• 1
    thy euroleague çeyrek final play-off 4. karşılaşması.

    seride pana'nın 2-1 üstünlüğü var ve bu maçı kazanmaları durumunda isimlerini yarı finale yazdıran taraf olacaklar. barça ise seriyi son maça taşımak için kazanmak zorunda.

    1. maç: (bkz: 22 mart 2011 barcelona panathinaikos basketbol maçı) : 83-82
    2. maç: (bkz: 24 mart 2011 barcelona panathinaikos basketbol maçı) : 71-75
    3. maç: (bkz: 29 mart 2011 panathinaikos barcelona basketbol maçı) : 76-74
  • 18
    --- alıntı ---

    yazıya oaka arena'nın ortamından bahsederek başlamak lazım. bu taraftara rakip olmak gerçekten kabus gibi olmalı. salonda 19000 kişi hiç susmadan destekledi panathinaikos'u, inanılmaz bir güven aşıladılar takımlarına. oyunda momentumu sadece 2 dakika eline alabildi barcelona, bu anlarda bile pao taraftarı takımının oyuna dönmesinde itici güç oldu. sahada adeta 19005 kişi oynadı panathinaikos.

    bu maça kadar oaka'daki üçüncü maçta dahil obradovic 7 kişilik bir rotasyon tercih etmişti. ancak bu maçta kafasında çok farklı şeyler olduğunu gördük. biraz tercih, biraz da hakemlerin maçın başında arka arkaya çaldığı fauller nedeniyle rotasyon baya genişti bugün. sakatlanan nicholas'ı ve az süre almasına rağmen kritik dakikalarda sahaya çıkan tepic'i de sayarsak tam 11 oyuncu maçın içersinde, direk olayı yaşadılar. aslında karşılaşma obradovic'in isteyeceği gibi başlamadı. skor ve oyun anlamında bir barcelona tehditi yoktu ama diamantidis'e iki buçuk dakikada çok ucuz iki faul çalındı. ilkinde faulü vougioukas yapmıştı, ikincide de diamantidis post up oynayan alan anderson'un arkasında hiç bir müdahele yapmadan durmuştu ancak lamonica faulü çaldı. aklıma yunan basının lamonica atandığında kopardığı fırtına geldi. diamantidis çıktıktan sonra planları bozulmuştu obradovic'in, panathinaikos hücumda tıkanmıştı. maç yinede dengeli gidiyordu zira pao savunmada barca'ya şans tanımıyordu. çeyreğin sonuna 3 dakika kala nicholas sakatlanıp kenara gelince serinin ispanya'ya taşınacağını düşünmüştüm ama obradovic takım içersindeki diğer oyuncuların bireysel özelliklerini kullanarak maça tutunmayı başardı. bu dakikadan sonra perperoglou tam 3 hücum üst üste post up oynadı ve birinde faul, diğer ikisinde sayı çıkardı. panathinaikos 6/12 gibi kötü bir faul yüzdesine rağmen çeyreği 16-12 önde kapadı.

    ikinci çeyrek barcelona fırtınasıyla başladı. ispanyollar iyi savunma yapıp tempoyu yükseltince arka arkaya koşan uzunu ödüllendirdi ve vazquez'in 6 sayısının da yardımıyla öne geçti. çeyreğin sonuna 6.30 kala diamantidis tekrar oyuna dahil oldu. bu dakikadan sonra topu kontrolüne alan diamantidis takımını ateşledi ve arka arkaya hücumlardan skor çıkaran pao tekrar öne geçti. panathinaikos guarda yaptığı baskının dozajını arttırınca oyunun kontrolünü tamamen eline aldı. diamantidis üç buçuk dakikada özgüveni düşen takımını tekrar ayağa kaldırdı ve panathinaikos seyirci desteğini de arkasına alarak ilk yarıyı önde kapadı. aslında barcelona ikinci çeyreğin özellikle başında çok iyi oynuyordu ancak obradovic o kadar iyi etüd etmiş ki rakibini gerekli hamleleri yapıp, tempoyu aşağıya çekip tekrar maçı lehine çevirdi. mesela navarro iki hücum üst üste top kullandı ki; pao'nun bütün stratejisi navarro'ya top kullandırmayıp rakibinin ezberini bozmaktı, bu hücumlardan 5 sayı çıkınca hemen mola alındı ve ilk maçta yapılan point guarddan navarro savunmasına yardım getirme stratejisi devreye girdi. bu savunma tipine dönülünce ispanyol yıldız çemberi unuttu. skor hep yakındı ama oyunda dizginler panathinaikos'un elindeydi. ilk devre 34-33 bitti.

    xavi pascual'e bir paragraf açmak lazım. obradovic'in yaptıklarından çok fazla bahsettik, biraz da pascual'in yapamadıklarını yazalım. pascual yıllardır başında olduğu takıma navarro dışında ne yapacaklarını öğretememiş, bu seride en büyük sıkıntı buydu. obradovic herşeyi riske etti, özellikle barcelona point guardlarından gelecek skor katkısını hiç umursamadı ve bütün kısa savunmasının yoğunluğunu navarro'ya top kullandırmamak üzerine kurdu. pascual'in bu aksiyona tek tepkisi bu maçta navarro'yu benchten oyuna sürmek oldu. ne düşünüyordu ki, navarro benchten gelirse obradovic onu savunmayı unutacak mı? yada navarro yerine beş başlayan grimau'nun skor üreteceğini mi? bu hamle sadece panathinaikos savunmasının ilk 5 dakika çok rahat oynamasını sağladı, zira navarro beşinci dakikada oyuna alınmak zorunda kaldı. pascual'in takımında post oyununa güvenilebilecek tek adam alan anderson'du dün. adama sorarlar perovic'i niye transfer ettin diye ama neyse. obradovic'in karşısında dik durma şansı zaten yoktu pascual'in, kadro farkına rağmen obradovic hem saha içi hemde saha dışında takımını çok iyi yönetip; rakibinin zaaflarını sürekli vurarak seriyi kazandı.

    ikinci yarı başlarken iki takım da çok iyi hücum edemiyordu. tam bu noktada stratejik bir kararla pao hücumunu vougioukas'ın post oyunlarına bıraktı. mümkün olduğunda top çember altına iniyor ve boyalı alandan hücum ediliyordu. zaten maç boyunca böyle yapıldı ve hatta seri boyunca. mesela ilk çeyrekte hiç 3 sayılık atış denemedi panathinaikos. sürekli barca uzunlarını dövdüler. cem abi ile konuşmamızda barca uzunlarının size olarak ezildiğini söyledi ki, çok haklıydı. yetenek olarak üst düzey bir oyuncu olmayan vougioukas ve tsartsaris bile barca uzunlarına büyük üstünlük kurmuştu. üçüncü çeyrekte diamantidis'in ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu saha içi liderliğiyle bir kez daha gördük. yunan yıldız hiç bir ters eşleşmeyi kaçırmadı ve sürekli ikili oyunlarla cezayı kesti. bunun yanı sıra sürekli takım arkadaşlarını motive etti ve oyunda kalmalarını sağladı. bu çeyreğin bitimine 4 dakika kala ilk basketini de buldu ve bütün oaka ayağa kalkıp kaptana selamı çaktı. mesela bir pozisyon var, fark 8 sayı ve oyun tamamen pao kontrolünde, barca grogi durumda. lakovic ikili oynuyor ve sayıyı buluyor, diamantidis yardıma biraz geç geliyor ve sayıdan sonra kendine inanılmaz bir tepki gösteriyor, neredeyse kendini paralıyor. bu her oyuncuya örnek olması gereken bir karakter örneğidir bana göre. panathinaikos üçüncü çeyreği 56-47 önde kapattı.

    notlarıma bakıyorum son periyot başkamadan önce 'final four'a son 10 dakika' şeklinde açmışım son çeyrek başlığını. o kadar kendinden emin ve iyi bir basketbol oynadı panathinaikos. hatta barcelona mental anlamda o kadar kötü durumdaydı ki, son periyot başlarken topu kenardan oyuna sokamadılar ve top kaybı yaptılar. ancak bu dakikadan sonra özellikle çember altını çok iyi kapadılar ve maça ortak olmaya çalıştılar. tam bu noktada sahneye yine diamantidis çıktı ve bir turnike, bir de üç sayılık basket ile farkı 11'e taşıdı. bu dakikadan sonra barca maça dönmek için son kozlarını oynadı ama pao buna izin vermedi. sadece bitime bir buçuk dakika kala farkı 13 sayıdan gelip 6 sayıya indirdiler. burda obradovic molayı aldı ve pao hücumuyla oyuna devam edilecekti. barcelona dolmayan faul hakkını doldurmak için arka arkaya fauller yapmaya başladı moladan sonra. ancak navarro faul hakkı dolduktan sonra da faul yapınca pascual oyuncusuna tepki gösterdi, tepkide haklıydı elbette ama barcalı oyuncular çok maçtan kopuktu; bu faulün nedeni de buydu. final periyodunun son bölümünü panathinaikos farkında rahatlığıyla daha iyi oynadı ve maçı 78-67 kazandı.

    bu seri obradovic'in ne kadar büyük bir coach olduğunu bizlere yine hatırlattı. bu seri özelinde şu yorum rahatlıkla yapılabilir; eğer yorumcuların sürekli bahsettiği 'basketbol tanrısı' var ise; bu seride obradovic siluetinde sahadaydı. her hamlesinden sonuç aldı, her kararı olumlu sonuçlandı. dimitris 'the leader' diamantidis ise bütün seriyi kontrol eden ikinci adamdı. barcelona'nın bütün kısa oyuncularına büyük üstünlük kurdu. hem attı hem attırdı hemde savundu. final four'u hakeden takım kesinlikle panathinaikos'tu ve aldılar.

    --- alıntı ---

    http://boyalialan.com/...rcelona-f4-yoncanin/
App Store'dan indirin Google Play'den alın