• 1471
    benim de abim beşiktaşlı.
    2 ekim 2014 tottenham beşiktaş maçı öncesi destek yazıları yazmak istedim ama içimden gelmedi. elbette çok sevdiğim abime rağmen gelmedi.
    ha bazen onunla da papaz oluruz. koca 1 ay konuşmadığımız olmuştur bu muhabbetten dolayı. ama yine de mantıklı adamdır. eski nesil beşiktaşlıdır.
    ama ona rağmen içimden gelmedi; gelmiyor.

    bıktım çünkü bu memleketteki pislikten, boktan.
    namussuzların erdemlilere bok atmasndan bıktım.
    içlerinde abim bile olsa en ufak şekilde desteğimi belli etmek istemiyorum çünkü biliyorum ki bunu kullanacaklar. ki kullandılar da.
    bizleri bu hale getirenler utansın diyeceğim ama kimsede yüz yok ki memlekette. babadan oğula, tepeden tırnağa bunlar doğuş'un dediği gibi.
    kurunun yanında yaş da yanar.
    yapacak bir şey yok abicim.
    sen de kusura bakma...
  • 1484
    çok ilginçler.
    gerçekten çok ilginçler.
    birkaç gündür facebook'ta tabiri caizse deneysel çalıştım.
    saldırdım bunlara.
    ama son derece kabul edilebilir argümanlarla.
    futbolun kirliliğinden dem vurdular mesela;
    şike girişiminin de şike olduğunu söyledim.
    juventus'un sadece bir telefon konuşması yüzünden küme düşürüldüğünü söyledim.
    teşvikin şike olmadığını, türkiye'nin de italya olmadığını söylediler :)
    fenerbahçe ile yakın durdukları için -camia olarak- bugün futbolun bu kadar kirlendiğini söyledim.
    konuyu değiştirdiler.
    klasik "esas şikeci sizsiniz" argümanına karşılık, zaman aşımının kaldırılması ve belgelenebiliyorsa galatasaray'ın da küme düşmesi gerektiğini savunduğumu söyledim.
    mal gibi kaldılar.
    çarşı'nın ve beşiktaş'ın eboue'ye ırkçılık yaptığını söyledim.
    bir iki kişinin yaptığını kulübe ve camiaya mal etmemem gerektiğini söylediler.
    kulüp olarak ırkçılık yapanları dışlamadıkları ve cezalandırmadıkları için sorumlu olduklarını, aynı kefede olduklarını söyledim.
    sen kendi taraftarını bu kadar eleştiriyor musun dediler.
    değil aynı takımı tuttuğum adam, abim ırkçılık yapsın onun da ağzına tükürürüm, ben yaparsam benim de ağzıma cümle alem tükürsün dedim.

    ama istisnanız, birbirini hiç tanımayan insanlar bunlar, her seferinde olayları reddetmek, "siz de şöyle yaptınız" demek, çarpıtmak, asla kabul etmemek, "ama orda da böyle oldu o yüzden şöyle" dolu demek gibi -sıraları değişebiliyor- tepkiler verdiler.
    ama her seferinde aynı.
    en son misal slaven bilic'in dönüşünden bahsederken,
    emre b.oğlu'nun yetiştiği yerden girdiler, bilic'in olayı "büyüklüğünden" uzatmadığını söylediler, en son şu an konuyu melo'nun volkan şen'e ırkçılık yaptığı saçmalığına kadar getirdiler :)
    deney yaptığımın farkında değiller elbette.
    bir istatistikçi olarak ve prensiplerim gereği, elimde veri olmadan genelleme yapmamak için, bildiğin veri topladım sabırla.
    bütün saldırılarına karşın sabırla direndim.
    şimdi de kurtulamıyorum gerçi ya neyse :)

    diyeceğim o ki, genel olarak, çarpıtılmış bir gerçeklikle dolu dünyaları var ve tavırları genelde birebir aynı.
    efendi gibi, asil gibi, nevi şahsına münhasır gibi ama esasında sadece iyi makyajlanmış çirkef, paspal ve şizofrenik tavırlar.
    bakın herhangi birisiyle tartışırsanız, şu son tümcemi bir kenarda tutun aklınızda.

    başta iş tamamen bilimselken sonra bildiğin dalgaya ama en sonunda da acımaya geldi.
    ırkçılığı bile savunabilecek kadar yobazlık derecesinde subjektifleşebiliyorlar çünkü.
    yazık lan.

    son tahlilde, çok kötü bir şey lan beşiktaşlılık :(
  • 1576
    her şey kendilerini durdurmak için.
    herkes kendilerine karşı.
    en iyi taraftar onlar.
    en iyi takım kendi takımları.
    en iyi hoca kendi hocaları.
    en efsane başkan kendi başkanları.
    en yetenekli futbolcuları aktif-bırakmış farketmez hep kendi oyuncuları.
    en bomba yabancılar kendilerine gelmiş yabancılar.
    en şerefli takım kendileri.
    hakem hataları hep kendi aleyhlerine.
    en temiz kendileri.
    gezi'yi de onlar organize etti.
    stadyumsuzluğu sadece ve en çok onlar çekti.
    maddi sorunları en çok onlar yaşadı; en fedakâr onlar.
    gerekirse menemen yerler öyle cefakârlar.
    deplasmanlara sadece kendileri gitmiştir en çok kendileri gitmiştir en çok kendileri sıkıntı çekmiştir.
    kendileri ankaragücü'ne 6 attığında "büyük beşiktaş", biz 8 attığımızda "şikeciler:("
    kendi oyuncuları rakibini "tükürdü gibi yapıp" attırdığında "genç daha olur öyle şeyler", burak yılmaz'a çizgi üstünde net müdahale olup hakem penaltı verince "hırsız burak:("
    biz uefa'yı alırız, yetmez hemen peşinden yanına süper kupayı koruz, yetmez peşinden şampiyonlar ligi çeyrek finali koruz, yıllarca "amma konuştunuz" derler, yetmez, yıllar sonra yine şampiyonlar ligi'nde çeyrek final koruz, adamların dandik bi avrupa ligi grup liderliği kadar konuşamayız.

    uzun sözün kısası; bunlar kadar halkla ilişkilerde uzman başka bir grup yok.
    her şey kendileriyle ilgili, kendileri için, kendilerine göre animüdahalekıtası.

    http://gss.gs/LAl
App Store'dan indirin Google Play'den alın