• 2
    --- alıntı ---

    fenerbahçe yöneticisi burak çağlan kızılhan'a fetö borsası'ndan ihraç edilen savcıya 1 milyon dolar rüşvet verdiği gerekçesiyle soruşturma açıldı.

    --- alıntı ---

    bahsedilen savcı, lütfi karabacak. istanbul adliyesi'ndeki 'fetö borsası'ndan açığa alınan ve ismet bozkurt ile beraber hsk 2. dairesi tarafından meslekten ihraç edilen cumhuriyet savcısı.
  • 5
    fetö savcisina rüşvet vermekle itham edilen fenerbahçe yöneticisi. ben şahsen doğru olduğuna inanmıyorum. sonuçta fenerbahçe üzerine büyük oyunlar oynanıyor bu ülkede. galatasaraylı olsak da biraz tarafsız olalım ve düşünelim. mide rahatsızlığı sebebiyle stada muzla gitmek zorunda kalan 2 fenerbahçe taraftarı da zamanında bizim siyahi oyuncularımıza ırkçılık yapmakla suçlanmıştı hatırlayın. eboue'ye, drogba'ya doğru elini sallayıp moral bozucu, tatsız söylemlerde bulunan 2 taraftarın o sırada elinde muz tutuyor olmaları çarpıtılarak sanki siyahi oyuncularımızı aşağılamaya kalkışmışlar gibi sunulmuştu.

    yine benzer bir olay; tarımla, doğayla ilgili değerli başkan aziz yıldırım'ın tarla sürmek deyimi çok başka yerlere çekilmiş ve fenerbahçe şike ile suçlanmıştı. oysaki şikeye bulaşmamış değerli başkan, doğuştan tam bir fenerbahçeli aziz yıldırım bu konuyu şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamıştı; "bu tarla bir şeydir, nasıl söyleyim, yani maçla ilgili bir şey değil yani, 3 tane tarla var işte, ekinler diyor suya çıktı, ya kurban kesiyor gidiyor. her hafta da eyüp sultan' a gidiyordu. her hafta gidiyor, bizim burada konuşmalar da var. hocaya gittik mi, camiye gittik mi, ne yaptın, tamer beye söylüyorum; " ne yaptın, gittin mi, hallettin mi?" diyorum. camiye gidiyor, eyüp sultan’a kurban kesmeye. biz deplasmana gittiğimizde tamer bey gidiyor, eğer deplasmanda değil içeride ise beraber gidiyoruz, kurban kesiyoruz. şimdi buradaki konuşmada da yani bu şeyi, tarla işini; maçları, tarla maçları sürmek de dilek anlamında kullanıyorduk" neyseki akp yönetimindeki bağımsız türkiye cumhuriyeti ve onun bağımsız mahkemeleri fener'e yapılan büyük kumpası görüp oyunu bozdular.

    yine bu değerli camianın sembol ismi emre belözoğlu biri ingiltere'de biri türkiye'de olmak üzere ikid efa, haksız yere, ırkçılıkla suçlandı.

    daha aklıma gelmeyen birçok örnek vardır böyle. artık yeter! çekilin, açın fenerbahçe'nin önünü. durduramazsınız! fenerbahçe geliyor!
  • 8
    koç'un maşası. ya sen kimsin de gazeteciyi arayıp sivas maçının hesabını soruyorsun? o maçta bize verilmeyen penaltıyı ya da ligin ilk 10 maçında her maçta aleyhimize yapılan hataları ne yapacağız? gerçekten mide bulandırmaya başladılar.

    not: bu kişinin ayrıca zamanında feto borsasından yargılanan savcılara rüşvet verdiğine dair iddalar var.
  • 14
    pacavra linkine tiklamak istemeyenler icin aciklamasini asagiya biraktim yonetici gorunumlu amigo.

    --- alıntı ---

    fenerbahçe genel sekreteri burak kızılhan, süleyman arat’ın sorularını yanıtladı. hakemlerden sarı kırmızılı kulüple yaşadıkları anlaşmazlığa kadar birçok konuda konuşan fenerbahçe genel sekreteri burak kızılhan, "g.saray’ın bir algı haritası var. önce bir şekilde fitili ateşleyip sonra bunu resmileştiriyor. ‘hakemler f.bahçe’yi kolluyor’ deniyor ama golümüz, penaltımız verilmiyor. rakip ise kırmızı almıyor." açıklamasını yaptı.

    fenerbahçe genel sekreteri burak kızılhan ligde şampiyonluk yarışı kızışırken hiç kimsenin, hiçbir kulübün sadece kazanmak için, haksız rekabetin bir parçası olmaması gerektiğini söyledi. hürriyet’e özel açıklamalarda bulunan kızılhan, galatasaray’ı hedef alarak, “ligi bitirtmeyiz söyleminden sonra tek bir oyuncuları kırmızı kart görmedi” dedi. işte noktasına dokunmadan kızılhan’ın sözleri...

    galatasaray’ın algı ve manipülasyonları

    adaletin yegane temsilcisi, dürüstlük abidesi, mağdurların sesi, kul hakkının yılmaz savunucusu olan rakibimize birkaç sözümüz var.

    işler iyi giderken savundukları hiçbir ilke ve prensibe riayet etmeyen, ilk puan kaybında ortalığı kıyamete, yangın yerine çeviren bu anlayış, türkiye’de sadece bir kulübe has, sadece bir kulüple özdeşleşmiş bir tavırdır!

    bu tarz bir rekabet anlayışını benimseyen, işine geldiği noktada rakiplerine, federasyona, mhk’ya, tahkim’e, hakemlere, yayıncı kuruluşa, objektif kalmaya çalışan medya mensuplarına iftiralar atan, algı ve manipülasyonla insanları itibarsızlaştıran başka bir kulüp daha yok.

    g.saray, f.bahçe adını dilinden hiç düşürmez

    rekabette kendilerine itici güç olarak her daim f.bahçe’yi seçen, f.bahçe adını hem kamuoyu önünde hem kapalı kapılar ardında dillerinden düşürmeyen, hedef alan bu yaklaşımın ne kadar agresif saldırdıklarını, ne kadar gayri samimi olduklarını anlamak o kadar kolay ki.

    bunların bir algı haritası var! bu camianın hedeflerine koydukları kişi, kurum, kulübü nasıl hedef aldıklarını, nasıl itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını nasıl bir manipülasyon gücüne sahip olduklarını algı yaratma metodlarına bakarak direkt anlayabilirsiniz!

    sistematik bir şekilde köpürtüyorlar

    önce bir şekilde fitili ateşliyorlar. yeri geliyor bir yöneticileri, başkanları ya da teknik direktörleriyle bunu resmileştiriyorlar.

    yeri geliyor trolleri, taraftar grupları ile yeri geliyor ‘sözde tarafsız, fanatik taraftar’ medya mensuplarıyla istedikleri algıyı kamuoyunun gündemine getiriyorlar.

    sistematik bir şekilde köpürtüyorlar! konuyu o kadar büyütüyorlar ki sonra kendileri de inanıp ağır mağduriyet yaşadıklarına kamuoyunu inandırmaya çalışıyorlar. gerçekler ortaya çıktığı zaman ise ölü taklidi yapıyorlar! hiçbir şey olmamış gibi bir yeni bir algıya çeviriyorlar oklarını...

    g.saray tehdit etti kırmızı kart görmedi

    ancak gerçeklere bakacak olursak; gol atıyoruz vermiyorlar, penaltı kazanıyoruz, yok sayıyorlar, var’a gitmeye bile tenezzül etmiyorlar!

    kaç maç haksız kırmızı kartlarla takımımızı eksik bırakıyorlar! f.bahçe’nin yarıştığı şartlar bu! erden timur, ‘ligi bitirtmeyiz’ dedikten sonra, galatasaray hiç kırmızı kart görmemiş.

    çok ilginç bir istatistik değil mi? 6 ayı geçmiş galatasaray kırmızı kart görmüyor...

    böyle bakınca kimin, nasıl tehditler ile istediğini elde ettiği açık şekilde ortada. ama bunu görebilenler için. trolleriyle, tarafsız taraftar medya mensuplarıyla istemedikleri her şeyi başarıyla perdeliyorlar!

    galatasaray rozetini f.bahçeliler mi taktırdı!

    son olarak lale orta için okan üniversitesi’ndeki akademisyenliği üzerinden bir sürü söylem çıkarıldı, ‘fenerbahçeli’ dediler. kendisi bir eğitimci, öğretim üyesi, bir görev yapıyor, mhk başkanlığı görevinden önce de yayıncı kuruluşta hakem yorumcusu idi. bir kariyeri var. her şey bu kadar basit mi? görev yaptığı okul üzerinden yakıştırılmaya çalışılanlar sadece manipülasyon. başka hiçbir karşılığı yok.

    beratı bizzat g.saray başkanı özbek takdim etti

    oysa yine gerçeklere bakacak olursak; futbol federasyonu başkanı sayın büyükekşi 2008 yılında galatasaray kongre üyesi olmuş, eski mhk başkanı sabri çelik, tescilli bir galatasaraylıydı.

    pfdk başkanı fenerbahçeli dedikleri günün ertesi günü tff tahkim kurulu başkanı ismail rüştü cirit’in oğlu av. muzaffer enes cirit de galatasaray üyesi oldu. cirit’in üyelik beratını galatasaray başkanı dursun özbek verdi.

    türk futbolunda bir yapı var diyorlar ya; evet, bizce de var

    2006’dan beri yaşadıklarımız ortada bizim, bu yapı kimin yanında, kimin karşısında çok net bir şekilde belli.

    kim, stadında neler yaşadı, kim son maçta kaç kez şampiyonluk kaybetti, tff üyeleri hangi takımın hakkını korumak için önce istifa edip sonra istifasından döndü, her şey çok aleni ortada. 2011’de hain fetö terör örgütünün kumpasına maruz kalmış, başkanı, yöneticileri, çalışanları hapis yatmış, otobüsü kurşunlanmış failleri belli meçhul dosyayı da sayarsak yıllardır çekmediği çile kalmamış bir kulübe işte içeride bir yapı var, f.bahçe’yi destekliyor diyemezsiniz!

    derseniz gülünç duruma düşersiniz! kimin kimi desteklediği, kimlerin kimler için neler yaptığı alenen ortada.

    ofsaytımsı sezon şaşırtmıyor

    ofsaytımsı diye tarihe geçen sezonda bunların olması aslında şaşırtıcı değil! futbol literatürümüz hakemlerin bir takıma karşı olan yoğun hassasiyeti sayesinde genişledi! sahada kazanırız kaybederiz ama camiamıza hesabımızı veririz ancak masadaki oyunlarla sahada kaybetmemize sebep olmaya kalkılmasının hesabını kimse veremez!

    ‘hakemler fenerbahçe’yi kolluyor’ iftirası

    doğru olmayan bir tweet üzerinden algı yaratarak eski mhk başkan vekili murat ılgaz için fenerbahçeli’ dediler, alakası yok, yalan, kendisi de konuyla ilgili açıklama yaptı.

    başkan seviyesinde açıklama yapıp ‘profesyonel futbol disiplin kurulu başkanı’nın cüppesini giyip adaletli kararlar almasını beklerken, o sırtında fenerbahçe formasıyla kararlar almaya devam ediyor’ dediler.

    hep bir ağızdan söyledikleri, topyekûn manipülasyon yaptıkları şey; ‘hakemler fenerbahçe’yi kolluyor’ iftirası! bunu öyle ezberlemişler ki bütün trolleri ile birlikte algıyı bunun üzerinden yaparak bunu kamuoyuna da ezberletmeye çalışıyorlar.

    evet, pek çok hakem galatasaraylı

    tff tahkim kurulu’nda istifalar sonrası asil üyeliğe geçen serdar karahan’ın galatasaraylı taraftar grubunun paylaştığı ‘boykot koç’ paylaşımını beğendiği kamuoyuna düştü. hakemler fenerbahçe’yi kolluyor algısı yapılırken pek çok hakemin galatasaraylılığının tescilli olduğu bir türk futbolu gerçeği!

    futbol ortamı hiç bu kadar çirkinleşmedi

    fenerbahçe’de bir yönetici alacakları için kulübün hisselerine haciz getirse bırakın yeniden başkan olmayı maça dahi gelemez, kulübün yanında geçemez! her şeyi fenerbahçe üzerinden konuşmak, algı yapmak galatasaray’ın işine geliyor.

    futbol ortamı hiçbir zaman bu kadar çirkinleşmemişti.

    o belgeleri niye açıklamıyorsunuz?

    ‘ligi bitirtmeyiz’ bu cümle sonrası bir seri yapıldı, bir maç kaybedildiğinde ise ‘elimizde belgeler var. sezon sonunda açıklayacağız’ denildi. bu sözü çok seviyorlar, sık sık kullanıyorlar, geçmişte de örnekleri var, istediklerini alıyor ve sonra hiçbir şey dememiş gibi ortadan kayboluyorlar. isimler değişiyor ama fıtrat aynı fıtrat, o değişmiyor. futbolun içindeki bir yapıdan bahsediyorlar. kendilerine sesleniyoruz: ellerinde ne varsa, sezon sonunda değil, hemen bugün açıklasınlar. ya açıklasınlar, kim ne yapıyor hepimiz öğrenelim ya da lafta kalacak şeyleri söyleyip ortadan kaybolmasınlar! ama biliyoruz ki geçmişteki gibi hiçbir şey açıklayamayacaklar.

    hedefine yürüyecek bir takım kurduk

    futbol bu. kazanmak kaybetmek hepsi bu oyunun parçası. ancak oyuna açıkça müdahale oluyor, manipülasyon etkisinde kararlar veriliyor.

    adana demir, alanya ve son karagümrük maçlarında yaşadığımızı herkes gördü. bir takım aynı sezonda arka arkaya 3. kez deplasmanda şampiyonluk yarışından koparılmaya çalışıldı!

    bu normal bir şey mi? f.bahçeli denen, kolluyorlar denilen hakemler, var, f.bahçe’yi alenen yarıştan koparmaya çalıştılar!

    taraftarların tepkisini anlıyor ve hak veriyoruz

    dünya kupası arasına kadar jesus liderliğinde oynanan futbola inanç üst düzeyde idi. belli bir kamuoyu tarafından yapılan ‘f.bahçe açık ara şampiyon olur’ söylemleriyle oluşan yüksek beklenti bu sezon da ortaya kondu. takımımızın yaşadığı düşüş, derbi performansımız, son olarak beşiktaş maçıyla birlikte, camia içi ve dışı dinamiklerin, algı ve manipülasyonların da etkisiyle camia olarak bir sarsılma yaşadığımız doğru.

    bu taraftarlık ruhu ve refleksinde çok doğal bir sonuç. bunu anlıyor, hak da veriyoruz.

    ama desteğe ihtiyacımız var

    ama ülkemizde iki kulvarda hedefine yürümeye devam eden bir takımın maç oynadığı sırada, oyuncuların ayağına top geldikçe tepki gösterilmesi çok üzücü. bu yaklaşım fenerbahçe’ye zarar verirken rakiplere fayda sağlıyor. takımımızın iki kulvardaki mücadelesinde onların yanında olalım. taraftar destek olursa takımın inancı da artar bunu unutmayalım.

    şu an bu takımın en çok ihtiyaç duyduğu şey taraftarlarımızın desteği. avrupa’da ülke puanında 20. sırada başladığımız sezonda 12. sıraya kadar çıktık. ve bu sezon bu çıkışta en fazla puan katkısı 19 puanla fenerbahçe’den geldi. birkaç basamak daha çıkabilsek önümüzdeki sezonlarda şampiyonlar ligi’ne direkt katılım hakkı kazanacaktık.

    sosyal medyadan ve trollerden saldırı

    “medyada da durum hiç iç açıcı değil. mesela birkaç kişi var, galatasaray menşeili ve sadece fenerbahçe’yi konuşuyorlar! tek odakları bu. ve her cümleleri iftira, her cümle algı...

    --- alıntı ---

    kendisine cevabimiz yav he he
  • 17
    mesela biz bu şahsı niye konuşuyoruz? çıkıp bize söz hakkı doğuracak açıklamalar yaptığı için. peki galatasaray’da neden sadece erden timur ve dursun özbek konuşuyor? fenerbahçe’de 4-5 isim var. çıkıp sallayıp duruyorlar her hafta. yeni yeni isimler öğreniyoruz.

    nerede bizim yöneticilerimizin kalan kısmı? sırf erden timur konuştuğu için tüm baskıyı o yiyor. o yüzden metin öztürk falan diyorum ısrarla. çıkıp 5 dakika beyanat vermek zor değil. yoldan diksiyonu iyi bir galatasaraylı çevirseniz çıkıp konuşur zaten şu olanlara.
  • 20
    benim bir teorim var. kıyafetine göre insanları değerlendirebildiğimi düşünüyorum. yanlış anlaşılmasın üzerindeki kıyafetin fiyatına göre vs değil mesela bir asker armani bile giyse belli ediyor kendini ya da bir prof. thsirt ile sokağa çıksa bile bu adam düzgün bir insan diyorsun. tüm bunlar ışığında belirli giyim tarzı ve konuşma şekillerinden uzak durarak iç huzurumu sağlıyorum.

    işte fenerbahçeli ve "malum partili" takım elbisesi ve ses tonu diye bir şey var arkadaş.
    dar kesim ceket, parlayan bir kravat ve göte yapışan likralı pantolon.
    (en sinir olduğum seri ise abdest almaya yer arıyormuş gibi ortalıkta bileğine kadar kısa kesim pantolonla gezenler. ben onu icat edenin...)

    dikkat ettim bu tarz giyinen insanların sabit bir konuşma modeli var. toplasan 300 kelime ile konuşuyorlar ve bu kelimelere yeteri kadar vurgu yapar ve diyafamdan destek alarak konuşursam önemli biriymişim gibi görünürüz sanıyorlar. çok uzatmayayım, içten içe özgüven problemi olan, ait olmadığı ama ait olmak istediği yerdeymiş gibi davranan kim varsa bu tarz giyiniyor ve konuşuyor.

    bu zerzevat kılıklı da aynı. uzun uzun cümleler kurmuş, düşük profilli insanlara hitap eden göndermeler yapmış bu sırada kasılıp durmuş ve bir kaç kere duruşunu düzeltmiş falan...

    daha önce de dedim, fenerbahçe kurumsal görünmeye çalışan büyük çaplı bir bakkaldır.
    yöneticileri de bu havuzun içerisinden çıktığından %99'unun duruşları ve konuşmaları çiğ'dir.
    muhtemelen bu yönetim kurullarında konuştuğu zaman içerdekiler esneyerek "ya o değil de çay mı söylesek" diyordur.

    ama kesinlikle bir metin değil. malumunuz vasifsızlıkta bir markaydı kendisi.
    anca alper'den sonra gelir bu.
    o değil de akşam üstü işim yok oturdum buna yorum yazıyorum bu da benim ayıbım olsun.
  • 23
    bir gazetecinin haberini "alıntı" yapan sosyal medya hesaplarının o gazetecinin yazım şekline dokunmaması gerekir. okulları para kapısı, ticari sektör olarak değil de eğitim sürecinin bir parçası olarak kabul eden kişiler bu tarz bilgilerden mahrum olmazlar. yazasım geldi niyeyse...

    sosyal medya hesaplarının alıntı haber yapmalarıni eleştiri malzemesi olarak kullanacak kadar çaresiz kalmış olmanız yüzümüzü güldürmüyor değil. ancak fenerbahçe taraftarı olup normal bir ahlak ve zeka seviyesindeki fertlerin ve bizlerin sizin yüzünüzden yaşadıkları sıkıntıları da unutamıyoruz. bizi rahat bırakın. lütfen artık, bu rezaletlerin şahidi dahi olmak istemiyoruz artık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın