2
hislere ancak bu kadar iyi tercüman olunabilir... bir sevda bu kadar güzel anlatılabilir demek istenen pankart. düşünen, bulan herkesin yüreğine sağlık demek düşer bizlere de.
3
yine ufaktan hissettirmeye başladı kendisini bahar ayları.
sabah kalkınca gökyüzündeki o puslu, kapalı havaların yerini, aradan ince ince sızmaya başlayan güneş ışınları almaya başladı.
hani dışarı çıktığında öğlen 3-4 civarları.
seni rahatsız etmeyen, pırıl pırıl bir güneşli vakit vardır ya.
gün batımına yakın ortalığı kıpkırmızı renklerin kapladığı vakitler.
uzaktaki insanların yürürken gün batımına doğru uzayan gölgeleri.
uzun uzun binaların arasından bakarken o boşluğu dolduran al renkteki bulutlar topluluğu.
birden koşasın gelir içinden. koşabildiğin kadar.
içini sebepsiz bir mutluluk kaplar. amaçsızca gülümsemeye başlarsın.
sokakları sana ait hissedersin. sana aitmiş gibi koşar, zıplar istediğini yapmak istersin.
az kaldı o anlara.
şampiyonluk havasının yaklaştığı o zamanlara.
sokakların tıpkı gökyüzünü kaplayan o kırmızı bulutlarla,
aradan bir umut gibi yansıyan sapsarı güneş ışıklarıyla dolması gibi.
dört bir yanın sarı kırmızı formalarla dolmasına az kaldı.
o şampiyonluk gecesinde sana ait olan sokaklarda formanla dolaşırken,
hiç tanımadığın insanların sadece gözlerine bakıp, aynı renge gönül verdiğini hissettiğin anda
sanki 40 yıllık dostunmuşçasına ona bakıp gülümsemene az kaldı.
yine aşık olacağız her bahar aylarında olduğu gibi.
geçmişi anıp filizleteceğiz gururlarımızı, her zamanki gibi.