• 1
    galatasaray’da olduğuna inanmadığım olgu . şunu belirtmem gerek bu yazı krmzi'ya cevap değildir. onun görüşlerine saygı duyuyorum, ama bildiklerimi söylemekten asla geri kalmam. insanların beni yanlış anlamasınıda kesinlikle istemem . bu yüzden o'na verdiğim cevapların bir kısmını bu başlık altına yazmak istiyorum çünkü hakan şükür'ü çoktan aştı olay.

    hakanla, bülentle, ergünle,hasanla, ümitle, hagiyle,popescu ile ve diğerleriyle daha güzel ayrılabilirdi galatasaray spor kulübü. fifalık bile olduk zamanında paraları ödenmedi diye.
    hakan ve bülent'e ise kardeşim ne kadar istiyorsanız o kadar oynarsınız sizinle sözleşmemiz ömür boyu denmeliydi. kovduk resmen ikiside. ikisi de kızgın,ikiside buruk ve kırgın.

    real madrid, casillas ve raul ile hayat boyu sözleşme yapıyor. en yüksek paraları ne olursa olsun onlara veriyor. bizdeki problem şu sembol oyunculara gerektiği değer verilmiyor. gerekli değilse salla zaten yaşlandı mantığı var. evet belki hakan kalsaydı rezil kepaze olabilirdi ,ayakları gitmezdi,kafa ile gol atamazdı ama bu onun tercihi olarak kalırdı belki kendisi bırakırdı o zaman. ama onun istediği olurdu. yaptığı işlerle sizce bu hakkı elde etmedi mi hakan ve bülent?

    hagi’ye bile jübile yapamadık,böyle bir kulübüz bunadır isyanım benim. ve taraftar buna hep sessiz kaldı. adam çıkıp hakkını savunuyorsa,içini döküyorsa onda bir suç yok diye düşünüyorum.

    sen biriyle küs olsan onu telefonla arar mısın? türkiyede birtakım şeyler basın ile yürüyor.hatta dünyada böyle, kimse kimseye telefon falan açmaz. basın yoluyla söyleyeceğini söyler çünkü susmak hep kişinin aleyhine olur.türkiye'de susmak suçu kabullenmek demektir ne yazık ki.

    galatasaray bu kadar zayıf bir kulüp mü ki hakan’ın söylediği 2-3 şeyle yıkılacak ya da zarar görecek o zaman morinho'nun takımları hiçbir zaman başarılı olamazdı. adam susmak bilmiyor...
    gerektiği zaman susulur gerektği zaman konuşulur . hakan çok büyük bir haksızlığa uğradı hem antrenör hem futbolcu olabilirdi bu karar ona bırakılmalıydı.

    şaban diyen fenerbahçeliler bile onun türkiyenin en büyük futbolcusu olduğunu kabul ediyorken biz hala onu paragöz, irticacı diye suçluyoruz. kendimizden utanmamız gerek.

    takım gençleştirmek için yaptık denmesi çok büyük bir yalan. bir bakın yabancıların yaş ortalamasına ne demek istediğimi anlarsınız. paftan bir adam bile almadık bu sezon. takım çok kuvvetlendi ama gençleşmedi..

    emre aşık'a ihtiyacımız olduğu için kapıyı göstermiyoruz tek sebeb bu. yoksa iyi karakter falan hikaye. bak adam ilk 11 oynuyo şu an. yedeği bile yok.herkes sakat. stoper mevkisi sorunlu zaten birkaç yıldır. ihtiyaç ile vefayı karıştırmamak lazım.

    bazen hakan’ın dediği gibi futbolcular gelir başkanlardan,teknik direktörlerden daha fazla konuşulur,2 tane metin oktay olması kabul edilemez. fatih terim neden gitti sanıyorsunuz ?? farun süren’den ve birçok futbolcudan daha popüler olduğu için, sözleşme yenilemediler, o da bozuldu bu duruma çok kırıldı ve fiorentina’ya gitti..

    hakan’a sahip çıkacağımız yerde günlük başarılara aldanıyoruz, sessiz kalıyoruz.onun arkasında duracağımıza bir fenerli gibi onu sırtından bıçaklıyoruz bu yüzden galatasarayda vefa diye bişey yok. evet doğrudur ihtiyacın olmazsa sözleşmeyi uzatmazsın olur biter ama bunları bülent ve hakan gibi belki bir daha galatasaray’a gelmeyecek iki efsaneye yaparsan o işte vefasızlık olur...

    türk insanın genel özelliklerinden biridir hep birileri ölünce ona sahip çıkılır,gerektiği değer verilir . ömründe ise kimse yüzüne bakmaz. bu kez böyle olmasın öldükten sonra değil yaşarken de bu futbolcuların değerini bilelim. bize hayatımız boyunca belki bir daha yaşayamayacağımız bir sevinci yaşatan hakan ve hakan gibi futbolculara köstek olmak yerine destek olmayız diye düşünüyorum.
  • 4
    galatasaray'da olmayan olgu. hangi takım ve yönetimi bunları yaptı? ondan sonra tekrar düşünmenizi istiyorum kim vefalı kim vefasız?

    1-hagi ve popescu gibi türkiye'ye gelen en iyi 2 yabancı ile para meselesi yüzünden fifalık olan kulüp kimdi?

    2-tarihinin en iyi yabancısı hatta ona yabancı bile dememek lazım bir gsuser'ın dediği gibi hagi'ye jübile yapmayan kulüp kimdi?

    3- gelmiş geçmiş en kariyerli türk futbolcusu olan bülent korkmaz'a ben bile futbolu bıraktığımı gazetelerden öğrendim diye dedirten kimdi?

    4-türkiye liglerinin ve milli takımın en golcü futbolcusunu 1 sene daha oynamak istemesi üzerine hayır diyen hatta devre arasında gitmesini kararlaştıran bunu yüzüne bile söylemeyen,koca karılar gibi arkasından konuşan kulüp hangisi?

    5- önceki sene kaptan yaptığı ümit karan'a ertesi sene anında kapıyı gösteren kulüp?

    6-ergünlerine,ümit davalalarına,hakan ünsallarına ve hasan şaşlarına bir jübileyi bile çok gören kulüp?

    7-parasız pulsuzluklar içinde onu şampiyon yapan belçikalı hocası gerets'i ilk başarısızlığında kovan sonra da istikrar istikrar diye bas bas bağıran?

    evet hepsi galatasaray arkadaşlar hepsini yapan canım kadar sevdiğim kulübüm vefa fakiri galatasaray.

    8- ntvspor'da uefa finali öncesi bir program vardı. tarihi yazanlar. ergün,hakan ünsal,hakan şükür,okan,arif,davala hepsi oradaydılar. hakan ünsal dediki ilk defa toplanıyoruz. 9 sene zaferin keyfi yaşanılamamış emeği geçen futbolculara bırakın jübile yapmayı bir yerde toplayıp bir yemek bile verilmemiş.
    bunları yapan hangi kulüp söyleyin bana?

    9- efsanelerini baştacı yapmayı geçtim neler yaptı ona galatasaray. hagiyi daha hiçbir deneyimi olmadan takımın başına geçirdi. doğal olarak çok başarılı olamadı. taraftarın bir kısmı ona son maçında hırsız hagi diye bağırdı mı bağırmadı mı? hangi kulüp yaptı bunları?

    10- efsane teknik direktörü fatih terimi olmadık bir zamanda 2. kez başa geçirip sonra üstüste mağlubiyetler gelince görevden alan( fatih terim'in sunduğu opsiyonlardan görevde kalmasını seçmedi özhan canaydın hatırlayın) hatta kulislerde demek ki fatih terim bişey bilmiyormuş takım oynuyomuş diyenler kimlerdi fenerbahçeliler miydi?

    11- çok sevdiğimiz ve bugün canımsın ciğerimsin özledim denilen metin oktay ile de çoğu kimsenin bilmediği bir şey söyleyeyim o zaman. metin oktay futbolu bıraktıktan sonra birkaç antrenörlük denemesi yapmış ama muvaffak olamamış. sonra o'na çok değer veren !! galatasaray kulübü onu öyle bir yalnız bırakmıştır ki adam yazık, alkolik olmuş. yalnızlık ve ilgisizlik onu bitirdi derler. futbolu bıraktıktan sonra hiçbir değer görmemiş. trafik kazasının ardından rahmetli olunca hoooopp klasik türk mantığı her yerde metin oktay.biz böyle bir milletiz işte sağlığında aklımıza bile gelmez ama ölünce efsanesin metin oktay. artık sorulara gerek yok sanırım.

    hakan hakkında da söylemek istediğim birkaç şey kaldı. yok efendim büstünü dikeceklermişte istememiş. bir adamın heykelini dikmek popülistliktir , dünyanın en gereksiz ve masraflı işidir. madem atatürk örneği verilmiş. onun hakkında da bir şey söyleyeyim. atatürk büstlerini yapanları görse ona harcanan paralara acırdı. millete hizmete harcayı derdi.yani hakanın büstünü dikmek halkın gözünü boyamaktır başka hiçbir şey değil. hakan bunu istememiş kendi de söylüyor onun istediği bir ya da 2 sene oynamaktı çok gördüler bunu ona.
    ha bi de diyorlarki linderoth ile sözleşme yenilemişiz,ona bakıyormuşuz yıllardır. bak işte vefa! ne vefası kardeşim ,hadi bir daha sakatlansın da görelim o zaman vefayı !!! zaten şurada çelişki var sen allah'ın gavuruna,galatasaray'a hiçbirşey vermemiş adama oynamadan kafadan 2 sene izin veriyorsun, parasını takır takır ödüyorsun ama tarihinin en büyük 5 futbolcusundan 2sine hakan ve bülent'e 1 sene daha futbol oynama izni vermiyorsun. ben vefasızlık diye işte buna derim !!!

    taraftarlık günübirlik başarılara, 6 da 6 lara kapılıp galatasaray'da herşey doğru demek değildir,plastik taraftarlık işte odur. galatasaraylılık yanlış yapıldığında isyan etmek, doğru yapıldığında ise ellerin kızarana kadar alkışlamaktır.
    galatasaray özeldir, bir tanedir. galatasaray'ı herşeyden çok severiz ama isyanımız yapılan haksızlıklaradır.
  • 5
    gerektiği kadar mevcuttur. hadi şimdi aslında daha da fazla olması gerektiğini düşünelim. o kadar ki, şu anki kadronun forvetinde hakan şükür-ümit karan, sağ kanatta hasan şaş, sol bek hakan ünsal, ortalarda bir yerde de okan buruk olsun. bu takımın başında da kötü sonuçlara rağmen muhteşem vefamızdan dolayı hiç bir zaman gönderemeyeceğimiz büyük kaptan bülent korkmaz olsun. e oldu mu şimdi?

    diyeceksin ki, ne alakası var şimdi? bak bir daha düşün, galatasaray yollamadığı sürece hangisi "benden bu kadar, tamam arkadaş bana jübile yapın" der? kandırmayalım birbirmizi ah keşke deseler!
    olsun arkadaş, her şey başarı demek değil diyebilirsin. haklısın lakin galatasaray vefanın bu kadar bokunu çıkaran bir kulüp olsa önce bu adamlar bu formaları giyemezlerdi, zira bu takımı onlardan önce de şampiyon yapan onlarca insan vardı.

    ha vefa mı? bak şöyle örnekler de mevcut; diğer takım taraftarları kendi kurucusunun ismini bilmezken bu ülkede bir takım kurucusunun ismini dünyaya ezberletti. türk futbolunda "metin oktay" diye bir gerçeklik varsa bu gerçeklik, biraz da futbol oynadığı yılların üzerinden yarım asır geçmesine rağmen adına atkılar yaptıran, her alanda ismine sahip çıkan camiasının sayesindedir.

    ama bunları hak etmek için sadece başarılı bir futbolcu olmak yetmiyor. metin gibi olmak gerekiyor!
  • 6
    bir takım emektar oyuncusuna hadi bırak artık jubile yap mı der yoksa oyuncu ben artık bırakmak istiyorum dediğinde mi jubile yapar merak ediyorum. ben galatasaray'ın bu oyuncularına hadi bırakın bu takımı defolun gidin dediğini hiç sanmıyorum. kötü oynuyorsa ki son zamanlarında çok iyi oldukları söylenemez bu oyuncular ya jubile yapacak ya başka takıma gideceklerdi. ama onlar jubile isteyip de galatasaray yapmamışsa işte o zaman ortada bir vefasızlık olduğunu söyleyebiliriz.
  • 7
    bu başlığa yazılanların bir çoğunda doğruluk payı varmış gibi görünse de aslında adı geçen futbolcuların bir kısmına jübile teklifi yapılmış ama futbolcular kendilerine verdikleri değer itibarı ile bu jübile teklifini kabul etmeyip oynamak için izin koparmaya çalışarak ortalığın gerilmesine neden olmuşlardır. diğer bir kısmına geçmişten kalan problemler nedeni ile hiç muhattap bile olunmayarak aleni olarak kötü davranılmıştır. bir kısmına ise taraftarlar yönetim tarafından yönlendirilip ilgili futbolcudan kurtulunmaya çalışılmıştır.

    bunların arasında alenen jübile teklifi yapılıp florya ya metin oktay dan sonra heykelini dikelim teklifi yapılan tek oyuncumuz hakan şükür dür. takımda devrim yapmak ve futbolcu seleksiyonunu sağlamak için bazı eski futbolcular ile ayrışılması lazımken, bir futbolcu israrla ben bir sene daha top oynayacağım deyip araya cumhurbaşkanından tutta başbakana kadar yüzlerce kişiyi sokup yönetimsel açıdan karışıklığa sebep olunca yönetim yapacağı pek bir şey kalmamış gibi gözükmektedir.

    bu olaya ilişkin hakan şükür'ü savunanların olayın bu yanını gözden kaçırmamaya çalışması şarttır ve bu olaylar silsilesinde en az haklı olan hakan şükürdür.

    ayrıca her zaman ısrarla belirttiğim gibi; bizler yönetici değil taraftarız. kulübümüzü iyi günde de kötü günde de desteklemekle mükellefiz. önemli olan içeriğini hiç bir zaman tam olarak bilemeyeceğimiz bu gibi konularda taraf olmak yerine kulübümüzü desteklememizdir. bunu derken bu güne kadar bir çok defa yaşandığı gibi herhangi bir çıkar karşılığında kulüp yönetimlerinin oyuncağı olup efsanelerimize hakaret etmemeli, hakaret edenlere karşı da mücadeleden geri durmamalıyız.

    hakan şükür de bizim efsanelerimizden biridir. sergilediği bir takım davranışlar başta ben olmak üzere bazı taraftarlarımızın ondan nefret etmesine neden olmuşsa da artık bu gibi çelişkileri geride bırakmalı, başta hakan şükür olmak üzere diğer değerli futbolcularımızla birlikte yürümenin yollarının aranması için çözümler üretilmesine destek olmalıyız.

    bizlere yakışan budur.
  • 8
    adama sormazlar mı hiç uefa kadrosundaki futbolcularda vefa var mı diye? hakan şükür, hakan ünsal, okan buruk, emre belözoğlu, hasan şaş, ümit davala vs. vs. bunlar vefalı mı? emre ve okan değil miydi inter'e kaçan? hasan değil miydi avrupa'da fellik fellik kulüp arayıp bulamadıktan sonra gelip sözleşmesini uzatan, "benim için türkiye bitmiştir, gitçem bla bla bla, florya'da petrol mü çıkmış" gibi saçma şeyler diyen? vefayı hak etmek lazım hak etmek.
    bak! tugay'a bak! evet tükiye'de oynadığı dönemlerde taraftarın sevgilisi değildi, tepki de alırdı ama söndüğünde tribünler nasıl bağrına bastı gördük, galatasaray taraftarı hak eden adama vefayı gösterir.

    ayrıca hayatımda uefa kadrosunda "şu şu şu adamlara bir jübileyi bile çok gördünüz" gibi saçma bir laf görmedim, duymadım. bu ne ya 18 adama da ayrı jübile mi yapılsın? hakan ünsal, okan buruk hak etti mi bu jübileyi? ha ayrıca madem galatasaray vefasız okan buruk beşiktaş'tan ayrıldığında neden kucak açan biz olduk.

    uefa kadrosu o kadar burnu havada bir kadroydu ki kaçan şampiyonluklardaki hatalarını hiç görmezdi. fatih terim hatalarını hiç gördü mü? fenerden 6 yedikten sonra "olur böyle şeyler" diyen o değil miydi? e kalsaydı bir 6 daha yeseydik vefa ya. fatih terim'e bırakılmadı mı transferler? o getirmedi mi tamas'ı? ama başarısız oldu işte. sabredilmemeliydi, edilmedi de.

    bülent korkmaz. yaşı ilerledi ve zaten gençliğinde dahi yaptığı hatalar arttı da arttı.*

    hakan ünsal; sol kulvarımız kendisi sayesinde tarlaya dönmüştü ama kendisi hala oynamak istiyordu, kötü performansını görmüyordu çünkü. noldu rize'ye gitti orada da tutunamadı ama kendisine o gün sorsan türkiye'nin en iyi sol beki benim derdi, rize'de dökülürken bile.

    ergün penbe ve arif erdem de performans olarak bitiklerdi ama gittiklerinde en azında ağızlarını açıp tek kelime etmediler, çünkü biliyorlardı nasıl oynadıklarını.

    hasna şaş, hakan şükür. konuşmalarını biliyoruz. benim gözümde hala biri kraldır, rekorlar sahibidir. hasan da 2006 şampiyonluğundaki o ağlayan fanatiktir. jübileyi hakan hak etti, evet. teklif edildi de ama hakan o egoistliğiyle, kendini beğenmişliğiyle, galatasaray'ın sahibiymiş gibi davranmasından dolayı "futbolu ben istediğim zaman bırakırım" triplerine girdi ve bu konu da sözde galatasaray vefasızlığıyla kapandı.

    fatih terim, hakan şükür, hakan ünsal, arif erdem, ümit karan*, bülent korkmaz, hasan şaş bu adamlar sonsuza kadar galatasaray çatısı altında olmayı hak ediyor zaten buna bir şey demiyoruz. ama futbolcu olarak veya teknik direktör olarak değil. başarısızsan yollar ayrılır kardeşim bu kadar basit.

    ayrıca bu futbolcuların çoğu futbolu bıraktıktan sonra konuştu, söz hakları vardı. ama galatasaray yönetimi bir kere bile karşılık vermeyerek taraftarın gözünden düşmelerine engel oldu bu bile vefadır be.vefa göstermeyenlere gösterilen vefadır.
  • 11
    öncelikle; (bkz: #194051)

    şimdi de asıl konumuza gelelim. diyorlar ki vefasızmış galatasaray. sundukları argüman da efsane futbolcularına jübile yapmamasıymış. öncelikle bilmeniz gereken konu jüble yapılmadı denilen bir çok isme jübile teklif edildi. onlar ise futbol oynamak istediklerini belirttiler ve teklifi geri çevirdiler. bunun üzerine galatasaray bu futbolcuların kadroya zarar vereceğini düşündü ve yolları ayırdı. mesele bu futbolcularla kontrat yenilemek değil arkadaşlar. galatasaray'ın bu isimlere ömür boyu maaş bağlayacak kadar parası var zaten. galatasaray'da bunlar büyük bir hiyerarşi kurmuşlar bunu arda'nın röportajlarından da çıkarabilirsiniz. bu adamlar takımda olduğu sürece galatasaray'ın yeni bir jenerasyon yakalaması mümkün değildi. nitekim 80-84 doğumlu altyapı oyuncumuz hiç yok farkındaysanız. bir tek sabri çıktı oysa sedat debreliler, ilker erbaylar, volkan glattlar, gürol azerler vardı. sizce hepsi mi bir arda'dan bir aydın'dan yeteneksizdiler? ayrıca bu vefa gösterilmediği iddia edilen adamları yedek de bırakamıyordunuz. kulübede sorun çıkarıyorlardı bunlar. takım yenilince fb medyasından yorumcuların "arif gibi adamın var kulübede mi oturtulur?" tarzı yorumları da cabası. şimdi de vefa gösterilmeyen şu adamları hatırlayalım bakalım:

    okan buruk: kendisine transferine izin verileceğine dair teyid verilmesine rağmen kontrat yenilemedi ve kulübe para kazandırmadan inter'e transfer oldu. orada forma şansı bulamadı. galatasaray kendisine transfer teklifi yaptı zaten galatasaray'ın da kendisine ihtiyacı vardı. kabul etmedi gitti beşiktaş'a transfer oldu. orada da tutunamadı. boşta kaldı. kendine bir kaç anadolu takımı haricinde talip çıkmadı. sonunda vefasız* galatasaray oyuncusuna sahip çıktı ve 2 yıllık kontrat imzaladı. bu kontratın jübile kontratı olduğu apaçık ortadaydı. kontrat süresi doldu. kendisine jübile teklif edildi. kabul etmedi. ibb ile sözleşme imzaladı. şu an o kulüpte oynamaya devam ediyor.

    emre belözoğlu: bunun hikayesinin başı okan'ınki ile bire bir aynı sonu da malum. uzun uzadıya yazmaya gerek yok diye düşünüyorum.

    gheorge hagi: kötü geçen barcelona ve real madrid kariyerlerinin ardından futbolcu olarak kendini galatasaray'da buldu. burada kariyerinin en güzel yıllarını yaşadı. taraftarın taptığı futbolcu oldu. 2000-2001 sezonu sonunda futbolu bırakacağını açıkladı. bu açıdan diğerlerinden daha karakterliydi. sözleşmesi uzatılmadı. ligin son maçı olan trabzon maçı zaten onun jübile maçıydı. o gün sahaya kaptan olarak çıktı. futbolu bıraktığının ertesi günü romanya milli takımının başına geçti. buradaki kariyeri yaklaşık 2 hafta sürdü. zayıf slovenya'ya elenmesinin ardından romanya milli takımda görevine son verildi. bu arada rumenler de amma vefasızmış tarihlerinin en büyük oyuncusuna yaptıklarına bak. neyse sonra bursaspor'un başına geçti, çok iyi kadrosu olan takımı küme düşürdü. kariyeri sürünürken vefasız galatasaray onu 100.yılda takımın teknik direktörlüğü şerefine eriştirdi. burada da başarılı olamadı taraftara hırsız dedi falan filan... baktık ki taraftarın ilahı taraftarın gözünde değerini yitiriyor daha fazla zorlamadık. bitirdik kontratımızı gönül bağımızla kaldık.

    hakan şükür: kendisi istediği zaman yurt dışına gitti. dedi ki torino'ya gideceğim. eyvallah dedik. ben yapamadım geri dönmek istiyorum dedi. buyur geç başımız üstüne dedik. sonra inter'e gideceğim dedi. hadi bakalım yolun açık olsun dedik. inter, parma, blackburn derken yapamadı yine geldi. vefasız takımımız yine sahip çıktı kendisine. yurt dışında olduğu süreçte babasının galatasarayla her konuda anlaşan tuncay şanlı'nın kolundan tutup fenerbahçe'ye götürmesi olayı falan var bi de. neyse geldi oynadı. günahıyla sevabıyla bir 5 sezon daha ekmeğini yedi takımın. sonra kendisine jübile teklif edildi kabul etmedi, heykelini dikelim dendi kabul etmedi. en son adnan polat'a ahiret günü için randevu verirken görüldü.

    arif erdem: her zaman yedekti galatasaray takımında ama sahaya girdi mi işini yapardı ve takıma da çok emeği geçti. o da uefa kupası sonrası real sociedad'a gitti. tutunamadı geri geldi. vefasız kulübümüz ona da açtı kapılarını. o da karşılığını verdi. gol kralı oldu falan filan... lucescu'nun takımında önemli rolü vardı. sonra düştü formu. jübile teklif edildi kabul etmedi. ibb'ye yardımcı hoca oldu. takım hakkında ileri geri konuşmadı. ibb'deki kariyerine devam ediyor.

    bülent korkmaz: efsane takımın efsane kaptanıydı. çok iyi futbolcu olmamasına rağmen sahada ortaya koyduğu yüreğiyle herkesin sevgisini kazandı. ama bir yerden sonra bacakları taşımamaya başladı onu. fatih terim tarafından kadro dışı bırakıldı. akabinde jübile teklif edildi kabul etmedi. gençlerbirliği takımına yardımcı antrenör oldu. gençleribirliği'nin galatasaray'ı yendiği karşılaşmada zafer çığlıkları attı. daha sonra bu görüntü unutuldu ve galatasaray takımının başına geçti. başarısız sezonun ardından istifasını verdi.

    hakan ünsal: bu da uefa ertesi kaçaklarındandı. bir de premier lig gibi bir ligi seçti. tabi ki de orada tutunamadı. vefasız galatasaray ona da kapılarını açtı. uğruna gencecik victoria heba oldu. daha sonra o da formdan düştü. jübile teklif edildi kabul etmedi. bir sezon rizespor'da oynayıp futbolu bıraktı. şu sıralar tv yorumcusu olarak kin kusmakta.

    ergün penbe: takımın en efendi oyuncusuydu. kendisine yurt dışından teklifler gelmesine rağmen uzun yıllar takımda kaldı. sonra o da yaşlandı. jübile teklif edildi. futbol oynamak istediğini söyledi. gaziantepspor'da bir sezon oynadıktan sonra futbolu bıraktı ve antrenör oldu. futbolu bıraktıktan sonra da karakterli yapısını sürdürdü. takım hakkında en ufak bir şey konuşmadı. hacettepe teknik direktörüyken galatasaray maçında kulübeden çıkmadı ve maç boyunca takımı yardımcısına yönettirdi.

    evet arkadaşlar örnekler böyle. bir de unutmayalım ki bu oyuncular her şeylerini galatasarayla kazandılar. yani aslında onlar galatasaray'a çok şey borçlu. peki hikayeleri yazılan bu futbolculara bakınca şimdi sizce kim vefasız?
  • 12
    bu konu hakkında son kez yazıyorum. özellikle herkesin fikrini söylemesini bekledim. hepsini okudum. yazımın tamamını okumaya zahmet bile etmeyip ilk satırı okuyup "galatasaray'da olmayan olgu" cümlesini görüp ofsayt basanların olduğunu bile bile. ama biliyorum ki benimle aynı fikirde olanlarda var. onlara borcum olduğu için yazdım bu satırları. bunları okurken galatasaray'ın bugün içinde bulunduğu başarılı durumun verdiği zafer sarhoşluğu içinde aslanız,kaplanız, herşeyi yaparız havasında değil sağduyulu bakarak okumanız tek ricam.

    görüşüme karşı çıkanların dediği üç aşağı beş yukarı aynı. galatasaray teklif etti onlar kabul etmediler. bu yüzden haklarını kaybettiler. para için bizi sattılar,avrupaya gittiler, buna rağmen biz onları geri aldık vs vs.

    bu soruların hiçbirine cevap verilmemiş. önce bunlarla başlayayım madem siz cevap veremediniz ben vereyim.

    1-hagi ve popescu gibi türkiye'ye gelen en iyi 2 yabancı ile para meselesi yüzünden fifalık olan kulüp kimdi?
    2-tarihinin en iyi yabancısı hatta ona yabancı bile dememek lazım bir gsuser'ın dediği gibi hagi'ye jübile yapmayan kulüp kimdi?

    -evet galatasaray bunları yaparken haklıydı. paragözdür hagi ve popescu. ne yaptı ki bunlar galatasaray'da zaten !!!

    5- önceki sene kaptan yaptığı ümit karan'a ertesi sene anında kapıyı gösteren kulüp?

    - ümit karan geçen sezon sistemin ve kulübenin kurbanı oldu. bir tek geçen sene iş yapmadı, geri kalan senelerde o kadar kuyusunun kazılmasına rağmen mükemmeldi. geçen sezon gol atamamış evet doğru ama zaten sezonun bir kısmını sakat geçiren bir futbolcuydu. bir sezon gol atamayan ümit karan 2005-2009 arasında o kadar çok gol attı ki (vikipedi'ye güvensem buraya 139 maçta 139 gol attığını yazacaktım) . ama yok kaptan falan olması sorun değil yaşlandı değil mi gönder gitsin.

    7-parasız pulsuzluklar içinde onu şampiyon yapan belçikalı hocası gerets'i ilk başarısızlığında kovan sonra da istikrar istikrar diye bas bas bağıran?

    - gerets'e yapılan vefasızlıkların, ayıpların en büyüğüdür. fenerli bir arkadaşım demişti. bizim camiada sabır yok göndeririz siz sabırlısınız. biz de sabredemedik fener'e mağlup olup şampiyonluk uçunca yok efendim niye gençleri oynatmış dedik. kendisine verilen sermaye rijkaard'a, kalli'ye ya da skibbe'ye verilenlerden çok azdı. inamotolar, saidular, cihanlar, orhan aklar. ama yok haklıydı galatasaray burada da vefalıydı değil mi?

    9- efsanelerini baştacı yapmayı geçtim neler yaptı ona galatasaray. hagiyi daha hiçbir deneyimi olmadan takımın başına geçirdi. doğal olarak çok başarılı olamadı. taraftarın bir kısmı ona son maçında hırsız hagi diye bağırdı mı bağırmadı mı? hangi kulüp yaptı bunları?

    - aaa hagi hakketi bunu. bize hırsız demişti değil mi? insan olarak hata yapamazdı. kusursuz bir varlık olarak görmüştük onu da. o da insandı biz ne kadar inanmasakta. hata yaptı ama karşılığı son maçında hırsız hagi diye bağırmak değildi. burada da galatasaray taraftarı vefalı !! davrandı.

    10- efsane teknik direktörü fatih terimi olmadık bir zamanda 2. kez başa geçirip sonra üstüste mağlubiyetler gelince görevden alan( fatih terim'in sunduğu opsiyonlardan görevde kalmasını seçmedi özhan canaydın hatırlayın) hatta kulislerde demek ki fatih terim bişey bilmiyormuş takım oynuyomuş diyenler kimlerdi fenerbahçeliler miydi?

    -manchester united, 2004'te arsenal 2005'te chelsea 2006'da yine chelsea şampiyon olurken alex ferguson'u kovmadı. yok abicim demekki takım eskiden iyi olduğu için şampiyon oluyormuş, sende iş yokmuş demedi. faruk süren zamanında olsun, özhan canaydın zamanında olsun defalarca haksızlığa uğradı fatih terim. ama yok fatih terim'e de vefasızlık mı yapılmadı.

    11- çok sevdiğimiz ve bugün canımsın ciğerimsin özledim denilen metin oktay ile de çoğu kimsenin bilmediği bir şey söyleyeyim o zaman. metin oktay futbolu bıraktıktan sonra birkaç antrenörlük denemesi yapmış ama muvaffak olamamış. sonra o'na çok değer veren !! galatasaray kulübü onu öyle bir yalnız bırakmıştır ki adam yazık, alkolik olmuş. yalnızlık ve ilgisizlik onu bitirdi derler. futbolu bıraktıktan sonra hiçbir değer görmemiş. trafik kazasının ardından rahmetli olunca hoooopp klasik türk mantığı her yerde metin oktay.biz böyle bir milletiz işte sağlığında aklımıza bile gelmez ama ölünce efsanesin metin oktay.

    - bu konuya kimsede cevap yazacak yürek bile yok çünkü galatasaray çok fazla hatalı burda. şimdi ona sahip çıkması ile hatasını biraz olsun hafifletiyor ama bu iyi kalpli insan ömründe görememiş bunları ne fayda...

    yeni bir soru daha..

    12- türkiye'nin dünyada tanınan iki futbolcusundan biri olan hasan şaş'a (diğeri hakan) geçen sezon son maçların birinde ıslıklayan hangi kulübün taraftarıydı?

    yok kilo aldı, bi bok yemiyodu falan demeyin. adam galatasaray'da oynarken sakatlandı,idman yurdunda oynarken değil. uzun süren sakatlık sonrası kilo aldı. o maçta hazır değilken oyuna alındı, kendisinin "ben hazır değilim, oynayamam" deme lüksü yoktu. naylon taraftarlar, onun gibi galatasaraylıyı, ankara'da yuhaladı. onu yuhalayanlar, onun 10'da 1'i kadar galatasaraylı değillerdir, onların galatasaraylılığından utandım. gerets ile gelen şampiyonluk sonra sahanın ortasında ağlayan biri bunları hakketmemişti.

    sorduğum sorulara verilen cevaplara gelince...

    bir futbolcunun avrupa gitmek istemesi en doğal şeydir. arda ilerde gitmek isteyince ses çıkartacak mısınız? hayır. o zaman bu futbolcuların (hakan ünsal,hakan,arif,okan) gitmek istemesi kulübe ihanet değildi. okan konusunda bonservise herkes çok takılır. yok bedava gitmiş falan filan. arif erdem'den, hakan ünsal'dan, fatih akyel'den avrupaya giderken milyon eurolar mı kazandık ? hayır. o zaman ihanet diye birşey yok. sanki her sene avrupaya futbolcu satarak milyonlar kazanıyoruz da okan niye bedava'ya gitti diye adama kızıyoruz.

    geri dönüşlerinde ise ihtiyacımız olduğu için aldık. tabi yaptıkları da etkili olmuştur ama tekrarlıyorum vefa ile ihtiyacı birbirine karıştırmamak lazım. victoria ne büyük bir futbolcu imiş ki hakan ünsal onu kesmiş. cevher her yerde ışıldar. o kadar iyi olsaydı elbet bir yerde ışıldardı. kaybolup gitti.

    bu dediklerim hakan ve bülent dışındaki 2000 kadrosundaki futbolcular için. keşke yönetim şunu söylesedi futbolcularına o zaman :

    -evet kardeşim biz sana daha önce teklifte bulunduk ama sen kabul etmedin futbol oynamak istedin. saygı duyduk yollarımızı ayırdık ama şimdi sana bu teklifimizi tekrarlıyoruz. 2000 kadrosu olarak hepiniz bizim için çok değerlisiniz. şu tarihte bir maç düzenlemek istiyoruz maç sonunda hepinize bir plaket vereceğiz gelir misin?

    bu denmedi. dense ne futbolcular kulüplerine kızgın açıklamalar yapardı, ne de onları yuhalayan taraftarlarına kırgın olurlardı?

    hakan ve bülent'e ise...

    haldun üstünel'in dediği gibi hakan eşittir galatasaray'dır. bülent eşittir galatasaray'dır. yok galatasaray onları adam yapmış diyenlerde . """" hakan ve bülent galatasaray'dan aldığından daha fazlasını galatasaray'a vermiştir. """

    biraz insaf sahibi birisi şu hakan şükür den önceki türk futboluna bakar, birde hakan şükür den sonraki türk futboluna bakar.. aradaki farkı görür.. hakan şükür'ü türk futbol tarihinden bir çıkarın bakalım, geriyen ne başarılar kalır ne de bişey... macar galibiyetiyle övünürsünüz 50 sene.... hakan şükür'e sövenleri görünce bunlar galatasaraylı ise ben değilim diyorum. ne kadar kötü insanmışsın sen be hakan?

    bu yazıyı sonuna kadar sabredip okuduğun için teşekkürler. karar senin. kim vefalı kim vefasız ?
  • 13
    galatasaray okadar büyüktür ki hiç kimseye vefa borcu olamaz. yöneticinin taraftara, taraftarın futbolcuya, futbolcunun taraftara bunların hepsinin birbirine vefa borcu olabilir ama galatasaray'ın olamaz. yani özhan canaydın fatih terim'e, adnan polat hakan şükür'e, taraftar hasan şaş'a vefasızlık yapmış olabilir. * ama kimsenin * * çıkıp galatasaray'da vefa yokmuş demeye hakkı yoktur.
    ey sen uefa kupası madalyanı satan insan, ey küçük hakan, ey tüm o nefretlerini galatasaray üzerinden atmaya çalışan akbabalar... rahat bırakın galatasaray'ı. vefanıza da başlatmayın. galatasaray için herşeyini verene herşeyini verir bu takım. *
  • 15
    sıkça medya tarafından gündeme getirilen, bu olgunun gerçekte galatasarayımızda olup olmadığı sorunsalı üzerine varoluşçu ya da "ben aslında yoğum biliin mi?" tadında denemelere(!) konu olan medya hedesidir, rambo okanıdır.

    bana vefa dendiğinde aklıma taze noktalanan istanbullu günlerim geliyor. beyazıt geliyor, lisansı okuduğum yerler geliyor... orada küçük, sevimli bir semt vardı. vefaspor orası geliyor. sonra onun bir de bozacısı vardı. tarihi vefa bozacısı diye... işte en çok o yer geliyor aklıma sözlük. orada bir kupa vardır. gidenler bilir. o nezih mekanın tepesinde bir yerlere asılı. girişte sağ yanınızdaki duvarda kalır hatta. mustafa kemal atatürk bir yudum boza içmiştir ondan, oranın sahibi de yıkamaya kıyamadan dudaklarının iziyle camlatıp muhafaza altına alıp mekanına asmıştır onu. onun gurur duyduğu bir şeydir çünkü...

    ben bu "vefa" ile vefa mevzusunu böyle bağlantılı bir halde düşünüyorum iş galatasaray'a geldiğinde. bizim ahlak ve insani vasıflar çıtamız öylesine yüksek ki, ancak o vasıflara sahip olduğuna aklen ve vicdanen inandığımız kişileri oralara çıkartıyoruz.

    bana sorarsanız yapılan yanlışların içinde doğru olan şeylerden biri bu. herşey iyi olsaydı kötüyü nereden bilecektik? bu yüzden galatasaray'ın ilk onbirinin ne olacağını net olarak veremeyen bir medyanın içişleri ile ilgili kamuoyunda olumsuz kestirimlere yol açacak türden haber yapmasını etik bulmuyorum. en azından iş ahlakı açısından.
  • 16
    neye göre kime göre olduğuna bağlı olarak değişebilir. galatasaray'da vefa olan başlığın altına bana yapılan vefasızlığı yazabilirim herhalde. çünkü galatasaray taraftarıyım...
    bazı futbolcuları acayip vefasızlık yapmıştır bana. mesela;

    bülent korkmaz
    benim galatasaray taraftarı olduğumdan itibaren en sevdiğim futbolcudur. tam yeni oynamaya başladığında yakaladım, taa ki ''faal futbolculuk'' dönemi bitene kadar da peşini bırakmadım. formalarımda, 3'ü giydiğinden beri hep o vardır. bu sezon da olacak hepsinde. yine 3 yazdırıyorum. ama jubile meselesini bizzat koskocaaaaaa özhan canaydın'ın ağzından canlı yayında dinlemiş biri olarak anlatayım.
    '' bülent'i aradım ulaşamıyorum. hakan*'ı aradım ve dedim ki; bülent'e ulaşamıyorum, sende ikinci bir numarası vardır, mutlaka bülent'e ulaş ve beni arasın. ardından ergün*'ü aradım ve aynı şeyleri söyledim. bülent bana dönmedi.''
    bunu söyleyen tüm camianın dürüstlük ve adamlık bakımından sonsuz saygısını kazanmış galatasaray başkanı.
    eeee şimdi bülent'e nasıl jubile yapılmadı diyebiliriz. şu konuda kimse kusura bakmayacak. bülent evet önemlidir. ayrı ve özel bir adamdır. ama özhan canaydın da galatasaray kulübünün başkanıdır. tamam kimine göre başkan olduğu dönemde kulübü kötü yönetmiş olabilir. fakat şu da bir gerçek ki bülent kadar hayatını galatasaray'a adamış bir adamdır. senin peşinden koşuyorsa bir dön o'na.

    neyse;
    bülent kaptan başkan'a dönmemiş tabii ki . belli ki oynamak istiyordu. kırgınlığı onun içindi. jübile yapılmaması falan değil yani. fatih terime yapılan jübile hala konuşulur. jubile yapmıyor işte diyerek ''vefasız bizim kulüp'' demek pek doğru olmuyor . sonra nerede gördük kaptanı ilk olarak. gençlerbirliği maçında bize atılan golden sonra futbolcularla birbirlerine sarılırken gördüm ben. tamam profesyonellik gereği. tıpkı galatasaray'ın o na yaptığı teklif gibi, bu sene bırak sana jübile yapalım dediği gibi. başkana dönseydi ve jübilesini yapsaydı bende ona son kez bir el sallasaydım olmaz mıydı? ben ki sırtımda onun forması ile çocukluk/gençlik tüketmiş adamım. bana vefasızlık etti ve güle güle dememe izin vermedi. beni( galatasaray taraftarını) düşünmedi de bir sene daha oynayacağım inadı yüzünden kendini düşündü(!) haksız mıyım? vallahi kendime göre oldukça haklıyım.

    demem o ki
    senin sevdiğini gönderirler. benim sevdiğime jübile yapmazlar, falan filan...
    aslolan galatasaray'dır. ben bildim bileli vefalıdır.
  • 17
    medyanın özellikle uefa kupasını alan kadro üzerinden sorgulatmaya çalıştığı konudur.çok klişe olacak ama bir metin oktay örneği bile bu camiada vefanın ne düzeyde olduğunun göstergesi. o vefasız denilen galatasaray ki metin oktay ı koskoca camianın simgesi yapmış, nesilden nesile galatasaray sevgisini onun aracılığıyla anlatmış bu sevdaya gönlünü kaptıranlara. yetmemiş adını tesislerine vermiş. gün gelmiş bu takımın başkanı parcalisına özenip galatasaraylı olduğu metin i unutmamış, ölümünün yıldönümünde atkısını açmış şeref tribününde diğer ucunu beşiktaş başkanına tutturarak.* hangi takım, hangi yönetici, hangi taraftar bu kadar sahiplenmiş bir futbolcusunu. belki metin çok uç bir örnek.ama kimse bir metin oktay olmalarını beklemedi o galatasaray ı vefasızlıkla suçlayanlardan, zaten olamazlar da. ama bu takıma faydalı olan ve ayrıldıktan sonra da galatasaraylı duruşundan ödün vermeyen adamı en azından taraftar el üstünde tutmaya devam etti. yöneticilerin futbolcularla aralarındaki anlaşmazlıklar bizim sevgimizden birşey eksiltmedi.

    son olarak hakan şükür ayrıldığı dönemde düşünmüştüm çokca bu vefa konusunu.hacettepe maçıyla* kariyerini şampiyonlukla noktalamak varken devam etmek istedi inatla.kalmam takım için zararlı olacak diye düşünmedi. kulübün içinde çeşitli görevler verildi birçok şey teklif edildi ancak o galatasaray a hizmet etmeye devam etmek varken yorumculuk yapmayı seçti. burdan bakınca da hakan şükür vefasızlık yapmış gibi duruyor.ona da yapılan yanlışlar olmuştur tercihini bu yönde kullanmasının sebepleri vardır elbette, bu şekilde yolların ayrılması üzücü; ancak galatasaray ın da yeni bir ruha ihtiyacı vardı.

    sözün özü metin oktay, hakan şükür belki ilerde arda turan.. isimler değişiyor ancak galatasarayda vefa konusu süregelip duracak anlaşılan.diğer takımlar için konuşulmamasının sebebini ise çok fazla efsaneleşen futbolcularının olmamasına bağlıyorum.ya da medyanın işgüzarlığı denilebilir belki.

    hatırlatmak istediğim şey ise futbolcuların gelip geçici, galatasaray ın her daim kalıcı olduğudur.ve galatasaray galatarasaraylılığını salt hiçbir futbolcuya borçlu değildir. ancak hakan şükür, bülent korkmaz, ergün penbe* isimlerini ve oldukları konumu galatasaray a borçludur.
  • 19
    eğer takım içinde kalıcı bir icazet ve cemaat düzeni oluşacaksa kimi insanlar tarafından bu insanlara yol verilmesi, yani vefanın pek gözetilmemesi gerekir. uefayı alan kadro resmen takım içinde ikinci bir yönetim oluşturmuş, gerçek yönetimin otoritesini azaltmış, futbolcuya dayalı düzeni getiren üzücü senelere yol açmıştır. o yüzden galatasaray yönetimi vaktini doldurduğu halde takımda kalmak isteyen oyunculara güzel bir biçimde veda edilmesini teklif etmiş ama bu oyuncular yok futbol oynarım, yok şöyle yaparım demiş, bu vedaları reddederek aklınca postasını koymuş, sonra da gitmiş tırt medyanın trişka yorumcusu olmaktan öteye geçememiştir. ne yapsın galatasaray, el pençe divan arifin, küçük ve büyük hakanın, bülentin, hasanın ağzının içine mi baksın?

    bu oyuncuların kişisel hırslarına takımı kurban etmemek için yönetim en doğrusunu yapmış ve vefasını da gösteren yol çizmiştir. bu yüzden galatasaray da vefa vardır ve hep aile olmuş kanat germiştir.
  • 21
    cevad prekazi'ye yapılandır!!!

    '' prekazi, başkan adnan polat’ın isteği üzerine 25 yaşındaki futbolcuyu getirdiğini belirterek, “başkan önceleri samimiydi ve ‘eskişehir maçından sonra gelin’ diyordu. ama istanbul’da telefonumuza bakmadı” dedi.
    florya’da yapılan görüşmede adnan sezgin’in kendilerine olumsuz yaklaştığını da kaydeden prekazi, “jovanovic’e kulübünden ayrılırken alacaklarına karşılık bonservisini verdiler. rijkaard da kasetlerini izlemiş ve beğenmişti. ama nedense istanbul’da şartlar değişti. şimdi galatasaray’a gelmek için kulübünden ayrılan ve açıkta kalan bir oyuncu var. bir daha galatasaray’dan ne bir yönetici ne de bir sorumlu beni aramasın. çok kırıldım. ben menajer değilim. sadece eski kulübüme yardımcı olmak istedim” ifadelerini kullandı.''
  • 23
    başlamadan galatasaray'da vefa mı yoksa galatasaray'a vefa mı başlığına daha uygundur bilemeyeceğim ama ben buraya yazayım.

    kısa bir süre öncesine kadar adam gibi adam pankartı açılan yiğit şardan'ın da 270 bin lira gibi bir rakam için kulübü icraya verdiğini duyunca, artık yerlilere karşı hissetmeyeceğim duyguya dönüşmüştür; vefa. hepsi olmasa da darbe yediğimiz bu kaçıncı isimdir arkadaş! kusura bakmasın kimse ben hagi'ye gösteririm o vefayı. şimdi her şey güllük, gülistanlık; yönetime talip olan da çıkar, kombine kuyrukları da oluşur. ama yarın yine zora düşersek yine sahip çıkacak hagi vardır, çağırırsın gelir. başarısız olursa yine yuhalayarak göndeririz. ama bir kez daha çağırırsak, yine gelir.

    düzenleme: imla
App Store'dan indirin Google Play'den alın