525
birçok şampiyonluk adayı takımın 1 puan kazansa sevineceği deplasmandan 2 puan bırakmanın hüznüyle çıktık. üzüldük çünkü özellikle ilk yarısında çok iyi oynadığımız bir maç vardı. fakat kazandığımız 1 puanın da değerini bilmek lazım, eksikleri görmek şartıyla tabii.
önce rakibimizi tanıyalım biraz. dün 7 mart 2020 göztepe başakşehir maçıyla ilgili entryde yazmıştım. (bkz: #2880541) sivasspor ligin maç başına en fazla uzun top atan takımı. maç başına tam 67 uzun top atıyorlar. kendi sahalarında ise maç başına 69 uzun top atıyorlar. bu istatistik değerli. çünkü son yıllarda bu istatistikte ilk sıralarda bulunup da ligde ilk dörde girebilen takım yok. en son 15-16 sezonunda maç başına en fazla uzun top atan 2. takım olan konyaspor, ligi o sezon 3. olarak tamamlamış. onun haricinde sıkça uzun top atan takımların akıbeti pek iyi olmamış. mesela 18-19 sezonunda maç başına en fazla uzun top kullanan 6 takımın 3'ü şu an ptt 1. lig'de mücadele ediyor. yine avrupa'nın büyük liglerinde de durum benzer. sadece ingiltere'de lider liverpool bu istatistikte 5. sırada. liverpool dışında çoğu şampiyonluğa oynayan avrupa takımı bu istatistikte ligin son sıralarında yer alıyor.
çünkü sürekli uzun top atıp bu uzun topları kovalamak ve bir de üstüne başarılı olmak için, hem çok iyi uzun çıkma planlarınız hem de ligin üzerinde bir fizik kalitenizin olması gerekiyor. rıza çalımbay gittiği takımlara yıllarca uzun top oynatmaya çalıştı. yıllar sonra da bu oyuna en uygun kadroyu buldu. şu an sivasspor en kötü oynadığı maçlarda bile fizik olarak rakibine çok fazla üstünlük sağlıyor. yine ligin maç başına en fazla top kapan takımı.
yani ligin ikinci yarısında oynamaya başladığımız oyunun en fazla sınanacağı maçtı bu maç. genel olarak iyi iş çıkardık ama bazı sorunlarımız da biraz daha gün yüzüne çıktı.
ilk 11'i görünce 4-1-4-1'de defansın önünde seri'nin, sağ iç olarak lemina'nın oynayacağını düşünmüştüm. fakat tersi oldu. lemina'nın sakatlığının etkileri devam ediyor olabilir. o yüzden belki hoca daha fazla efor gerektiren bir mevkide onu kullanmak istememiş olabilir. çünkü maç içerisinde de seri sarı kartlı olmasına rağmen lemina'yı oyundan çıkardı. fakat sebep ne olursa olsun biz bu maçta seri'nin sağ iç olarak oynamasının zararlarını çokça gördük bence.
sivasspor, taraftarının da desteğiyle maça önde agresif bir pres yaparak başladı. bizi 4-4-2 şeklinde karşılıyorlardı ve çok katı bir adam adama markajları vardı. bu markajlar o kadar katıydı ki daha ilk dakikada seri'nin pas hatasından doğan tehlikede, seri'yi önde karşılayan oyuncu sol bek uğur çiftçi. çünkü sol kanat oyuncusu fernando, mariano'yu marke etmekte: https://i.hizliresim.com/ErBtiG.png maçın özellikle ilk yarısında uğur'un önde karşılamalarını sürekli olarak gördük. uğur özellikle içeride pozisyon alan feghouli'yi marke etmeye çalıştı. hatta ikinci golümüz bu markaj sayesinde geldi. çünkü donk'un karşılanması gereken yerde kimse önüne çıkmayınca donk rahat bir orta açtı.
sivasspor'un özellikle ilk gole kadar olan baskısı bence sivas'ın pres becerisinden çok zeminle alakalıydı. özellikle seri ve mariano zemine adapte olana kadar epey sorun yaşadılar. zemine adapte olduktan sonra da galatasaray rahat rahat çıkmaya başladı. açıklamalarını okuduğum kadarıyla rıza çalımbay, maçın başında iyi pres yaptıklarını ve bununla gol bulduklarını söylemiş. oyuncularına ileride basmaları yönünde talimat vermiş ama takım geri çekilmiş. bence bu geri çekilme galatasaray'ın her presi kırıp pozisyon üretmesiyle gerçekleşti. sivasspor'un seri'nin ilk pas hatasından sonra, üçüncü bölgede presle top kazanıp girdiği pozisyon yok. hatta sivasspor'un ikinci bölgede top kazanıp girdiği pozisyon bile yok neredeyse. sivasspor en önemli pozisyonlarını, topu birinci bölgede kaptıktan sonra gerçekleştirdiği hücumlarda buldu.
yine sivasspor'un bu maçtaki hücum organizasyonları da zayıftı. özellikle geriden oyun kurarken her topu galatasaray'ın soluna vurmaya çalıştılar. bundan da pek sonuç alabildiklerini sanmıyorum. birkaç kere yatabare'nin yasin'e indirdiği toplarla hücum etmek istediler ama genel olarak saracchi-marcao ikilisinin savunma performansı iyiydi.
maçtaki 4 golün 3'ü duran top veya akabindeki pozisyonlardan geldi. özellikle yediklerimize odaklanmak istiyorum. kornerleri karşılarken 11 oyuncumuzun tamamı ceza sahası içinde oluyor. 5 şubat 2020 alanyaspor galatasaray maçında kornerde savunmamızın karşıladığı topa bakasetas gelişine vurup güzel bir gol atmıştı. bu maçta da yine karşıladığımız toplarda, seri'nin bu toplara ilk reaksiyonlarının kötü olmasından dolayı iki gol yedik.
ilk golde savunmanın karşıladığı top uğur çiftçi'ye gitti ve seri, uğur'un önünü kapatmakta geç kaldı. uğur'un açtığı ortayı falcao yine karşılasa da dönen topta fatih aksoy bekletmeden tekrar ceza sahasına gönderdi, artık yapacak bir şey yoktu.
ikinci golde de yine korneri karşıladığımız topta, fernando'ya çok saçma bir müdahalede bulundu. birçok insana göre ucuz bir penaltıydı. ben de ucuz bir penaltı olduğunu düşünüyorum. ama bu seri'nin yaptığı müdahalenin saçma olduğu gerçeğini değiştirmez.
kornerde savunma dizilişi mi değiştirmek gerekir yoksa başka bir şey mi yapılmalı bilemiyorum. ama bu korner savunma organizasyonu başımıza belalar açabiliyor.
galatasaray sivasspor'u 3. bölgede haftalardır alıştığımız asimetrik 4-4-2'nin yerine geniş bir 4-3-3 ile karşıladı. özellikle ilk yarıda; rakibi karşılarken derinde bizim savunmamızın önünde olmasına alışık olduğumuz lemina, sivasspor geriden çıkarken öndeki pres hattındaydı. onyekuru ve feghouli de beklere baskı yapıyorlardı. bunun sivasspor'a özel bir önlem olduğunu düşünüyorum. çünkü sivasspor bekleri üzerinden, özellikle baiano üzerinden, oyun kurmaya çalışan bir takım. hocanın bu tercihinin başarılı olduğunu düşünüyorum, çünkü sivas bekleri üzerinden hiç oyun kuramadı. hatta neredeyse geriden hiç oyun kuramadı.
kanatlardan içeri doğru da çok fazla dribling yaptık. saracchi bile tek başına merkeze doğru top sürerek ceza sahasına kat etti. sivasspor ortasahada stoper orjinli fatih aksoy'u oynattığı için, içe kat eden oyuncularla ilgili sıkıntılar yaşayabiliyorlar. bu zaaflarını da çokça değerlendirdik. zaten bütün bunların sonunda da sivasspor iyice gömüldü.
sağ içte seri tercihinin oyunumuzu kötü etkilediğini düşünüyorum. yukarıda da yazdığım gibi o bölgede daha dinamik olmasından, sağ half space ve çizgiye doğru koşu yapabileceğinden ötürü lemina'yı bekliyordum. sağ tarafta bu dinamizm bizim için oldukça elzem. çünkü hocanın söylediği gibi feghouli ve mariano arasında telepatik bir iletişim olsa da sağ çizgiyi bu iki oyuncu da maç boyu kullanamıyor. hem ikisinin de maç boyu çizgide git-gel yapabilecek enerjileri yok hem de ikisi de stil olarak merkeze yakın oynamayı seviyor.
bu durum şampiyon olduğumuz 18-19 sezonunda da böyleydi. mariano ve feghouli için çizgiyi kullanan ve bu iki oyuncuyu rahatlatan genelde sağ iç oynayan belhanda oluyordu. 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında da bu iki oyuncu için çizgiyi belhanda kullandı. çok eleştirilse de 1 mart 2020 galatasaray gençlerbirliği maçında taylan yine bu iki oyuncu için çizgiyi kullanmıştı.
seri ise sağ veya sol iç olarak oynamaya hiç alışık olmayan bir oyuncu olduğu için o bölgelere hiç koşu atmıyor. seri ilk yarı boyunca 3. bölgenin sağ tarafında topla sadece bir kere buluşmuş: https://i.hizliresim.com/a0lOLX.jpg
"bu acaba hocanın tercihi olabilir mi?" diye düşünürken maçın ikinci yarısı başlayınca sağ tarafa daha fazla koşu atan ve orada daha fazla top alan bir seri vardı. hoca devre arasında uyarmış olabilir. bu da seri'nin 45 ve 58. dakika (sivasspor'un ikinci golünü attığı dakika) arasında topla buluştuğu noktalar: https://i.hizliresim.com/hSGcMQ.jpg
uzun bir var incelemesi olduğu için bu dakikalar arasında topla buluşma sayıları genel olarak az, fakat resimde de görülebileceği üzere sürekli sağ tarafta top alan bir seri vardı. sivasspor golü bulduktan sonra ise seri yine o tarafa hiç koşmadı. bu da serinin 58-90 arası topla buluşmaları: https://i.hizliresim.com/MBVOzm.jpg
hala bu durumun hocanın tercihi olabileceğini düşünüyorum. fakat hoca seri'nin merkezde top almasını istiyorsa da mutlaka sağ taraftaki çizgiyi kullanabilecek birileri lazım. çünkü sivasspor kendi sahasına kapandıktan sonra oyunu sağa doğru hiç genişletemedik. genişletemediğimiz için de sivasspor'u açamadık. bu da tüm takımın 2-2'den sonraki topla buluşmaları: https://i.hizliresim.com/vDY5So.png
resimde görülebileceği üzere sol tarafı gayet iyi kullanmışız fakat sağ kanada kimse ayak basmamış. sağ tarafta korner direğine yakın 3 nokta da adem'in 91. dakikada tek pozisyonda topla buluşmaları. yani o dakikaya kadar orada topla oynayan yok.
seri'nin o bölgeye gitmemesinden ve sarı kartlı olmasından dolayı ben uzun süre belhanda değişikliği bekledim. ama hoca yalçın çetin'in maç içinde söylediğine göre belhanda'yı ısınmaya bile göndermedi. bu durumun belhanda'nın derbide gördüğü kırmızı ile alakalı olduğunu düşünüyorum. çünkü maç direk olarak belhanda'yı çağırıyordu bence.
bu maçta üçüncü bölgede kaptırdığımız toplardan sonra sayabildiğim kadarıyla 8 tane pozisyon verdik. genel olarak algı "galatasaray'a önde iyi pres yaparsan kazanırsın." üzerine. muhtemelen bu algıyı oluşturan da seri'nin yaptığı top kayıpları. fakat seri o top kayıplarını maksimum 2-3 kere yapıyor. sonrasında geçişleri başlatan oyuncu oluyor ve o dakikadan sonra pres yapan takım çok daha fazla pozisyon vermeye başlıyor.
bence şu an bizi en fazla zorlayabilecek rakipler kendi birinci bölgelerinde iyi kapanabilen rakipler. çünkü ne sağ tarafa oyunu açabiliyoruz ne de rakip savunmanın açılacağı kadar bir uzaktan şut tehditimiz var. üçüncü bölgede yaptığımız top kayıplarından sonra da geri dönüşlerde de sıkıntılar yaşayabiliyoruz.
sonuç olarak; bence iyi bir maç çıkardık. ligin kendi sahasında yenilmeyen tek takımını deplasmanda elimizden kaçırdık. yukarıda belirttiğim gibi oyunla alakalı sorunlar var. fakat yukarıdaki sorunlar, bugüne kadar çözdüğümüz sorunların ve oyunun geldiği seviyenin yanında hiçbir şey. bizim gördüğümüzün kat kat fazlasını elbette hoca da görecektir. bir sorun varsa da bu sorunu, ligin şu anda en iyi oynayan takımının teknik direktörü olarak, yine fatih terim çözecektir.
önce rakibimizi tanıyalım biraz. dün 7 mart 2020 göztepe başakşehir maçıyla ilgili entryde yazmıştım. (bkz: #2880541) sivasspor ligin maç başına en fazla uzun top atan takımı. maç başına tam 67 uzun top atıyorlar. kendi sahalarında ise maç başına 69 uzun top atıyorlar. bu istatistik değerli. çünkü son yıllarda bu istatistikte ilk sıralarda bulunup da ligde ilk dörde girebilen takım yok. en son 15-16 sezonunda maç başına en fazla uzun top atan 2. takım olan konyaspor, ligi o sezon 3. olarak tamamlamış. onun haricinde sıkça uzun top atan takımların akıbeti pek iyi olmamış. mesela 18-19 sezonunda maç başına en fazla uzun top kullanan 6 takımın 3'ü şu an ptt 1. lig'de mücadele ediyor. yine avrupa'nın büyük liglerinde de durum benzer. sadece ingiltere'de lider liverpool bu istatistikte 5. sırada. liverpool dışında çoğu şampiyonluğa oynayan avrupa takımı bu istatistikte ligin son sıralarında yer alıyor.
çünkü sürekli uzun top atıp bu uzun topları kovalamak ve bir de üstüne başarılı olmak için, hem çok iyi uzun çıkma planlarınız hem de ligin üzerinde bir fizik kalitenizin olması gerekiyor. rıza çalımbay gittiği takımlara yıllarca uzun top oynatmaya çalıştı. yıllar sonra da bu oyuna en uygun kadroyu buldu. şu an sivasspor en kötü oynadığı maçlarda bile fizik olarak rakibine çok fazla üstünlük sağlıyor. yine ligin maç başına en fazla top kapan takımı.
yani ligin ikinci yarısında oynamaya başladığımız oyunun en fazla sınanacağı maçtı bu maç. genel olarak iyi iş çıkardık ama bazı sorunlarımız da biraz daha gün yüzüne çıktı.
ilk 11'i görünce 4-1-4-1'de defansın önünde seri'nin, sağ iç olarak lemina'nın oynayacağını düşünmüştüm. fakat tersi oldu. lemina'nın sakatlığının etkileri devam ediyor olabilir. o yüzden belki hoca daha fazla efor gerektiren bir mevkide onu kullanmak istememiş olabilir. çünkü maç içerisinde de seri sarı kartlı olmasına rağmen lemina'yı oyundan çıkardı. fakat sebep ne olursa olsun biz bu maçta seri'nin sağ iç olarak oynamasının zararlarını çokça gördük bence.
sivasspor, taraftarının da desteğiyle maça önde agresif bir pres yaparak başladı. bizi 4-4-2 şeklinde karşılıyorlardı ve çok katı bir adam adama markajları vardı. bu markajlar o kadar katıydı ki daha ilk dakikada seri'nin pas hatasından doğan tehlikede, seri'yi önde karşılayan oyuncu sol bek uğur çiftçi. çünkü sol kanat oyuncusu fernando, mariano'yu marke etmekte: https://i.hizliresim.com/ErBtiG.png maçın özellikle ilk yarısında uğur'un önde karşılamalarını sürekli olarak gördük. uğur özellikle içeride pozisyon alan feghouli'yi marke etmeye çalıştı. hatta ikinci golümüz bu markaj sayesinde geldi. çünkü donk'un karşılanması gereken yerde kimse önüne çıkmayınca donk rahat bir orta açtı.
sivasspor'un özellikle ilk gole kadar olan baskısı bence sivas'ın pres becerisinden çok zeminle alakalıydı. özellikle seri ve mariano zemine adapte olana kadar epey sorun yaşadılar. zemine adapte olduktan sonra da galatasaray rahat rahat çıkmaya başladı. açıklamalarını okuduğum kadarıyla rıza çalımbay, maçın başında iyi pres yaptıklarını ve bununla gol bulduklarını söylemiş. oyuncularına ileride basmaları yönünde talimat vermiş ama takım geri çekilmiş. bence bu geri çekilme galatasaray'ın her presi kırıp pozisyon üretmesiyle gerçekleşti. sivasspor'un seri'nin ilk pas hatasından sonra, üçüncü bölgede presle top kazanıp girdiği pozisyon yok. hatta sivasspor'un ikinci bölgede top kazanıp girdiği pozisyon bile yok neredeyse. sivasspor en önemli pozisyonlarını, topu birinci bölgede kaptıktan sonra gerçekleştirdiği hücumlarda buldu.
yine sivasspor'un bu maçtaki hücum organizasyonları da zayıftı. özellikle geriden oyun kurarken her topu galatasaray'ın soluna vurmaya çalıştılar. bundan da pek sonuç alabildiklerini sanmıyorum. birkaç kere yatabare'nin yasin'e indirdiği toplarla hücum etmek istediler ama genel olarak saracchi-marcao ikilisinin savunma performansı iyiydi.
maçtaki 4 golün 3'ü duran top veya akabindeki pozisyonlardan geldi. özellikle yediklerimize odaklanmak istiyorum. kornerleri karşılarken 11 oyuncumuzun tamamı ceza sahası içinde oluyor. 5 şubat 2020 alanyaspor galatasaray maçında kornerde savunmamızın karşıladığı topa bakasetas gelişine vurup güzel bir gol atmıştı. bu maçta da yine karşıladığımız toplarda, seri'nin bu toplara ilk reaksiyonlarının kötü olmasından dolayı iki gol yedik.
ilk golde savunmanın karşıladığı top uğur çiftçi'ye gitti ve seri, uğur'un önünü kapatmakta geç kaldı. uğur'un açtığı ortayı falcao yine karşılasa da dönen topta fatih aksoy bekletmeden tekrar ceza sahasına gönderdi, artık yapacak bir şey yoktu.
ikinci golde de yine korneri karşıladığımız topta, fernando'ya çok saçma bir müdahalede bulundu. birçok insana göre ucuz bir penaltıydı. ben de ucuz bir penaltı olduğunu düşünüyorum. ama bu seri'nin yaptığı müdahalenin saçma olduğu gerçeğini değiştirmez.
kornerde savunma dizilişi mi değiştirmek gerekir yoksa başka bir şey mi yapılmalı bilemiyorum. ama bu korner savunma organizasyonu başımıza belalar açabiliyor.
galatasaray sivasspor'u 3. bölgede haftalardır alıştığımız asimetrik 4-4-2'nin yerine geniş bir 4-3-3 ile karşıladı. özellikle ilk yarıda; rakibi karşılarken derinde bizim savunmamızın önünde olmasına alışık olduğumuz lemina, sivasspor geriden çıkarken öndeki pres hattındaydı. onyekuru ve feghouli de beklere baskı yapıyorlardı. bunun sivasspor'a özel bir önlem olduğunu düşünüyorum. çünkü sivasspor bekleri üzerinden, özellikle baiano üzerinden, oyun kurmaya çalışan bir takım. hocanın bu tercihinin başarılı olduğunu düşünüyorum, çünkü sivas bekleri üzerinden hiç oyun kuramadı. hatta neredeyse geriden hiç oyun kuramadı.
kanatlardan içeri doğru da çok fazla dribling yaptık. saracchi bile tek başına merkeze doğru top sürerek ceza sahasına kat etti. sivasspor ortasahada stoper orjinli fatih aksoy'u oynattığı için, içe kat eden oyuncularla ilgili sıkıntılar yaşayabiliyorlar. bu zaaflarını da çokça değerlendirdik. zaten bütün bunların sonunda da sivasspor iyice gömüldü.
sağ içte seri tercihinin oyunumuzu kötü etkilediğini düşünüyorum. yukarıda da yazdığım gibi o bölgede daha dinamik olmasından, sağ half space ve çizgiye doğru koşu yapabileceğinden ötürü lemina'yı bekliyordum. sağ tarafta bu dinamizm bizim için oldukça elzem. çünkü hocanın söylediği gibi feghouli ve mariano arasında telepatik bir iletişim olsa da sağ çizgiyi bu iki oyuncu da maç boyu kullanamıyor. hem ikisinin de maç boyu çizgide git-gel yapabilecek enerjileri yok hem de ikisi de stil olarak merkeze yakın oynamayı seviyor.
bu durum şampiyon olduğumuz 18-19 sezonunda da böyleydi. mariano ve feghouli için çizgiyi kullanan ve bu iki oyuncuyu rahatlatan genelde sağ iç oynayan belhanda oluyordu. 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında da bu iki oyuncu için çizgiyi belhanda kullandı. çok eleştirilse de 1 mart 2020 galatasaray gençlerbirliği maçında taylan yine bu iki oyuncu için çizgiyi kullanmıştı.
seri ise sağ veya sol iç olarak oynamaya hiç alışık olmayan bir oyuncu olduğu için o bölgelere hiç koşu atmıyor. seri ilk yarı boyunca 3. bölgenin sağ tarafında topla sadece bir kere buluşmuş: https://i.hizliresim.com/a0lOLX.jpg
"bu acaba hocanın tercihi olabilir mi?" diye düşünürken maçın ikinci yarısı başlayınca sağ tarafa daha fazla koşu atan ve orada daha fazla top alan bir seri vardı. hoca devre arasında uyarmış olabilir. bu da seri'nin 45 ve 58. dakika (sivasspor'un ikinci golünü attığı dakika) arasında topla buluştuğu noktalar: https://i.hizliresim.com/hSGcMQ.jpg
uzun bir var incelemesi olduğu için bu dakikalar arasında topla buluşma sayıları genel olarak az, fakat resimde de görülebileceği üzere sürekli sağ tarafta top alan bir seri vardı. sivasspor golü bulduktan sonra ise seri yine o tarafa hiç koşmadı. bu da serinin 58-90 arası topla buluşmaları: https://i.hizliresim.com/MBVOzm.jpg
hala bu durumun hocanın tercihi olabileceğini düşünüyorum. fakat hoca seri'nin merkezde top almasını istiyorsa da mutlaka sağ taraftaki çizgiyi kullanabilecek birileri lazım. çünkü sivasspor kendi sahasına kapandıktan sonra oyunu sağa doğru hiç genişletemedik. genişletemediğimiz için de sivasspor'u açamadık. bu da tüm takımın 2-2'den sonraki topla buluşmaları: https://i.hizliresim.com/vDY5So.png
resimde görülebileceği üzere sol tarafı gayet iyi kullanmışız fakat sağ kanada kimse ayak basmamış. sağ tarafta korner direğine yakın 3 nokta da adem'in 91. dakikada tek pozisyonda topla buluşmaları. yani o dakikaya kadar orada topla oynayan yok.
seri'nin o bölgeye gitmemesinden ve sarı kartlı olmasından dolayı ben uzun süre belhanda değişikliği bekledim. ama hoca yalçın çetin'in maç içinde söylediğine göre belhanda'yı ısınmaya bile göndermedi. bu durumun belhanda'nın derbide gördüğü kırmızı ile alakalı olduğunu düşünüyorum. çünkü maç direk olarak belhanda'yı çağırıyordu bence.
bu maçta üçüncü bölgede kaptırdığımız toplardan sonra sayabildiğim kadarıyla 8 tane pozisyon verdik. genel olarak algı "galatasaray'a önde iyi pres yaparsan kazanırsın." üzerine. muhtemelen bu algıyı oluşturan da seri'nin yaptığı top kayıpları. fakat seri o top kayıplarını maksimum 2-3 kere yapıyor. sonrasında geçişleri başlatan oyuncu oluyor ve o dakikadan sonra pres yapan takım çok daha fazla pozisyon vermeye başlıyor.
bence şu an bizi en fazla zorlayabilecek rakipler kendi birinci bölgelerinde iyi kapanabilen rakipler. çünkü ne sağ tarafa oyunu açabiliyoruz ne de rakip savunmanın açılacağı kadar bir uzaktan şut tehditimiz var. üçüncü bölgede yaptığımız top kayıplarından sonra da geri dönüşlerde de sıkıntılar yaşayabiliyoruz.
sonuç olarak; bence iyi bir maç çıkardık. ligin kendi sahasında yenilmeyen tek takımını deplasmanda elimizden kaçırdık. yukarıda belirttiğim gibi oyunla alakalı sorunlar var. fakat yukarıdaki sorunlar, bugüne kadar çözdüğümüz sorunların ve oyunun geldiği seviyenin yanında hiçbir şey. bizim gördüğümüzün kat kat fazlasını elbette hoca da görecektir. bir sorun varsa da bu sorunu, ligin şu anda en iyi oynayan takımının teknik direktörü olarak, yine fatih terim çözecektir.