bir alt lige daha düşmüşler.
yine üni yıllarında kartal'da oturan çok sevdiğim bir arkadaşım bi gün dedi ki, hafta sonu bize gel, annem yemek yapar, özlemişsindir anne yemeklerini, kartal stadyumunun olduğu caddedeyiz, balkonda mis gibi yemek yer, maçı izleriz. eskişehirspor geliyormuş kartal'a, ok dedim. hafta sonu balkonda yemek eşliğinde 1. lig maçı izliyoruz. ilk yarıyı izledik. dedim böyle kesmiyor, tribüne girelim. kartal tribününe girdik. eskişehirspor taraftarı baya taşkınlık yapıyor falan. neyse maç bitti. ev sahibi takım taraftarları olarak çıktık, cadde tarafına geldik, dürümcüde bi şeyler atıştıracağız. sınıfımızdan 2 eskişehir'li arkadaşı deplasman tribününde kapıların açılmasını beklerken gördük, seslenip yemeğe gelsinler diye gelin işareti yaptık. eskişehir tribünü bunu yanlış anlayıp stadyumdan caddeye üzerimize madde yağdırınca koşa koşa uzaklaştık. zaman geçti, eskişehirspor süper lige çıktı derken sonra daha aşağı sürüklendi.
marmara bölgesi, istanbul-kocaeli arası 12 yıllık bir mühendislik ve yöneticilik kariyerinin ardından artık yeter, ege'ye yerleşelim, hayallerimizi yaşayalım istedim. daha önce bir entryde bahsetmiştim. (bkz: arkadaşlarla vedalaşmak/#3279072) genç yaşımda bir atılım yapıp ege'de çok istediğim bir bölgeye, çok da güzel iş bularak yerleştim. 10 yıllık türk telekom arena kombinesinin ardından galatasaray'ıma hasretimi izmir deplasmanlarında gideririm artık dedim. ben ege'ye 6 ay önce yerleştim, sezonun sonunda (2021-2022) hem göztepe hem de altay küme düştü.
geçen selçuk'taki efes antik kentine gittim. antik tiyatroda otururken bilgi yazısını okuyordum. zamanında tiyatro gösterilerinin yanı sıra gladyatör mücadelelerine de sahne olmuş. ulan dedim acaba burada bulunarak binlerce yıl önceki mücadelelere etki edip tarihin akışını değiştiriyor olabilir miyim?
hamama gidip 40 tas su mu döküneyim? üzerime bi kurşun falan mı döktüreyim?
belki de bunu fırsata çevirmek gerekir, çünkü ali sami yen ve türk telekom arena kariyerim şampiyonluklar, epik avrupa maçlarıyla dolu. bizim takımla ilgili bir sorun teşkil etmiyorum. tersine tribündeki katkım gayet iyi bilinir. deplasmanlarda bile comebacklerim var. benim meselem şu ki, gittiğim hatta yaklaştığım şehrin takımları küme düşüyor. o halde hagi, galatasaray sözlük moderasyonu ve sözlüğün önde gelenlerine açık çağrımdır. hoşlanmadığımız takımları sıralayıp beni dönemsel ziyaretlere gönderebilirsiniz. seyahati seven, az uyuyan birisiyim. aranızda toplayacağınız harcirah ile dönemsel ziyaret planları yaparsanız rahatlıkla uyarım. sadece lokal düşünmeyin. yeşil pasaportum var. avrupa'da çok ülke ve şehirde bulundum. taraftarımız rangers'a kıl oluyor mesela, gönderin beni iskoçya'ya 2-3 gün yeterli, bir maç izleyip döneyim. öyle 5 yıldızlı otele falan gerek yok, hostelda hatta sokakta bile kalırım. yurt içinde ise zaten uçuşa gerek yok. evden havaalanına transfer, bekleme süreleri vb. gibi brüt zaman üzerinden yaptığım hesaplamalar ve kıyaslarda defalarca gördüm ki, aracımla evden çıktığım an uçağa göre daha hızlı hedefe varabiliyorum. beni değerlendirin.
size nasıl bir cenabet olduğumu anlatacağım.
2002 yılında kocaeli üniversitesini kazandım ki yıllar önce ankara'da daha 13-14 yaşlarında bir gençken, benden 5-6 yaş büyük galatasaraylı abilerim istanbul ya da kocaeli'de okul kazanırsan maçlara gidersin demişlerdi. 17 yaşında üniversite tercihi yaparken bilinçaltımda bu mesajın çok çok etkili olduğuna eminim. ne diyordum, 2002 yılında kocaeli üniversitesini kazandım. yıllarca zorlu, yağmurlu deplasman bildiğimiz kocaeli'ye geldim. daha geldiğim yıl takım küme düştü. izmit ismetpaşa stadyumunda bir tek galatasaray maçını izleme şansım oldu, bir daha olmadı. (bkz: 1 mart 2003 kocaelispor galatasaray maçı)
üniversite yıllarında yazları ailemin yanına ankara'ya döndüğümde ve mezuniyet sonrası ankara'da bulunduğum 1 senede oradaki mahalleden arkadaşlarımla gençlerbirliği ve ankaragücü maçlarından uygun olanlarına giderdik. galatasaray maçları yanında diğer istanbul kulüpleri geldiğinde de stadyumda yerimizi alırdık. ankaragücü de, gençlerbirliği de küme düştü bir süre sonra...
unutmadan... üniversite yıllarımda izmit'te bi akşam arkadaşlarımla napalım, napalım derken hadi gidip taksim'de içelim dedikten sonra geç saatlere kadar taksim'de içtik. gecenin karanlığında gümüşsuyu'ndan aşağı beşiktaş'a doğru yürürken çişim geldi. beleştepeden aşağı doğru inerken açıp çöğdürdüm. bunu yaptığımda lucescu'lu beşiktaş, fb'nin 8 puan önündeydi. fenerbahçe puan farkını kapatıp şampiyon oldu o sezon ve bjk lucescu'yu gönderdi...
evlendim sonra, eşim bursa'lı. bir gün kayınbiraderimin gazıyla bursapor'un uefa kupası ön elemesi maçına stadyuma gittim. rakibi hatırlamıyorum ama gayet de zayıf bir rakip olmasına rağmen bursaspor elendi. yıllar geçti... bursaspor taraftarının feribotlarda, arenada yaptıkları taşkınlıklara falan tanık oldum. bir süre sonra bursaspor küme düştü. şimdi bir alt lige daha düşmüşler.
yine üni yıllarında kartal'da oturan çok sevdiğim bir arkadaşım bi gün dedi ki, hafta sonu bize gel, annem yemek yapar, özlemişsindir anne yemeklerini, kartal stadyumunun olduğu caddedeyiz, balkonda mis gibi yemek yer, maçı izleriz. eskişehirspor geliyormuş kartal'a, ok dedim. hafta sonu balkonda yemek eşliğinde 1. lig maçı izliyoruz. ilk yarıyı izledik. dedim böyle kesmiyor, tribüne girelim. kartal tribününe girdik. eskişehirspor taraftarı baya taşkınlık yapıyor falan. neyse maç bitti. ev sahibi takım taraftarları olarak çıktık, cadde tarafına geldik, dürümcüde bi şeyler atıştıracağız. sınıfımızdan 2 eskişehir'li arkadaşı deplasman tribününde kapıların açılmasını beklerken gördük, seslenip yemeğe gelsinler diye gelin işareti yaptık. eskişehir tribünü bunu yanlış anlayıp stadyumdan caddeye üzerimize madde yağdırınca koşa koşa uzaklaştık. zaman geçti, eskişehirspor süper lige çıktı derken sonra daha aşağı sürüklendi.
marmara bölgesi, istanbul-kocaeli arası 12 yıllık bir mühendislik ve yöneticilik kariyerinin ardından artık yeter, ege'ye yerleşelim, hayallerimizi yaşayalım istedim. daha önce bir entryde bahsetmiştim. (bkz: arkadaşlarla vedalaşmak/#3279072) genç yaşımda bir atılım yapıp ege'de çok istediğim bir bölgeye, çok da güzel iş bularak yerleştim. 10 yıllık türk telekom arena kombinesinin ardından galatasaray'ıma hasretimi izmir deplasmanlarında gideririm artık dedim. ben ege'ye 6 ay önce yerleştim, sezonun sonunda (2021-2022) hem göztepe hem de altay küme düştü.
geçen selçuk'taki efes antik kentine gittim. antik tiyatroda otururken bilgi yazısını okuyordum. zamanında tiyatro gösterilerinin yanı sıra gladyatör mücadelelerine de sahne olmuş. ulan dedim acaba burada bulunarak binlerce yıl önceki mücadelelere etki edip tarihin akışını değiştiriyor olabilir miyim?
hamama gidip 40 tas su mu döküneyim? üzerime bi kurşun falan mı döktüreyim?
belki de bunu fırsata çevirmek gerekir, çünkü ali sami yen ve türk telekom arena kariyerim şampiyonluklar, epik avrupa maçlarıyla dolu. bizim takımla ilgili bir sorun teşkil etmiyorum. tersine tribündeki katkım gayet iyi bilinir. deplasmanlarda bile comebacklerim var. benim meselem şu ki, gittiğim hatta yaklaştığım şehrin takımları küme düşüyor. o halde hagi, galatasaray sözlük moderasyonu ve sözlüğün önde gelenlerine açık çağrımdır. hoşlanmadığımız takımları sıralayıp beni dönemsel ziyaretlere gönderebilirsiniz. seyahati seven, az uyuyan birisiyim. aranızda toplayacağınız harcirah ile dönemsel ziyaret planları yaparsanız rahatlıkla uyarım. sadece lokal düşünmeyin. yeşil pasaportum var. avrupa'da çok ülke ve şehirde bulundum. taraftarımız rangers'a kıl oluyor mesela, gönderin beni iskoçya'ya 2-3 gün yeterli, bir maç izleyip döneyim. öyle 5 yıldızlı otele falan gerek yok, hostelda hatta sokakta bile kalırım. yurt içinde ise zaten uçuşa gerek yok. evden havaalanına transfer, bekleme süreleri vb. gibi brüt zaman üzerinden yaptığım hesaplamalar ve kıyaslarda defalarca gördüm ki, aracımla evden çıktığım an uçağa göre daha hızlı hedefe varabiliyorum. beni değerlendirin.