• 81
    5.sınıfa gidiyordum okulda şenlik havası vardı. bütün gün macin heyecanını yaşayarak geçirdik zaten. eve gelince de aynı heyecan sürüyor. dışarı çıktım top oynamaya. yeni bir top almıştım üzerinde ülke bayraklari olan. oynadıkça siliniyordu tabi* top sektiriyordum yanımda da mahalledeki yaşıtlarimdan 1 2 kisi vardi ve bir kosavalı çocuk *. ona top sektirmeyi öğretiyordum futbolculardan konuşuyorduk. nedense aklımda hep emmanuel petit vardı ondan cok tırsıyordum. takımın asıl yıldızı olmadığını bildiğim halde. belki de taffarel'in "petit'ten fransa 98 rövanşını alacağım" sözüyle meydan okuması beni ona yöneltti. tabiki bergkamp overmars sürekli rakip arsenalli topcular beynimde dönüp duruyordu. çoğu ile fransa 98'de tanışmıştım*.

    akşam mac başlayınca tv'nin dibinde seyrettim maçı orada koltuğumuz vardı. ablam erken uyumuştu.*

    ilk penalti golüyle benim ilk sevinçten haykirarak ağlamam başladı akabinde ablam koşarak salona ağlaya ağlaya geldi gol mu attik diye soruyor.
    biz mi attik biz mi attik. ama nasil heyecanla soruyor. ki kendisi galatasarayli ama oturup mac izlemez yani şampiyon oluruz sürekli o ise "oo cimbombom" der gecer. onu o halde görünce heyecanli ağlayarak umutla sorarak görünce gözyaşlarım arttı. su an yazarken de gözlerim doluyor. davor suker penaltıyı kaçırınca bütün ev ağlıyoruz o anda. ya nasıl bir mutluluk anlatamıyorum. ümit'e sıra geldi o da atıyor. ümit zaten topun başına gelince çok ümitliydim ev ahalisine dönüp sakin olun bizim penaltıcımız zaten o dedim. hiç tereddütüm yoktu ondan. nitekim yazdı ters köse yaparak. vieira kaçırdığı an ise o an tamam bitti dedim artık atacağız ve bitecek %99 bizde kupa diye hissediyordum. son penaltı "haydi popescu haydi oğlum haydi oğlum gooool" ile sevinçten çıldırmıştım. inanılmaz ağlıyordum istemsizce mutluluktan o kadar ağladığım başka bir an hatırlamıyorum. bir daha spor tarihinde şampiyonlar ligini de kazansak dünya kupasını da kazansak o kadar sevineceğimi zannetmiyorum. çünkü hem bir çocuk olarak imkansıza yakın hayallerim yavaş yavaş umuda dönerek gerçek olmuştu, hem de türk futbol tarihinin ilk avrupa kupasını kazanmıştık.

    bu umutları bana yaşatan takıma, yönetime, teknik ekibe taraftara en çok hissettiren imparator fatih terim'e minnettarım.

    o seneler özellikle o gün fatih terim türk takımlarının da neler başarabileceğini tüm türk milletine sunmuştur ve umut olmuştur. diğer başarılarımız ve rakiplerimizin başarısına da ilham olmuştur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın