879
hakkında entry yazmamaya yeminli olduğum futbolcu. fakat az önce (#593384)'e cevaben mesaj kutuma düşen "kazım kazım hayranı bir kadın daha" mesajı bardağı taşırdı.
evet gerçekten kaşına gözüne hayranım kazım'ın. bir futbolcuyu savunan kadın illa hayran olmak zorunda değil mi? kusura bakmayın ama kazım'ın tipiyle götümü silmem ben. ama...
bu adamı gheorghe hagi getirdi. birebir kefil olarak. demek ki neymiş? teker teker yazıyorum ki "kazım hayranı işte yaaa" diyenler algılayabilsin. demek kiii, bu adama edilen hakaretler hagi'nin kararlarına ediliyormuş. bu adam gol attığında hagi, kendisi gol atmışçasına gülümsüyorsa, o gülümseme sizi bilemem ama benim için dünyaya bedeldir, ben de gülümserim. kafamdaki soru işaretleri gider.
buraya kadar işin duygusal yönü. taktiğini, tekniğini, mantık tarafını kişiselleştirmeyenler yazar.
hala kelepçeci diyen çok komik arkadaşlar, ben galatasaray forması giyen birine hakaret etmeyi, dalga geçmeyi armaya saygısızlık kabul ediyorum. ama sizin içinize siniyorsa, olayın yalanlandığını bir kenara koyuyorum, sabri'yle dalga geçen mide bulandırıcı zihniyetten farkınız yok gözümde. kimse kazım'ı sevmek zorunda değil. hatta kimse hagi'yi bile sevmek zorunda değil. ama tek derdimiz kazım'mış gibi davranılması, takımın diğer sorunlarına ayıp. fener geçmişiyle bel altı vurmak, bu takıma geldiğinde pandikçi denilen emre aşık'a ayıp. demiyorum ki kazım da bir emre aşık olacak, kimse olamaz, ama sevmemek için daha geçerli sebepler bulun. galatasaray'a bir terbiyesizliği, bu takımda disiplinsizliği olsun öyle konuşun. (gbkz: "ama fener'deyken" diye başlayan cümleler galatasaray'ı fener'le bir tutmaktır. kendinize gelin.)
"kelepçeci yaeaeaea" önyargısı, "kadın taraftar değil mi işte tek derdi futbolcuya vermek hehehehe"yle aynı, kişisel algılamam belki de bu yüzden. midemi bulandırıyorsunuz.
evet gerçekten kaşına gözüne hayranım kazım'ın. bir futbolcuyu savunan kadın illa hayran olmak zorunda değil mi? kusura bakmayın ama kazım'ın tipiyle götümü silmem ben. ama...
bu adamı gheorghe hagi getirdi. birebir kefil olarak. demek ki neymiş? teker teker yazıyorum ki "kazım hayranı işte yaaa" diyenler algılayabilsin. demek kiii, bu adama edilen hakaretler hagi'nin kararlarına ediliyormuş. bu adam gol attığında hagi, kendisi gol atmışçasına gülümsüyorsa, o gülümseme sizi bilemem ama benim için dünyaya bedeldir, ben de gülümserim. kafamdaki soru işaretleri gider.
buraya kadar işin duygusal yönü. taktiğini, tekniğini, mantık tarafını kişiselleştirmeyenler yazar.
hala kelepçeci diyen çok komik arkadaşlar, ben galatasaray forması giyen birine hakaret etmeyi, dalga geçmeyi armaya saygısızlık kabul ediyorum. ama sizin içinize siniyorsa, olayın yalanlandığını bir kenara koyuyorum, sabri'yle dalga geçen mide bulandırıcı zihniyetten farkınız yok gözümde. kimse kazım'ı sevmek zorunda değil. hatta kimse hagi'yi bile sevmek zorunda değil. ama tek derdimiz kazım'mış gibi davranılması, takımın diğer sorunlarına ayıp. fener geçmişiyle bel altı vurmak, bu takıma geldiğinde pandikçi denilen emre aşık'a ayıp. demiyorum ki kazım da bir emre aşık olacak, kimse olamaz, ama sevmemek için daha geçerli sebepler bulun. galatasaray'a bir terbiyesizliği, bu takımda disiplinsizliği olsun öyle konuşun. (gbkz: "ama fener'deyken" diye başlayan cümleler galatasaray'ı fener'le bir tutmaktır. kendinize gelin.)
"kelepçeci yaeaeaea" önyargısı, "kadın taraftar değil mi işte tek derdi futbolcuya vermek hehehehe"yle aynı, kişisel algılamam belki de bu yüzden. midemi bulandırıyorsunuz.